Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/686 E. 2021/560 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/686
KARAR NO : 2021/560

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/10/2020
KARAR TARİHİ : 24/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili tarafından Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne hitaben yazmış olduğu 02/10/2020 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili bankanın … Merkezi … Şubesi kredi müşterisi olan … lehine krediler kullandırıldığını, ancak kredi kat ihtarında detaylı açıklandığı üzere kullandırılan kredilerin geri dönüşünün gerçekleşmemesi nedeniyle, Genel Kredi Sözleşmeleri uyarınca alacaklarının muaccel hale geldiğini ve 04.05.2018 tarihi itibariyle alacak tutarımız bildirildiğini, hesabın kat edildiği ve borcun ödenmesi gerektiği hususlarını içerir Gebze … Noterliğimin 07.05.2018 tarih ve … yevmiye nolu hesap kat ihtarnamesi borçlulara tebliğ edilmesine rağmen borç ödenmediğini, kredi borçlusu … tarafından İstanbul Anadolu …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile konkordato tasdiki davası ikame edildiğini, işbu dava kapsamında 13.04.2018 tarihinde 3 aylık geçici mühlet ile takip işlemlerinin yapılmaması için ihtiyati tedbir karan verildiğini, Akabinde 09.07.2018 tarihinde 13.07.2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere geçici mühletin 2 ay daha uzatılmasına, 12.09.2018 tarihinde de 13.09.2018 tarihinden başlamak üzere 1 yıl kesin mühlet verildiğini, bu nedenle bahsi geçen kredi borçlusu … ilamsız takibe konu edilmemiş olup mühlet kararının sona ermesinden sonra yapılan yargılama sonucunda 02.03.2020 tarihinde mahkemece davanın reddine ve tedbir kararların kaldırılmasına karar verilmesi akabinde Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, ilgili ilamsız icra takibinden gönderilen ödeme emrine karşı davalı borçlu … tarafından 13.04.2018 tarihinden itibaren işletilmiş faizine, faiz türüne, faiz oranına, masrafına ve tüm ferilerine itiraz edildiğini, borçlu … söz konusu itirazının, iptali amacıyla müvekkil banka tarafından 6102 sayılı TTK’ nun 5/A maddesi gereğince zorunlu arabuluculuğa başvurulduğunu, 30.09.2020 tarihinde anlaşamama nedeniyle arabuluculuk görüşmeleri son bulduğunu, işbu nedenle yasal süresi içerisinde borçlu …’un itirazlarının iptali istemi ile huzurdaki davayı ikame etme zorunluluğu doğduğunu, davalı/borçlu …’un tüm itirazları hukuki dayanaktan yoksun ve haksız olup, itirazlarının iptaline karar verilmesi gerektiğini, davalı/borçlunun; faize ve tüm fer’ilerine ilişkin yapmış olduğu itirazlar yasal dayanaktan yoksun olduğunu, icra takibine konu davalı/müteselsil kefil tarafından, ödeme emrinde müvekkili banka tarafından talep edilen borcun anaparasına işletilmiş faizine, faiz türüne, faiz oranına, faiz harcına ve tüm fer’ilerine itiraz edildiğini, müteselsil kefilin bu yöndeki itirazlarının hukuki bir dayanağı bulunmadığını, hesabın kat edilmesi ile birlikte müvekkili bankanın alacağının muaccel hale geldiğini, davalı ve müvekkili banka arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinde; kredi hesaplarının kat edilmesi ve bu hususta yapılacak ihtarla, alacağın muaccel hale geleceği kabul edildiğini, bu itibarla kredi hesaplarının kat edilmesi, müvekkili bankanın tek taraflı tasarrufu ile oluşmakta ve hesabın kat edilmesi kredi müşterisi lehine açılan ve kullandırılan kredi nedeniyle doğan borcun muaccel olması sonucunu doğurduğunu, müvekkili banka tarafından talep edilen faiz oranları yasaya ve sözleşme hükümlerine uygun olduğunu, aksi yöndeki iddialar haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, bu konuda borçlu yanın faiz işlemeyeceği yönündeki iddialarının da hukuki dayanağı bulunmadığını, davalı/borçlu tarafından ödeme emrinde müvekkili banka tarafından talep edilen borcun anaparasına işletilmiş faizine, faiz türüne, faiz oranına, faiz harcına ve tüm ferilerine itiraz edildiğini, bu konuda reddine karar verilen konkordato davası gerekçe olarak sürülmüşse de davalı/borçlunun bu yöndeki itirazlarının hukuki bir dayanağı bulunmadığını, uygulanan faiz oram da usul ve yasaya ve imzalanan sözleşmelere uygun olduğunu, bu nedenlerle; gerek genel kredi sözleşmesinin anılan hükmü, müvekkili bankanın merkez bankası bildirimi ve gerekse de 6102 sayılı TTK’nün 8. maddesi ile 3095 sayılı kanun’un 2. maddesi hükümler gereğince; müvekkili bankanın davalıdan olan alacağının sabit olduğunu, müvekkili bankanın muacceliyet tarihi itibari tespit etmiş olduğu % 33,12 temerrüt faiz oranı hukuka uygun olduğunu, yine, … Kart için uygulanan Faiz oranı da mevzuat ve düzenlemelere uygun olduğunu, ” kredili mevduat hesaplarında uygulanacak azami akdi ve gecikme faiz oranları 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartlan Kanununun 26 ncı maddesi uyarınca Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından belirlenen azami oranları geçemez.” hükmü gereğince, hesap kat ihtarına konu Business Ticari Kart, Esnek Ticari Hesaptan kaynaklanan alacakları yönünden talep ettikleri yıllık % 28,08 temerrüt faizi de yasal düzenlemeye uygun olduğunu, Genel Kredi Sözleşmelerinin 13.2 maddesi gereğince müvekkili bankanın defter ve kayıtlarının kesin delil olacağı düzenlendiğini, davalı/borçlunun itirazlan haksız ve kötü niyetli olup, davalı/borçlu aleyhine alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ettiklerini, alacaklarının varlığı, miktarı ve borçlunun itirazlarının haksızlığı mahkeme tarafından yaptırılacak olan bilirkişi incelemesinde de ortaya çıkacağını, bu nedenle takibi geciktirmeye yönelik itirazların iptaline, kötü niyetli borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ettiklerini, 6102 Sayılı TTK’nun ticari uyuşmazlıklarda dava ikame etmeden önce zorunlu arabulucuğa başvurulması şartı yerine getirildiğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydıyla; davalarının kabulü ile takibin takip talebindeki diğer kayıt ve şartlarla tahsiline imkan verecek şekilde davalı …’UN Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasma vaki itirazlarının iptaline, Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı takip dosyasından başlatılan takibin devamına, davalılar aleyhine % 20’ den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili tarafından mahkemeye hitaben sunulan 23.11.2020 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacının alacaklı olduğu iddiası ile Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden başlatmış olduğu takibe kısmi olarak itiraz edilmesi neticesinde itirazın iptali için huzurdaki dava açıldığını, ancak davanın reddi gerektiğini, yasal süresi içerisinde hesap katı ihtarına itiraz edildiği için itiraz edilen kısım için likit ve vadesi gelmiş bir borç ilişkisinden söz edilemeyeceğini, muacceliyet şartı gerçekleşmediğini, somut olayda davacı bankanın Gebze 6. Noterliğinden keşide edilen 07.05.2018 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesine karşılık müvekkilin keşidecisi olduğu Bakırköy … Noterliğinden keşide edilen 10.05.2018 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ”… ekte sunulan hesap tablosu incelendiğinde asıl alacağın, faiz oranlarının ve hesaplanan Faizler ile BSMV nin hesabında hata yapıldığını ve hesaplanan borç miktarının da hatalı olduğu açıkça görüldüğünü, bu sebeple hesap katına ve alacak miktarına ve kartın iptaline ilişkin işleme/ihtarnamenin muhteviyatına açıkça itiraz ediyoruz…. ” şeklinde karşılık verilerek davacı bankanın söz konusu kat ihtarına itiraz edildiğini, yasal süresi içerisinde yapılan itiraz sebebiyle kat ihtarı kesinleşmediğinden muaccel olmuş bir borçtan söz edilemeyeceğini, dosya incelendiğinde, borçluların, hesap katı ihtarının 21-22.02.2014’te tebliğinden itibaren 8 günlük yasal süre içerisinde Kayseri … Noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile 26.02.2014 tarihinde itiraz ettikleri anlaşıldığını, bu durumda mahkemece, alacak miktarının belirlenmesi için yukarıda belirtilen maddeler uyarınca uzman bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılıp oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.. ” şeklinde karar verildiğini ve yasal süresi içerisinde hesap katı ihtarına itiraz edildiği takdirde, kat’ın ihtiva ettiği borcun kesinleşmediğini, krediyi kullandıran tarafin alacağım diğer belgelerle kanıtlaması gerektiği açıkça ifade ettiğini, söz konusu icra takibi müvekkili zor duruma düşürmek amacıyla başlatılmış olup haksız kazanç elde etmeye yönelik olduğunu, müvekkilin davaya konu icra takibinde belirtildiği şekilde bir borcu olmadığı için ödeme yükümlülüğününde olmadığını, bu sebeple, davacının takip miktarının % 20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini, kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte, bir an için davacının alacaklı olması halinde müvekkilin 13.04.2018 tarihinden itibaren “Konkordato” sürecine girmesi sebebiyle davacı tarafından konkordato süresi boyunca alacağa faiz işletilmesi usul ve yasalara aykırı olduğunu, müvekkili … tarafından İstanbul Anadolu …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile konkordato tasdiki davası ikame edildiğini, 13.04.2018 tarihinde 3 aylık geçici mühlet ile takip işlemlerinin yapılmaması için ihtiyati tedbir karan verildiğini, akabinde ise 09.07.2018 tarihinde 13.07.2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere geçici mühletin 2 ay daha uzatılmasına, 12.09.2018 tarihinde de 13.09.2018 tarihinden başlamak üzere 1 yıl kesin mühlet verildiğini, bu bağlamda mahkemece kesin mühlet verilmesi halinde İİK. 294/III maddesi uyarınca konkordato mühletinin faizlere etkisi söz konusu olduğunu, bu düzenlemeye göre; konkordato projesinde, aksine hüküm tesis edilmedikçe “Konkordato Mühleti” verilmesi halinde kesin mühletin verildiği tarihten itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesi durduğunu, davacı taraf, müvekkili … yönünden 13.09.2018 tarihinden itibaren 1 yıl kesin mühlet verildiğini bilinmesine rağmen kötü niyetli bir şekilde müvekkilin zararına hareket ederek kesin mühlet sürecinde geçirilen süreye ilişkin faiz işletilmek suretiyle icra takibi başlatıldığını, dolayısıyla haksız ve kötü niyetli olarak açılan huzurdaki davanın reddini ve davacının, takip miktarının % 20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine karar verilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için davacının alacaklı olduğu düşünüldüğünde dahi davacının iddia ettiği kredi sözleşmelerine ve Business Kart’a ilişkin faiz oranlan oldukça yüksek olup davalı müvekkili açısından ödeme güçlüğü teşkil ettiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için davacının alacaklı olduğu varsayımda; taraflar arasında akdedilen kredi sözleşmelerinde ve Business Kartın kullandırılmasında kararlaştırılan faiz oram fahiş nitelikte olup müvekkili açısından ödeme güçlüğü teşkil ettiğini, davacı tarafin cevap dilekçesinde sözleşme özgürlüğü kapsamında faizin serbestçe belirlenebileeeği ifade edilse dahi bu husus, faiz oranın ve faiz alacağının fahiş olduğunu değiştirmemekte ve kesinlikle davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili açısından ödenme güçlüğüne sebebiyet verdiğini, davacı banka tarafından müvekkilin TL borçları için, döviz kredilerine uygulanan kredi faiz oranlarının en yüksek olanının % 50 fazlasının uygulanması açıkça “aşırı yararlanma” teşkil etmekte ve müvekkili açısından borcun ödenmesini imkansız kıldığını, bu sebeple, her ne kadar faizlerin belirlenmesinde sözleşme serbesti ilkesi söz konusu olsa dahi, bu husus kararlaştırılan faiz oranların fahiş olduğunu gerçeğini değiştirmeyeceğini, kaldı ki bu husus, kesinlikle davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, asıl alacak ile birlikte talep edilen faiz oranının ve alacağının fahiş olduğu yapılacak bilirkişi incelemesiyle de tespit edileceğini, bu nedenlerle her halükarda huzurdaki haksız ve mesnetsiz davanın tümden reddini, davacı aleyhine, dava değerinin yüzde yirmisinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava,genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için davalı aleyhine girişilen icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacının davalı aleyhine genel kredi sözleşmesine konu borcun ödenmesi amacıyla ilamsız icra takibine geçtiği, borçlulara ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu vekilinin süresinde, borca itiraz ettiğini belirterek takibin durmasına sebebiyet verdiği,İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği,bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği,davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi …’in tarafından mahkememize sunulan 26/04/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı banka ile davalı … arasında dava dosyasma fotokopisi sunulu 13.03.2016 tanzim tarihli ¨ 1.000.000,00 limitli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi imzalandığını, belirtilen limitin 26.03.2015 tarihinde ¨1.000.000,00 artırım ile ¨2.000.000,00 ’ya yükseltildiğinin görüldüğünü, söz konusu sözleşme kapsamında davalı borçluya Çek karnesi ve …. Kart’ın verildiğini, taksitli ticari krediler kullandırıldığını, dava konusu banka alacağının; karşılıksız keşide edilen çekler için 5941 sayılı Çek Yasası gereğince çek hamilinin talebi üzerine yapılan yasal sorumluluk bedeli ödemeleri, …. Katr’la yapılan alış-veriş ve nakit çekimler ile sözleşme gereği tahakkuk ettirilen faizler, ödenmeyen ticari kredi taksitleri ile 5941 sayılı Çek Yasası gereğince bankaca verilen ve halen iade edilmeyen 89 adet çek yaprağının garanti bedeli toplamı olan ¨59.200,00’nin nakdi teminat olarak depo edilmemesi sonucu davaya konu banka alacağının oluştuğunu, sözleşmenin geçerli olduğu ve davacı bankanın davalıyı takip ve dava hakkının mevcut olduğunu, 10.03.2020 takip tarihi itibariyle; Davacı bankanın davalıdan … No.lu …. Kartından kaynaklanan ¨408.856,64 asıl alacak, ¨ 1.755,36 muacceliyet tarihinden temerrüt tarihine kadar işlemiş akdi faiz, ¨ 10.885,94 temerrüt tarihinden takip tarihine kadar işlemiş temerrüt faizi, ¨ 10.973 faizin % 5 BSMV’si olmak üzere toplam ¨639.304,60 kredi alacağı olduğunun hesaplandığını, davacı bankanın ise davalıdan tespitlerinden daha az olmak üzere ¨ 408.856,64 asıl alacak, ¨ 1.731,31 muacceliyet tarihinden temerrüt tarihine kadar işlemiş akdi faiz, ¨210.112,44 Temerrüt tarihinden takip tarihine kadar işlemiş temerrüt faizi, ¨ 10.502,62 faizin % 5 gider vergisi olmak üzere toplam ¨ 631.206,01 alacak talebinde bulunduğunu, taleple bağlılık ilkesi gereği talebiyle bağlı olduğundan bankaca ¨631.206,01 tutarında alacak talep edilmesinin uygun olduğunu, takip talebindeki faiz tutarı ile hesaplanan faiz tutarı arasındaki uyumsuzluğun, davacı banka tarafından 11.05.208 temerrüt tarihinden 10.03.2020 takip tarihine kadar temerrüt faiz oranının % 28,08 olarak uygulanmasından kaynaklandığı, ancak Kredi Kartlarında temerrüt faiz oranının TCMB tarafından üç ayda bir açıklanan kredi kartı işlemlerinde uygulanacak azami faiz oranlan dikkate alınarak temerrüt faizi hesaplaması yapılması gerektiği şekilde hesaplama yapıldığından fark meydana geldiğini, 10.03.2020 takip tarihi itibariyle; davacı bankanın davalıdan ticari kredi, nakde dönen çek garanti tutarlarından ve ihtarname masraflarından kaynaklanan ¨ 289.633,92 asıl alacak, ¨908,76 muacceliyet tarihinden temerrüt tarihine kadar işlemiş akdi faiz, ¨176.855,18 temerrüt tarihinden takip tarihine kadar işlemiş temerrüt faizi, ¨ 8.888,20 faizin % 5 BSMV’si ve 185,31 ihtarname masrafı olmak üzere toplam ¨ 476.471,37 kredi alacağı olduğunun hesaplandığını, davacı bankanın ise tespitlerinden daha fazla olmak üzere ¨289.633,92 asıl alacak, ¨ 916,40 muacceliyet tarihinden temerrüt tarihine kadar işlemiş akdi faiz, ¨ 175.559,10 temerrüt tarihinden takip tarihine kadar işlemiş temerrüt faizi, ¨8.777,96 faizin % 5 gider vergisi, ¨185,31 ihtarname masrafı olmak üzere toplam ¨475.072,68 alacak talebinde bulunduğunu, taleple bağlılık ilkesi gereği talebiyle bağlı olduğundan bankaca ¨ 475.072,68 tutarında alacak talep edilmesinin uygun olduğunu, davacı bankanın 10.03.2020 takip tarihinden borç tamamen ödeninceye kadar davalıdan ticari kredi nakde dönen çek garanti tutarlarından ve ihtarname masraflarından kaynaklanan ¨ 289.633,92 matrah (asıl alacak) üzerinden % 33,12 oranında temerrüt faizi ve faizin gider vergisini talep edebileceğini, davacı bankanın 10.03.2020 takip tarihinden borç tamamen tahsil edilinceye kadar 4553 59** **** 1706 no.lu Business Kredi Kartı için ¨ 408.856,64 matrah (Asıl Alacak) üzerinden % 20,40 oranım aşmamak ve TCMB tarafından üç ayda bir açıklanan kredi kartı işlemlerinde uygulanacak azami faiz oranını geçmemek şartıyla değişen oranlarda belirlediği nispette temerrüt faizi ve faiz üzerinden hesaplanacak % 5 oranındaki BSMV’ ni talep edebileceğini, ancak davacı bankanın takip talebinde % 28,08 oranında temerrüt faizi talep ettiği görülmüş olup, bankaca talep edilen oran mevzuata uygun bulunmadığını, ayrıca bankaca kredi sözleşmesine istinaden verilen ve 10.03.2020 takip tarihi itibariyle iade edilmeyen 89 adet çekin 5941 sayılı Çek Yasası gereğince yasal garanti tutarları toplamı olan ¨59,200,00 gayri nakdi alacağı bulunduğunu, söz konusu tutarın nakdi teminat olarak depo edilmesini davacı bankanın davalıdan talep edebileceğini, tarafların masraf, vekâlet ücreti, tazminat ve benzeri diğer taleplerinin mahkemenin takdirinde kaldığını bildirmiştir.
Davacı banka ile davalı arasında 13/03/2016 tanzim tarihli ¨1.000.000,00 limitli genel kredi ve Teminat sözleşmesi imzalandığı,belirtilen limitin sonradan ¨2.000.000,00’ye yükseltildiği anlaşılmaktadır.
Akdedilen Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca,Gebze …. Noterliğinin 07/05/2018 tarih ve … evmiye sayılı ihtarnamesi ile kredi cari hesabın kesildiği ve kat edildiği, ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren 24 saat içinde kat ihtarında belirtilen borcun ödenmesi ve çek depo bedelinin depo edilmesi, aksi halde yasal yollara müracaat edileceğinin ihbar ve ihtar edildiği görülmektedir.
Davacı tarafından keşide edilen ihtarnamenin 09/05/2018 tarihinde tebliğ edildiği,buna göre davalının 11/05/2018 tarihinde temerrüde düştüğü belirlenmiştir.
Sözleşmenin 13.maddesi uyarınca; “ … müşteri, kefiller ve banka arasında çıkacak her türlü anlaşmazlıklarda, bankanın defter, kayıtlarının HMK 193. mad. Uyarınca geçerli ve bağlayıcı delil olacağını kabul ve beyan ederler.” şeklinde olup gerek sözleşme ile gerekse de yerleşik Yargıtay Kararlarına göre, davacı bankanın defter ve kayıtları esas alınarak hesap ve değerlendirme yapılması gerekecektir.
Bilindiği üzere,01/07/1987 tarihinde yürürlüğe giren 30/06/1987 tarih ve 87/11921 sayılı Kararname ve bu Kararname’ye ilişkin 19/02/1991 tarih ve 20791 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 91/1 no.lu TCMB. Tebliğinin 2. ve 4. maddelerinde bankaların mevduat ve kredilere uygulayacakları azami faiz oranlarını vade ve türlerine göre serbestçe tespit etmeleri, bu şekilde tespit edilen mevduat ve kredi faiz oranlarını ve bunların yürürlük tarihlerini banka şubelerinde ilan etmeleri, ayrıca bu faiz oranlarını TCMB. na bildirmeleri esası getirilmiştir.
Bu yeni düzenlemeye göre, belirli istisnalar haricinde (Kredi kartı faizleri, reeskont kredisi faizleri gibi), kredi işlemlerinde alınacak faiz oranlan vade ve türlerine göre bankalarca serbestçe tespit edilmektedir.
Sözleşmenin 105. m. Hükmünde temerrüt faizi ve oranı düzenlenmiş olup genel Kredi sözleşmesindeki hükümler ve davacı bankanın fiilen uyguladığı temerrüt faizi gözönüne alındığında,bankaca takibe uygulanan %33,12 faiz oranı yerinde olduğu ancak kredi kartından kaynaklanan borç için istenilen faiz oranının yerinde olmadığı görülmektedir.
Mahkememizce hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre,davacının,nakdi alacaktan kaynaklı toplam ¨631.206,01,kredi kartı alacağından kaynaklı ¨475.072,68 alacağının bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili,davalının ,icra takibine yaptığı itirazın 1.165.478,69 nakdi alacak ve 59.200,00 gayrinakdi alacak yönünden iptaline karar verilmesini talep etmiş ise de,borçlu vekili tarafından sunulan itiraz dilekçesi incelendiğinde borçlunun,konkordato talep edip mühlet alması nedeniyle faiz işletilemeyeceğinden bahisle işletilen faiz ile bu faiz tutarı üzerinden hesap edilen fer’i alacaklar yönünden takip yapılmasına itiraz ettiği,itirazının kısmi itiraz niteliğinde olduğu görülmüştür.
Dava, kısmi itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. İtiraz edilmeyen kısım yönünden takip kesinleştiğinden kesinleşen takibe karşı itirazın iptali davası açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır.Somut olayda da davalı/borçlu takibin tamamına değil işletilen faiz miktarı ile bunun eklentilerine itiraz ettiği,asıl alacak ve depo talebine ilişkin bir itirazının bulunmadığı,bu nedenle bu alacak kalemleri yönünden takibin kesinleştiği anlaşıldığından davacı vekilinin asıl alacak ve depo bedeli ile ilgili olarak açtığı davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmelidir.
Davalı vekili,icra müdürlüğüne verdiği itiraz dilekçesinde ve Mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde,müvekkili hakkında konkordato davası nedeniyle 13/04/2018 tarihinde mühlet kararı verildiğini,mühlet içerisinde faiz işlemeyeceğinden davacı bankanın faiz talebinin yerinde olmadığından bahisle icra takibine itiraz etmiştir.
İstanbul Anadolu .. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası incelendiğinde,borçlu/davalının başvurusu üzerine 13/04/2018 tarihinde borçluya 3 ay süre ile geçici mühlet verildiği,daha sonra bu sürenin 2 ay uzatıldığı ve 13/09/2018 tarihinden başlamak üzere borçlu/davalıya 1 yıllık kesin mühlet verildiği ve 02/03/2020 tarihinde yapılan duruşma sonucunda davalı/borçlunun konkordato talebinin reddi ile kesin mühletin kaldırılmasına karar verildiği ve kararın 26/06/2020 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
2004 sayılı İİK’nın 294 ncü maddesinin üçüncü fıkrası hükmü “Tasdik edilen konkordato projesi aksine hüküm içermediği takdirde kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesi durur.” şeklinde olup buna göre konkordatonun tasdiki hâlinde rehinle temin edilmiş her türlü alacağa faiz işlemesinin duracağı hüküm altına alınmıştır.Madde metninden de açıkça anlaşılacağı gibi faiz işlemesinin durması için konkordatonun tasdik edilmesi şart olup somut olayda davalı/borçlu tarafından açılan konkordato davası reddedilmiş,borçlu tarafından sunulan konkordato projesi tasdik edilmemiş olduğundan davacı alacağına faiz işletilmesi anılan Kanun maddesine aykırı olmayıp davalı/borçlu vekilinin bu yöne ilişkin itirazları yerinde değildi.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;Davacı banka ile davalı arasında 13/04/2016 tarihli genel kredi sözleşmesinin imzalandığı,sözleşme limitinin ¨2.000.000,00 olduğu,davalının kredi lehtarı olarak davacı bankadan ticari kredi kullandığı ve çek karnesi aldığı,borcun vadesinde ödenmemesi üzerine davalının hesabı kat edilerek davalıya ihtarname vasıtasıyla gönderildiği,ihtarnameye rağmen borcun ödenmemesi üzerine davacı bankanın,genel kredi sözleşmesini dayanak göstererek, davalı/asıl borçlu aleyhine icra takibine geçtiği,davalı vekili tarafından yapılan itiraz üzerine huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı,davalı vekilinin icra takibine yönelik itirazının sadece işletilen faiz ve bunun eklentilerine ilişkin olduğu,asıl alacak ve depo bedeline ilişkin takibin kesinleştiği,buna göre davacı vekilinin asıl alacak ve depo bedeli ile ilgili olarak davalının itirazının iptaline karar verilmesini istemekte hukuki yararının bulunmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin bu yöne ilişkin açtığı davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine,davalı tarafından açılan konkordato davasında davalının konkordato talebinin reddine karar verilip konkordatonun tasdik edilmemiş olması nedeniyle davalı vekilinin mühlet içerisinde faiz işletilemeyeceğine ilişkin itirazının yerinde olmadığı,buna göre davacı banka alacağının … Numaralı … kart yönünden ,¨1.755,36 işlemiş akdi faiz ,¨210.112,44 temerrüt faizi ve ¨10.502,62 BSMV olmak üzere toplam ¨222.370,42 , Ticari kredi,nakde dönüşen çek garanti tutarlarından ve ihtarname masrafları yönünden ise ,¨908,76 işlemiş akdi faiz ,¨175.559,10 temerrüt faizi,¨185,31 ihtarname masrafı ve ¨8.777,96 BSMV olmak üzere toplam ¨ 185.431,13 olduğu,anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile davalının icra takibine vaki itiraznın kısmen iptali ile takibin iptal edilen kısım üzerinden devamına,dava İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu,bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen nakdi alacak miktarının % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesi gerektiği, davalı vekili davacının icra takibine girişmekte kötüniyetli olduğunu ispat edemediğinden davalı vekilinin koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın kısmen KABUL kısmen REDDİ ile:
1)… Numaralı … kart yönünden ;
A)Davalı/borçlunun , Bakırköy .. cra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında yürütülen icra takibinde asıl alacak miktarı olan ¨408.856,64’ye itiraz etmediği,asıl alacak yönünden takibin kesinleştiği,kesinleşen bu takibe karşı itirazın iptali davası açılmasında davacının hukuki yararının bulunmaması nedeniyle asıl alacak yönünden açılan davanın HMK’nın 114/1-(h) ve 115/2.maddeleri uyarınca hukuki yarara ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle USULDEN REDDİNE,
B)Davalının, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında faiz ve ferilerine ilişkin yapmış olduğu itirazının ¨1.755,36 işlemiş akdi faiz ,¨210.112,44 temerrüt faizi ve ¨10.502,62 BSMV olmak üzere toplam ¨222.370,42 yönünden İPTALİ ile asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere takip tarihinden itibaren %20,40 oranını aşmamak ve TCMB tarafından üç ayda bir açıklanan kredi kartı işlemlerinde uygulanacak azami faiz oranını geçmemek şartıyla değişen oranlarda belirlediği nispette temerrüt faizi ve %5 oranında BSMV uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2)Ticari kredi,nakde dönüşen çek garanti tutarlarından ve ihtarname masrafları Yönünden ;
A)Davalı/borçlunun , Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında yürütülen icra takibinde asıl alacak miktarı olan ¨289.633,92’ye itiraz etmediği,asıl alacak yönünden takibin kesinleştiği,kesinleşen bu takibe karşı itirazın iptali davası açılmasında davacının hukuki yararının bulunmaması nedeniyle asıl alacak yönünden açılan davanın HMK’nın 114/1-(h) ve 115/2.maddeleri uyarınca hukuki yarara ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle USULDEN REDDİNE,
B)-a)Davalının, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında faiz ve ferilerine ilişkin yapmış olduğu itirazının,¨908,76 işlemiş akdi faiz ,¨175.559,10 temerrüt faizi,¨185,31 ihtarname masrafı ve ¨8.777,96 BSMV olmak üzere toplam ¨ 185.431,13 yönünden İPTALİ ile asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere takip tarihinden itibaren %33,12 oranında temerrüt faizi ve %5 oranında BSMV uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
b)Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
3)Gayrinakdi alacağın depo edilmesi yönünden;
)Davalı/borçlunun , Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında yürütülen icra takibinde gayrinakdi alacağın depo edilmesine itiraz etmediği,depo talebi yönünden takibin kesinleştiği,kesinleşen bu takibe karşı itirazın iptali davası açılmasında davacının hukuki yararının bulunmaması nedeniyle depo talebi yönünden açılan davanın HMK’nın 114/1-(h) ve 115/2.maddeleri uyarınca hukuki yarara ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle USULDEN REDDİNE,
4-Toplam NAKDİ alacağın % 20’si üzerinden hesap edilen ¨ 81.560,31 icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalı vekilinin koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
6-Alınması gerekli ¨27.856,92 karar ve ilam harcından peşin alınan ¨ 14.076,08 harcın mahsubu ile bakiye ¨13.780,84 harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
7-Davacı tarafından ödenen ¨54,40 Başvurma Harcı, ¨14.076,08 Peşin harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen ¨36.996,11 ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
9-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilen ¨4.080,00 ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,(Usulden Red Kararı ile ilgili olarak)
10-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre reddedilen miktar üzerinden hesap edilen ¨07,64 ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,(Kabul Edilmeyen nakdi alacak ile ilgili olarak)
11-Davacı tarafından yapılan 11 tebligat + posta ücreti ¨ 70,00, bir bilirkişi inceleme ücreti ¨ 1.000,00 olmak üzere toplam ¨ 1.070,00 yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre hesap edilen ¨374,39’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,kalan kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
12-6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13 ncü fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan (Taraf başına ¨330,00 x 2 saat= ¨660,00) X 2 = ¨1.320,00 arabulucuk ücretinden davanın kabul ve red oranına göre hesap edilen ¨461,87’sinin davalıdan, ¨858,13’sinin ise davacıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
12-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨250,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı,oybirliği ile verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.24/06/2021

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip …
☪e-imzalıdır.☪
“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.