Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/690 E. 2021/1036 K. 09.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/690 Esas
KARAR NO : 2021/1036

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/10/2020
KARAR TARİHİ : 09/11/2021
K.YAZIM TARİHİ : 08/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin söz konusu davalı borçlu şirketin eski hissedarlarından olduğunu, 2015 yılında Genel Kurulda Yönetim kurulu üyelerine aylık net 20.000 TL huzur hakkı verilmesi hususu kararlaştırıldığını, 22.10.2018 tarihine kadar devam ettiğini, 13 Aylık huzurun müvekkiline ödenmediğini, Söz konusu huzur hakkı tutarının davalı borçlu şirket tarafından kabul edildiğini, söz konusu alacağın tahsilini ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı’nın iddaa ve taleplerini kabul etmediklerini, davacının 07.02.2019 tarihinde pay devir sözleşmesiyle hisselerini devrettiğini, Söz konusu alacak talebinin geçersiz olduğunu, bu nedenle davanın reddi ile %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dosyamız arasına celp edilen Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …. E. Sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının 260.000,00 TL asıl alacak, 53.245,49 TL faiz olmak üzere toplam 313.245,49 TL üzerinden huzur hakkı alacağına dayalı olarak davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinin davalıya 05/08/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından süresi içerisinde 06/08/2020 tarihinde borca ve ferilerine itiraz edildiği ve takibin durduğu görüldü.
Dosyaya sunulan 18/08/2021 tarihli bilirkişi … tarafından hazırlanan raporda; Davacı’nın davalı şirketin 2015 yılı 06.09.2016 tarihinde yapılan Genel Kurul tarihinden, 22.10.2018 tarihinde yapılan 2017 olağan Genel Kurul toplantısına kadar ilgili arada dönemde aylık net 20.000,00 TL huzur hakkı alma hakkı olduğu, davacının 31/08/2017 tarihine kadar huzur hakkı ödemesi yapıldığı daha sonra 13 ay tahakkuk eden huzur hakkı ödemesinin yapılmadığı, Davacı’nın aylık 20.000,00 TL Net, 13 ay toplamda 260.000,00 TL huzur hakkı alacağının olduğu ve ilgili tutarın davalı’nın defter kayıtlarında olduğu, Davalı’nın defter kayıtlarında olan 260.000,00 TL lik huzur hakkı alacağının 15.01.2019 tarihli sözleşmeye göre 12.06.2020 tarihinde yapmış olduğu virman kaydı ile kapattığı ancak davalının ilgili virmanı sözleşmenin yorumlamasıyla yaptığını, davacı ile davalı arasında akdedilen 15.01.2015 tarihli sözleşmede huzur hakkı alacağına dayalı olarak herhangi bir madde bulunmadığı hususları tespit edilmiştir.
Davalı vekili tarafından dosyaya sunulan ıslah dilekçesi ile cevap dilekçesi ıslah edilerek taraflar arasında imzalanan 15/01/2015 tarihli sözleşmenin 10. Maddesi uyarınca davalının sözleşmede belirtilen toplam risk tutarı olan 67.000.000,00 USD’yi aşan borçtan dolayı davacının sorumlu olacağı, hisseleri devredilen şirketin borçlarının bu tutarın üzerinde olduğu, bu nedenle de şirket alacaklarına karşılık takas ve mahsup talebinde bulunulmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Huzurda görülen dava huzur hakkı alacağına dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
TTK’nın 394. maddesinde; yönetim kurulu üyelerine, tutarı esas sözleşmeyle veya genel kurul kararıyla belirlenmiş olmak şartıyla huzur hakkı, ücret, ikramiye, prim ve yıllık kârdan pay ödenebileceği düzenlenmiştir.
Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin Esas No: … , Karar No: … sayılı kararına göre;
“Huzur hakkı anasözleşmeyle tayin ve tespit edilebilir. Ücretin tutarı anasözleşmede gösterilmemiş ise genel kurulca tayin olunur. Huzur hakkı her toplantı için ayrı ayrı olabileceği gibi aylık belirli bir ücret biçiminde de tespit edilebilir. Somut olayda da yönetim kurulu üyelerine huzur hakkının “aylık” olarak ödenmesine karar verilmiştir. Bu kapsamda mahkemece, her ayın huzur hakkının o ayın son günü muaccel olacağı nazara alınarak, davacının 07.05.2004 tarihinden itibaren ileriye dönük olarak görevde bulunduğu her ay için huzur hakkı alacağına hak kazandığı göz önünde bulundurularak neticesine göre bir karar verilmek gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.”
İstanbul BAM …. Hukuk Dairesi’nin Dosya No: …, Karar No: … tarihli kararına göre;
“Alacağa konu huzur hakkı genel kurul kararları ile aylık ödeneceği kararlaştırılmıştır. Bu durumda her ay için huzur hakkının ödenmesi gereken tarihten takip tarihine kadar faiz alacağının hesaplanması gerekir. Bilirkişi tarafından hesaplanan işlemiş faizin de hüküm altına alınması gerekirken, mahkemece temerrütün oluşmadığı kabul edilerek işlemiş faiz isteminin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.”
Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin Esas No: …, Karar No: … sayılı kararına göre;
“Bu durum karşısında, bozma ilamında da belirtildiği üzere, genel kurulca karara bağlanan ücret alacağının önceden bilinebilir, belirlenebilir ve likit bir alacak olduğundan, karar verilen asıl alacak üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken..”
Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin Esas No: … , Karar No: … sayılı kararına göre;
“Ayrıca, mahkemece davacının icra inkar tazminatı reddedilmiş ise de alacağa konu huzur hakkı genel kurul kararları ile kararlaştırılmış, ödeme günü ve miktarı belli olan likit mahiyette borçlardan bulunduğundan bu yöndeki davacı talebinin reddi doğru olmamış..”
Dosya ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; Davalı şirketin 06/09/2016 tarihinde gerçekleştirilen Olağan Genel Kurul 2. Toplantısında yönetim kurulu üyelerine aylık 20.000,00 TL huzur hakkı ödeneceğinin kararlaştırıldığı, davacının 06/09/2016 – 31/08/2018 tarihleri arasında yönetim kurulu üyesi olduğu ve Ağustos 2017-Eylül 2018 tarihleri arasındaki döneme ilişkin davacının huzur hakkının ödenmediği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı vekili tarafından yargılama sırasında cevap dilekçesi ıslah edilerek takas ve mahsup talebinde bulunulmuştur. Her ne kadar ıslah dilekçesi ile cevap dilekçesinin ıslah edilerek takas mahsup talebinde bulunulması mümkünse de davalı vekilinin takas ve mahsup talebinin dayanağını oluşturan 15/01/2019 tarihli belgenin incelenmesinde söz konusu belgenin 10. maddesinde davalı şirketin toplam borç miktarının belirtildiği, 20. maddesinde ise öngörülemeyen risklerin davacıya ait olduğunun taraflarca kabul edildiğinin anlaşıldığı, belge metninde davacının huzur hakkı alacağına ilişkin açıkça bir düzenlemenin bulunmadığı, mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesinde davacının dava konusu yaptığı huzur hakkı alacağının davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olduğu tespit edildiğinden dava konusu huzur hakkı alacağının öngörülemeyen risk kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmaması; 15/01/2019 tarihli belgenin dava dışı …, … ile davacı arasında imzalanmış olması, hisse devrinin ise farklı bir şirkete yapılmış olması ve hisse devrinin yapıldığı 07/02/2019 tarihli hisse devir sözleşmesinde davacının riskleri üstlendiğine dair bir ifadenin yer almaması bir arada değerlendirilerek mahkememizce davalının takas ve mahsup talebi yerinde görülmeyerek bu konuda bilirkişi incelemesi yapılmasına gerek duyulmamıştır. Ayrıca 15/01/2019 tarihli belgeye dayalı olarak yapılan 07/02/2019 tarihli Pay Devri Sözleşmesi’nin 4.3. maddesinde de davacının gerek davalıdan gerek üçüncü şahıslardan hisse devir tarihine kadar her türlü alacak hakkının devam edeceği düzenlenmiştir. Davalı tarafından talep edilen huzur hakkının fahiş olduğuna dair herhangi bir itirazda bulunulmadığından ve huzur hakkı ödenmesine karar verilen genel kurul kararının iptali talep edilmediğinden bu yönde herhangi bir araştırma yapılmamıştır. Yukarıda belirtilen Yargıtay ve İstanbul Bam kararları doğrultusunda aylık ödenmesine karar verilen huzur hakkı alacağının her ayın huzur hakkının o ayın son günü muaccel olacağı nazara alınarak her ay için huzur hakkının ödenmesi gereken tarihten takip tarihine kadar faiz alacağının hesaplanması gerektiğinden davacının takip öncesi faiz talebinin de kabulüne karar verilmiştir. Mahkememizce davacı tarafından yasal faiz talep edildiğinden taleple bağlı kalınarak her aya ilişkin olarak takip tarihi olan 20/07/2020 tarihine kadar faiz hesabı yapılmıştır. Bu kapsamda (Gün*Faiz Oranı*Para Miktarı/36500) faiz formülü ile mahkememizce her aya yönelik olarak yıllık %9 yasal faiz uygulanarak aşağıdaki şekilde faiz hesaplanmıştır. Mahkememizce takip öncesi toplam talep edilebilecek toplam faiz 53.866,57 TL olarak hesaplanmış olup taleple bağlı kalınarak davacının takip öncesi faiz talebi, 53.245,49 TL olarak kabul edilmiştir. Yine yukarıda belirtilen Yargıtay kararları doğrultusunda genel kurulca karara bağlanan ücret alacağının önceden bilinebilir, belirlenebilir ve likit bir alacak olduğundan, karar verilen asıl alacak üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğinden davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile şartları oluşmayan davalının kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
Asıl Alacak
Faiz Başlangıç
Takip Tarihi
Gün Sayısı
Takip Öncesi İşlemiş Faiz

20.000,00 TL
01/10/2017
20/07/2020
1023
5.044,93 TL

20.000,00 TL
01/11/2017
20/07/2020
992
4.892,05 TL

20.000,00 TL
01/12/2017
20/07/2020
962
4.744,11 TL

20.000,00 TL
01/01/2018
20/07/2020
931
4.591,23 TL

20.000,00 TL
01/02/2018
20/07/2020
900
4.438,36 TL

20.000,00 TL
01/03/2018
20/07/2020
872
4.300,27 TL

20.000,00 TL
01/04/2018
20/07/2020
841
4.147,40 TL

20.000,00 TL
01/05/2018
20/07/2020
811
3.999,45 TL

20.000,00 TL
01/06/2018
20/07/2020
780
3.846,58 TL

20.000,00 TL
01/07/2018
20/07/2020
750
3.698,63 TL

20.000,00 TL
01/08/2018
20/07/2020
719
3.545,75 TL

20.000,00 TL
01/09/2018
20/07/2020
688
3.392,88 TL

20.000,00 TL
01/10/2018
20/07/2020
658
3.244,93 TL

53.866,57 TL
TOPLAM
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN KABULÜ ile davalının Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın 260.000,00 TL asıl alacak, 53.245,49 TL faiz olmak üzere toplam 313.245,49 TL yönünden İPTALİ ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa yasal faiz uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2- Alacağın likit olması nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin KABULÜ ile 62.649,10 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Şartları oluşmayan davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 21.397,80 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 3.783,22 TL nispi harçtan mahsubu bakiye 17.614,58 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5- Davacı tarafından sarf olunan (1000 TL bilirkişi ücreti + 583,50 TL posta/tebligat/ müzekkere/bilirkişi yol masrafından ibaret) 1.583,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı ve 3.783,22 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
8- Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince takdir olunan 30.377,18 TL vekalet ücretinin davalı taraftan tahsil edilerek davacı tarafa ödenmesine,
9- 6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/11/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı