Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/840
KARAR NO : 2020/777
DAVA : ALACAK
DAVA TARİHİ : 20/11/2020
KARAR TARİHİ : 24/11/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının dosya üzerinde yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili tarafından Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilen 20/11/2020 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …… bank A.Ş. ile …… Çelik İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını ve borçlu şirkete kredi kullandırıldığını , borçlu şirket ve kefilleri Genel Kredi Sözleşmesi’nden doğan borçlarını yerine getirmediğinden hem davalı borçlu şirket hem de dava dışı kefillere Üsküdar …… Noterliğinin 10.10.2018 Tarih ve ……. Yevmiye Numaralı ihtarnamesi gönderildiğini, ihtar olunan tebliğe rağmen borçlu şirket ve dava dışı kefiller ihtarnamede yer alan talepleri yerine getirmediklerini, davalı şirket ve kefilleri, 07.10.2018 tarihinde Bakırköy ……. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …… Esas sayılı dosyası üzerinden konkordato talebinde bulunduğunu müvekkilinin de müdahil olduğunu, yapılan konkordato yargılaması neticesinde borçlu şirket lehine 10.10.2018 tarihinden başlamak üzere 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verildiğini, 10.01.2019 tarihinden itibaren 2 ay süre ile geçici mühlet süresi uzatıldığını, 10.03.2019 tarihinde de 1 yıl süre ile kesin mühlet verilmesine karar verildiğini, yasal süresi içerisinde 13.06.2019 tarihinde, konkordato alacak komiserlerine verilen dilekçe ile konkordato kesin mühleti olan 10.03.2019 tarihi itibarı ¨528.858,80 nakit ve ¨4.800,00 gayri nakit olmak üzere toplam ¨533.658,80 alacaklarının kaydının yapıldığını, konkordato komiser heyetinin 03.12.2019 tarihli yazısının 05.12.2019’da tebliğ edildiğini , yazı içeriğinde konkordato borçlusunun alacak kaydı talebinde bulundukları tutarın reddedildiğini, alacak kaydının ¨ 0 üzerinden yapılması gerektiğini bildirilerek, müvekkili bankanın 10.03.2019 tarihli nakdi ve gayri nakdi olmak üzere toplam ¨ 533.658,80 alacağının reddedildiğini, komiser heyetinin ilgili yazısına istinaden yasal süreleri içerisinde alacak kayıtlarıın reddine İİK 302/VI uyarınca itiraz edilerek, dayanak belgeler ile Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesinin …… Esas sayılı dosyasına ibraz edildiğini, Bakırköy ….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …… Esas sayılı konkordato dosyasının 14.07.2020 tarihli çekişmeli alacaklar hakkında heyet ara kararı ile müvekkili bankanın konkordato nisabında alacağının ¨ 121.822,56 olarak hesaba katılmasına karar verildiğini, müvekkili bankanın ¨411.836,24 (nakdi-gayrinakdi) alacağı reddedilmek suretiyle çekişmeli hale geldiğini, Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …….Esas sayılı dosyasının 08.10.2010 tarihli kararı ile davalı borçlu şirketin konkordato tasdiki davasının kabulüne karar verildiğini, bu kararın hukuka ve yasaya aykırı olması nedeniyle 26.10.2020 tarihinde istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına karar verilmesi talep edildiğini, davalı borçlu şirketin konkordato projesinin tasdikine ilişkin Bakırköy ……. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. Esas …… Karar sayılı kararı Basın İlan Kurumu resmi portalında 11.11.2020 tarihinde ilan edildiğini, bu nedenlerle müvekkili banka tarafından 10.03.2019 tarihi itibarı ¨528.858,80 nakit ve ¨ 4.800,00 gayri nakit olmak üzere toplam ¨ 533.658,80 alacaklarının kaydı yapıldığını, yerel Mahkemenin 14.07.2020 tarihli çekişmeli alacaklar hakkında heyet ara kararı ile müvekkili bankanın konkordato nisabında alacağının ¨ 121.822,56 olarak hesaba katılmasına karar verilerek , ¨ 411.836,24 (nakdi-gayrinakdi) alacağı reddedildiğini, sonuç olarak yerel mahkemenin konkordato tasdik kararı ile müvekkili bankanın 10.03.2019 itibariyle ¨ 121.822,56 alacağının kabul edildiğini, ¨ 411.836,24 alacağı ise haksız yere reddedildiğini, şimdilik fazlaya ilişkin hak ve taleplerinin saklı kalmak kaydıyla reddedilen alacaklarının şimdilik ¨ 411.836,24 ‘lik kısmının davalı borçludan tahsilini, reddedilen kısmının konkordatoya dahil edilmesini, masraflar ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE :
Dava,İİK’nın 308/b maddesi uyarınca konkordato yargılaması sırasında çekişmeli hâle gelen alacağın tahsili istemine ilişkindir.
HMK’nın 114/1 nci maddesinde dava şartları tahdidi olarak sayıldıktan sonra anılan maddenin ikinci fıkrasında da “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” hükmü ile diğer kanunlarda dava şartlarına ilişkin düzenlemelerinde dikkate alınması gerekliliğine vurgu yapılmıştır.
Sözü geçen Kanun’un 115 nci maddesi hükmü de “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
(2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” şeklinde olup buna göre Mahkeme’nin dava şartı noksanlığı hâlinde yapacağı işlemler düzenlenmiştir.
7155 sayılı Kanun’un 20 nci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklene 5/A maddesinde ise “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmü uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülecek olan bazı davalarda,dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması dava şartı hâline getirilmiştir.
Yine 7155 sayılı Yasa ile değişik 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi hukmü ise “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir.
Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” şeklinde olup madde ile arabulucuya başvuruyu dava şartı olarak kabul edilen davalarda, arabulucuya başvurmadan dava açılması hâlinde yapılacak işlem düzenlenmiştir.
İİK’nın 308/b maddesinin birinci fıkrası “Alacakları itiraza uğramış alacaklılar,tasdik kararının ilanı tarihinden itibaren bir ay içinde dava açabilirler” şeklinde olup buna göre madde çekişmeli alacaklar hakkında açılacak davayı düzenlemektedir.
Konkordatonun tasdikine karar veren mahkeme,borçlu tarafından kabul edilmeyen ve bu şekilde çekişmeli alacak olarak kabul edilen alacaklıların haklı olup olmadığı konusunda karar veremez.Mahkeme,alacağın varlığını ve miktarını yaklaşık ispat derecesi ile tespit ederek,esasa etkili olmayan bir karar tesis ederek alacaklının konkordato nisabına ne şekilde dahil olacağına karar verecektir.Alacaklı,çekişmeli alacağın esasına ilişkin maddi anlamda kesin hüküm gücünü haiz kararın verilmesi amacıyla tasdikten önce veya tasdik kararının ilanı tarihini takip eden bir aylık süre içerisinde alacağın niteliğine göre görevli ve yetkili mahkemede dava açabilecektir.
Yukarıda da belirtildiği gibi alacağın esasına ilişkin İİK’nın 308b maddesi uyarınca açılan dava genel hükümlere göre görevli ve yetkili mahkemede görülüp sonuçlandırılacaktır.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;davacı vekili, itiraza uğrayan alacağının maddi anlamda kesin hüküm gücünü haiz karar almak amacıyla huzurdaki davayı açmış ise de,davanın,genel hükümler çerçevesinde görülmesi gereken alacak davası olması,dava konusunun, bir miktar paranın ödenmesine ilişkin olduğu ve davacı vekilinin dava açmadan önce arabulucuya başvurduğuna ilişkin herhangi bir belge sunmadığı gibi böyle bir iddiasının da bulunmadığı anlaşıldığından davanın 7155 Sayılı yasa ile değişik 6102 Sayılı TTK’nun 5/A ve aynı sayılı yasa ile değişik 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesinin birinci fıkrası uyarınca arabulucuğa başvurulmasına ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklandığı üzere:
7155 Sayılı Kanun ile 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanuna eklenen 5/A maddesi uyarınca, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat taleplerine ilişkin ticari davalarda dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olarak hüküm altına alınmış olup davacının arabulucuğa başvurduğuna dair herhangi bir belge sunmadığı gibi bu yönde de bir iddiası bulunmadığından davanın 7155 Sayılı yasa ile değişik 6102 Sayılı TTK’nun 5/A ve aynı sayılı yasa ile değişik 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesinin birinci fıkrası uyarınca arabulucuğa başvurulmasına ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨250,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda karar verildi. 24/11/2020
Kâtip ……
☪e-imzalıdır.☪
Hâkim …..
☪e-imzalıdır.☪
“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.