Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/818 E. 2021/61 K. 21.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/818
KARAR NO : 2021/61

DAVA : İflas (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177))
DAVA TARİHİ : 13/11/2020
KARAR TARİHİ : 21/01/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İflas (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verdiği 13/11/2020 harçlandırma tarihli dilekçesini özetle; Müvekkiline davalı şirketin maketten konut satışında bulunduğunu, bu karar Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine konu edildiğini, davalı şirkete icra emrinin tebliğ edildiğini ancak bugüne kadar hiçbir ödeme yapılmadığını, davalı adına taşınmazlar bulunmakla birlikte, üzerinde yüklü ipotekler ve yüzlerce hacizler bulunduğunu, davalı şirket batık durumda olduğunu, bu halde iken bazı taşınmazları hileli bir şekilde devirlere konu edildiğini, bu itibarla İİK. m. 177/4 hükümleri gereğince borcunu ödemeyen davalı şirketin iflasına karar verilmesi amacıyla iş bu davarının açılması zorunluluğu doğduğunu, bu nedenle davalının icra emrini tebellüğ etmesine rağmen borcunu ödemediği ve herhangi bir itirazda bulunmadığı anlaşıldığından İİK m. 177/4 hükümleri gereğine iflas talebinin kabulü ile davalı şirketin iflasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili tarafından Mahkememize sunulan cevap dilekçesinde; Davacı tarafından arabuluculuğa başvuru yapılmadığından davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı yan delillerini tebliğ etmemiş olup, davacı yana delillerini göndermesi için kesin süre verilmesini, müvekkili şirket aciz durumunda olmayıp iflas koşulları oluşmadığından davanın reddi gerektiğini, müvekkili … (“Şirket”), İhlas Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş. adıyla 1997 yılında İstanbul’da kurulduğunu, 26 Aralık 2006 tarih ve 26 No’lu Yönetim Kurulu kararına göre şirketin “İhlas Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Anonim Şirketi” olan unvanının “Y ve Y Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Anonim Şirketi” olarak değiştirilmesine karar verildiğini ve bu karar 29 Ocak 2007 tarihinde İstanbul Ticaret Memurluğu’nda tescil ettirildiğini, şirketin 30.10.2010 tarihli olağanüstü Genel Kurul kararı ile … Yapı Düzenleme ve Pazarlama Ticaret A.Ş (“… İnşaat”) ile tüm aktif ve pasifin devir alınması yoluyla birleşmesine karar verildiğini, söz konusu karar 31.12.2010 tarihinde tescil edildiğini ve 06.01.2011 tarih 7724 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde yayınlandığını, birleşme sonrasında; 17 Mart 2011 tarihinde yapılan Olağan Genel kurul toplantısında alınan karara göre Şirket’in “Y ve Y Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Anonim Şirketi” olan unvanının “…” olarak değiştirilmesine karar verildiği ve bu karar 30 Mart 2011 tarih ve 7783 sayılı Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edildiğini, şirket, Sermaye Piyasası Kurulu’nun (“SPK”) gayrimenkul yatırım ortaklıklarına ilişkin düzenlemeleri ile belirlenmiş usul ve esaslar dahilinde gayrimenkullere, gayrimenkul projelerine, gayrimenkule dayalı haklara, sermaye piyasası araçlarına ve sermaye piyasalarına yatırım yaptığın, şirket ayrıca belirli projeleri gerçekleştirmek üzere adi ortaklık kurabilmekte ve SPK düzenlemelerinde izin verilen diğer faaliyetlerde bulunabildiğini, şirketin Türkiye’de kurulduğunu, Türkiye’de faaliyet gösterdiğini, şirketlerinin merkez dışı örgütü bulunmadığını, şirket SPK’ ya kayıtlı olduğunu ve hisselerinin 1999 yılından beri Borsa İstanbul’da (“BİST”) işlem gördüğünü, müvekkili şirket aciz halinde olmadığından davanın reddi gerektiğini, ülkemiz hiçbir şekilde istenmeyen ve öngörülemeyen büyük bir olağan dışı ekonomik krizi ile karşı karşıya geldiğini, bu hal ve şartlar içinde müvekkili şirketin tüm asli sorumluluğu ve önceliği inşaatları bitirmek ve müşterilere yani tüketicilere teslim ettiğini, müvekkili şirket bu özen ve bilinç ile inşaatlarını tamamlamak için olağanüstü bir çaba gösterdiğini, ancak buna rağmen piyasanın bu durumundan müvekkili şirket de yoğun bir şekilde etkilenmiş olup; hem inşaatların yürütülmesi hemde satış ve tahsilatta büyük sıkıntı yaşanırken bazı ödemelerin yapılması ile ilgili konularda müvekkili finansal olarak oldukça zorlamaya başladığını, müvekkili şirketin malvarlığı borçlarından çok daha fazla olmasına rağmen mallarını satamıyor olması müvekkili nakit akışında sıkıntıya soktuğunu, Bağımsız Denetim Raporları, Faaliyet Raporları ve Gayrimenkul değerleme raporları da müvekkili şirketin aciz halinde olmadığını açıkça ortaya koyduğunu, bu nedenlerle davacı tarafından açılan davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine, davacı yanca sunulacak delillere karşı ek delil ve karşı delil sunma hakları ile fazlaya dair her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla davacı yana delilerini tebliğ ettirmesi için kesin süre verilmesine, aksi halde delil sunmaktan vazgeçmiş sayılmasının kabul edilmesini, her hâlükârda müvekkilin aciz halinde olmadığının da dikkate alınarak haksız ve mesnetsiz davanın reddine, müvekkili şirket dava açılmasına sebebiyet vermediği ve davanın reddi gerektiğinden her halükarda yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu havale 21/01/2021 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini beyan etmiştir.
Davadan feragat,davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.Davadan feragat,davacının mahkemeye karşı yapacağı tek taraflı bir irade beyanı olup feragatın geçerliliği için bunun davalı ve mahkeme tarafından kabul edilmesine veya davalının muvafakat etmesine gerek yoktur.Somut olayda,davacı vekilinin feragat beyanı nedeniyle 6100 Sayılı HMK’nun 307-312. maddeleri gereğince,davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Feragat yargılamanın ilk celsesinden sonra vuku bulduğundan Harçlar Kanunun 22. maddesi gereğince ¨59,30 karar ve ilam harcının 2/3’üne tekabül eden ¨39,53’nin peşin yatırılan ¨54,40 peşin harçtan mahsubuna, fazla yatan ¨14,87’nin talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı vekili, davacıdan yargılama gideri taleplerinin olmadığı bildirdiğinden davalının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı vekili, davacıdan vekalet ücreti taleplerinin olmadığını bildirdiğinden, davalı yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨250,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacılara İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 164/2 nci madde hükmü uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile 10 gün içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davalı vekillerinin yüzlerine karşı,davacı vekilinin yokluğunda oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 21/01/2021

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip …
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.