Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/8 E. 2022/1018 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/8
KARAR NO : 2022/1018

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/01/2020
KARAR TARİHİ : 19/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 19/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkilinin resmi ve ticari internet sitesinden aldığı siparişler üzerinden hizmet sağladığını, Davalı ….’un müvekkilinin internet sitesinden 08.03.2019 ve 15.04.2019 tarihlerinde sipariş oluşturduğunu, daha sonrasında sipariş fiyatını onayladığına dair müvekkili şirkete bir elektronik ileti gönderdiğini, sipariş formlarını kaşe ve imza ile onaylamak suretiyle müvekkili şirkete fax yoluyla gönderdiğini, dava konusu borcu doğuran siparişin müvekkili şirketin ürettiği ürün ambalajı olduğunu, Siparişi oluşturan davalı … Şti.’nin onaylamış olduğu sipariş formunda fatura ve sevk adresini “…. Mah. … Plaza … …./İstanbul” olarak gösterdiğini, Sipariş verilen tüm ürünlerin, 30.03.2019 01.04.2019, 08.05.2019, 01.04.2019, 02.04.2019, 08.05.2019 tarihlerinde, kurulan sözleşmeye uygun olarak sipariş formunda belirtilen adrese teslim edildiğini, ürünler teslim alındıktan sonra teslim alan çalışan tarafından sevk irsaliyelerine …. A.Ş’nin kaşesi basılıp o şekilde imzalandığını, bu durum müvekkili şirket tarafından fark edilmiş ve …. A.Ş. çalışanlarına sorulmuş olsa da çalışanlar tarafından kendilerine bu şekilde talimat verildiği, bu sebeple bu şekilde hareket etmek zorunda olduklarının öğrenildiğini, Teslimatı gerçekleştiren müvekkili kendisine düşen tüm yükümlülüğü yerine getirmiş olup teslim borcunu layığı ile yerine getirdiğini, Ancak karşı tarafın, para ödeme borcunu yerine getirmemiş olduğundan İstanbul … İcra Müdürlüğünde …. Esas sayılı dosyası ile icra takibinin başlatıldığını, davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesi ile Davacı tarafın üzerine düşen yükümlülüğü ve edimi yerine getirme borcunu tam olarak yerine getirmediğini, ambalajların müvekkili şirketin istediği doğrultuda gerçekleşmediğini, ürünlerde kesim hataları mevcut olup durumun davacı tarafa bildirmiş olmasına rağmen davacı tarafından bu konu hakkında herhangi bir adım atılmadığını, diğer davalı şirket olan …. A. Ş. ile müvekkili şirketin ayrı tüzel kişiliklere sahip şirketler olduğunu, diğer davalı şirket ile müvekkili şirket arasında ticari bir anlaşma mevcut olup diğer davalı şirketin, müvekkilinin üstlendiği ve ürettiği ürünlerin pazarlamasını gerçekleştirdiğini, siparişlerin ek kargo ücreti gerektirmemesi amacıyla İstanbul’a yönlendirildiğini, Davacı tarafın iddia ettiği gibi fatura adresinin …. Mahallesi …. Plaza …. …./ İstanbul değil, müvekkili şirketin İzmir’deki adresi olduğunu, davacının beyan ettiği hususlara ilişkin olarak dava dışı … Anonim Şirketi’nin dava konusu ile bir ilgisi bulunmadığını, …. Anonim Şirketi ile müvekkili şirket yetkililerinin farklı kişiler olduğunu, müvekkili firmanın aracı firma pozisyonunda kullanıldığına ilişkin iddiaların kabulünün mümkün olmadığını, davanın reddi ile, davacı aleyhine %20 tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü, İstanbul …. İcra Hukuk Mahkemesi, İstanbul … İcra Dairesi, Küçükçekmece … Asliye Hukuk Mahkemesi, İstanbul …. İcra Dairesi müzekkere cevapları dosyamız arasına alınmıştır.
Dosyada mevcut 19/01/2021 tarihli Bilirkişi …. tarafından sunulan raporda davacı tarafın dava konusu döneme ait 2019 hesap yılı defterlerinin e- defter olarak usulüne uygun, faturaları ile uyumlu tutulduğu, Envanter defterinin noter açılış onayının yapıldığı, Beratlarının ve mali mühürlerin tamamımın alındığı, davacı taraf 2019 hesap yılı defterlerinin sahibi lehine delil niteliğinin Mahkemenin takdirinde olduğu, Davalı tarafın 2019 yılı defterlerinin, 2019 hesap yılma ait Yevmiye ve Defteri Kebir defterlerinin A4. Kağıda çıktısını print ederek incelemeye sundukları, Envanter defterinin incelemeye sunulmadığı, defterlerin birbirini doğrulayıp doğrulamadığının denetlenemcdiği, neticeten davalı tarafın 2019 hesap yılı defterlerinin lehine takdiri delil niteliği vasfinın takdir ve değerlemesinin Mahkemede olduğunu, takip ve dava konusu faturaların davacı şirkelin ticari defterlerine kayıtlı olduğu, fatura ve muhteviyatına veya bedeline davalı tarafından herhangi bir itiraz yapılmadığı, Borcun kapatıldığına dair davalı tarafın herhangi bir beyanının bulunmadığı, T.T.K 23/3 mad. göre 8 gün içinde itiraz edilmeyen faturaların kabul edilmiş sayıldığı, Davalı tarafça dava dosyasına, bu yönde bhir belge sunulmadığı, Davacı tarafın incelenen defter ve belgelerine görc, Takip tarihi olan 05.07.2019 tarihi itibarı ve (dava tarihi (03.01.2020) itibarı ile birlikte de kabul edilmesi gerekeceği) 31.12.2019 tarihi itibarı ile davalı taraftan: 220.700,72 TL alacaklı bulunduğu, bu tarihten itibaren davalı tarafça yapılan herhangi bir ödeme kaydının mevcut olmadığı, Davacı tarafın Bs formlarının Vergi dairesine beyan edildiği, İncelenen örneklerden; Davalı taraf defter ve belgelerine göre takip tarihi (05.07.2019) itibarı ile ve (dava tarihi itibarı ile (03.01.2020) de kabul edilmesi gerekeceği) 31.12.2019 tarihi itibarı ile davacı tarafın davalı taraftan: 220.700,72 TL Alacaklı bulunduğu, incelenen defter örneklerinin davacı kayıtları ile uyumlu olup, örtüştüğü, Her ne kadar davalı taraf, borçlu olmadığını, davacının ayıplı mal gönderdiği yönünde iddiada bulunmuş ise de, bu konuda dava dosyasına somut bir belge sunmadığı, takip ve dava konusu faturaların defter ve belgelerinde kayıtlı olduğu, faturaları defter ve belgelerine işleyen davalı tarafın fatura muhteviyatından sorumlu olduğu, Davalı tarafın incelemeye defter ve belgelerinin asıllarını ibraz etmemiş olması hususunda HMK.222 Maddesi hükmünün takdir ve değerlemesinin Mahkemede olduğu, taraflar arasında ödeme tarihleri ve temerrüt ile ilgili herhangi bir sözleşme veya davacı tarafından davalı tarafa gönderilmiş herhangi bir borç ihbamamesi olmadığı, davacının takip talebinde İşlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, Temerrüdün takip tarihi (05.07.2019) itibarıyla oluşacağı, takip talebinde alacaklının, asıl alacağa işleyecek %19.50 ticari avans faizinin yerinde ve değişen oranlarda uygulanabileceği, alacağın itiraza uğramayan faturaya dayalı likit alacak olması, icra takibine rağmen hem takip dosyası hem de dava dosyasına geçerli bir itiraz nedeni ileri sürülmemesi nedeniyle; %20 icra inkar tazminatı şartlarının gözetilerek, davacının % 20 icra inkar tazminatı talebinin Mathkemenin takdirinde olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dosyada mevcut 06/04/2022 tarihli … ve … tarafından sunulan raporda Davacı ticari defterlerinin incelenmesinde, icra takip tarihinde takip dayanağı 6 adet faturadan kaynaklı olarak davacının davalı …’tan 220.700,72 TL alacaklı olduğunun görüldüğü, Davalı … tarafından sunulan tasdiksiz A4 kağıda basılmış ticari defterlerde de davalının davacıya 220.700,72 TL borçlu olduğunun görüldüğü, Davalı …’un, kendisine gönderilen ürünlerin ayıplı olduğuna yönelik iddiasına dayanak herhangi bir delile rastlanmadığı, Davalı …. ticari defterlerinde diğer davalı …. ile 2019 yılından önce (zira sadece tasdiksiz 2019 yılı ticari defterleri ibraz edilmiştir) dayanan bir ticari ilişki kurulduğu, satışların büyük çoğunluğunun … ’ya yapıldığı, Ticari Mal stoklarının tamamının …. ve … marka ürünler olduğu, 2019 yılı kapanışında …. ’nın …’a 112.925,13 TL borçlu olduğu, Davalı …’un, …. … haricinde, …. , …., …. firmaları ile de ticari ilişki olduğu, Faturanın veya eş değer ödeme talebinin borçlu tarafından alındığı tarihten yani 10.07.2019 tarihinden 30 + 1 gün sonra davalının temerrüde düştüğü kabul edilerek hesaplanan takip öncesi işlemiş faiz 7.155,95 TL olup, davacının faiz talebinin uygun görüldüğü, Yukarıdaki veriler çerçevesinde davalılar arasında organik bağ bulunduğu, dolayısıyla dava konusu borçtan her ikisinin de sorumlu tutulabileceğinin tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dava İtirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67.maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Tüzel Kişilik Perdesinin Aralanması tüzel kişinin ayrılığı ilkesinin somut olayda göz ardı edilmesi ve tüzel kişiden alacaklı üçüncü
kişilerin, tüzel kişiyi oluşturan kişilere başvurabilmesi anlamına gelmektedir (….
Kaşak, “Tüzel Kişilik Kavramı ve Tüzel Kişilik Perdesinin Kaldırılması”, Marmara
Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi, C. 26, S. 2, Aralık 2020, s. 1251).
Yargıtay kararlarında vurgulandığı üzere, tüzel kişilik perdesinin kaldırılması, tüzel kişiler
bakımından kabul edilen ayrılık ilkesinin istisnasını teşkil etmektedir (Y. 11. HD, T.
04.04.2019, E. 2017/2384, K. 2019/2653; Y. 11. HD, T. 19.03.2018, E. 2016/9387, 
K.
2018/2071; Y. 11. HD, T. 15.05.2015, E. 2015/1107, K. 2015/6980; Y. 11. HD, T.
12.09.2014, E. 2013/8411, K. 2014/13676). “İstisnalar dar yorumlanır” ilkesi çerçevesinde
tüzel kişilik perdesinin kaldırılmasının da dar yorumlanması gerekir (Kaşak, s. 1257; İpek
Sağlam, “Tüzel Kişilik Perdesinin Aralanması Kavramına Genel Bir Bakış”, Marmara
Üniversitesi Hukuk Fakültesi, I. Uluslararası Ticaret Hukuku Sempozyumu, İstanbul, 2008, s.
154). Bu sebeple iştirak ilişkisinin veya şirketler arasında organik bağın bulunduğu her
durumda perdenin aralanarak perde arkasındakilerin sorumlu tutulması mümkün değildir.
Tüzel kişilik perdesi ancak hakkın kötüye kullanılmasının tüm şartlarının bir arada bulunması
hâlinde kaldırılabilir (Kaşak, s. 1257-1258; Sağlam, s. 155).

“Tüzel kişilik perdesinin kaldırılması” teorisi sadece bir tüzel kişi ile onu oluşturan gerçek
kişiler arasındaki ilişkiler hususunda uygulanmaz. Somut olayda hakim, gerekli gördüğünde,
iki ayrı tüzel kişiyi ayrı ayrı hukuk süjeleri olarak kabul etmek yerine onları tek bir tüzel
kişilik olarak tanımayı tercih edebilir (Sağlam, s. 154).

Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu davacının davalı …’tan alacakli olup olmadığı, alacaklı ise miktarı, davacının tüzel kişilik perdesinin kaldırılması talebi ile alacağını davalı …. ‘dan talep edip edemeyeceği hususunda toplanmakta olup bu kapsamda yapılan bilirkiişi incelemesinde icra takip tarihinde takip dayanağı 6 adet faturadan kaynaklı olarak davacının davalı …’tan 220.700,72 TL alacaklı olduğunun görüldüğü, Davalı … tarafından sunulan tasdiksiz A4 kağıda basılmış ticari defterlerde de davalının davacıya 220.700,72 TL borçlu olduğunun görüldüğü, Davalı …’un, kendisine gönderilen ürünlerin ayıplı olduğuna yönelik iddiasına dayanak herhangi bir delile rastlanmadığı, Davalı …. ticari defterlerinde diğer davalı …. ile 2019 yılından önce (zira sadece tasdiksiz 2019 yılı ticari defterleri ibraz edilmiştir) dayanan bir ticari ilişki kurulduğu, satışların büyük çoğunluğunun …. ’ya yapıldığı, Ticari Mal stoklarının tamamının …. ve …. marka ürünler olduğu, 2019 yılı kapanışında …’nın …’a 112.925,13 TL borçlu olduğu, Davalı …’un, …. haricinde, …., …. , …. firmaları ile de ticari ilişki olduğu, Faturanın veya eş değer ödeme talebinin borçlu tarafından alındığı tarihten yani 10.07.2019 tarihinden 30 + 1 gün sonra davalının temerrüde düştüğü kabul edilerek hesaplanan takip öncesi işlemiş faiz 7.155,95 TL olup, davacının faiz talebinin uygun görüldüğü, Yukarıdaki veriler çerçevesinde davalılar arasında organik bağ bulunduğu, dolayısıyla dava konusu borçtan her ikisinin de sorumlu tutulabileceğinin tespit edildiği anlaşılmakla bu raporun usul ve yasaya uygun olduğu, davalıların arasındaki organik bağın bulunduğunun kabul edilmesi gerektiği, davacının alacaklı olduğunu ispat etmiş olması nedeni ile açılan davanın kısmen kabulüne, İstanbul … İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasında davalıların yapmış olduğu itirazın 220.700,72-TL bakımınadan iptaline, takip tarihinden itibaren bu alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanunun 2/2.maddesi uyarıca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına, alacağın likit olması nedeni ile alacağın %20’si olan 44.140,14-TL icra inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜNE,

1-İstanbul …. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasında davalıların yapmış olduğu itirazın 220.700,72-TL bakımınadan iptaline, takip tarihinden itibaren bu alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanunun 2/2.maddesi uyarıca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2-Alacağın likit olması nedeni ile alacağın %20’si olan 44.140,14-TL icra inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Alınması gerekli 15.076,06 TL harçtan peşin alınan 2.751,95 TL peşin harcın mahsubu ile 12.324,11 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,

4-Davacı tarafından yatırılan 54,40- TL başvuru harcı, 2.751,95-TL peşin nispi harç, 7,80-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 2.814,15- TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,

5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT gereğince 33.898,10 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden red edilen miktar üzerinden AAÜT gereğince 7.155,95- TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan 297,20 TL tebligat müzekkere gideri, 9.400 TL bilirkişi ücreti toplamı 9.697,20- TL’nin kabul ve red oranı göz önüne alındığında 9.309,40 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye 387,80-TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-6235 sayılı Hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11-13 maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri olarak) kabul-red oranına göre 1.267,20-TL’nin davalıdan, 52,80-TL’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
9-Taraflarca yatırılıp harcanmayan masrafın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 19/10/2022

Katip …

Hakim …
¸ ¸

. Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”