Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/777 E. 2021/157 K. 17.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/777
KARAR NO : 2021/157

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 02/11/2020
KARAR TARİHİ : 17/02/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili sigorta şirketi tarafından … numaralı iş yeri abonman sigorta poliçesi ile sigorta … Yapı Marketleri Tic. A.Ş’ye ait … Mah. … Bulv. No:… … AVM … / … adresindeki iş yerinin sigortalandığını, sigortalı iş yerinde 09/11/2019 tarihinde yangın boru hattında yapılacak teknik çalışma öncesinde davalı şirket AVM yönetimine bilgi verilmesine rağmen borulardaki suyun davalı yönetim tarafından tahliye edilmemesi sebebiyle sigortalıya ait mağazanın depo alınında su baskını meydana geldiğini, bu olay nedeniyle depodaki mobilya ve ahşap ürünlerinde hasar meydana geldiğini, yaptırılan ekspertiz sonucu sigortalı iş yerinde 27.631,80 TL değerinde hasar ve zararın meydana geldiğinin tespit edildiği, hasar tazminat bedelinin müvekkili şirket tarafından 25/12/2019 tarihinde sigortalısına ödendiğini, müvekkilinin sigortalısına ait iş yerindeki hasarın davalı şirketin kusurundan kaynaklandığından meydana gelen hasar / zarar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile dava konusu olayla ilgili müvekkil şirketin herhangi bir kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını, davacının taleplerinin haksız, mesnetsiz ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkil şirket ile dava dışı … Yapı Marketleri Ticaret A.Ş. arasında, kira sözleşmesi imzalandığını, teslim ile birlikte, kiralanan yerle ilgili tüm sorumluluk … Yapı Marketleri Ticaret A.Ş.’ye geçtiğini, kiralanan yerin tesliminden sonra, müvekkil şirketin kiralanan yerle herhangi bir şekilde bağının kalmadığını, kiralanan yerde ve dava dışı şirket emtialarında meydana gelebilecek her türlü hasar, bakım/onarım/arıza giderimi dahil tüm sorumluluğun dava dışı … Yapı Marketleri Ticaret A.Ş.’ye geçtiğini, işbu durumun kira sözleşmesi hükümlerinin incelendiğinde açıkça görüleceğini, dolayısıyla teslimi gerçekleşen yerde dava dışı … Yapı Marketleri Ticaret A.Ş.’ye ait emtialarda meydana geldiği belirtilen hasarla ilgili müvekkil şirkete herhangi bir sorumluluk yüklenemeyeceği gibi; söz konusu olayla ilgili tüm sorumluluğun dava dışı … Yapı Marketleri Ticaret A.Ş.’ye ait olduğunu, davacının müvekkili şirkete karşı dava ikame etmesi ve müvekkili şirketten talepte bulunmasının haksız, mesnetsiz ve hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle davanın ve alacak talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
“…Sigortacının, sigortacılık mutlak bir ticari muameledir diye kanuni halefiyetine istinaden açacağı rücu davası için dava ikamesi icap eder, denecek olursa, menşei, mahiyeti ve illeti aynı olan ve haksız fiil faili için tecezzisi mümkün bulunmayan bir borç için, iki ayrı kaza merciinde birden dava açılmış olabileceği kabul edilmiş olur. Bu ise kanuna ve hukuka uygun düşmez. Bu itibarla, sigortacının, sigorta poliçesinden münbais olmayıp, kanundan aldığı selahiyete istinaden ve haksız fiil sebebiyle alacaklı yerine kaim olarak hareket ettiği davada hukuk mahkemesine başvurulması gerekir.” Yargıtay İBK’nın 22.03.1944 tarih ve 37 E., 9 K. sayılı kararında;
Buna göre, TTK’nın 1472. maddesine dayalı rücuen tazminat davaları, sigorta şirketince halefiyet hakkına dayalı olarak açılmış olup, sigorta poliçesinden doğmadığından, mutlak ticari dava olduğu söylenemez. Bu davalarda davacı … şirketinin halefi olduğu sigortalı ile zarar sorumlusu arasındaki hukuki ilişkinin niteliğine göre, görevli mahkemenin belirlenmesi gerekir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 29.11.2016 tarih ve 13158 E., 9204 K. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 11.02.2016 tarih ve 1084 E., 1497 K., aynı dairenin 20.09.2016 tarih ve 6280 E., 7990 K., 20. Hukuk Dairesi’nin 10.02.2016 tarih ve 2015/15593 E., 2016/1517 K. sayılı ilamları da aynı yöndedir.
“…Somut olayda dava dışı sigortalı-kiracı … Medikal Sağ. İnş. Rekl. Gıda Bil. San. Tic. Ltd. Şti. ile davalı-kiralayan … İnş. ve İşl. A.Ş. arasında kira sözleşmesi bulunmaktadır. Davacı … şirketince davalının kira sözleşmesinden kaynaklanan sorumluluklarına dayanılarak, sigortalının haklarına halef sıfatıyla dava açılmıştır. Adı geçen davalı da cevaplarında, sigortalı arasındaki kira sözleşmesi hükümlerine göre kendisine rücu edilemeyeceğini savunmuştur. 6100 Sayılı HMK’nın 4. maddesinde Sulh Hukuk Mahkemelerinin bakmakla görevli olduğu davalar düzenlenilmiş olup, “a” bendi, “Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları, görürler.” hükmünü hükmünü içermektedir. Buna göre ilk derece mahkemesince, tarafların tacir olmasının HMK’nın 4/1-a maddesinde düzenlenen, Sulh Hukuk Mahkemesinin görevini etkilemeyeceği gözetilerek, dava dışı sigortalı-kiracıya halef olarak, davalı-kiralayan … İnş. ve İşl. A.Ş. aleyhine açılan davada, Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunun kabulü isabetli olmuştur.” T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi, 2018/1062 Esas, 2019/1370 Karar.
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; hasarın meydana geldiği …. AVM’nin malikinin davalı olduğu, tarafların arasında kira sözleşmesinin bulunduğu, sigortalının iş yerinde meydana gelen hasarın kiralanan gayrimenkulün yönetim ve muhafazasından kaynaklandığı, buna göre uyuşmazlığın kiralayan ile kiracı arasındaki sözleşmeden kaynaklandığı, davacı … şirketinin de sigortalısının tabi olduğu uyuşmazlığa göre dava açması gerektiği, davanın sulh hukuk mahkemesinin görevine girdiği anlaşılmakla HMK’nın 114/c maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nun 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2- 6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/02/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”