Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/739 E. 2022/72 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/739
KARAR NO : 2022/72

DAVA : İflas (Adi Takipten Doğan İtirazın Kaldırılması Ve İflas (İİK 156))
DAVA TARİHİ : 19/10/2020
KARAR TARİHİ : 27/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İflas (Adi Takipten Doğan İtirazın Kaldırılması Ve İflas (İİK 156)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili tarafından Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne sunmuş olduğu 19/10/2020 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı şirketin 2019 yılının Şubat ayına kadar %79 hissesine sahip olduğunu, müvekkilinin davalı şirketin orağı iken davalı şirketin … Sigorta’ya olan cari hesap borcunu ödeyememesi üzerine, müvekkili tarafından 21.09.2018 tarihinde … Sigorta’ya davalı adına 20.000,00 EURO ödeme yapıldığını, müvekkilinin aynı tarihte davalıya 20.000,00 EURO’yu alacağına kaydetmesi için ihbar yazısı gönderdiğini, davalı şirket ile 19.09.2019 tarihinde mutabakat yapıldığını, müvekkilinin 20.000,00 EURO alacaklı olduğunun kabul edildiğini, alacağın tahsili için yukarıda ayrıntılı yazılı İflas yolu ile icra takibinin başlatıldığını, davalının kendi imzasını taşıyan mutabakatı yok sayarak itiraz ettiğini, davalının itirazının iptaline, davalı şirket hakkında depo kararı verilerek şartların oluşması halinde davalının iflasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekilinin 22.12.2019 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin eski ortağı olan davacı şirketin yönetim kurulu başkanının … olduğunu, aynı zamanda müvekkili şirketinde eski yönetim kurulu başkanı olduğunu, dava dilekçesi ekinde sunulan 21/09/2018 tarihli dekontta davacı tarafından dava dışı … Sigorta’ya 20.000,00 EURO ödeme yapıldığının görüldüğünü, ödemenin açıklamasında herhangi bir ifadeye yer verilmediğini, neye ilişkin yapıldığının belirtilmediğini, müvekkili şirket adına olduğunun kabul edilemeyeceğini, müvekkili şirket tarafından adına ödeme yapılması için herhangi bir görev ve yetkilendirme ve muvafakat verilmediğini, davacının tek taraflı olarak … Sigorta’ya yaptığı ödemenin müvekkili adına yapıldığının iddiadan öteye geçmediğini, davacı şirketin müvekkilinin eski ortağı olup, hisselerinin tamamını 07/02/2019 tarihli pay devri sözleşmesi ile …’a devrettiğini, payların devri öncesinde müvekkili şirket yönetim kurulu başkanı olan … ve …. arasında 15/01/2019 tarihli sözleşme imzalandığını, sözleşmenin 20. Mad. davacı şirketin sahibi olan …’ün müvekkili şirketin bilinen tüm borçlarından, mevcut davalarının sonuçlarından ve ileride ortaya çıkabilecek öngörülemeyen her türlü riskten münhasıran sorumlu olduğunun düzenlendiğini, bir an için davacının haklı olduğu düşünülse de, 15/01/2019 tarihli sözleşme uyarınca müvekkili şirketin devir tarihinden önce doğan, devir tarihinde mevcut olup devirden sonra doğacak öngörülemeyen her türlü dava ve riskten …’ün sorumlu olduğu öngörüldüğünden müvekkilinin sorumluluğunun doğmayacağını, ödenmesi gereken herhangi bir borç varsa bundan münhasıran …’ün sorumlu olduğunu, davacının sunduğu 19/09/2019 tarihli mutabakat metninin hukuken geçerli olmadığını, müvekkili şirketi temsile yetkili tarafından imzalanmadığını, söz konusu mutabakatın geçerli olduğu düşünülse de müvekkilinin önceki dönem borçlarından davacı şirket sahibi …’ün münhasıran sorumlu olduğunu, borçtan sadece müvekkilinin değil …’ün de sorumluluğu doğacağını, izah editen nedenlerle, davanın …’e ihbarına, davanın reddine, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; İİK.nun 156 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılmış itirazın kaldırılması suretiyle takip borçlusu davalı şirketin iflâsı istemine ilişkindir.
Bilirkişi … tarafından mahkememize sunulan 02/03/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davalı tarafından ibraz edilen ticari defterlerin usulüne uygun bir şekilde açılış kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı, ticari defterlerinin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, ticari defterlerinin davalı lehine delil niteliğinin sayın mahkemenizin takdirlerinde olduğu, davacı yanın 21/01/2019 tarihine kadar davalı şirketin %25 oranında ortağı olduğu, 21/01/2019 tarihinde hisselerini dava dışı ….’e devir ettiği, davacının davalı şirket ortağı olduğu 21/09/2018 tarihinde davalı şirketin dava dışı … Sigorta’ya olan 20.000.00 EURO borcunu ödediği ve 12.06.2020 tarihine kadar davalı şirket ticari defterlerinde davacının davalıdan 20.000,00 EURO alacaklı olduğu, davalı şirketin, 12/06/2020 tarihinde davacının alacağını, şirketin yeni ortağı olan …. firmasına virmanlayarak sıfırladığı ve icra takip tarihinde davalı ticari defterlerinde davacının herhangi bir alacağı gözükmediği, davacının gerçekten davalı şirket adına, davalı şirketin ortağı iken 20.000,00 EURO ödeme yaptığının ve hisse devir tarihinden sonra 12/06/2020 tarihine kadar 20.000,00 EURO alacaklı olduğunun sabit olduğu, dosya münderecatında yanların hisse devirlerinin hangi şartlarda gerçekleştiğine ilişkin somat bir delil olmadığından, davalımın, davacımın cari hesap alacağını, davacının hisselerini satın alan dava dışı ….’e devretmesinin uygun olup olmadığı yönünden bir değerlendirme yapma olanağı olmadığı, uzmanlık alanı gereği kendisi tarafından bir değerlendirme yapılamamakla birlikte, mahkemece hisse devir sözleşmesi ile davacının davalı şirketten olan alacağının sonlanmadığına kanaat edilmesi halinde, davacının davalıdan 20,000,00 EURO alacaklı olduğu, mahkemece davacının davalı şirketteki hisselerini devretmesi ile birlikte şirketten olan tüm alacaklarını da devir etmiş sayılacağına kanaat edilmesi halinde davacının davalıdan herhangi bir alacağı olmayacağı hususunda görüş bildirmiştir.
Bilirkişi … tarafından mahkememize sunulan 21/04/2021 havale tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Davacı yanın 21/01/2019 tarihine kadar davalı şirketin %25 oranında ortağı olduğu, 21/01/2019 tarihinde hisselerini dava dışı … ‘e devir ettiği, davacının davalı şirket ortağı olduğu 21/09/2018 tarihinde, davalı şirketin dava dışı … Sigorta’ya olan 20.000.00 EURO borcunu ödediği ve 12.06.2020 tarihine kadar davalı şirket ticari defterlerinde davacının davalıdan 20.000,00 EURO alacaklı olduğu, davalı şirketin, 12/06/2020 tarihinde davacının alacağını, şirketin yeni ortağı olan … firmasına virmanlayarak sıfırladığı ve icra takip tarihinde davalı ticari defterlerinde davacının herhangi bir alacağı gözükmediği, davacının gerçekten davalı şirket adına, davalı şirketin ortağı iken 20.000,00 EURO ödeme yaptığının ve hisse devir tarihinden sonra 12/06/2020 tarihine kadar 20.000.00 EURO alacaklı olduğunun sabit olduğu, davalının taraflar arasındaki hisse devrinin şartlarını içerdiğini iddia ettiği 15/01/2019 tarihli sözleşmede gerek taraf olarak davacının hisselerini devrettiği ….. değil, dava dışı …. olması/yer alması, gerekse itirazlara konu sözleşmenin 11. Mad. Ve 20 mad.’si hukuki tavsif gerektirdiğinden tarafımdan bir değerlendirme yapma olanağı olmadığı, mahkemece hisse devir sözleşmesi ile davacının davalı şirketten olan alacağının sonlanmadığına kanaat edilmesi halinde, davacının davalıdan 20.000,00 EURO alacaklı olduğu, ancak mahkemece, davacının davalı şirketteki hisselerini devretmesi ile birlikte şirketten olan tüm alacaklarını da devir etmiş sayılacağına kanaat edilmesi halinde, davacının davalıdan herhangi bir alacağı olmayacağı yönünde görüş bildirmşitir.
İflâsa tâbi bir borçluya karşı İİK m. 155 vd. maddelerine göre iflâs yollarından herhangi biri ile (genel iflâs yolu, kambiyo senetlerine ait iflâs yolu veya doğrudan doğruya iflâs yolu) takip yapılması mümkündür.Alacaklılar, borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer icra dairesine başvurur (İİK m. 154) ve iflâs isteğini havi takip talebini doldurur. Böylece borçluya iflâs ödeme emri gönderilir (İİK m. 155; 171).
Borçlu, kendisine gönderilen iflâs ödeme emrine (yedi veya beş günlük) süresi içinde itiraz edebilir veya sessiz kalır (İİK m. 155; 171). Borçlunun süresinde itiraz etmeyerek borcunu ödememesi durumunda alacaklı, ödeme emrinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde, borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iflâs davası açar ve borçlunun ödeme emrine itiraz etmediğini bildirerek, sadece iflâsına karar verilmesini ister (İİK m. 154, 3). Borçlu iflâs ödeme emrine süresinde itiraz etmişse takip durur ve alacaklı, ticaret mahkemesinde açacağı iflâs davasında, borçlunun itirazının kaldırılması ile iflâsına karar verilmesini ister (İİK m. 156, 3).
Borçlunun ödeme emrine itiraz etmesi üzerine açılan iflâs davasında asliye ticaret mahkemesi, alacaklının, borçlunun itirazının kaldırılması ve iflâsına karar verilmesi hakkındaki talebini inceler. Ticaret mahkemesi, bu inceleme sırasında borçlunun önceden bildirdiği itirazlarıyla bağlı değildir.Mahkeme, İİK m. 68’de sayılmış olan belgelerle sınırlı olmadan, genel hükümlere göre inceleme yapar144. Borçlunun itirazı haklı ise iflâs istemi reddedilir; itirazı haksız ise bir ara kararıyla kaldırılır. Ticaret mahkemesinin, borçlunun itirazının kesin kaldırılması kararıyla alacaklının iflâs takibi kesinleşir ve ilân edilir (İİK m. 158, 1). Alacaklının iflâs talebinin ilânından itibaren onbeş gün içinde, borçlunun diğer alacaklıları iflâs davasına müdahale ve itiraz edebilirler.
Alacağın varlığını, muaccel olduğunu ve ifa edilmediğini öne süren alacaklı, iflâs davasında ispat yükü altındadır (TMK m. 6; HMK m. 190).İddialarını ispatlayan alacaklıya karşı borçlu da, ödeme emrindeki itirazlarıyla bağlı olmadan, kendi iddialarını ispatlamalıdır. Herhangi bir alacak davasından farkı olmayan bu aşamadan sonra mahkeme, alacağın varlığına kanaat getirirse, borçlunun itirazı kaldırılır ve depo kararı verilmesi aşamasına gelinir (İİK m. 158, 2).
Asliye ticaret mahkemesi depo kararı ile, borçlunun yedi gün içinde asıl alacak, icra masrafları ve temerrüt tarihinden depo kararının verildiği tarihe kadar işlemiş faiz toplamından müteşekkil borcunu alacaklıya ifa veya mahkeme veznesine depo etmesini ister149 (İİK m. 158, 2).
Depo kararı borçluya veya varsa borçlunun vekiline tefhim edilir. Borçlu hazır değilse kendisine, vekil ile temsil ediyorsa vekiline depo kararının tebliği gerekir (Tebl.K. m. 11). Depo kararı bildiriminde, 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine uyulması zorunludur158 (İİK m. 158, 2).
Somut uyuşmazlıkta,öncelikle borçlu tarafından yapılan itirazın kaldırılması şartlarının oluşup oluşmadığının tartışılması gerekmektedir.Bilirkişi raporu ile davacının,davalı şirkete ait 20.000,00€ borcu ödediği ve bu oranda alacaklı olduğu sabit olup davacının bu olaydan sonra hissesini devretmesinin bu borcu sonlandırıp sonlandırmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.Öncelikle açık bir feragat beyanı yoksa eski ortağın hissesini devretmesi şahsi alacağını da devrettiği anlamını taşımamaktadır.Çünkü eski ortak hisseye bağlı borç ve alacakları hisse devir sözleşmesi ile birlikte devretmekte olup şahsi alacağı hisse devri ile birlikte yeni ortağa geçemeyeceğinden eski ortağın şirketten olan alacağı şirketin borcu olarak varlığını devam ettirir.Davalı şirket tarafından eski ortak olan davacının alacağının yeni ortağa virmanlanması eski ortağın alacağının ödendiği anlamını taşımamaktadır.Buna göre davacı eski ortak borç olarak verdiği parayı şirketten geri isteyebilir.Hisse devir sözleşmelerinde bunun aksi yazılı bulunmadığı gibi 07/02/2019 tarihli hisse devir sözleşmesinin 4.3 maddesi gözönüne alındığında davacının davalı şirketten olan alacaklarının saklı tutulduğu,15/01.2019 tarihli sözleşmenin bu davaya uygulanmasının mümkün bulunmadığı,ayrıca davalı şirketin takas ve mahsup talebinin ,tarafların birbirlerinden karşılıklı olmamaları ve alacakların farklı ilişkilerden doğması nedeniyle yerinde olmadığı anlaşıldığından davalının itirazının haksız olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili,Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası üzerinden alacağının tahsili amacıyla ilamsız iflas yoluyla takip talebinde bulunmuş,davalının itirazı üzerine,davacı vekili tarafından itirazın kaldırılarak davalı şirketin iflasına karar verilmesi amacıyla huzurdaki davayı açmıştır.
Mahkememizce yukarıda belirtilen esaslar çerçevesinde inceleme yapılarak bilirkişi raporu alınmış,buna göre davalının davacıya borçlu olduğu belirlenerek davalı-borçlunun itirazı ara karar ile kesin olarak kaldırıldıktan sonra depo emri düzenlenerek davalı vekiline tefhim edilmiştir.
Davalı tarafından depo emrine konu borç miktarı Mahkeme veznesine depo edilmiştir.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde,davacı vekili, davalı-borçlunun itirazının kaldırılarak davalı-borçlunun iflasına karar verilmesini talep etmiş ise de,davalı-borçlunun,depo emrine esas miktarı Mahkeme veznesine depo ettiği anlaşıldığından ödeme nedeniyle iflas davasının esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Ödeme nedeni ile iflas davasının esası hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA
2- Davalı şirket tarafından 06/01/2022 tarihinde yatırılan 242.587,47.-TL paranın karar kesinleştiğinde davacıya ÖDENMESİNE,
3-Alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından ödenen 54,40 TL Başvurma Harcı , 54,40 TL Peşin Harç, 1.000,00 TL ıslah harcı ile 7,80 TL vekalet harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan 21 tebligat + posta masrafı olan 233,50 TL, bir ilan masrafı 998,73 TL, bir bilirkişi ücreti 3.600,00 TL olmak üzere toplam 4.832,23 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından Mahkeme veznesine depo edilen 18.000,00 TL tutarındaki iflas avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
7-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilen 5.100,00 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
8-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 164/2 nci madde hükmü uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile 10 gün içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 27/01/2022

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip …
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”