Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/762 E. 2021/872 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/762
KARAR NO : 2021/872

DAVA : İflas (Doğrudan Sermaye Şirketleri İle Kooperatiflerin İflası (İİK 179))
DAVA TARİHİ : 27/10/2020
KARAR TARİHİ : 07/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İflas (Doğrudan Sermaye Şirketleri İle Kooperatiflerin İflası (İİK 179)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verdiği 27/10/2020 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde;Müvekkilinin gerçekleştirmeyi planladığı projelerinde, gerek ekonomik kriz, gerekse alacaklarını tahsil edememesi nedeniyle başarısız olduğunu ve borç altına girdiğini, müvekkili aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasında başlatılan icra takibi ile bütün mallarının haczedildiğini, müvekkilinin varlıklarının çok üzerinde olan borcunu ödeme güçlüğüne düştüğünden, doğrudan doğruya iflas kararı aldığını, müvekkili şirketin aciz içerisinde olması nedeniyle iflasına karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil … vekilinin 02.03.2021 tarihli dilekçesinde özetle;Müvekkili yönünden, Bakırköy … İş Mahkemesi … E. … sayılı kararında işçilik alacakları olduğuna karar verildiğini, ilama yönelik Bakırköy … İcra Müd. …. E. Sayılı dosyadan icra takibi başlatıldığını, iflası istenen şirketin ilama dayalı borcun halen ödenmediğini, 02.03.2021 tarihi itibariyle müvekkili alacağının 127.363,47 TL olduğunu, müdahale taleplerinin kabulünü talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE :
Dava, 6102 sayılı TTK.nun 376/3. ve İİK’nın 179. madde hükümleri uyarınca doğrudan iflas istemine ilişkindir.
Davacı şirketin borca batık olması halinde, iflas beyan ve talebini düzenleyen İİK’nın 179. maddesinde, bu istemin ilan edileceği hususuna değinilmemiş ise de, İİK’nın 181. maddesi yollamasıyla İİK’nın 166/2. maddesinde öngörülen usulle iflas talebini ilan edilmeli, alacaklılara müdahale veya itiraz imkânı tanınmalıdır. Zira, alacaklılar iflas talebinin ilanı üzerine davaya müdahale veya itiraz ederek, borçlunun iflas talebini, hakkındaki takipleri ertelemek ve borçlarını ödemeyi geciktirmek için yaptığını ileri sürme ve borçlarının muvazaalı olarak aktifinden fazla olması sonucunu doğuracak kötüniyetli davranışların önüne geçmek ve alacaklılara davacı şirketin borca batıklığı iddiasının gerçek olmadığını kanıtlama olanağı vermek amacıyla iflas talebinin İİK’nın 166. maddesinde öngörülen usulle ilan edilmesi ve yapılacak ilan üzerine, iflas talebine itiraz edenler varsa bu itirazların değerlendirilip mahkemece iflas koşullarının oluşup oluşmadığı re’sen araştırılarak varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekir.
Somut olayda, mahkemece, ilanlar İİK’nın 166. madde hükmüne uygun olarak yapılmıştır.
İİK’nın 179. maddeleri uyarınca iflasa karar verilebilmesi için şirketin borca batık durumda olması gerekir. Borca batıklık, borçlunun malvarlığındaki aktif değerler toplamının, pasif değerler toplamını karşılayamaması durumudur. İflas talebi üzerine mahkemece bilirkişi incelemesi yapılarak iflas talebinin yerinde olup olmadığı belirlenir. Borca batıklığın tespiti için 6102 sayılı TTK ‘nın 376/3. maddesi uyarınca bir borca batıklık bilançosu hazırlanmalıdır.
6102 sayılı TTK.nun 376/3. maddesine göre borca batıklık bilançosunda aktiflerin rayiç değerden bilançoya geçirilerek borca batıklık bilançosunun çıkarılması gerekir. Böyle bir talep üzerine mahkemece, bu şirketin öncelikle borca batık durumda olup olmadığı rayiç değerlere göre tespit edilmelidir. Bunun için borçlu şirket tarafından sunulacak bilanço üzerinde mahallinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, rayiç değerler ve yapılan araştırma ve inceleme sonucu elde edilen gerçekçi verilere göre bilirkişilerce yeniden oluşturulacak şirket bilançosu (borca batıklık bilançosu) da dikkate alınıp bir sonuca gidilmelidir. Borca batıklık, 6102 sayılı TTK ‘nın 376/3. maddesinde gösterilen şekilde varlıkların rayiç değerine ve İİK’nın 178/1. madde ve fıkrasında belirtilen alacaklılar listesinde gösterilenler ile gerçek anlamda tespit edilebilecek diğer borçların tutarına göre belirlenmelidir. Borca batıklıktan kurtulma ise tüm borçların ödenmesi anlamına gelmeyip, aktifin pasiften fazla olmasını ifade eder.
Bu durumda mahkemece, davacının doğrudan iflas sebeplerinden biri olan İİK’nın 179. maddesine dayandığı da gözetilerek, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda gerekli inceleme ve araştırmanın re’sen yapılması, borç miktarı, giderleri, üçüncü şahıslardan olan alacakları ve taşınmazları, taşıtları, demirbaşları v.s. tüm mevcut malvarlığı yönüyle mahallinde ve ayrıca defter, kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılması, uzman bilirkişiler aracılığıyla davalı şirketin borca batık olup olmadığı hususunda gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gereklidir.
Yukarıda tespit edilen ilkeler çerçevesinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış,Bilirkişiler … ve Dr. …’un 17/05/2021 havale tarihili raporunu özetle;Davacı şirketin varlıklarının rayiç değerinin tespiti için keşfen inceleme yapılmış ise de, şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresinde olmadığını ve gayrifaal olduğunun tespit edildiğini, rayiç değerlemeye esas bir duran varlığının tespit edilemediğini, keza davacı vergi dairesince yapılan yoklamada da davacı şirketin ticaret sicile kayıtlı adresinde faaliyetinin tespit edilmediğini, davacı şirketin 31/03/2021 tarihli kaydi bilançolarına göre, özkaynaklarının(-) 331.723,28 TL olduğunu ve kaydi değerlerden şirketin borca batık olduğunu, davacı şirketin, TTK 376/3. Mad. ve İİK 179 mad. hükümlerine esas, 31/03/2021 tarihli“Aktiflerin, hem işletmenin devamlılığı esasına göre, hem de muhtemel satış fiyatları esas alınmak suretiyle düzenlenen, Rayiç Değer Bilançosuna göre” Rayici/Mal varlığı bilançosunun;rayiç değerlerden gerçek aktif toplamının ¨60.326,85, pasif toplamının ise ¨350.583,40 olmakla, şirketin 31/03/2021 tarihli pasifinin aktifinden (¨60.326,85 – ¨350.583,40 =) (-) ¨290.256,55’den fazla olduğunu, eş deyişle şirket aktiflerinin şirket pasiflerini karşılamaması sebebiyle (-)290.256.558 TL borca batık olduğu ve 10.000,00 TL ödenmiş sermayesini fazlasıyla yitirmiş olduğunu, dolayısıyla İİK m.178 ve m.179 yönünden doğrudan doğruya iflas koşullarının oluştuğunu bildirmişlerdir.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Bilindiği üzere bir tacir iki halde doğrudan doğruya, takipsiz olarak kendi iflasını isteyebilir. Bu haller yukarıda da anlatıldığı gibi İİK.m.178 ve m.179’da düzenlenmiştir. İİK.m.178 genel olarak bütün tacirler için geçerli iken, İİK.m.179 sadece sermaye şirketlerine uygulanabilir. İİK.m.178’e göre borçlu tacir “aciz halinde bulunduğunu” ileri sürerek kendi iflasını isteyebilir. İİK.m.179’a göre ise bir sermaye şirketi “pasifinin aktifinden fazla olduğunu-borca batık olduğunu” iddia ederek kendi iflasını isteyebilir, hatta istemek zorundadır.Bir sermaye şirketi borca batık olması halinde, yönetim kurulu durumu mahkemeye bildirmeye yalnızca yetkili değil, aynı zamanda mecburdur. Çünkü, bir şirketin borca batık olması halinde bu durumun kamu düzenini ilgilendiren bir durum olduğu kabul edilerek emredici hükümlerle bu durumdaki şirket ve kooperatiflerin idare ve temsil ile görevlendirilmiş olan organlarına durumu mahkemeye bildirerek şirketin iflasını isteme görev ve yetkisi verilmiştir. Somut olayda, davacı şirket vekili, şirketin pasifinin aktifinden fazla olduğunu, mali durumunu düzeltmesi imkanı bulunmadığını ileri sürerek, doğrudan doğruya iflaslarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dosya ve davacı şirketin ticari defterleri üzerinde yaptırılan incelemeler neticesinde bilirkişi kurulunca davacı şirketin TTK 376/3.maddesi çerçevesinde aktiflerin muhtemel satış fiyatı esasına göre rayiç değerler yönünden 31/03/2021 tarihi itibariyle (-)290.256.558 TL borca batık durumda olduğu tespit edilmiştir. Kayden borca batık olduğu görülen şirketin salt bu durumu, tek başına iflâs kararı vermeye yeterli değildir. Böyle bir durumda alacaklılara sermaye şirketinin borca batıklık iddiasının gerçek olmadığını kanıtlama olanağını vermek amacıyla iflas talebinin İİK.’nın 166.maddesinde öngörülen usulle ilan edilmesi ve bu ilandan sonra itiraz edenlerin itirazları değerlendirilerek mahkemece iflas koşullarının oluşup oluşmadığının re’sen araştırılarak varılan sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekmektedir. Mahkemenin şirketin gerçek olmayan hukuki muamelelerle borca batık hale geldiği ve kötü niyetli olarak kendi iflasını isteyip istemediği hususunu re’sen araştırması gereklidir. Dosyadaki deliller çerçevesinde davacı şirket yönünden iflâs isteminin kötü niyetli olmadığı, fiktif işlemlerin bulunmadığı tespit edilmiş olup buna göre davacı şirketin pasiflerinin aktiflerinden fazla olduğu,borç ödemeden aciz halinde bulunduğu, İİK.m.178 kapsamında aciz nedeniyle doğrudan doğruya iflas koşullarının oluştuğu anlaşıldığından davacı şirketin iflâsına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davanın KABULÜNE,
2- İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde … sicil numarası ile kayıtlı ve muamele merkezi “… Mahallesi,… caddesi,… Çarşı No:… …. ” olan TASFİYE HALİNDE …. TEKSTİL SANAYİ LİMİTED ŞİRKETİ’nin 07/10/2021 günü saat: 10:34 itibariyle İFLASINA,
3- İflas ile ilgili olarak Bakırköy Nöbetçi İflas Müdürlüğüne müzekkere YAZILMASINA,
4- İflas ile ilgili olarak İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne BİLDİRİMDE BULUNULMASINA,
5- İflasın, iflas müdürlüğü tarafından İİK’nun 166.maddesinde yazılı usullere göre İLANINA,
6- İflas avansının Bakırköy İcra ve İflas Müdürlüğü’ne AKTARILMASINA,
7-Alınması gerekli ¨59,30 karar ve ilam harcından peşin alınan ¨54,40 harcın mahsubu ile bakiye ¨4,90 harcın davacıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA,
8-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
9-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafından peşin olarak yatırılan ¨155,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 164/2 nci madde hükmü uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile 10 gün içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı,müdahil vekilinin yokluğunda oybirliği ile verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.07/10/2021

Başkan …
E-İmzalı
Üye …
E-İmzalı
Üye …
E-İmzalı
Katip …
E-İmzalı

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”