Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/761 E. 2020/713 K. 28.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/761
KARAR NO : 2020/713

DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 27/10/2020
KARAR TARİHİ : 28/10/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının dosya üzerinde yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili tarafından Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilen 27/10/2020 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı …….. Mim. İnş. Tur. ve Tic. A.Ş. ile müvekkili bankanın ……… Şubesi arasında Genel Nakdi ve Gayrınakdi Kredi Sözleşmeleri imzaladığını, bu sözleşmeler kapsamında kullandırılan kredilerin geri ödemelerinin yerine getirilmemesi üzerine hesapları kat edildiğini ve asıl borçlu davalı ile kefillerine Bodrum ……… Noterliği’nin 07.09.2018 tarih -……… – 11.09.2018 tarih ve ……. yevmiye sayılı ihtarnamesi keşide edilerek gönderildiğini, borçlu firma tarafından, Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …….. Esas sayılı dosyasından konkordato talepli dava açıldığını, anılan dosya üzerinden davacı lehine öncelikle 05.06.2018 tarihli geçici mühlet verildiğini ve akabinde, 05.11.2018 tarihinden itibaren başlamak üzere 1 yıl süreyle kesin mühlet verilmesine karar verildiğini, konkordato komiser heyetinin alacaklılarını bildirmeye davet ilanı bankalarına usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmediğinden, bankaları tarafından 07.07.2020 tarihinde bankalarının alacağı konkordato davasının görüldüğü Bakırköy …….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ……. Esas sayılı dosyasına dilekçe ile bildirildiğini, bankları tarafından dava dosyasına bildirilen alacak tutarlarının, dava dosyasından görevlendirilen komiserler tarafından borçlu firmaların bilançolarında yer alan tutarlar üzerinden esas alınarak nisaba katıldığının anlaşıldığını, Bakırköy ……… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …….. Esas sayılı dosyasından yetkilendirilen komiser heyeti tarafından gerçekleştirilen alacaklılar toplantısına müvekkili bankaca iştirak edilerek, sunulan revize projeye itiraz edilerek red oyu kullanıldığını, bankalarına borçlu firma tarafından Bakırköy ……… Asliye Ticaret Mahkemesinin …….. Esas sayılı dosyasından açılan konkordato davası kapsamında 17.09.2020 tarihli duruşmasında konkordato taleplerinin kabulüne ile İİK 306’nci maddesi uyarınca konkordato projesinin tasdikine karar verildiğini, anılan karara karşı bankaları tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğunu, konkordato projesi tasdik talebi kabul edilen müvekkili bankaya borçlu davalıdan 05.11.2018 kesin mühlet tarihi itibariyle; kullanılan ticari krediler, kredi kartı, iskonto kredisi, esnek ticari hesap ve diğer kullanılan tüm kredilere ilişkin anapara, işlemiş faiz ve BSMV olmak üzere üç kalem halinde; …….. Mim. İnş. Tur. ve Tic. A.Ş. firmalarının 05/11/2018 tarihli alacak bakiyesi…….. Mim. İnş. Tur. Ve Tic. A.Ş. toplam anapara bakiye: ¨206.068,03 , işleyen faiz: ¨29.546,85 , BSMV:¨ 882,48, ………’ a aktarılmamış Gayri Nakdi Çek Riski:¨ 22.950,00 olup, meri risk ile birlikte toplam anapara bakiyenin ¨ 229.018,03 olduğunu, …….. Mim. İnş. Tur. Ve Tic. A.Ş. için toplam ¨ 229.018,03 olarak müvekkili banka alacağının kaydı istendiğini, Bakırköy …….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …….. Esas sayılı Mahkemesi’nin 17.09.2020 tarihli tasdik kararında ise müvekkili banka alacağı borçlu/davalı firmanın konkordato davasının görüldüğü mahkeme komiserlerine bildirdiği tutarlara bağlı kalınarak, …….. Mim. İnş. Tur. Ve Tic. A.Ş. için toplam ¨197.290,30 olarak kabul edildiğini, oysaki müvekkili banka alacağı bankaları kayıtlarında yer aldığı şekilde değilde; davalı borçlu firmalar tarafından konkordato davası komiser heyetine bildirildiği şekliyle kabul edilerek; …….. Mim. İnş. Tur. Ve Tic. A.Ş.’den bankalarının alacağının ¨31.727,73 alacak tutarı haksız yere reddedildiğini, bu nedenlerle davalı şirketten olan ¨ 229.018,03 tutarındaki müvekkili banka alacağının, davalı şirket, konkordato komiserliği ve Bakırköy …….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ………. Esas- …….. Karar sayılı dosyasından verilen karar ile kabul edilmeyen ¨31.727,73’lik kısmı olan’nin (fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla) davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE :
Dava,İİK’nın 308/b maddesi uyarınca konkordato yargılaması sırasında çekişmeli hâle gelen alacağın tahsili istemine ilişkindir.
HMK’nın 114/1 nci maddesinde dava şartları tahdidi olarak sayıldıktan sonra anılan maddenin ikinci fıkrasında da “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” hükmü ile diğer kanunlarda dava şartlarına ilişkin düzenlemelerinde dikkate alınması gerekliliğine vurgu yapılmıştır.
Sözü geçen Kanun’un 115 nci maddesi hükmü de “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
(2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” şeklinde olup buna göre Mahkeme’nin dava şartı noksanlığı hâlinde yapacağı işlemler düzenlenmiştir.
7155 sayılı Kanun’un 20 nci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklene 5/A maddesinde ise “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmü uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülecek olan bazı davalarda,dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması dava şartı hâline getirilmiştir.
Yine 7155 sayılı Yasa ile değişik 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi hukmü ise “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir.
Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” şeklinde olup madde ile arabulucuya başvuruyu dava şartı olarak kabul edilen davalarda, arabulucuya başvurmadan dava açılması hâlinde yapılacak işlem düzenlenmiştir.
İİK’nın 308/b maddesinin birinci fıkrası “Alacakları itiraza uğramış alacaklılar,tasdik kararının ilanı tarihinden itibaren bir ay içinde dava açabilirler” şeklinde olup buna göre madde çekişmeli alacaklar hakkında açılacak davayı düzenlemektedir.
Konkordatonun tasdikine karar veren mahkeme,borçlu tarafından kabul edilmeyen ve bu şekilde çekişmeli alacak olarak kabul edilen alacaklıların haklı olup olmadığı konusunda karar veremez.Mahkeme,alacağın varlığını ve miktarını yaklaşık ispat derecesi ile tespit ederek,esasa etkili olmayan bir karar tesis ederek alacaklının konkordato nisabına ne şekilde dahil olacağına karar verecektir.Alacaklı,çekişmeli alacağın esasına ilişkin maddi anlamda kesin hüküm gücünü haiz kararın verilmesi amacıyla tasdikten önce veya tasdik kararının ilanı tarihini takip eden bir aylık süre içerisinde alacağın niteliğine göre görevli ve yetkili mahkemede dava açabilecektir.
Yukarıda da belirtildiği gibi alacağın esasına ilişkin İİK’nın 308b maddesi uyarınca açılan dava genel hükümlere göre görevli ve yetkili mahkemede görülüp sonuçlandırılacaktır.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;davacı vekili, itiraza uğrayan alacağının maddi anlamda kesin hüküm gücünü haiz karar almak amacıyla huzurdaki davayı açmış ise de,davanın,genel hükümler çerçevesinde görülmesi gereken alacak davası olması,dava konusunun, bir miktar paranın ödenmesine ilişkin olduğu ve davacı vekilinin dava açmadan önce arabulucuya başvurduğuna ilişkin herhangi bir belge sunmadığı gibi böyle bir iddiasının da bulunmadığı anlaşıldığından davanın 7155 Sayılı yasa ile değişik 6102 Sayılı TTK’nun 5/A ve aynı sayılı yasa ile değişik 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesinin birinci fıkrası uyarınca arabulucuğa başvurulmasına ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklandığı üzere:
1-7155 Sayılı Kanun ile 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanuna eklenen 5/A maddesi uyarınca, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat taleplerine ilişkin ticari davalarda dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olarak hüküm altına alınmış olup davacının arabulucuğa başvurduğuna dair herhangi bir belge sunmadığı gibi bu yönde de bir iddiası bulunmadığından davanın 7155 Sayılı yasa ile değişik 6102 Sayılı TTK’nun 5/A ve aynı sayılı yasa ile değişik 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesinin birinci fıkrası uyarınca arabulucuğa başvurulmasına ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gerekli ¨54,40 karar ve ilam harcının peşin alınan ¨ 541,84 harçtan mahsubu ile fazla alınan ¨ 487,44 harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨250,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda karar verildi .28/10/2020

Katip …….
☪e-imzalıdır.☪

Hakim ……..
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.