Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/651 E. 2020/813 K. 03.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/651
KARAR NO : 2020/813

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 24/09/2020
KARAR TARİHİ : 04/12/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verdiği 16/12/2019 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde; …….. Çekme Cıvata San. ve Tic. A.Ş., İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün ………. ticaret siciline kayıtlı bir şirket olduğunu, şirket tarafından 29.12.2004 tarihinde tasfiye kararı alındığını, 12.01.2005’ de tescil edildiğini, 17.01.2005 tarih …….. sayılı sicil gazetesinde yayımlandığını, şirketin tasfiyesinin sona erdiği 25.12.2006 tarihinde tescil edildiğini ve 16.01.2006 tarihli, ……… sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlandığını, şirket çalışanlarından ………..’ ın 17.02.2003 tarihinde geçirmiş olduğu iş kazası sonucu maluliyeti sebebiyle uğranılan SGK kurum zararının tahsilini teminen 20.05.2005 tarihinde Bakırköy …… İş Mahkemesinde ……… Esası ile alacak davası açıldığını, dava 18.12.2014 tarihinde karara bağlandığını, 23.01.2020 tarihinde Yargıtay tarafından onandığını, neticesinde alacaklarının tahsili için İstanbul …….. İcra Müdürlüğünde ………. sayılı icra takibi başlatıldığını, şirket yetkililerinin iş kazasından bilgisi olduğunu, şirket İstanbul ……… İş Mahkemesinde……… Esas ile maluliyet oranına itiraz davası açıldığını, tüm bu davalar sonuçlandığını, şirket bu davaların celselerini vekil ile takip ettiğini, dolayısıyla tasfiye süreci başlamadan önce, tasfiye süreci boyunca ve tasfiye sonunda şirket yetkilileri SGK kurumuna olan muhtemel borçtan haberdar olduklarını, şirketin SGK kurumuna olan borcundan haberdar omasına rağmen borç ödenmeden veya muhtemel borç miktarı kadar meblağ ayrılmadan tasfiye sonlandırıldığı için, olay bir bütün olarak değerlendirildiğinde, şirkete ait tasfiyenin eksik yapıldığı ve usulsüz olduğu görüldüğünü, bu nedenlerle İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün ………. ticaret siciline kayıtlı …….. Çekme Cıvata San. ve Tic. A.Ş. ’nin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA;
Davalılara usulüne uygun tebligat yapıladığı ancak davalıların cevap dilekçesi sunmadığı görüldü.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava, hukukî niteliği itibariyle;6102 sayılı TTK’nın 545 ve devamı maddeleri uyarınca açılmış şirketin ihyası ile ticaret siciline tescili davasıdır.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden gönderilen sicil kayıtları incelendiğinde; ……… sicil nosunda kayıtlı Tasfiye Halinde …….. Çekme Civata Vida Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nin son tescilini 11/01/2007 tarihinde yaptırdığı, şirketin 29/12/2004 tarihinde tasfiyesine karar verildiğinin 17/01/2005 tarihinde tescil edildiği, tasfiyesinin sona erdiğinin ise 11/01/2007 tarihinde tescil edildiği ve sicil kaydının terkin edildiği,genel kurul kararı ile şirkete tasfiye memuru olarak davalı gerçek kişinin seçildiği görülmüştür.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından gönderilen sicil kayıtları incelendiğinde ihyası istenen şirketin terkin olmadan önce merkez adresinin Zeytinburnu / İstanbul olduğu, buna göre mahkememizin 6102 sayılı TTK’nun 547/1 maddesi anlamında kesin yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, incelenen mahkeme dosyası, ticaret sicil kayıtları birlikte değerlendirildiğinde ;TTK’nun 543’ncü maddesi uyarınca, tasfiye halinde bulunan şirketin tasfiyesinin kapanması ve terkin işlemlerinin yapılabilmesi için tüm borçlarının tasfiye edilmiş olması, TTK’nun 545’nci maddesine göre yapılan sicilden terkin işleminin hukuka uygun bir terkin işlemi sayılabilmesi için tasfiyenin de usulüne uygun olarak sona erdirilmiş olması gerekmektedir. Anonim şirketin tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmesiyle sona erer. Ancak tüzel kişiliğin sona ermesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz olarak yapılmış olması gerekmektedir. Tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmış ise , tüzel kişilik ticaret sicilden silinmiş olsa bile anonim şirket tüzel kişiliğinin sona erdiği kabul edilemez. Bir tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi aynı zamanda bir hukuki işlemdir. Bu karar ve işlemin hataya dayanması halinde gerçek anlamda bir tasfiye işleminden söz edilemez. Hata veya kasta dayalı şeklen gerçekleşmiş bir tasfiyenin kaldırılmasını, gerek o işlemi gerçekleştirenler, gerekse bundan zarar görenler isteyebilirler, ayrıca tasfiye halinde bulunan bir şirketten alacaklı olan kişinin yapılan ilanlara rağmen alacağını yazdırmaması alacağın düşmesini gerektirmez.
Somut uyuşmazlıkta; davacının açtığı davada ve icra takiplerinde taraf teşkilinin sağlanması ve dava ile takiplerin yürütülüp sonuçlanması gerektiğinden davayı açmakta hukuki yararlarının bulunduğu, bu davada davalı olan Tasfiye Halinde ……… Akaryakıt Ürünleri Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi’nin tüzel kişiliğinin tasfiyenin sonlandırılması nedeniyle sicilden terkin edildiği, davalarda taraf teşkilinin sağlanması ve yargılamanın yürütülebilmesi için şirketin ihya edilmesi gerektiğinden davanın kabulüne, şirketin tüzel kişiliğinin yeniden ihyasına, ek tasfiye işlemlerini yapması için 6102 Sayılı TTK.nun 547/2’nci maddesi uyarınca eski tasfiye memuru olan davalı ………’nın, şirketin tasfiye memuru olarak atanmasına, keyfiyetin karar kesinleştiğinde tescil ve ilanına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün ……… sicil numarasında kayıtlı iken tasfiye nedeniyle sicilden terkin olan Tasfiye Halinde …….. Çekme Civata Vida Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nin tüzel kişiliğinin Bakırköy……. İş Mahkemesi’nin…….. esas,İstanbul……… İcra Müdürlüğünün ……. esas ve İstanbul ………. İcra Müdürlüğünün …….. esas sayılı takip dosyaları ile sınırlı olmak üzere İHYASINA,
2-Ek tasfiye işlemlerini yapması için eski tasfiye memuru olan davalı ………’nın şirkete tasfiye memuru olarak ATANMASINA,
3-Keyfiyetin karar kesinleştiğinde TESCİL VE İLANINA, tescil ve ilan masraflarının ileride davalı tasfiye memurundan tahsil edilmek üzere şimdilik davacı tarafça KARŞILANMASINA,
4-Alınması gerekli ¨54,40 karar ve ilam harcının davalı ………’dan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
5-Davalı ……. yasal hasım olması nedeniyle bu davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,,
6-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilen ¨4.080,00 ücreti vekaletin eski tasfiye memuru olan davalı ………’dan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yapılan 7 tebligat + posta ücreti ¨94,00 yargılama giderinin davalı ………’dan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨345,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı,davalıların yokluğunda oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 03/12/2020

Başkan …….
☪e-imzalıdır.☪
Üye ……..
☪e-imzalıdır.☪
Üye …….
☪e-imzalıdır.☪
Katip …….
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”