Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/860 E. 2020/797 K. 30.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/860 Esas
KARAR NO : 2020/797

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/11/2019
KARAR TARİHİ : 30/11/2020
K. YAZIM TARİHİ : 03/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Bakırköy Asliye Hukuk Mahekmesi’ne ibraz ettiği dava dilekçesinde özetle;
Müvekkili ile davalı ….. Toplu Konut arasında …… Projesinde ….. blok…. nolu bağımsız bölümler için, düzenleme şeklinde İstanbul ……. Noterliğinin 08 Kasım 2017 tarihli ve …. yevmiye no’lu ön ödemeli konut satış sözleşmeleri yapıldığını, yine aynı projedeki değişik bağımsız bölümler için davalı ….. Toplu Konut şirketi ile müvekkilin yetkilisi olduğu …… ‘ün yetkilisi olduğu diğer şirketler arasında da sözleşmeler yapıldığını,bu çerçevede toplam 5 adet bağımsız bölümün, müvekkili şirkete ve ……’ün yetkilisi olduğu diğer şirketlere devrinin yapılmasının kararlaştırıldığını,
Davalılardan …… şirketinin davacı müvekkiline borçlu olup, aynı zamanda diğer davalı ….. Konut Şirketi’nin …… Projesindeki konutları pazarlamaya tek yetkili firma oldu- ğunu, …… şirketi’nin borcunu ….. Konut firmasının söz konusu projesindeki dairelerle ödemeyi teklif ettiğini ve bu çerçevede Satış Vaadi sözleşmeleri yapıldığını, taraflarca davacı müvekkile teslim edilecek dairelerin toplam satış bedeli olan yaklaşık 12 milyon TL’nin büyük bir kısmı olan 9 milyon TL’sinin, ….. Konut şirketinin projeyi pazarlamaya yetkili kıldığı …… Gayrimenkul Danış- manlık A.Ş. tarafından ödenmesinin kararlaştırıldığını, davalı ….. Toplu Konut şirketi tarafından, davacının yapacağı ödemeler için çek ve senetler alındığını, …… şirketi’nin …… A.Ş.’de kullanılabilir hesabı olduğuna ilişkin belgeleri davacı müvekkiline verdiğini,ödeme gücü olduğu hususunda güven uyandırdığını ve ayrıca diğer davalı ….. şirketine de Barter çekleri verdiğini,
….. Konut şirketi ile yapılan sözleşmeler uyarınca …… Gayrimenkul tarafından öde- necek tutar dışında kalan 5 adet bağımsız bölüme karşılık toplamda 3.000.000 TL tutarın, müvekkili tarafından davalılara ödenerek taşınmazların tapu devrinin yapılmasının amaçlandığını , bu kapsam da müvekkilinin yetkilisi olduğu şirketlerce ….. Toplu Konut firmasına çeşitli tarihlerde ödemeler yapıldığını, …… Projesinde ….. yevmiye no’lu sözleşmeye konu 182 nolu bağımsız bölüm için 12/3/2018 tarihinde 5.490,01 USD, 12/2/2018 tarihinde 5.490,00 USD, 8/1/2018 tarihinde 5.490,75 USD ve 13/12/2017 tarihinde 5.490,00 USD olmak üzere toplam 21.960.76 USD ödendiğini,
Müvekkili şirketin iyiniyet çerçevesinde ödemelerini yapmış olmasına karşın, ….. şirketi’nce …… firmasının bakiye ödemelerinin yapılmadığı gerekçe gösterilerilerek temerrüt ihtarnamesi gönderildiğini, satış vaadi sözleşmesinin feshedildiğinin ve yapılan ödemelerin cezai şart, kullanım bedeli vs. bedeller için mahsup edildiğinin belirtildiğini,
Davalı şirketlerin davacıya karşı birlikte hareket ettiklerini,…… şirketi diğer davalı ….. şirketinin davaya konu projedeki taşınmazların pazarlanması hususunda ticari ortağı ve yetkili kılınan firma olduğunu, davalıların iç ilişkisinin müvekkili firmayı ilgilendirmediğini, ancak …… Gayri- menkul ile ….. şirketi arasında yapılan 10/4/2018 tarihli tutanakta davacı müvekkile devri gereken dairelerin borcunun olmadığının ve tapu devrinin yapılacağının açıkça davalılarca kabul edildiğini, hal böyle iken, ….. şirketi tarafından kötü niyetle sözleşmenin feshedilmesinin ve davacı müvekkil tarafından yapılan ödemelerin alıkonulmasının hukuka ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu,
Davalılardan ….. Toplu Konutun, bakiye ödemelerin davacı tarafından yapılamayacağına ilişkin beyan verilmesi sonrasında taraflarına verilmiş çek ve senetlerin iadesi ve yapılmış ödemelerin ödeneceğini belirtmiş olmasına ve davacı müvekkili oyalamasına karşın bugüne kadar ödemelerin yapılmadığını, hatta kendi fiili ile meydana getirdiği durumdan yararlanarak ödemelerin davacı mü- vekkili tarafından yapılamayacağının beyan edildiği gerekçesi ile sözleşmeyi feshettiğini, davalıların birlikte hile yaparak müvekkiline borçlarını ifa etmek bir yana müvekkilin zararın daha da fazla art- masına neden olduklarını,
Davalı ….. şirketine müvekkili tarafından keşide edilen Beyoğlu ….. Noterliği’nin 4 Ocak 2019 tarih …… nolu ihtarnamesi ile her türlü yasal hakları ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere, ihtarnamenin tebliği tarihinden itibaren 3 gün içinde, 21.960.76 USD’nin ödeme tarihlerinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca işleyen faizi ile birlikte müvekkilin belirtilen hesabına ödenmesi, aksi halde yasal hakların kullanılacağının ihtar olunduğunu, iş bu ihtarın muhataba 7 Ocak 2019 tarihinde tebliğ edildiğini, ancak davalılar tarafından ödeme yapılmadığını, davalıların ödenen tutarı cezai şart olarak alıkoymasının maddi ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu beyanla şimdilik davalı tarafa ödenen 21.960,76 USD’nin 1.500,00 USD’lik kısmının faiziyle birlikte tahsilini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalılara yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ….. Toplu Konut İnş. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın ticaret mahke- mesinin görev alanında kaldığını, Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevsiz mahkeme olduğunu, ayrıca taraflar arasında akdedilen sözleşmedeki “yetki sözleşmesi” düzenlemesi ile İstanbul Çağlayan Merkez Mahkemeleri ve İcra Dairelerini yetkili kılındığını, Bakırköy mahkemelerinin yetkisiz olduğunu, dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini,
Taraflar arasındaki Sözleşmenin “ALICI’nın Temerrüdü, ….. A.Ş. tarafından Sözleşmenin Feshi ve Sonuçları” başlıklı 5. maddesinin,
“….. A.Ş., aşağıdaki hallerden birinin gerçekleşmesi halinde sözleşmeyi fesih edebilir:
a) ALICI’nın sözleşme hükümlerinden birini veya bir kısmını noksansız, gereği gibi veya zamanında yerine getirmemesi,
e) ALICI’nın kalan borcun en az onda birini oluşturan ve birbirini izleyen en az iki taksiti veya kalan borcun en az dörtte birini oluşturan bir taksiti ödemede temerrüde düşmesi veya bunun üzerine yapılan muacceliyet ihtarı sonrasında kalan borcun tümünün ALICI’ya verilen süre içerisinde ödenmemesi,
hallerinde, sözleşme ….. A.Ş. tarafından tek taraflı feshedilebilir. Sözleşmenin feshi halinde bağımsız bölüm ALICI’ya teslim edilmişse, ALICI’nın ….. A.Ş.’ye yatırdığı peşinat ve taksit ödemeleri toplamından;
a) Ödenmemiş site yönetim giderleri, aidat bedelleri,
b) Bağımsız bölüm satış bedelinin %1+KDV oranında aylık kira/ecrimisil bedeli,
c) Bağımsız bölüm satış bedelinin %1+KDV oranında koruma kollama ücreti,
d) Bağımsız bölüme ilişkin varsa hasar bedeli ve/veya yenileme bedeli ile değer kaybı,
h) Bağımsız bölümün KDV dahil olmak üzere toplam satış bedelinin %15’i oranında tazminat bedeli, mahsup edildikten sonra bağımsız bölümün satışına ilişkin ödenen toplam bedelden kalan kısım ALICI’ya, bağımsız bölümün SATICI’ya tutanak karşılığı anahtarları ile birlikte iadesinden sonra 180 gün içerisinde faizsiz olarak defaten iade olunur.” şeklinde düzenlemeler içerdiğini,
TBK’nın 179 ve 180. Md göre, ile bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa, aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı, ya borcun ya da cezanın ifasını, hiçbir zarara uğramamış olsa dahi isteyebileceğini,
Müvekkili şirketin pek çok kereler davacı ile sözleşme kapsamındaki ödemelerini zamanında yapması için şifahi görüşmeler yaptığını, davacının 08/11/2017 tarihli peşinat bedelini ödememiş olmasına rağmen müvekkilinin iyiniyetli yaklaşımlarıyla durumun tolere edildiğini ve taşınmazın 22/12/2017 (EK-4) tarihinde davacıya fiilen teslim edildiğini, davacının ise, müvekkili şirkete vermiş olduğu 04/06/2018 tarihli dilekçesi ile “12 adet çalıntı araçlarını satan ……….’den aldığı 9.000.000,00-TL tutarındaki barter çekini, müvekkili şirketten satın alınan taşınmazların satış bedelini ödemesini yapmak üzere ……’a verdiğini yine 1.030.000,00-L tutarındaki 5 adet sıralı çeki de diğer davalı şirkete verdiğini, ……’ın davacıya ya da müvekkil Şirkete ödeme yapmadığını, bu ödemelerin davacının şahsen yapma gücü bulunmadığı” gerekçesiyle gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerinin iptalini ve yapılan ödemelerin iadesini talep ettiğini, müvekkilinin davacı tarafından diğer davalı şirkete yapıldığı iddia edilen ödemelere ilişkin bilgisinin bulunmadığını, bu hususun zaten taraflar arasında akdedilen sözleşmelerde dahi düzenlenmediğini, müvekkilinin davacının iade tale- bini reddederek 06/08/2018 tarihinde davacıya keşide edilen cevabi ihtarname ile sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğini,
06/08/2018 tarihli ihtarnamede borçlu davacıya, 08/11/2017 tarihli sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğinin, işbu fesih dolayısıyla müvekkil şirketin sözleşmeden kaynaklanan cezai şart, kullanım bedeli vs. dahil tüm taleplerini davacının yapmış olduğu ödemelerden mahsup edileceğinin, mahsup sonrası bakiye borç kalırsa dava ve talep edileceğinin bildirildiğini, dolayısıyla davacının dilekçesinde bahsettiği diğer davalı şirketin ödemeleri müvekkil şirkete yapmadığı gerekçesiyle sözleşmenin fesh- edildiği iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacının sözleşme kapsamında müvekkili şirketten ala- caklı durumda olmadığını, aksine sözleşmenin müvekkil şirket tarafından feshedilmesi nedeniyle taz- minat ve cezai şart borçlusu durumunda olduğunu, sözleşmede satış bedelinin bir kısmının diğer da- valı şirket tarafından ödeneceği hususunun kararlaştırılmadığını, diğer davalı şirketin müvekkili şir- ketin ödeme kabul etmeye veya sözleşme yapmaya yetkili acentesi olmadığını, müvekkil şirket tara- fından diğer davalı şirketin borcunun üstlenilmesi veya borcuna katılma halinin söz konusu ol- madığını beyanla huzurdaki davanın reddine, karşı dava yönünden şimdilik 100.000,00 TL’lik ala- cağın dava tarihi itibarıyla işleyecek gecikme faizi ile davacı tarafından müvekkil şirkete ödenmesine , müvekkil şirketin, davacı ile diğer davalı şirket arasındaki borç ilişkisine ilişkin hukuki sorumluluğu bulunmadığının tespitine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı davaya cevap vermemiştir.
Dava, taraflar arasındaki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin haksız feshinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir.
Bakırköy …… Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen ve kesinleşen görevsizlik kararı üzerine dosya mahkememiz esasına kaydedilmiştir.
Her ne kadar iş bu dava Bakırköy Mahkemeleri’nde ikame olunmuş ise de; taraflar arasında imzalanan 08/11/2017 tarihli Ön Ödemeli Satış Sözleşmesi’nin 15.maddesi ile ” iş bu sözleşmeden doğacak/çıkacak tüm uyuşmazlıklarda İstanbul Çağlayan Merkez Mahkemeleri’nin yetkili ” olduğuna dair düzenleme yapıldığı,01/11/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nun 17.maddesinde aynen : “tacirler veya kamu tüzel kişileri ,aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi karar- laştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” hükmüne yer verildiği,
Dava konusu uyuşmazlığın; tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği hususlardan , yetki sözleşmesine konu uyuşmazlığın ise belli ve belirlenebilir olduğu, kesin yetki halinin bulun- madığı (HMK 17. md)taraflar arasındaki sözleşme hükmü ile iş bu uyuşmazlığın çözümünde İstanbul Ticaret Mahkemeleri’nin yetkilendirildiği, aksinin kararlaştırılmadığı ,mahkememizin yetkisiz olduğu anlaşılmakla mahkememizin yetkisizliğine karar verilip aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-6100 sayılı HMK’nun 114 md ve 115/2 md gereğince,mahkemenin yetkisine ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE, uyuşmazlığın hallinde İstanbul (Avrupa ) Ticaret Mahkemesi’nin yetkili olduğuna,

2-HMK 20. md gereğince ; taraflardan birinin ,
-Bu karar verildiği anda kesin ise ; tebliğ tarihinden ,
-Yetkisizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise; kararın ke- sinleştiği tarihten,
-Kanun yoluna başvurulmuşsa; bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren,
2 hafta içerisinde, mahkememize başvurarak dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilme- sini talep etmesi halinde dosyanın yetkili mahkeme gönderileceği , aksi taktirde mahkememizce re’sen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği” hususunda tarafların ihtarına,

3-HMK’nun 20 md gereğince kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık süre içinde talepte bulunulduğunda dosyanın yetkili İstanbul (Avrupa) Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine,
İki haftalık süre içinde yetkili/görevli mahkemeye gönderme talebinde bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere dosyanın re’sen ele alınmasına,

4-Yargılama gideri ve harçların nihai karar ile birlikte değerlendirilmesine dair,

5235 sayılı Kanun’un geçici 2’nci maddesine göre , Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edi- len taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/11/2020

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır