Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/839 E. 2020/774 K. 20.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/839
KARAR NO : 2020/774

DAVA : TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 13/11/2020
KARAR TARİHİ : 20/11/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının dosya üzerinde yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 13/11/2020 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket, … İli … İlçesi … (….) Mahallesi …. ada … parsel ve … ada … parselde devam etmekte olan …. projesinin yüklenicisi olduğunu, müvekkili şirket ile söz konusu inşaat projesinin üzerinde bulunduğu taşınmazın bir kısmının maliki olan … Yatırım Geliştirme İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan Büyükçekmece …. Noterliğinin 26.08.2015 tarih ve …. yevmiye nolu düzenleme şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin 8. maddesi ve Büyükçekmece … Noterliğinin 08.02.2019 tarih ve …. yevmiye nolu düzenleme şeklinde sözleşmesi gereğince arsa sahibinin, sözleşmede belirlenen pursantaj tablosu çerçevesinde inşaatın bulunduğu seviyeye göre belirlenen bağımsız bölümleri müvekkili şirket adına devir ve tescil ettirmesi gerektiğini, bu kapsamda bir kısım taşınmazın maliki olan davalı, %20 seviyesinin tamamlanmasını müteakip söz konusu orana denk gelen taşınmazları müvekkili adına devir ve tescil ettirdiğini, ardından Büyükçekmece …. Noterliğinin 29.04.2020 tarih ve …. yevmiye nolu ihtarnamesi ve Büyükçekmece …. Noterliğinin 29.04.2020 tarih ve …. yevmiye nolu ihtarnamesi ile inşaatın gelmiş olduğu seviye itibariyle sözleşme gereği müvekkili şirket adına devir ve tescil edilmesi gereken diğer taşınmazların devir ve teslimi talep edildiğini, ancak gerek Ticaret Sicili’nde ve sözleşmede yer alan adresine gerekse bilinen diğer adresine gönderilen tebligatlar karşı tarafça alınmadığını, tebligatların bila iade dönmesini müteakip karşı taraf yetkilisi ile yapılan şifahi görüşmede, sözleşme gereği müvekkili şirkete devredilmesi gereken bağımsız bölümlerin müvekkili şirket adına devir ve tescil edilmeyeceği ifade edildiğini, müvekkili şirketin talebi üzerine Büyükçekmece… Sulh Hukuk Mahkemesinin … D. İş sayılı dosyası ile inşaat seviyesi uzman bilirkişiler aracılığıyla tespit ettirildiğini, 04.09.2020 tarihli bilirkişi raporu çerçevesinde Büyükçekmece … Noterliğinin 09.09.2020 tarih ve …. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalıya; taraflar arasındaki sözleşmeler gereğince inşaat seviyesinin %40’ının tamamlanmasını müteakip müvekkili şirket adına devir ve tescil edileceği öngörülen bağımsız bölümlerin devir ve tescil işlemlerinin gerçekleştirilmesi ve inşaatın %60 seviyesine ulaştığının birlikte tespiti için şantiye alanına gelmesi gerektiği ihtar edildiğini, fakat davalı Büyükçekmece … Noterliğinin 17.09.2020 tarih ve … yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesinde, inşaatın gecikmesi ve projenin sözleşmeye uygun bir şekilde inşa edilmediği gibi haksız ve taraflar arasındaki sözleşmeye tamamıyla aykırı birtakım iddialarla söz konusu bağımsız bölümleri devretmeyeceğini beyan ettiğini, davalının haksız olarak tapu devir ve tescil işlemlerini gerçekleştirmemesi dolayısıyla işbu davayı açtıklarını, Büyükçekmece …. Sulh Hukuk Mahkemesinin … D. İş sayılı dosyasında mevcut bulunan 04.09.2020 tarihli bilirkişi raporuna göre inşaat, 08.02.2019 tarihli sözleşmede belirlenen pursantaj tablosu çerçevesinde %40 seviyesini geçmiş olup, müvekkili şirket 08.02.2019 tarihli sözleşmede %40 seviyesi için ferdileştirilen bağımsız bölümlerin tapusunu almaya hak kazandığını, müvekkili şirket, projenin %40 seviyesini çoktan aşması dolayısıyla davalıya 29.04.2020 tarihli ihtarnameyi keşide ederek, 09.02.2019 tarihli sözleşmede öngörülen bağımsız bölümlerin tapularının kendisine devredilmesini talep ettiğini fakat davalının bu talebi reddettiğini, bunun üzerine açılan Büyükçekmece …. Sulh Hukuk Mahkemesinin …D. İş sayılı dosyasında alınan 04.09.2020 tarihli bilirkişi raporunda açıkça belirtildiği üzere; inşaat seviyesi, 09.02.2019 tarihli sözleşmede belirlenen pursantaj tablosu çerçevesinde her bir blokta değişiklik göstermekle birlikte %49 ila %54.5 seviyeleri arasındadır ki bu seviyeler de inşaatın aralıksız biçimde devam etmesi dolayısıyla bilirkişi incelemesinden bu yana daha da arttığını, dolayısıyla müvekkili şirket 26.08.2015 tarihli sözleşmenin 8. maddesinin b bendi çerçevesinde, seviyenin %40’a gelmesini müteakip devredileceği öngörülen ve 09.02.2019 tarihli sözleşmede ferdileştirilen bağımsız bölümlerin tapularını almaya hak kazandığını, Büyükçekmece …. Sulh Hukuk Mahkemesinin … D. İş sayılı dosyasında alınan 04.09.2020 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen seviye göz önünde bulundurulduğunda inşaatın geldiği seviyenin 29.04.2020 tarihli ihtarnameleri itibariyle sözleşmede öngörülen %40 oranını geçtiği anlaşılmakta olup, bağımsız bölümlerin müvekkili şirket adına devir ve tescil edilmesi gerektiğini, halihazırda inşaat seviyesinin %60 oranını geçmesi dolayısıyla müvekkili şirket, inşaat seviyesinin %60’a ulaşması halinde devredileceği öngörülen bağımsız bölümlerin tapularını da devralmaya hak kazandığını, taraflar arasındaki 26.08.2015 tarihli sözleşmenin yukarıda bahsi geçen 8. maddesine göre; inşaat seviyesi toplam %60’a geldiğinde Kameroğlu’na isabet eden bağımsız bölümlerin arsa payı itibariyle %20’sinin tapusu daha müvekkili şirkete devredileceğini, müvekkili şirket, davalıya keşide ettiği Büyükçekmece …. Noterliğinin 09.09.2020 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinde, Büyükçekmece …. Sulh Hukuk Mahkemesinin …. D. İş sayılı dosyasında alınan 04.09.2020 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere inşaatın fasılasız olarak devam etmesi dolayısıyla mevcut seviyenin %60 oranını da aştığını, bu nedenle sözleşme gereği inşaat seviyesinin birlikte belirlenmesi için şantiye alanına gelinmesi gerektiğini beyan ve ihtar ettiğini, ne var ki sözleşmeye aykırı bir şekilde Büyükçekmece …. Noterliğinin 17.09.2020 tarih ve … yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesini keşide ederek tapu devirlerini gerçekleştirmeyeceğini beyan ettiğini ve %60 oranındaki seviye tespiti için üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmekten imtina ettiğini, davalının, sözleşme gereği hakedilen bağımsız bölümleri devretmemesi ve sözleşmeye aykırı davranması dolayısıyla müvekkili şirket zarara uğradığını ve uğramaya devam ettiğini, davalı, dava konusu taşınmazları üçüncü kişilere devrederek davacı müvekkili şirket açısından telafisi mümkün olmayan zararlara sebebiyet vereceğini, davalı, taraflar arasında mevcut bulunan 08.02.2019 tarihli sözleşmede inşaatın gecikmesine istinaden ifaya bağlı cezai şart olarak belirlenen ve hukuken ancak inşaatın bitmesini müteakip üzerinde tasarruf hakkı doğabilecek çok sayıda taşınmazı müvekkili şirketin izni ve bilgisi olmaksızın üçüncü kişiler adına devir ve tescil ettiğini, bu konuya ilişkin yasal haklarının saklı kalmak suretiyle, söz konusu işlemler dahi tek başına davalının kötüniyetini açıkça ortaya koyduğunu, davalının inşaat işleriyle uğraşan bir ticaret şirketi olduğu ve açıkça kötüniyetli olarak hareket ettiği göz önünde bulundurulduğunda işbu dava konusu taşınmazları da üçüncü kişilere devretme riskinin yüksek olduğunu, söz konusu taşınmazların üçüncü kişilere devri halinde ise dava sonunda hükmedilmesi muhtemel kararların hiçbir şekilde yerine getirilme olasılığı kalmayacağını, bu sebeple noter huzurunda yapılmış olan yazılı sözleşmeye dayanan tapu iptal tescil taleplerinin havi işbu davaya konu taşınmazlar hakkında ivedilikle ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini, davalının söz konusu bağımsız bölümleri devretmekten imtina etmesi dolayısıyla fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakkımız saklı kalmak üzere müvekkili şirketin uğradığı şimdilik ¨ 1.000,00 tutarındaki maddi zararın faiziyle birlikte tazminine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili tarafından mahkememizin …. esas numarası ile açılan tapu iptali ve tescil ve tazminat davasında verilen ara karar ile davacı vekilinin tazminata ilişkin davasının bu dosyadan ayrılmasına ve ayrı bir esasa kaydına karar verilmiştir.
DELİLER VE GEREKÇE;
Dava ,tazminat istemine ilişkindir.
HMK’nın 114/1 nci maddesinde dava şartları tahdidi olarak sayıldıktan sonra anılan maddenin ikinci fıkrasında da “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” hükmü ile diğer kanunlarda dava şartlarına ilişkin düzenlemelerinde dikkate alınması gerekliliğine vurgu yapılmıştır.
Sözü geçen Kanun’un 115 nci maddesi hükmü de “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
(2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” şeklinde olup buna göre Mahkeme’nin dava şartı noksanlığı hâlinde yapacağı işlemler düzenlenmiştir.
7155 sayılı Kanun’un 20 nci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklene 5/A maddesinde ise “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmü uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülecek olan bazı davalarda,dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması dava şartı hâline getirilmiştir.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;davacı vekili, davalı adına kayıtlı taşınmazın tapusunun iptali ile müvekkili adına tesciline,olmadığı taktirde tazmina hükmedilmesi istemiyle huzurdaki davayı açmış ise de; dava konusunun, bir miktar paranın ödenmesine ilişkin olduğu ve davacı vekilinin dava açmadan önce arabulucuya başvurduğuna ilişkin herhangi bir belge sunmadığı anlaşıldığından davanın 7155 Sayılı yasa ile değişik 6102 Sayılı TTK’nun 5/A ve aynı sayılı yasa ile değişik 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesinin birinci fıkrası uyarınca arabulucuğa başvurulmasına ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklandığı üzere:
1-7155 Sayılı Kanun ile 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanuna eklenen 5/A maddesi uyarınca, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat taleplerine ilişkin ticari davalarda dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olarak hüküm altına alınmış olup davacının arabulucuğa başvurduğuna dair herhangi bir belge sunmadığı gibi bu yönde de bir iddiası bulunmadığından davanın 7155 Sayılı yasa ile değişik 6102 Sayılı TTK’nun 5/A ve aynı sayılı yasa ile değişik 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesinin birinci fıkrası uyarınca arabulucuğa başvurulmasına ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda karar verildi 23/11/2020

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip ….
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.