Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/704 E. 2020/634 K. 12.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/704
KARAR NO : 2020/634

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/10/2020
KARAR TARİHİ : 12/10/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının dosya üzerinde yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 08/10/2020 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … Site Yöneticiliği, … Güvenlik Ltd. Şti. ile 5188 sayılı yasa gereğince “Koruma ve Güvenlik Hizmetleri” kapsamlı 30.10.2012 tarihinde sözleşme akdettiğini, 4857 Sayılı İş Kanunu md. 2/f. 6 gereğince; bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi olduğunu, müvekkili Site Yönetimi güvenlik hizmetlerinin ifa edilmesi maksadıyla … Güvenlik’le şirketin bünyesinde istihdam eden 1(Bir) Güvenlik Müdürü, 2 (İki) Vardiya Amiri ile 6 (Altı) Özel Güvenlik Görevlisi’nin çalıştırılması konusunda anlaştıklarını, sözleşmede müşteri diye anılan müvekkili site yönetimi üstlenici olarak tanımlanan davalı … Güvenlik Ltd. Şti.’ne ilgili sözleşmenin gerek 6. maddedeki hizmet bedeli gerek 9. Maddede sayılan müşterinin sorumluluk ve yükümlüklerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini, zira müvekkil davalı şirkete ilişkilerin devam ettiği süreç boyunca düzenli olarak her ay yaptığı hizmet bedeli ödemesine “kıdem tazminatı fonu” ödemelerini de yapmış bulunduğunu, ancak davalı şirket adeta bu ödemeleri yok saymakta ve yasal yükümlülüklerinden kaçınmak adına haksız ve kötü niyetli hareket ettiğini , müvekkili site yönetimi bünyesinde alt işverenlik ilişkisine bağlı olarak çalışan işçiler bir kısım hak talepleri ileri sürerek hem müvekkili hem de davalı şirketi davalarda husumetli gösterilerek; davalı … Güvenlik personeli olan …’in davacı olduğu İstanbul Anadolu …. İş Mahkemesi’nde görülen … Esas … Karar, davalı … Güvenlik personeli olan …’ın davacı olduğu İstanbul Anadolu …. İş Mahkemesi’nde görülen … Esas … Karar gereği işçilerin “kıdem tazminatı” talepleri kabul edildiğini, … adına İstanbul .. İcra Müdürlüğü … Esasla, … adına ise İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esasla müvekkile karşı ilamlı icra takibi başlatıldığını ve müvekkili sitenin hesaplarına haciz konulduğunu, bu işlem akabinde alacaklı vekili ile görüşerek sağlanan mutabakat gereği İstanbul …. İcra Müdürlüğü … Esas ve İstanbul …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyalara yönelik olarak 07.01.2019 tarihinde ¨10.000,00’er lira tutarlı ilk taksitleri ve 07.03.2019 tarihinde ise ¨ 10.000,00’er lira tutarındaki ikinci taksitleri, 07.03.2019 tarihli ¨ 6.860,00 üçüncü taksit ve 07.03.2019 tarihli ¨ 7.431,50 müvekkilince ilgili dosyalara ödendiğini, asıl işveren olarak müvekkili tarafından ödenen tutarın, müteselsil sorumluluk kapsamında sözleşmedeki alt işveren konumundaki … Güvenlik’e yönelik şirketin sorumluluğu oranında rücu etmek maksadıyla, T.C. Arabuluculuk Bürosu nezdinde … dosya no üzerinden başvuruda bulunulduğunu ve ancak arabuluculuk süreci anlaşamama olarak sonuçlandığını, nihayetinde müvekkili ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olan davalı şirket açıkça işbu sorumluluğunu ödemekten imtina ettiğini, bu kapsamda da işbu alacak davasının ikame edilmesi ile asıl alacağın ödeme tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte tahsilinin talep edilmesi zarureti hasıl olduğunu, bu nedenlerle davanın kabulünü, ¨34.291,50 bakiyenin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana yüklenmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava,hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için girişilen icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3’ncü maddesinin (l) bendinde”Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi,”ifade edeceği belirtilmiş,yine anılan kanunun 83’ncü maddesinin ikinci fıkrasında”Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.”denilmek suretiyle tüketici işlemi ile ilgili her türlü olayda Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un uygulanacağı,aynı kanunun 73’ncü maddesinin birinci fıkrasında ise “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.”denilerek tüketici işlemlerinde tüketici mahkemelerinin görevli olacağı hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda,taraflar arasında hizmet sözleşmesi bulunup taraflar arasındaki işlemin yukarıda anılan Kanunun 3’ncü maddesinin (l) bendi uyarınca tüketici işlemi olması nedeniyle uyuşmazlığın Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleri çerçevesinde Tüketici Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.( Yüksek Yargıtay 20’nci Hukuk Dairesi’nin 27/02/2017 gün ve 2017/249 esas,2017/1583 karar sayılı ilamı)
Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır.Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlarda resen dikkate alınacak hususlardan olup dava şartı yokluğu halinde HMK’nun115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan .davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla;açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Tüketici Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda karar verildi.12/10/2020

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip …
☪e-imzalıdır.☪
“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.