Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/9 E. 2021/338 K. 07.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/9
KARAR NO : 2021/338

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/01/2020
KARAR TARİHİ : 07/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile Alacağın tahsili için Bakırköy …. İcra Müdüriüğü’nün … Esas sayılı dosyasından davalı şirket aleyhine icra takibinin başlatıldığını, borçlunun icra takibindeki alacağa hiçbir gerekçe göstermeden itiraz ettiğini, itirazın sonucunda takibin durduğunu, borçlunun itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile icra takibinde yetkiye itiraz edildiğini, mahkemenin işbu davanın görülmesinde yetkisiz olduğunu, bu nedenle mahkemece icra müdürlüğünün yetkili olmadığı ve ortada geçerli bir icra takibi bulunmadığı gözetilerek davanın usulden reddine karar verilmesini, davacı tarafından takibe dayanak faturalarda belirtilen malların müvekkili şirkete teslim edilmediğini, davanın reddi ile davacının % 20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası dosyamız arasına alınmıştır.
Dosyaya sunulan 15/02/2021 tarihli bilirkişi … tarafından düzenlenen raporda davacı defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının 31/12/2018 tarihi itibariyle davalıdan 2.763,90 USD karşılığı 12.321,74 TL alacaklı olduğu, davalı defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının 21/10/2019 tarihi itibariyle davacıya 2.763,90 USD karşılığı 16.839,89 TL borçlu olduğu, davacı vekili tarafından sunulan 30/06/2018 tarihli yazıdan faturaya konu ürünlerinin yurt dışına ihracının gerçekleştiğin anlaşılmakta olup buna göre davacının teslim edimini yerine getirdiği ve davalıdan takip tarihi itibariyle talep edebileceği tutarın 2.763,90 USD olabileceği ve 21/10/2019 itibariyle 15.944,94 TL olabileceğinin tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dava İtirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67.maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
6100 Sayılı HMK’nın 222. maddesine göre ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
Ticari defterler uyumlu değil ise muntazam tutulmuş olsun veya olmasın sahibi aleyhine delil olacaktır. Ancak defterlerden biri muntazam olsa da her iki defter de sahibi aleyhine kayıt içeriyor ise aleyhe delil sayılma yönünden öncelikle iddiasını ispat yükü altında olan taraf defterleri aleyhine delil sayılmalıdır. Yani ispat yükü altında olan taraf kendi defterindeki aleyhe kayıtları bertaraf edecek şekilde karşı tarafın aleyhine olan ticari defterler kayıtlarından yararlanmamalıdır. Bunun sonucunda ise aleyhe kayıtların uyuşmayan kısmından ispat yükü altında olan tarafın yararlanamayacağı kabul edilmelidir. Çünkü ispat yükü, uyuşmazlık konusu hususlar için olup, karşı tarafın ileri sürmediği bir husus için ispat yükü de söz konusu olamayacağından bu sonuca varılması usul kurallarının da temel bir sonucudur.
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; taraflar tarafından ibraz edilen ticari defterlerin usulüne uygun bir şekilde açılış kapanış tasdiklerinin yapılmış, ticari defterler birbirini teyit eder şekilde tutulduğu tespit edilmiş olup, mahkememizce ticari defterler üzerinde yapılan inceleme sonucunda davacının ticari defterleri ile davalının ticari defterlerinin birbirini teyit ettiğini ve davacının icra takibine konu alacak tutarı olan 2.763,90 USD ve 21/10/2019 itibariyle 15.944,94 TL davalının borçlu olduğunu tespit edildiği, davacının davasını ispatladığı anlaşılmakla açılan davanın kabulüne, takibe dayanak fatura alacağının likit olması nedeni ile davalının icra inkar tazminatın mahkum edilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN KABULÜNE,
1-Davalının Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı takip dosyasında yapmış oldukları itirazın İPTALİNE, takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanunun 2/2.maddesi uyarıca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2-Alacağın likit olması nedeni ile alacağın %20 si oranında (3.757,12-TL) icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Alınması gerekli 1.283,24 TL harçtan peşin alınan 225,72 TL peşin harcın mahsubu ile 1.057,52 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4- Davacı tarafından yatırılan 54,40- TL başvuru harcı, 225,72-TL peşin nispi harç, 7,80-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 287,92- TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 52,50 TL tebligat müzekkere gideri, 700 TL Bilirkişi ücreti toplamı 752,50 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irat KAYDINA,

8-Taraflarca yatırılıp harcanmayan masrafın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/04/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”