Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/603 E. 2021/1081 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/603
KARAR NO : 2021/1081

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/09/2020
KARAR TARİHİ : 18/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili tarafından Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne hitaben yazmış olduğu 09/09/2020 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı Şirket hakkında İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile 7 Örnek icra takibi yapıldığı, borçlu vekilinin 09/09/2019 tarihli dilekçesi ile yetkili icra dairesinin Küçükçekmece İcra dairesi olduğundan yetki itirazında bulunarak takibe, borca, faize ve diğer fer’ilere yapılan itiraz üzerine İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, borca, faize ve fer’ilerine yapılan itirazın davacı tarafça kabul edilmediği, Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı icra dosyasında borçluya tekrar ödeme emri ve dayanak belge suretleri tebliğ edildiği borçlu vekilinin 01/10/2019 havale tarihli dilekçesi ile takibe borca faize ve diğer fer’ilere yapılan itiraz üzerine takibin durdurulduğu, müvekkil şirketin 07/11/2016 ile 08/10/2017 tarihleri arasında …. Belediyesi tarafından işletilmekte olan … Limanı’nda borçlu şirket tarafından deniz taşımacılığında kullanılan … ve … isimli gemilere 69.337,02 ton moloz elleçleme ve yükleme hizmeti sağladığı, bu hizmetten kaynaklanan 17/07/2019 tarih …. No’lu 159.758,36 USD bedelli faturanın Kemalpaşa …. Noterliği’nin 18/07/2019 tarih ve …. yevmiye sayılı ihtarnamesi ile davalı yana gönderilmiş ve fatura bedellerinin ödenmesinin talep edildiği, ancak davalı tarafça ödeme yapılamadığı, takibe konu, borç ilişkisine sebep olan moloz elleçleme ve yükleme hizmetinin, … Belediyesi tarafından işletilmekte olan … Limanı’nda münhasıran müvekkil şirket tarafından yerine getirildiği, anılı limanda fatura ve davaya konu elleçleme hizmetlerine ait makine ekipmanı yalnızca müvekkil şirkette bulunduğu için bu hizmetlerin davalı şirkete müvekkil tarafından sağlandığı, müvekkil şirket tarafından yapılan elleçleme ve yükleme hizmetlerinin, ticari teamüllerde ve gerek özel sektörde gerekse kamu sektörü tarafından işletilen limanlarda yabancı para cinsi üzerinden verilmekte olup, müvekkil şirket tarafından takibe dayanak faturada gösterilen birim fiyatların piyasa rayicinin çok altında fiyatlar olduğunu, neticeten; itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın likit olması yargılamayı gerektirmemesi karşısında davalının yapmış olduğu itirazın haksız ve kötüniyetli olması sebebi ile alacağın 420’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalı- borçlu şirketten tahsili ile müvekkil şirkete ödenmesine, yargılama giderleri arabuluculuk ücreti ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekilinin 14/12/2020 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Somut olayda isimleri dava dilekçesinde bildirilen gemilere 67.694,22 ton moloz elleçleme ve yükleme işi yapıldığı ve bunun ücreti ödenmediği iddia edildiğinden gemiye yükleme ve elleçleme yönünden TITK.nun 1142 vd. maddelerinde özel hükümler ile düzenlenmiş bulunduğundan görev itirazında bulunulduğu, taraflar arasında herhangi bir sözleşmenin mevcut olmadığı, dava dilekçesine de bu yönde bir sözleşme eklenmediği, müvekkil şirketin davacı şirkete karşı herhangi bir haksız fiil söz konusu olmadığı, bu durumda davanın hukuki sebebinin haksız zenginleşme olduğu ve davanın zamanaşımına uğradığı, müvekkil şirketin kendisine tebliğ edilen dava konusu faturayı Bakırköy …. Noterliği” nin 24.07.2019 tarih ve … yevmiye numaralı cevabı. ihtarnamesi ile davacı Şirket’e iade ettiği, davacının yükleme/elleçleme giderlerinden sorumluluğun müvekkil şirkete ait olduğuna dair hiçbir delil ibraz etmediği, davacı tarafından düzenlenen fatura tutarının fahiş olduğu, Davacı tarafından düzenlenen ABD Doları bedelli faturanın Cumhurbaşkanlığı 85 sayılı kararına aykırı olup hukuken yok hükmünde olduğu, celbe edilen delillerinden görüleceği üzere gemi yükleme birim ücreti (vinç ile) 1 TL olduğu, davacının talebinin zamanaşımı olmasa yüklemeden sorumlu kişiden talep edilecek tutarın 67.694 TL olabileceğini, Neticeten; davanın usulden zamanaşımı ve dava dilekçesinin görev yönünden reddine, davanın esastan taraflar arasında sözleşmesel ilişki bulunmaması ve 12.09.2018 tarihli Cumhurbaşkanlığı 85 sayılı kararına aykırı ve fahiş şekilde düzenlenmiş olması sebebiyle haksız kazanç elde etmeye yönelik olduğundan reddine, davalı tarafın %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacı şirket üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, moloz elleçleme ve yükleme hizmetinden kaynaklanan alacağının tahsili için girişilen icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhine ¨874.581,17 asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu vekilinin süresinde, borca itiraz ettiğini belirterek takibin durmasına sebebiyet verdiği,İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği,bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği,davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinden talimat yoluyla alınan 20/05/2021 tarihli bilirkişi raporunu özetle: Davacı tarafça ibraz edilen 2019 hesap dönemine ait sunulu e-defterlerin berat kayıtlarının zamanında beyan edildiği, dolayısı kendi lehine delil vasfında olduğu, incelemesi yapılan davacının ticari defterlerinde davalının …. SANAYİ VE TİCARET A.Ş. Alt hesabında işlem gördüğü, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 159.758,36 USD (Takip tarihi kur : 5.4744=874.581,16 TL) alacak kaydının bulunduğu yönünde görüş bildirmiştir.
Bilirkişi heyeti …., Dr. … ve … tarafından mahkememize sunulan 28/05/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dava konusunun, davacının davalıya sunmuş olduğunu iddia ettiği moloz elleçleme ve yükleme hizmetine ilişkin düzenlemiş olduğu 17.07.2019 tarih ve … numaralı KDV dâhil toplam 159.758,36 USD bedelli faturanın tahsili için yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu, Davalının 2016, 2017, 2018 ve 2019 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, İcra takibine dayanak davacının davalıya düzenlemiş olduğu 1 adet 159.758,36 USD bedelli faturanın davalı tarafından Bakırköy …. Noterliği’nin 24.07.2019 tarih ve … yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesi ile davacı şirkete iade edildiği, davalının hizmet içeriğine ilişkin itirazının yanı sıra fatura içeriğindeki fiyatın da fahiş olduğuna yönelik itirazının olduğu, ancak davalının görülen yükleme ve liman hizmetleri için özel bir anlaşma ile fiyat belirlenmediğinde davacının tarifesine göre ücretlendirmeyi kabul ettiğinin değerlendirildiği, görülen taşıma işleri için de Belediye tarafından tanımlı gemilere yüklendiği iddia edilen yükleme ve alınan liman hizmetlerinin teyit edildiği, yapılan kıyaslama ve diğer benzer liman tarifeleri ile karşılaştırıldığında, davacının uyguladığı fiyatların fahiş olmadığı, piyasa şartlarında somut olaya uygun ve kabul edilebilir bir değer olduğunun değerlendirildiği, davacının yurtiçi hizmet verdiği gözetilerek faturasını TL cinsinden düzenlemesi gerektiği, USD fatura için ancak bu yönde yazılı sözleşme gerektiği değerlendirmesi halinde, davacının son iş görme tarihi kurlarından talep edebileceği miktarın 592.399,98 TL hesaplandığı, davacının 08/10/2017 son iş görme tarihinde düzenlemesi gereken ve TL cinsinden karşılık olarak belirlenmesi gereken faturasını 17/07/2019 tarihinde ve USD cinsinden düzenlemesinin haklı gerekçesini ortaya koyamadığı yönünde görüş bildirmişlerdir.
Dava itirazın iptali davasıdır.Bilindiği üzere, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 67.maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nun 66.maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlayan bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süre içinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması halinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkar tazminatına da hükmedilebilir.(Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, 2006, s.219,223) Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağının olduğunu iddia eden taraf bunu usulü dairesinde ispat etmesi gerekir. İspatın konusu , ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu 6100 sayılı HMK.nun 187 ,190 ve 200’ncü maddelerinde açıkça belirtilmiştir.
İspatın konusu HMK.nun 187’nci maddede “İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir. Herkesçe bilinen vakıalarla, ikrar edilmiş vakıalar çekişmeli sayılmaz.” Şeklinde belirtilirken, ispat yükünün kimde olduğu ise HMK.nun 190’ncı maddesinde “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”düzenlemesi ortaya konmuştur.
İspat vasıtaları ise HMK.nun 200’ncü maddesinde “Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir.Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. Bu madde uyarınca senetle ispatı gereken hususlarda birinci fıkradaki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir.”düzenlemesi ile ispatın nasıl yapılacağı gösterilmiştir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 27/06/2003 tarih ve 2001/1 E., 2003/1 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere;
Bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. (6102 sayılı TTK’nın m. 21/2.) Bu hüküm, fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak, faturayı düzenleyenin lehine; adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirmektedir. Bu karine, faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır. Diğer anlatımla, fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturanın adına tanzim edilen aleyhine ispat vasıtası olması, yani, faturayı alan kişinin fatura kendinden sadır olmamakla birlikte aleyhine delil teşkil etmesi TTK’nın 21. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen ve yukarıda ayrıntısı açıklanan bu karineden kaynaklanmaktadır. İşin bedeli sözleşme kurulurken kararlaştırılmış olup, fatura ise bu aşama ile ilgili değil, ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Fatura öncesinde taraflar arasında borç doğurucu hukuki ilişkinin bulunması, faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Faturayı alan (faturayı defterlerine kaydetmemesi koşulu ile) akdi ilişkiyi inkâr ettiğinde, faturayı gönderenin önce akdi ilişkiyi kanıtlaması gerekir. Fatura, sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. TTK’nın 21. maddesinin 2. fıkrasındaki karine aksi ispat edilebilen adi bir karinedir. 2. fıkra gereği sekiz gün içinde faturaya itiraz edilmesi durumunda fatura içeriğinin doğru olduğunu faturayı düzenleyen tacirin ispat etmesi gerekir. Taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa, düzenlenen belge fatura değildir. Bu belge belki icap olarak kabul edilebilir ki, buna itiraz edilmemesi, anılan 21/2. madde hükmü anlamında sonuç doğurmaz. Öte yandan, sadece faturanın tebliğ edilmiş olması akdi ilişkinin varlığını ispatlamaz. Karşı tarafın akdi ilişkiyi inkâr etmesi halinde tacir, öncelikle akdi ilişkiyi başkaca delillerle ispatlamalıdır. Akdi ilişkinin ispatlanamaması halinde faturanın anılan fonksiyonundan yararlanma imkânı yoktur. Faturanın ispat aracı olması, ancak niteliği gereği faturaya geçirilmesi gereken bilgiler (olağan içerik) hakkında geçerlidir. Sözleşmenin ifa safhasıyla ilgili olarak düzenlenen faturanın şekli ve kapsamının ne olması gerektiği konusunda, Türk Ticaret Kanunu’nda özel bir hüküm bulunmamakta, anılan Yasa’nın 21. maddesinde neyi ifade ettiği açıklanmaksızın faturanın içeriğinden söz edilmektedir. Faturanın zorunlu içeriği ve şekil şartlarına ilişkin ayrıntılı düzenleme Vergi Usul Kanunu’nda yer almaktadır. Faturanın olağan içeriği, akdin ifası ile ilgili hususlarla sınırlıdır (VUK’nın m. 230). Dolayısıyla, faturanın içeriği, faturanın bu temel niteliğine uygun olmadığı takdirde, sekiz günlük itiraz süresinin geçirilmesi bu hususları yazılı delil haline getirmez. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur. Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir. (Geniş bilgi için Bkz: Prof. Dr. Sami Karahan, Ticari İşletme Hukuku, 23. Baskı, Eylül 2012, Konya; Sh 111 vd.)
Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya …. aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur. Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği, bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir. Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının mal satmadığını savunmakta ise, faturaya konu malın teslim edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun (faturayı defterine kaydetmemek ve mal teslim edilmediğini savunmak suretiyle), kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde malın teslim edildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (mal satmış olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir.
Somut olayda uyuşmazlık,davacı tarafından davalıya verilen hizmetin verilip verilmediği ve yapılan işin bedelinin ne olduğu noktasında toplanmaktadır.Dosya içerisinde bulunan ….. Belediyesi tarafından gönderilen cevabi yazıdan,davacı tarafından moloz elleçleme ve yükleme hizmetinin davalıya verildiği sabit olup yapılan işin bedeli de bilirkişi incelemesi sonucu hesap edilmiştir.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;Davacı ile davalı arasında, davacı tarafından davalıya moloz elleçleme ve yükleme hizmeti verilmesi şeklinde ticari ilişkinin olduğu, ancak taraflar arasında akdedilmiş yazılı bir anlaşma ve/veya cari hesap sözleşmesi olmadığı,davacının cari hesap alacağını tahsil edememesi üzerine 09/08/2019 tarihinde, ödenmeyen fatura alacağını dayanak göstererek, davalı aleyhine Küçükçekmece … nci İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyası ile icra takibine geçtiği, davalı tarafından yapılan itiraz üzerine huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı,davacının dava konusu alacağını teşkil eden davalı yana tanzim etmiş olduğu faturaları yasal ticari defterlerine usulüne uygun olarak kaydettiği ,davacının yasal ticari defterlerine göre, takip tarihi (09/08/2019) ve dava tarihi (09/09/2020) itibariyle davalıdan 159.758,36 USD cari hesap alacağının olduğu,davalının ticari defterlerine göre,davacıya borçlu gözükmediği ve davacı tarafından düzenlenen faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, …. Belediyesine yazılan yazıya verilen cevaptan davacının davalıya takip konusu faturda belirtilen hizmetin verildiğinin sabit olduğu,,bilirkiişi raporunda belirtildiği gibi yapılan hizmetin fatura tarihi itibariyle karşılığının ¨592.399,98 olduğu, neticeten davacının takibe konu faturalardan kaynaklı olarak davalıdan olan bakiye alacağının takip ve dava tarihi itibariyle ¨592.399,98 olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile davalınınKüçükçekmece … nci İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin devamına karar vermek gerekmiştir.
Dava İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu,bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olması gerekli olup davacı alacağının bilirkişi incelemesi sonucunda tespit edildiği,bu nedenle likit olmadığı anlaşıldığından davacının icra inkâr tazminatı talebinin reddine,davalı,davacının icra takibine girişmekte kötüniyetli olduğunu ispat edemediğinden koşulları oluşmayan kötüniyet tazminat talebinin reddine, karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davanın kısmen KABUL kısmen REDDİ ile davalının Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın ¨592.399,98 asıl alacak yönünden İPTALİ ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanunun 2/2.maddesi uyarıca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2-Davacının,fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin koşulları oluşmadığından REDDİNE,
4-Davalı vekilinin kötüniyet tazminat talebinin koşulları oluşmadığından REDDİNE,
5-Alınması gerekli ¨40.466,84 karar ve ilam harcından peşin alınan ¨12.693,52 harcın mahsubu ile bakiye ¨27,773,32 harcın davalıdan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
6-Davacı tarafından ödenen ¨54,40 Başvurma Harcı, ¨12.693,52 Peşin harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yapılan 23 tebligat + posta ücreti ¨316,50 TL ,iki bilirkişi inceleme ücreti ¨5.500,00 olmak üzere toplam ¨5.816,50 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre hesap edilen ¨3.445,03’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,kalan kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
8-Davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen ¨46.670,00 ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
9-Davalının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre reddedilen miktar üzerinden hesap edilen ¨36.995,51 ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
10-6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13 ncü fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan (Taraf başına ¨330,00 x 2 saat= ¨660,00) X 2 = ¨1.320,00 arabulucuk ücretinden davanın kabul ve red oranına göre hesap edilen 781,82 TL’sinin davalıdan, ¨538,18’sinin ise davacıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
11-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 250,00 TL yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı,davalı vekilinin yokluğunda oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 18/11/2021

Başkan ….
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip …
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”