Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/80 E. 2020/90 K. 05.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/80 Esas
KARAR NO : 2020/90

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/01/2020
KARAR TARİHİ : 05/02/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili sigorta şirketine …. nolu sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan dava dışı …-…, …’a ait …. marka …. plakalı … marka aracın 20/06/2018 tarihinde seyir halinde iken aracın motor kısmında dumanlar çıkarak yanmaya başladığını, sigortalı araçta hasar oluştuğunu, meydana gelen hasar nedeniyle müvekkili şirketin sigortalısına 24/01/2019 tarihinde 58.500-TL tazminat ödediğini, yangın sebebinin tespiti için … A.Ş’den alınan 02/07/2018 tarihli teknik raporda meydana gelen hasarın davalı şirketin kusuru sonucu meydana geldiğini, davalı şirketin meydana gelen hasarın tümünden sorumlu olduğunu, davalıya ait araç ve taşınmazlar üzerine teminatsız olarak ihtiyaten haczine, 58.500-TL tazminatın sigortalıya ödeme tarihi olan 24/01/2019 tarihinden itibaren işleyen avans faizi birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: 28.11.2013 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun (TKHK) 2. maddesinde Kanunun kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin birinci fıkrasının (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanunun 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Bir hukukî işlemin sadece 6502 sayılı Kanunda düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 1. maddesine göre mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. Anılan Kanunun 114/1-c maddesi gereğince görev dava şartı olup, 115. maddesine göre Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun, 3 Temmuz 1944 tarih ve 5746 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 22.3.1944 tarih ve 37 E. – 9 K. sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
Dava dilekçesi ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; uyuşmazlığın, davacı … şirketinin sigortalısına ödediği tazminatın halefiyet ilkesi gereğince açmış olduğu rücuen tazminat davası olduğu, davacının sigortalısına yaptığı ödemenin nedeni sigortalısı kişilerin hususi araçlarında meydana gelen zarar olup, yukarıda bahsi geçen Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun, 3 Temmuz 1944 tarih ve 5746 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 22.3.1944 tarih ve 37 E. – 9 K. sayılı kararında da bahsedildiği gibi iş bu dava davacı aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusu olduğundan hususi araç sahibi tüketicinin yerine geçerek iş bu davayı açtığının kabulü gerektiğinden uyuşmazlığın 6502 sayılı kanun kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, bu uyuşmazlığın Tüketici Mahkemelerinin görev alanında kaldığı, görev sorununun kamu düzenine ilişkin olup mahkemece yargılamanın her safhasında resen gözetilmesi gereken hususlardan olması karşısında mahkememizin görevsizliğine, davanın görevsizlik nedeniyle reddine karar verip aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİ’NE, dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle REDDİNE,
2-Görevsizlik kararı verilen dava yönünden tarafların kararın kesinleşmesinden itibaren HMK 20 gereğince 2 hafta içerisinde dosyanın görevli ve yetkili mahkeme olan BAKIRKÖY NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Yargılama giderlerinin HMK’nın 331/2-1.cümlesi uyarınca görevli ve yetkili mahkemece değerlendirilmesine,
4-Yargılama harç ve giderlerinin görevli mahkemece verilecek nihai kararı ile birlikte değerlendirilmesine,
Dair tarafların yokluğunda HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 05/02/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”