Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/60 E. 2021/508 K. 15.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/60 Esas
KARAR NO : 2021/508

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 21/01/2020
KARAR TARİHİ : 15/06/2021
K.YAZIM TARİHİ : 24/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP:Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili ile davalı arasında ticari ilişki bulunduğunu, bu ilişki sebebiyle davalı şirketin müvekkiline 930,00 USD borçlu olduğunu, tüm ihtarlara rağmen ödenmeyen borç için Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından icra takibi yapıldığını, davalı şirketin haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ettiğini, bu nedenle itirazın iptali ile %20’den aşağı olmamak üzere davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı tarafından yapılan usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap verilmemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Dosyamız arasına celp edilen Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün .. Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı alacaklının cari hesap alacağı dayanak gösterilerek 13/11/2019 tarihinde 930,00 USD alacak üzerinden davalı aleyhine icra takibi yaptığı, ödeme emrinin borçluya 18/11/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun süresi içerisinde 13/11/2019 tarihinde borca ve tüm ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu görüldü.
Dosyaya sunulan 07/12/2020 tarihli bilirkişi SMMM … tarafından düzenlenen raporda; davacı ve davalı şirketlerin ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verildiği ancak davalı şirketin defterlerini sunmaması üzerine sadece davacı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapıldığı, davacı şirketin ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı; davacı ticari defterlerine göre davacının davalıdan icra takip itibariyle 930,00 USD alacaklı olduğu kanaatine varılmıştır.
Huzurda görülen dava itirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyada ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının, cari hesap alacağından kaynaklı davalı aleyhine başlattığı icra takibine davalının itirazı sonucunda işbu davayı açtığı görülmüştür. Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda uyuşmazlık konusunun çözümü için tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş; yapılan incelemede davacı şirketin ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı; davacı ticari defterlerine göre davacının davalıdan icra takip itibariyle 930,00 USD alacaklı olduğu bildirilmiştir. Hüküm kurmaya ve denetime elverişli olarak düzenlendiği kabul edilen bilirkişi raporu ile davacı vekili tarafından uyuşmazlık konusu faturaya ilişkin yapılan taşımacılık işleminin yapıldığının delili olarak dosyaya sunulan taşıma belgeleri doğrultusunda taşımacılık işleminin yerine getirildiği konusunun sabit olması ve davalının takip konusu fatura tutarını ödediğine ilişkin herhangi bir dekont ya da belge de sunmadığı değerlendirilerek davanın kabulü ile alacağın likit olması da gözetilerek davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davanın KABULÜ ile davalının Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın 930 USD TL asıl alacak yönünden İPTALİ ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanunun 4-a maddesi uyarıca davacının talebini aşmamak üzere takip tarihinden itibaren devlet bankalarının USD cinsinden açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2-Toplam alacağın % 20’si üzerinden hesap edilen 186 USD icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3- Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 544,80 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 68,46 TL nispi harçtan mahsubu ile bakiye 476,34 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından sarf olunan (800,00 TL bilirkişi ücreti + 124,50 TL posta/tebligat/müzekkere ibaret) 924,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı ve 68,46 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
8- Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9- 6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/06/2021

Katip ….
e-imzalı

Hakim ….
e-imzalı