Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/74 E. 2021/940 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/74
KARAR NO : 2021/940

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/01/2020
KARAR TARİHİ : 19/10/2021
K.YAZIM TARİHİ : 19/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Davalı Site Yönetimi tarafından 31.10.2019 tarihinde tüm Esenyurt ilçesinde bulunan ….. sitesinin sakinlerine sms ve mail yolu ile bildiri yayınlandığını, yayınlanan bu bildirgede müvekkil Şirket’e ait ….. isimli markalı spor salonu hakkında gerçeğe aykırı söylemlerde bulunulduğunu, “Bize ait olan fakat kullanmak için ciddi ücretler ödemek zorunda bırakıldığımız … adlı sosyal tesisimizin tarafımıza iadesi için dava açmaya hazırlanıyoruz. Bu anlamda imza topluyoruz. Yeterli imza toplanması üzerine avukatımız aracılığıyla ile toplu dava açacağız” şeklinde ifadelere yer verildiğini, bu ifadelerin TTK kapsamında haksız rekabet teşkil ettiğini, Davalı tarafından gerçekleştirilen eylemin haksız rekabet teşkil ettiğini, men’i gerektiğini, Müvekkilinin Şirket merkezi Hollanda’da bulunan … şirketinin Türkiye’deki faaliyetlerini yürüttüğü ve bünyesinde birden fazla marka bulunduran bu zamana kadar önemli yatırımlara imza atmış uluslararası bir şirket olduğunu, … markası adı altında bulundurduğu spor kompleksinin İstanbul’da yer alan en büyük spor tesislerinden biri olduğunu, son derece kaliteli hizmet anlayışı ile yürütülen bu tesise çeşitli propagandalarla zarar verilmeye — çalışıldığını, — “Satış sözleşmelerinde, ….. projesinin – reklamlarında, broşürlerinde, yönetim planlarında, … Biz …ların doğal üyesi olduğu ve ücretsiz yararlanabildiği …nın sosyal tesisidir” ifadesine yer verilerek ….. projesi yapılır iken proje şirketinin bu tesisin tamamen ücretsiz olacağı vaadinden bulunduğundan bahsedildiğini, bu vaadin tarafları ile herhangi bir ilgisi bulunmadığını, davalı tarafın yayımladığı bildirgede bu hususa ilişkin bir delil de sunmadığını, bunun yerine konu ile alakası bulunmayan bir haber sitesinin linkinin paylaşıldığını, Proje geliştirme şirketi ile yapılan şifahi anlaşmaya istinaden kat maliklerine özel avantaj sunulacağının kararlaştırıldığını, bu nedenle kat maliklerine “Kat Maliklerine …. Üyelik Formu” düzenlenerek verildiğini, bu forma göre, kat maliklerinin gayrimenkulü satın aldıkları tarihten itibaren başlamak üzere 10 yıl boyunca bu tesisten faydalanmak istediğinde senelik Hizmet Ücreti’ni ödemek zorunda olduklarını kabul ve beyan ettiklerini, senelik hizmet ücreti çok cüz’i bir meblağ olup, işbu forma sahip tüm kat maliklerinin bu yükümlülüğün altına girdiklerini bildiklerini, müvekkilinin bugüne dek bu ayrıcalığa sahip tüm müşterilerine gerekli indirimi uyguladığını, daire sahiplerine 9450, kiracılara 9620 olmak üzere tüm bu avantajlardan faydalanmalarının sağlandığını, — tesise kayıtlı üyelerden 670 tanesinin bu avantajdan yararlanmaya devam ettiğini, ….. tesisinin ….. Sitesi’nin bir parçası olduğunu kabul anlamına gelmemek kaydıyla; Site Yönetimi tarafından hiçbir şekilde ayrılmış bir bütçe, ödenek olmadığını, kendi spor tesisini bünyesinde bulunduran sitelerde buna ilişkin ayrı bir ödenek oluşturulduğunu ve aidat içerisinde bu tesise harcanacak giderleri karşılayacak şekilde bir bedel talep edildiğini, müvekkili ile davalı arasında kesinlikle oluşturulmuş bir cari hesap bulunmadığını, Spor kompleksinin yıllardan beri bağımsız şekilde hizmet verdiğini, ….. spor tesisinin yıllık 8000 üye kapasitesine sahip olduğunu, ….. Site’sinde bulunan konut sayısının 3000’den fazla olduğunu, her konutta ortalama 3 kişi yaşıyor olması halinde toplam 9000 kişi olacağını, bu durumda kapasitenin çok daha üzerinde bir taleple karşılaşılacağını, ….. Site sakinlerine spor tesisinin ücretsiz olacağı iddiasına karşılık bu yapılan küçük bir hesaplama dahi bunun ne kadar imkansız olduğunu ortaya koyduğunu, tesiste 5000 üye bulunduğunu, tesisin bu şekilde bir üye artışını kaldırabilecek ve ….. site sakinlerine ücretsiz hale getirilebilecek bir durumda olmadığını, bu bildirgenin yayınlanmasının akabinde müvekkiline ait tesiste oldukça fazla üye azalımı meydana geldiğini, bu durumun sebebinin gerçeğe aykırı tamamen kötü niyetli, tesise zarar vermek amacıyla yayınlanan içerik olduğunu, bildirinin site sakinlerine ulaşmasından sonra üyelik iptalleri gerçekleştirildiğini, Site sakinlerinden üye olan üyelerin birçoğunun üyelik iptali yaptığını, yeni üyelik görüşmesi yapılan kişilerin bu durumdan mütevellit üyelik işlemi yapmayacaklarını, durumun sonuçlanmasını bekleyeceklerini bildirdiklerini, üyelik süresi dolan fakat yenileyecek kişiler de yenileme işlemi yapmaktan vazgeçtiğini, müvekkiline karşı bir güvensizlik ortamı yaratıldığını, bu hususun yalnızca …..’da oturan üyeleri değil diğer üyeleri de tedirgin ettiğini, şirketin el değiştirmesinden korktuklarını ve yönetime devredilebileceği gibi bir durumun oluşma ihtimaline karşılık yaşadıkları gerginliği ifade ettiklerini, tüm bu sebeplerle, müvekkil Şirket’in üyelik iptalleri ve yenilenmemelerinden doğan maddi ve oluşturulan güvensizlik sebebiyle manevi zararının tespiti ve davalıdan tazmini gerektiğini, Neticede; yukarıda açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulü ile, haksız rekabetin men edilmesine, Müvekkil Şirket’in uğradığı maddi zararın 250.000,00 TL’den az olmamak kaydıyla tespiti ve davalıdan tazminine, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini” arz ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “Müvekkil site yönetiminin, 2700 civarında konutun bulunduğu bir siteyi yönettiğini, Site yönetiminde ekonomik düşüncelerle hareket edilmediğini, yönetimin amacının sitede yaşayan insanların menfaatlerini korumak ve sitedeki insanların daha huzurlu ve güvenli bir şekilde yaşamalarını sürdürmek olduğunu, Site yönetiminin başında daha önce bir yönetim şirketi bulunduğunu, bu yönetim şirketinin Büyükçekmece …. Sulh Hukuk Mahkemesi … Esas, … Karar sayılı kararı ile site yönetiminden gönderildiğini, sitede yaşayan kat maliklerinin bir kısmının aynı mahkeme kararı ile yönetime geçtiğini, dava dilekçesinde bahsi geçen bildirimin, daha önce sitede görev yapan yönetim şirketi tarafından kat maliklerine ve kiracılara verilmiş ancak yerine getirilmemiş sözleri içerdiğini, müvekkil site yönetiminin böyle bir haksız rekabet yapma durumu olmadığını, daha önce yönetimin başında olan yönetim şirketi tarafından sitede yaşayan malik ve kiracılara verilmiş olan sözlerin yerine getirilmediği hususunun vurgulanmak istendiğini, haksız rekabetten bahsedebilmek için müvekkilin de tacir olması gerektiğini, müvekkilinin site yönetimi olup, tacir olmadığını, ekonomik rekabet olmadığı için haksız rekabetten de bahsetmenin mümkün olmadığını, müvekkili site yönetiminin, ….. adlı sosyal tesisi işletip kar elde etme amacı bulunmadığından ya da benzer bir faaliyeti bulunmadığından davalı ile müvekkil arasında ekonomik rekabet olduğunun söylenemeyeceğini davacı ile ….. yönetiminin aynı ortamda faaliyette bulunmakla birlikte, ….. yönetiminin faaliyetleri ve iş ilişkisine dair kasten yanlış ve yanıltıcı bilgi vermesi söz konusu olmadığını, ….. yönetiminin projede kendisine vaat edilen …..’ın tarafına iadesi talebine ilişkin olarak kat maliklerini bilgilendirmekte olduğunu, Site yönetiminin kat maliklerinin yararına olan hususlarda gerekli tedbirlerin onlar adına alınması yetkisine sahip olduğunu, Spor kompleksinin site yönetimine iadesi halinde sosyal tesisin ücretsiz hale gelmesi ve üyelik adı altında yapılan ödemelerin iade edilmesinde kat maliklerinin yararı olduğunu, Site yönetiminin bu görevi kapsamında, site sakinlerine sms ve mail yolu ile bildiri yayınlamasınındürüstlük kuralına aykırı bir davranış olmadığını, davacının tesislerinin yeterince dolu olduğunu, sitede yaşayan insanların üyeliklerinin bulunduğunu, 8000 üye kapasitesinin şu halde 5000 inin dolu olduğunu, daha fazlasını kaldırabilecek durumda olmadığını beyan ettiğini, ancak akabinde bildirge yayınlanması sebebiyle üyeliklerin iptal edildiğini, üye sayısının azaldığını belirttiğini, davacı tarafın ileri sürdüğü iddialarında mübayenet bulunmakta olup itibar edilmemesi gerektiğini, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesini” arz ve talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dosyaya sunulan 11/08/2021 tarihli bilirkişiler …. ve …. tarafından düzenlenen raporda; Davalı tarafından, dairelerin davacı tarafından satıldığı, satılırken de satışı artırmak için sosyal tesisten ücretsiz yararlanılacağını, sosyal tesislerin dairelerin yer aldığı sitelerin bir parçası olduğunu vadettiği hususlarında herhangi bir somut delil sunulmadığı, bu bakımdan davalının haksız rekabet eyleminde bulunmuş olduğunun kabulünün gerektiği, Bu konuda, davalının tacir ve davacıya rakip olmamasının da bir öneminin bulunmadığı, davacının haksız rekabet tarihi olduğunu iddia ettiği 31.10.2019 tarihine kadar ortalama satışları 540-578 bin TL arasında iken, iddialara konu tarihten sonraki 2 aylık dönemde satışlarının arttığı, Ocak-Şubat/2020 dönemlerinde ise tekrar 562 bin TL seviyelerine düştüğü, dolayısıyla davacının satışlarının azaldığı iddialarının ispata muhtaç olduğu, kaldı ki davacı şirketin incelenen 2019-2020 yıllarında hiçbir dönemde faaliyetlerinde kârı olmadığı gibi çok yüksek miktarda zarar raporlandığı, dolayısıyla davacının gelir kaybı ve buna mukabil kâr kaybını hesaplayabilecek emsal alınacak bir kâr oranı da olmadığı, bu bakımdan haksız rekabet nedeniyle zarar oluştuğu yönündeki iddianın ispata muhtaç olduğu hususları tespit edilmiştir.
Dava, haksız rekabete dayalı maddi tazminat talebine ilişkindir.
Haksız rekabet, 6102 sayılı TTK’nın 54. maddesinde açıkça tanımlanmamış olmasına karşın haksız rekabete ilişkin hükümlerin amacının bütün katılanların menfaatine olacak şekilde dürüst ve bozulmamış bir rekabetin sağlanmasının olduğu, yine rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen, aldatıcı veya dürüstlük kuralına, diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamaların haksız ve hukuka aykırı olduğu belirtilmiştir.
TTK’nın 55. maddesine göre haksız rekabet halleri arasına dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek; sözleşmeyi ihlale veya sana erdirmeye yöneltmek; özellikle müşterilerle kendisinin bizzat sözleşme yapabilmesi için onları başkalarıyla yapmış oldukları sözleşmelere aykırı davranmaya yöneltmek; üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek; özellikle gizlice ve izinsiz olarak ele geçirdiği veya başkaca hukuka aykırı bir şekilde öğrendiği bilgileri ve üretenin iş sırlarını değerlendirmek veya başkalarına bildirmek; iş şartlarına uymamak; özellikle kanun veya sözleşmeyle, rakiplere de yüklenmiş olan veya bir meslek dalında veya çevrede olağan olan iş şartlarına uymamak hususları da girmektedir.
Aynı yasanın 56. maddesinde ise haksız rekabetin varlığı halinde ilgilinin isteyebileceği hukuki korumalar sayılmıştır.
Dosya ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; her ne kadar davacı tarafından davalının eylemlerinin haksız rekabet hükümlerine aykırılık teşkil ettiği ve davalının eylemleri nedeni ile maddi olarak zarara uğradığı iddiası ile huzurda görülen dava açılmış ise de mahkememizce davacının ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup yapılan incelemede davacı ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, haksız rekabet yapıldığı iddia edilen 31/10/2019 tarihinden önceki ve sonraki üye satışlarının incelenmesi sonucunda haksız rekabetin gerçekleştiği iddia edilen tarihten sonra davacı şirketin üyelik satışlarında anlamlı bir düşüşün olmadığının tespit edildiği belirtilmiştir. Her ne kadar 10/08/2021 tarihli raporda davalının eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiği belirtilmiş ise de davalı tarafından site sakinlerine sms ve maille gönderilen metnin incelenmesinden uyuşmazlığa konu … adlı sosyal tesisin işletmesinin site yönetimine devredilmesi için site yönetimi tarafından dava açılmaya hazırlanıldığı; bu anlamda imza toplanmaya başlandığı; …’ın ücretsiz bir sosyal tesise dönüşeceği ve tazminat talebinde bulunulacağının bildirildiği görülmüş olup davalı tarafından davacıya karşı dava açma hazırlığından bahsedilmesi ve davanın kazanılması durumunda muhtemel kazançlardan bahsedilmesinin; özellikle bildiri metninde site sakinlerini sosyal tesise üye olmamaya veya var olan üyelikleri sonlandırmaya yönelik bir yönlendirmenin bulunmaması; bu haliyle davalının eylemlerinin davacının faaliyetine zarar verici nitelikte olmaması nedeni ile davalının eylemlerinin haksız rekabet oluşturmadığı kanaati ile aksi yöndeki bilirkişi raporuna mahkememizce itibar edilmemiştir. Açıklanan nedenlerle açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 170,78 TL nispi harçtan mahsubu ile fazla alınan 4.210,08 TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
3- Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5- Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
6- Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince takdir olunan 25.950,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/10/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı