Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/710 E. 2021/761 K. 21.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/710 Esas
KARAR NO : 2021/761

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/10/2020
KARAR TARİHİ : 21/09/2021
K.YAZIM TARİHİ :18/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davaya konu taşınmazın bağımsız bölüm niteliğindeki 1. Bodrum ve 2. Bodrum katını 750.000 TL bedelle 20.02.2020 tarihinde tapuda yapılan işlem ile davalıdan satın sair almış olduğunu, müvekkili tarafından satış anında bilinmeyen ve daha sonradan öğrenilen duruma göre binanın sığınağının 58 m2 lik bölümünün davalı tarafça fiilen 2. Bodrum kat alanına katılmış olu, bu alan taraflarına ait olmamasına rağmen mülkiyet hakkı varmış gibi gösterilerek fiilen müvekkiline satılmış ve tapuda satış ve devir yapılmış olduğunu, davalının kötü niyetli eylemi sonucunda müvekkilinin 58 m2 nin fiilen dahil olduğu 544,52 m2 alana sahip taşınmaz için 750.000 TL ödeme yapmasına rağmen sadece 486,52 m2 fik alana sahip taşınmaz satım almış olduğunu belirtmişler, Müvekkilinin taşınmazı satın alırken bankadan kredi kullanmış olduğunu, müvekkilinin bu 58 m2 lik alan nedeni ile fazla kredi çekmek ve fazla geri ödemede bulurmak zorunda kalmış olduğunu, müvekkilinin bu 58 m2 lik fark nedeni ile fazla ödemek zorunda kaldığı tutarın 21.893,70 TL olduğunu, bu tutarın ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesi gerektiğini belirtmişler, Ayrıca satılan taşınmazda ayıpların ortaya çıkmış olduğunu, taşınmazda sık sık su sızıntısı yaşanmakta olduğunu, taşınmazı kullanıma hazır ve ayıpsız bir şekilde satmak davalının borcu iken davalının bu borcunu yerine getirmemiş olduğunu, müvekkilinin davalı tarafa gönderdiği 01.07.2020 tarihli Noter İhtamamesi ile uğramlan zararın giderilmesini ihtap ettiğini, ancak davalı tarafça gönderilen cevabi ihtarname ile müvekkilinin bu taleplerinin reddedildiğini, bu nedenlerle de huzurdaki davanın açılması zaruretinin doğduğunu belirtmişler, Netice ve talep olarak da; açıklanan sebeplerle, sığınak olan kısmın dükkandan ayrılarak satışa konu dükkanın projesine uygun hale getirilmesini ve taşınmazdaki su sızıntısı ve ayıpların giderilmesini, fiilen sığınaktan satışa konu dükkana dahil edilen 58 m2 lik alanın bedeli olan 89.410,50 TL nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt laizi ile birlikte davalıdan tahsiline, sığınaktan kaynaklı kredi maliyeti olan 21,893,70 TL nın 20.02.2020 ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, bodrum kattaki su sızıntısının giderilerek eski hale getirilmesini, eski hale getirilmediği taktirde tadilat bedeli olanı 4.146,28 TL lik bedelin ihtarname tarihi olan 01.07.2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazın projesine uygun olarak üretilmiş ve satışa sunulmuş olduğunu, kredi kullanmak sureti ile davacı tarafça satın alınmış olmakla bankaca yapılan ekspertiz raporunda da açıkça anlaşılacağı üzere m2 sinden tutun projesine kadar tüm teknik detaylara davacı yanca vakıf olunduğunu, davacının şimdi bunu aksini iddia etmesinin dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, davaya konu dairenin satış öncesinde davacı tarafa gösterilmiş ve banka ekspertiz raporunda da tespit edildiği üzereprojesinde açıkça onaylanan vasıf ve alanlara * kötü niyetinin bir göstergesi olduğunu bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELLİLLER VE GEREKÇE:
Huzurda görülen dava gayrimenkul satışından kaynaklı ayıba dayalı alacak davasıdır.
Dosyamız arasına dava konusu taşınmazın tapu kaydı ile onaylı mimari projesi ve dava konusu taşınmazın alınması sırasında davacı tarafından kullanılan kredi detayları celp edilmiştir.
Dosyaya sunulan 09/03/2021 tarihli bilirkişiler … ve … tarafından düzenlenen raporda; davanın taraflarınca davaya konu binaya ait onaylı mimari projenin (CD olarak değil, ilgili belediye tarafından onaylanan kağıda basılı şekilde) dava dosyasına sunulması gerektiğinin bildirildiği, eksikliklerin tamamlanarak dosyanın tekrar bilirkişilere tevdi edildiği ve 24/06/2021 tarihinde dosyaya sunulan ek raporda; davacı tarafa yerinde 58 m2 lik binaya ait sığınak alanının Dükkana Ait Depo alanına katılarak satılması neticesinde davacı tarafın davalı tarafa yapmış olduğu fazla ödemenin 51,562 TL kadar hesaplanabileceği, teknik değerlendirme neticesinde davacının davalıya 51,562,00 TL fazla ödeme yapmış olduğundan kaynaklı olarak 12.624,43 TL ilave faiz yüküne katlanmış olduğu, davacının davalı tarafça kendisine satılmış olan dükkanların alt katlarında bulunan su izolasyon ayıplarının giderimi ile ilgili olarak davalı taraftan 4.146,28 TL tutarı talep etmekte haklı olduğu, bu itibarla davacının davalıdan (51.562,00 TL * 12.624,43 TL + 4.146,28 TL) 68.332,71 TL alacaklı olduğu hususlarının tespit edildiği anlaşıldı.
Türk Ticaret Kanunu’nun 18/2. maddesi;
“Her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir.”
Türk Medeni Kanun’un 1020. maddesi ise;
“Tapu sicili herkese açıktır.
İlgisini inanılır kılan herkes, tapu kütüğündeki ilgili sayfanın ve belgelerin tapu memuru önünde kendisine gösterilmesini veya bunların örneklerinin verilmesini isteyebilir.
Kimse tapu sicilindeki bir kaydı bilmediğini ileri süremez.”
hükmünü amirdir.
Dosya ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu taşınmazın davacı tarafından 20/02/2020 tarihinde davalıdan satın alındığı ve davacı tarafından satın alınan 19 numaralı bağımsız bölümün 2. Bodrum katının ortak alana doğru genişletildiği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dosyamız arasına celp edilen davacı tarafından ….bank aracılığıyla kullandırılan kredi evrakları incelendiğinde, davacının talebi doğrultusunda dava konusu taşınmazın rayiç bedelinin belirlenmesi amacıyla dava dışı ekspertiz firması tarafından gayrimenkul değerleme raporunun düzenlendiği, taşınmazın yapılan değerlendirme sonucunda rayiç bedelinin belirlendiği ve bu bedel üzerinden davacıya kredi kullandırıldığı açıktır. Yine dosyamız arasına celp edilen tapu kayıtlarında da satışa konu taşınmazın m2’si ile 09/08/2017 tarihli yönetim planının tapuya şerh edilmiş görülmüştür. Banka tarafından yaptırılan ekspertiz incelemesi sonucu düzenlenen raporda 19 nolu bağımsız bölümün 2. Bodrum katının, 18 numaralı bağımsız bölümle birlikte bir bütün olarak kullanıldığı ve ortak alana doğru yaklaşık 108 m2 büyütüldüğünün tespit edilmesi ve tapu kayıtlarından da basit bir araştırmayla tespit edilecek bu durumun tacir olan davacı tarafından bilindiğinin ve taşınmazı bu şartlar altında satın aldığının kabulü gerekmektedir. Tacir olan davacının TTK’nın 18/2. maddesi uyarınca basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğünün bulunduğundan dava konusu taşınmazlardaki projeye aykırılık hallerini bilmediği; bu nedenle de fazla ödediğini iddia ettiği bedelin iadesi ve fazla çekilen kredi nedeniyle katlanmış olduğunu iddia ettiği ilave faiz talebinin dinlenmesi mümkün değildir. Aynı gerekçelerle ve dava konusu taşınmazda santrifüj ile çalışan bir mekanizmanın kurulmuş olması da gözetilerek davacının dava konusu taşınmazların bodrum katlarına yönelik ayıpların giderimi için gerekli tutarı davalıdan talep edemeyeceğinin kabulü ile davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 102,47 TL nispi harçtan mahsubu ile fazla alınan 43,17 TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
3- Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5- Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
6- Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/09/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı