Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/741 E. 2021/130 K. 10.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/741
KARAR NO : 2021/130

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 06/01/2020
KARAR TARİHİ : 10/02/2021
K.YAZIM TARİHİ : 03/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 10 Ağustos 2018 günü …’ten …’a davalı hava yolları şirketinin … sefer sayılı uçağı ile seyahat etmek üzere … marka bavulunu … görevlilerine teslim ettiğini, varış limanında bagajını kontuarda aldığında bagajın fermuarının koptuğunu, derisinin parçalandığını, alt kısmı ve üst kısmı ile bağlarının koptuğunu, çantanın kullanılamaz duruma geldiğini fark ettiğini, bagajın iktisadi değerini ve amacına uygun kullanım özelliğini tamamen yitirdiğini, bu tip çantaların sağlamlıkları ile meşhur olduğunu, ikinci ellerinin dahi yüksek rakamlara satıldığını ve ömürlük ürünler olduğunu, müvekkilinin ilgililere başvurarak konu ile ilgili tutanak tutturduğunu ancak buna rağmen bugüne dek müvekkilinin zararının karşılanmadığını, bir bagajın bu denli zarar görmesinin ancak taşıyıcı şirket çalışanlarının zararının olması ihtimalinin olduğu kabul edilerek zarardan tümüyle davalı şirketin sorumlu tutulması gerektiğini belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.400,00 TL’nin davalıdan alınarak müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLER VE GEREKÇE: Bakırköy …. Tüketici Mahkemesi tarafından 05.02.2020 tarihli kararı ile görevli olmadıklarından bahisle görevsizlik kararı verilerek dosya mahkememize tevzii edilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde Ticaret Mahkemeleri’nin kuruluşu ve hangi mahkemelerin Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır. Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
“…Davacı ile davalı arasında kurulan seyahat sözleşmesi davacının mesleki amaçla hareket etmediği kabul edildiği takdirde bir tüketici işlemidir. Fakat davacının mesleki bir amaçla seyahat ettiği , seyahat sözleşmesindeki esas amil, belirleyici olan hususun davacının mesleki vasfı – niteliği olduğu anlaşılmaktadır. Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3/1-k maddesinde tüketicinin ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi olarak tanımlandığı, davacının mesleki amaçla hareket eden gerçek bir kişi olduğu, bu itibarla davada tüketici mahkemesinin görevli olmayıp istinafa konu kararı veren mahkemenin görevli olduğu bu itibarla istinaf nedenleri yerinde görülerek başvurunun kabulüne karar verilmiştir…” T.C. İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ, 2017/838 Esas, 2017/606 Karar.
Dosya tüm deliler ile birlikte değerlendirildiğinde; her ne kadar Bakırköy …. Tüketici Mahkemesi Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı vermiş ise de, davacının gerçek kişi olması, davacının 24.11.2020 tarihli beyan dilekçesi ile 09.02.2022 tarihli duruşmadaki beyanında seyahat amacının turistik amaçlı olduğu olduğu, Davacı ile davalı arasında kurulan seyahat sözleşmesi davacının mesleki amaçla hareket etmediği kabul edildiği takdirde bir tüketici işlemi olacağından bahisle mahkememizin görevli olmadığı, kamu düzenine ilişkin olan görev hususunun yargılamanın her aşamasında ve resen gözetilmesi gerektiği sebebiyle davanın görevsizlik sebebiyle usulden reddine, görevli mahkemenin Bakırköy …. Tüketici Mahkemesi olduğunun tespitine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın mahkememizin görevsizlik sebebiyle usulden REDDİNE, görevli mahkemenin Bakırköy … Tüketici Mahkemesi olduğunun tespitine,
2-Mahkememiz tarafından karşı görevsizlik kararı verilmiş olduğundan,
a) Mahkememiz kararının süresinde ve usulüne uygun şekilde istinaf yoluna başvurulması durumunda dosyanın istinaf incelemesi için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
b) Mahkememiz kararının istinaf yoluna gidilmeden kesinleşmesi durumunda HMK 22. madde hükmünde öngörüldüğü şekilde iki mahkeme arasındaki olumsuz görev uyuşmazlığını gidermek ve yargı yerininin (görevli mahkemenin) belirlenmesi için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
3- Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin HMK.323 ve 331. maddeleri uyarınca görevli ve yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/02/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı