Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/67 Esas
KARAR NO : 2023/552
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/11/2018
KARAR TARİHİ : 06/06/2023
K.YAZIM TARİHİ : 10/07/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından …. San. Tic. Ltd. Şti’nden Bakırköy …. Noterliği 03/04/2018 tarih …. yevmiye nolu araç satış sözleşmesine istinaden 554.455,45-TL karşılığında …. plakalı … marka … Model … sınıf ve … cinsi araç satın alındığını, satışın öncesinde müvekkili söz konusu aracının 03/04/2018 tarihinde satıcı firmanın yönlendirmesiyle … ve … San.Ltd.Şti şirketine getirerek ekspertiz testine soktuğunu, ekspretiz raporunda motor aksamında bir hasarın mevcut olmadığı tespit edildiğini, rapor sonrasında aracın Diyarbakır yolunda Gaziantep’te arıza çıkardığını, aracı servise çeken şirket yetkilisinin motorun komple hasarlı olduğu bilgisine ulaştığını, motorun komple değişiminin 150.000,00-TL olduğunu, farklı araştırmalarla …. San. AŞ’den 60.000-TL’ye değişimin sağlandığını, yine aracın farklı arızalarının olduğu tespit edilerek ayrıca 31.589,95-TL karşılığında değişimlerinin yapıldığını, davalı şirketlere ihtarname çekildiğini ve sonuç elde edilemediğini, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmasıyla davanın kabulünü, ayıplı mal bedeli olan 10.000-TL’nin ve araçta meydana gelen 10.000-TL’lik değer kaybının tarafların sorumluluk oranında paylaştırılarak müteselsilen işlemiş yasal faiziyle birlikte taraflarına ödenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; işbu davada gerek kendi müvekkili şirketin gerekse diğer davalı … şirketinin yerleşim yerinin Bağcılar/İstanbul olduğunu, sözleşmenin ifa edileceği yerde Bağcılar/İstanbul olduğnu bu ahvalde mahkemenin yetkisiz olduğunu, yetkili Mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerinin olduğunu, davanın yetkisizlikle reddini, süresinde ihbar külfetinin yerine getirilmediğini, aracın ayıpsız olarak teslim edildiğini, davanın reddini yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin merkezinin Konya olduğunu, Dava HMK md. 10 ve 14e göre seçimlik hak kullanılarak açılmış olsa bile yine mahkemenin yetkili olmayacağını çünkü hizmetin verildiği yerin müvekkili şirketin İstoç şubesi olduğunu, davanın yetkisiz yerde açıldığını, yetkili mahkemenin Konya Mahkemeleri olduğunu, davacı ile bir sözleşme ilişkisi kurulmadığından davacının ayıplı hizmet iddiasında bulunmasının yersiz olduğunu, davacının tüm taleplerinin ayrı ayrı reddini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/06/2019 tarih ve .. E., ve … K. sayılı yetkisizlik kararı ile dosya mahkememize gönderilmiş yukarıdaki esas numarasını almıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi Prof.Dr. …. tarafından mahkememize sunulan 15/10/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacıya ait … plakalı, …. marka, …. model araçta motor değiştirmesini gerektiren arızaya ve önceki bakım onarım geçmişine ilişkin olarak dava dosyasında herhangi bir belge sunulmaması nedeniyle hasarın boyutu ve sorumlu taraf/tarafların tespitine ilişkin değerlendirme yapılamadığı, …. tarafından hazırlanmış, kayıt numarası bulunmayan, 03.04.2018 16:12:42 giriş 03.04.2018 16:18:23 tarihli, Standart Oto Ekspertiz Paketi Kontrol Formu başlıklı matbu belgenin motorun gerçek durumu hakkında eksiksiz bilgi verir nitelikte olmadığı, davacı tarafından dosyaya sunulan onarım faturalarında yer alan onarım kalemlerine ait tutarların kadri maruf olduğu, motor değişimi nedeniyle dava konusu araçta meydana gelen değer kaybının 10.000,00 TL olduğu kanaati ile rapor sunmuştur.
Bilirkişi Prof.Dr. … tarafından mahkememize sunulan 04/11/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; 01.07.2021 tarihinde dosyaya sunulan belgeler … tarafından ihtal edilen parçalara ait olup dava dosyasında, Kök Raporun 9.maddesinde belirtilen, … plakalı, … marka, …. Model aracın motorunun değiştirilmesini gerektiren arızaya ilişkin herhangi bir belgeye rastlanılmadığı; dava dilekçesinde, ….’ a ait servise çekilen aracın motorunun komple değiştirilmesi gerektiği ve maliyetinin 150.000,00 TL olduğunu belirtildiğinin ifade edildiği göz önüne alınarak … Otomotiv’de mevcut olması gereken ve tespit edilen hasar ile yapılacak onarımın detayının yer aldığı servis kayıtlarına dava dosyasında rastlanmaması nedeniyle hasarın boyutu ve sorumlu taraf/tarafların tespitine ilişkin değerlendirme yapılamadığı; dava konusu aracın ekspertiz esnasında performans testine tabi tutulmaması Kök Raporun 6.maddesinde, söz konusu raporun motorun gerçek durumu hakkında bilgi verir nitelikte olmadığı şeklinde yer alan değerlendirmeyi doğrular nitelikte olduğu; dava konusu araçta yapılan motor değişikliği nedeniyle aracın rayiç değerinde meydana gelen azalma ve gerekçesi Kök Raporun 11.maddesinde belirtildiği; bu bağlamda, Kök Raporda yer alan açıklamalar kapsamında değer kaybı yönünden varılan kanaatın korunduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi Prof.Dr. … tarafından mahkememize sunulan 28/03/2023 tarihli bilirkişi 2. ek raporunda özetle; kök ve ek rapordaki kanaatinin korunduğu belirtilmiştir.
Huzurda görülen dava, 6098 sayılı TBK’nın 227. maddesine dayalı araç satışından kaynaklı alıcının ayıba karşı seçimlik haklarının kulanılması talebi ile davalı tarafından verilen ekspertiz hizmetinin ayıplı olduğu iddiasına dayalı tazminat talebine ilişkindir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 219. maddesine göre;
“Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur.
Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur.”
TBK’nın 223. maddesine göre;
“Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır.
Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.”
TBK’nın 227. maddesine göre;
“Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:
1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme.
2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme.
3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme.
4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme.
Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.
Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir.
Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir.
Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir.”
TBK’nın 231. maddesine göre;
“Satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Alıcının satılanın kendisine devrinden başlayarak iki yıl içinde bildirdiği ayıptan doğan def’i hakkı, bu sürenin geçmiş olmasıyla ortadan kalkmaz.
Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaz.
“
Dosyada ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafından davalılardan …. San. Tic. Ltd. Şti’nden 03/04/2018 tarihinde …. plakalı aracın satın alındığı; satış öncesinde diğer davalı … San. Ltd. Şti. tarafından söz konusu aracın ekspertiz incelemesine tabi tutulduğu; yapılan inceleme sonunda düzenlenen ekspretiz raporunda motor aksamında bir hasarın mevcut olmadığı tespit edildiği; ancak söz konusu araçta ayıp olduğu iddiası ile huzurda görülen maddi tazminat davası açılmıştır. Mahkememizce dava konusu aracın servis kayıtları ile davacı delilleri toplanmıştır. Dava konusu uyuşmazlığın çözümü için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen bilirkişi kök ve ek raporlarında davacının satın alma tarihi ile parça faturası tarihleri arasında herhangi bir servis kaydının bulunmadığı; yapılan ekspertiz işleminin motorun gerçek durumu hakkında bilgi verir nitelikte olmadığı; mevcut belgeler kapsamında dava konusu aracın motorunun değişmesini gerektirir arızanın satın alma öncesi imalat veya kullanım hatasına dayalı olup olmadığının tespit edilemediği belirtilmiştir. Dosyaya celp edilen servis kayıtları ve toplanan delillerle dava konusu aracın motorunda ayıp olduğu ve davalı tarafından verilen ekspertiz hizmetinin ayıplı olduğu ispatlanamamıştır. Yargılama sırasında davacı vekili tarafından dava konusu aracın satıldığı; aracın nerede olduğunun bilinmediği beyan edilmiştir. Tekniğine uygun ve denetime elverişli olarak düzenlendiği kabul edilen bilirkişi kök ve ek raporları doğrultusunda ispatlanamayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 341,55 TL nispi harçtan mahsubu ile fazla alınan 161,65 TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
6-Kendisini vekil ile temsil ettiren davalılar lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yokluğunda, davalı …. vekilinin ve davalı …. vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/06/2023
Katip …
☪e-imzalıdır.☪
Hakim …
☪e-imzalıdır.☪