Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/59 E. 2020/349 K. 02.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/59
KARAR NO : 2020/349

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 21/01/2020
KARAR TARİHİ : 02/07/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacılar vekili tarafından mahkememize sunulan 26/10/2018 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ….. Deri Ayakkabı Tekstil İnşaat Gıda İthalat İhracat San. Ve Tic. Ltd. Şti. ….. Ticaret Sicilinde ….. ticaret sicil numarasıyla işlem görmekte olup, merkez adresinin ….. Mh. ….. Cd. …. Blok ….. / K:…… ……/ ….. olduğunu, şirketin kuruluşu ….. Ticaret Sicili Memurluğu tarafından 06/02/2017 tarihinde tescil edilmiş olup, kuruluş Türkiye Ticaret Sicil Gazetesin de ilan edildiğini, şirketin tescil sermayesinin ¨200.000,00 olup yetkilisi ve ortağı …… olduğunu, müvekkili ….. Tekstil İmalat Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi, ….. Ticaret Sicilinde …. ticaret sicil numarasıyla işlem görmekte olup, merkez adresi ….. Mah. ….. Cad.No…… A …… /….. olduğunu, şirketin kuruluşu ….. Ticaret Sicili Memurluğu tarafından 27/07/2018 tarihinde tescil edildiğini, şirketin tescil sermayesinin ¨250.000,00 olup tek ortağı ve yetkilisi ….. olduğunu, müvekkili firmaların kuruluş tarihleri çok eski olmamakla birlikte, yeni şirketlerden biri olduğunu, kuruluşundan bu yana basiretli bir tacir gibi davranan şirket, ödemelerini düzenli şekilde yaptığını ancak ülkemizin genel manada içerisinde bulunduğu kriz ve darboğaz sebebiyle, tekstil sektöründe son yıllarda dalgalı bir görünüm sergilemekte olduğunu, gerek üretimin yurt içinde yetersiz olması, gerekse yerli pamuğun kalitesinin tekstil ve hazır giyim sektörünün ihtiyacını tam olarak karşılayamaması sebebiyle sektörde ithal pamuk kullanım oranı yüksekdiğini, döviz kuru dalgalanmalarından ve emtia fiyatlarındaki artışlardan önemli ölçüde etkilenen girdi maliyetleri üzerindeki yukarı yönlü baskı, firmanın piyasada olan alacaklarını tahsil edememesi, müşteri kaybını önlemek ve müşterilerin nakit sıkışıklıkları nedeniyle vadeli satış yoluna gidilmesiyle aktif ve pasif dengesini sağlayamadığını, ayrıca müvekkili şirketler borçların vadesi ile alacaklarının vadesi arasında uyumsuzluk oluştuğunu, müşterilerin bir kısmının ödeme güçlüğüne düşmesi ve taahhütlerini aksatmaları nedeniyle firma bu yükün altında kaldığını, ithal hammadde üzerindeki vergiler ile son dönemde döviz kurlarında yaşanan dalgalanma, hazır giyim sektörünün rekabet gücünü, nihai tüketicilerin alım gücünün düşmesi gibi bir çok neden olumsuz yönde etkilendiğini, bugünden sonra açılacak icra takipleri karşısında şirket varlıklarının cebri icra yoluyla parça parça satışa konu olması halinde şirketleri kadar alacaklıların da bu durumdan olumsuz etkilenmesi kaçınılmaz olduğunu, işletme bütünlüğünün korunması, hem değerini artırmakta hem de faaliyetlerinin sürdürülmesine imkan sağladığını, bu nedenlerle, tahsilatlarını yapamayan, finans giderleri çok yüksek olan, satışları ve karlılığı azalan müvekkili firmalarda borca batık şüphesi uyandığını, bunun üzerine ortaklar kurulu toplantısında mali durumun iyileştirilebilmesi ve faaliyetlerine devam edebilmesi için TTK m.377 uyarınca konkordato talebinde bulunulmasına karar verdiğini, İİK. 285 ve devamı maddelerinde değişen haliyle tanımlanan “Borçlarını, vadesi geldiği hâlde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunma,” durumu gerçekleştiğini, alacaklıların ekli projede belirtilen , oran ve vadelerde alacağına kavuşması firmanın iflasının önlenip ticari hayatına devam edebilmesi konkordato taleplerinin kabulüne bağlı olduğunu, müvekkili firmalarda şuan toplam 39 personel çalıştığını, iflas halinde çok yüksek oranda ailenin işsiz kalacağını, ….. Deri Ayakkabı Tekstil İnşaat Gıda İthalat İhracat San. ve Tic. Ltd. Şti. konkordato projesinde de anlatıldığı üzere 30/11/2019 tarihi itibariyle aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden yapılan değerlendirmeler sonucunda özvarlığı negatif ¨ 395.266,20 seviyesinde olduğunu, diğer bir ifade ile müvekkili firma anılan tutar kadar borca batık durumda olduğunu, iş bu müvekkili firma açısından; konkordato projelerinin temel felsefesi, konkordatoya tabi alacaklılarının 1 yıl (12 ay ) geri ödemesiz, sonraki 4 yıllık vade konusunda anlaşarak, konkordatonun tasdiki tarihinden başlayarak, aylık taksitlerle faizsiz olarak tamamen ödediğini, projelerinin vade ve tenzilat konkordatosu talebine dayalı olduğunu, bu sayede şirketin varlık bütünlüğü korunarak kanunda belirtilmiş olan amaca uygun olarak faaliyetlerine devamı da sağlanmış olacağını, ….. Tekstil İmalat Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketinin konkordato projesinde de anlatıldığı üzere 30/11/2019 tarihi itibariyle aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden yapılan değerlendirmeler sonucunda özvarlığı pozitif ¨495.410,01 seviyesinde olduğunu, diğer bir ifade ile müvekkili firma anılan tutar kadar borca batık durumda olmadığını, iş bu müvekkili firma açısından; konkordato projelerinin temel felsefesi, konkordatoya tabi alacaklılarının 1 yıl (12 ay ) geri ödemesiz, sonraki 4 yıllık vade konusunda anlaşarak, konkordatonun tasdiki tarihinden başlayarak, aylık taksitlerle tamamen ödediğini, projelerinin vade konkordatosu olup, hali hazırda ödeme kısır döngüsüne kapılmış olan şirketin borçlarının ödenmesi yolunu açmak ve ödenebilirliğini sağlamak için vade talebine dayalı olduğunu, bu sayede şirketin varlık bütünlüğü korunarak kanunda belirtilmiş olan amaca uygun olarak faaliyetlerine devamı da sağlandığını, gerekli koşulların bulunması ve talebin uygun görülmesi halinde borçlunun yapısı ile konkordato projesi ve ekleri de göz önünde tutularak mahkemenin komiser ataması da dahil malvarlığını koruyucu tedbirler alacağı belirtildiğini, borca batık bir şirketin iflasına karar verilerek malvarlığının cebri satış ile paraya çevrilmesi yerine, şirketin mali durumunu düzelterek alacaklıların alacaklarına kavuşması, bu kişiler bakımından da daha elverişli olacağından sonuç itibariyle alacaklıların teklif edilen konkordato talebini kanunda belirtilen oranda olumlu oy verilmesi halinde borçlu şirket ve alacaklı menfaatlerine aynı oranda hizmet edilmiş olunduğunu, konkordato ile şirkete ait işletmelerde çalışan personelin işyerlerinin korunması kural olarak amaçlanmamış ise de konkordatonun kabul edilmesinin bir sonucu olarak istihdam da korunacak ve ayrıca ticari faaliyetinin devamı sonucu oluşacak gelir de vergilendirilebileceğini, böylece kamuya ilişkin menfaatler de korunmuş olacağını, eğer şirkete imkan tanınır ise kanunda belirlenen süreler içerisinde aktif ve pasif dengesinin düzelebileceğini, her türlü borcu ödeyebilir bir yapıya kavuşacağı ortada olduğunu, aksi durumda hiçbir alacaklının tamamen tatmin olması mümkün olmayacağını, istihdam ve katma değer üreten şirket yok olacağını, bu nedenle İİK. m.286’da belirtilen belgelerin eksiksiz olarak hazırlanmış olması sebebiyle 287. Maddede belirtilen 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verilmesine, gerek görülmesi halinde işbu mühletin 2 ay daha uzatılmasına, İİK 288 maddesi çerçevesinde ilanına, İİK. m.287/2 gereği geçici komiser tayini kararı verilmesini, davacı şirketin İİK m.297/2 maddesi doğrultusunda malvarlıklarının korunmasına yönelik tedbirlerin alınmasına karar verilmesini, İİK m.288/1’e göre geçici mühlet kesin mühletin sonuçlarını doğuracağından mühlet içinde 6183 sayılı Amne Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hangi nedene dayanırsa dayansın şirket aleyhine her türlü ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz ve muhafaza işlemleri dahil tüm takip işlemleri yapılmasının ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına karar verilmesini, müvekkili şirket aleyhine yapıldığını ve yapılacak her türlü muhafaza, teslim ve tahliyeye dair icrai işlemlerin durdurulmasına karar verilmesini, elde edilen gelirler ve mevduatlar üzerine haciz veya ihtiyati haciz uygulanması halinde faaliyetlere devam edilemeyeceğinden şirketimizin hak ve alacaklarına haciz veya ihtiyati haciz yoluyla, haciz ihbarnamesi gönderilmesi, gönderilmiş ise kaldırılması, kaldırılması talebi kabul görmez ise işlemlerin olduğu yerde durdurulması yönünde tedbir kararı verilmesini, geçici mühlet içinde yapılacak inceleme sonucu 1 yıllık kesin mühlet verilmesine,gerek görülmesi halinde bu mühlet kararının 6 ay daha uzatılmasını, kesin mühlet kararının ilanını, İİK’da belirlenen kesin süre içinde yapılacak yargılama sonucu konkordatonun tasdikine, tasdik kararının ilanına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava, İİK’nın 285 ve devamı maddelerince açılan konkordato talebine ilişkindir.
Mahkememiz dosyasının 23/01/2018 tarihli tensip tutanağı uyarınca belirtilen gider avansı eksikliğinin borçlular vekilince süresinde tamamlanması üzerine davacı şirketler hakkında 23/01/2020 tarihinden itibaren üç ay süre ile geçici mühlet verilmesine, Hukukçu ….,Yeminli Mali Müşavir Dr.Öğretim Üyesi ….. ve Mali Müşavir …..’ın geçici konkordato komiseri olarak görevlendirilmelerine,ilgili kurumlara gereken bildirimlerin ve ilanların yapıldığı,borçluların malvarlığının muhafazası için gerekli görülen bütün tedbirlerin alındığı görülmüştür.
Geçici komiser heyetinin toplantı tutanağı ile; konkordato talep eden şirketin tüm malvarlıklarının rayiç değerlerinin tespit ettirilmesine, şirket malvarlıklarının rayiç değerlerinin tespiti işlemi teknik ve özel bilgiyi gerektirdiğinden bu konuda bilirkişiye başvurulmasına, şirkete ait stoklar hesabı altındaki gayrimenkullerin ve binalar hesabı altındaki gayrimenkullerin rayiç değerlerinin tespiti için bilirkişi görevlendirilmesine dair toplantı tutanağı mahkememizce onaylanmıştır.
Konkordato Geçici Komiser Heyetinin 02/07/2020 tarihli raporunda;
Şirketlerin projesinin gerçekleşme ihtimalinin alacaklarını tahsil etmesine bağlı olduğunu, tedbir tarihinden işbu rapor tarihine kadar geçen sürede, borçlu firmalardan alınan izahat ve mali tablolardan yapılan tespitleri çerçevesinde alacakların kısa vadede tahsil edilme imkanının bulunmadığını, bilançolarının incelenmesinde firmaların alacak miktarının ve borçlarının arttığını, sermaye artırımına ilişkin husus değerlendirildiğinde; ….. Deri Ayakkabı Tekstil İnşaat Gıda İthalat İhracat San. ve Tic Ltd. Şti. için ¨ 1.000.000 , ….. Ltd. Şti. için ise nakit akım tablolarında ¨ 1.000.000 (rapor içeriğinde ise ¨ 750.000,00 ) sermaye artırımı yapılacağını; ancak mevcut durumda, ….. Ltd. Şti.’nin ¨ 200.000,00 sermayesinin, ¨112.500,’lik kısmının , ….. Ltd. Şti.’de ¨ 250.000,00’lık sermayesinin ¨150.000,00’lık kısmını heyetlerinin uyarılarına rağmen ödemediğini, bu tutarları da ödeyecekleri projelerinde yazıldığını, yapmayı taahhüt ettikleri yükseli tutardaki sermaye artışını gerçekleştirmeleri halinde dahi borçların ödenmesinin tasdik tarihi sonrası 2 yıllık süre içinde mevcut duruma göre mümkün görülmediğini bildirmiştir.
İİK’nun 285.maddesine göre borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu, vade verilmek suretiyle veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için konkordato talep edebilir.
İİK’nun 287.maddesinde borçlunun iyileşmesi ve konkordatonun tasdiki ihtimali “konkordatonun başarı şansı” olarak nitelendirilmiştir.
Mahkemenin kesin mühlet kararını verebilmesi için konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olması gerekmektedir.
İİK’nun 289/1 maddesinde mahkemenin kesin mühlet hakkındaki kararını geçici mühlet içinde vereceği düzenlenmiştir.
İİK’nun 288/1 maddesinde geçici mühletin kesin mühletin sonuçlarını doğuracağı, İİK’nun 292.maddesinde ise iflasa tabi borçlu bakımından kesin(geçici) mühletin verilmesinden sonra gerçekleşecek durumlarda mahkemenin kesin(geçici) mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflasına resen karar vereceği düzenlenmiştir. Konkordatonun başarıya ulaşamayacağının anlaşılması hali aynı maddenin b bendinde hüküm altına alınmıştır. Yani, konkordatonun başarıya ulaşmayacağının anlaşılması kesin (geçici) mühletin kaldırılmasını gerektiren hallerdendir. “Mühlet içinde, iyileşmenin ya da alacaklıların konkordatoyu kabulünün mümkün olmayacağının anlaşılması ya da konkordatoyu tasdik etmeyeceğinin açık olması, tasdik şartlarının mevcut olmadığının önceden anlaşılması halinde de konkordato mühleti kaldırılarak talep reddedilecek ve şartlar yerine gelmişse borçlunun iflasına karar verilebilecektir.
İİK m. 292’de konkordato sürecinin devam ettirilmesinin artık hukuken temelinin kalmadığı,konkordato sürecinin kesilmesi ve iflasın açılması gereken haller düzenlenmiştir. Mahkeme bu hallerden birinin gerçekleşmesi durumunda,herhangi bir talebe gerek olmaksızın,borçlu iflasa tâbi ise re’sen iflasın açılmasına;iflasa tâbi olmayan borçlu bakımından ise re’sen konkordato talebinin reddine karar verecektir.Ancak bu kararı vermeden önce bir duruşma açarak borçluyu,konkordatoyu bir alacaklı takip etmişse onu ve varsa alacaklılar kurulunu dinlemesi gerekir.Diğer alacaklıları da gerek görürse dinler.
Kanun’un 292.maddesinin 1.fıkrasında konkordato mühletinin belirli sebeplerle kaldırılması düzenlenmiştir.Maddede sayılan hallerde mahkeme daha önce konkordato mühleti vermiştir;ancak mühlet içinde ortaya çıkan haller,konkordato mühletinin amacını ortadan kaldırdığı için mahkeme kesin(geçici) mühleti kaldıracaktır.
Mahkemenin mühleti kaldırması,aynı zamanda konkordato talebini de reddetmesini gerektirir.Maddede bu husus açıkça düzenlenmiştir.Mahkeme mühleti kaldırarak konkordato talebini reddedecek ve re’sen borçlunnu iflasına karar verecektir.
Konkordato mühleti verildikten sonra mühletin kaldırılması ve iflasa karar verilmesini gerektiren sebeplerden ilki,borçlunun malvarlığının korunması için iflasın açılmasının gerekli olmasıdır.Özellikle borçlunun işletmesinin devamı,devamlı ve hissedilir ölçüde,aktiflerinin azalması ve pasiflerinin artmasına yol açmaktaysa ve bu durumun konkordato süreci içinde geri dönüşü olmayan bir aktif-pasif dengesizliğine yol açacağı öngörülüyorsa;iflasın derhal açılması ile borçlunun malvarlığının tasfiyesi sağlanmak suretiyle daha iyi bir tatmin elde edeceği tahmin ediliyorsa;işletmenin devamı mümkün gözükmüyor yahut çok düşük bir ihtimâl ise,malvarlığının korunması için kesin(geçici) mühlet kaldırılarak iflasın açılması zorunludur.
Söz konusu şartlar altında iflasın derhal açılmasının “ultima ratio-son çare” olması gerekir.Eğer malvarlığının korunması,örneğin borçlunun tasarruf yetkisinin kaldırılması ve komisere tevdi edilmesi gibi,daha yumuşak uygun tedbirlerle sağlanabilecekse mahkeme ölçülülük ilkesi çerçevesinde bu daha yumuşak tedbirleri tercih etmelidir.
Kesin(geçici) konkordato mühleti verildikten sonra konkordatonun başarıya ulaşmayacağının anlaşılması kesin(geçici) mühletin kaldırılmasını gerektiren ikinci haldir.Bu halde mahkeme,komiserin raporundaki verilerden konkordatonun başarıya ulaşma şansının kalmadığı sonucuna varmalıdır.
İİK’da iyileşmenin konkordato alacaklılar tarafından kabul edilmeden ya da mahkemece tasdik edilmeden önce gerçekleşmesi halinde,konkordatonun tasdikine kadar gidilmesine gerek kalmayacağı ve mühletin kaldırılacağı kabul edilmiştir (İİK m. 291). Mühlet içinde,iyileşmenin ya da alacaklıların konkordatoyu tasdik etmeyeceğinin aşikâr olması,yani tasdik şartlarının mevcut olmadığının önceden anlaşılması halinde de konkordato mühleti kaldırılarak talep reddedilecek ve şartlar yerine gelmişse borçlunnu iflasına karar verilecektir.Örneğin,komiserin raporundan borçlunun mali ve finansal verilerinin iyileşmeyi imkânsız hale geldiği anlaşılıyorsa,komiser konkordatoyu reddedeceğini açık ve kesin şekilde ortaya koyan alacaklıların sayısından ve öneminden hareketle konkordatonun tasdiki için gerekli çoğunlukların hiç birinin sağlanamayacağı sonucuna varırsa,konkordatonun başarıya ulaşmayacağı önceden anlaşılmış olur ve bu halde mahkeme kesin(geçici) mühleti kaldırarak iflasa tâbi borçlunun iflasına karar verir.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde borçlu şirketlerin durumunun ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekmektedir.
Borçlu ….. Deri Ayakkabı Tekstil İnşaat Gıda İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret.Ltd.Şti. yönünden; Konkordato ön projede sunulan proforma gelir tablosu ile 30/11/2019-29/02/2020 tarihli mali verilerinin karşılaştırmalı analizini içermekle birlikte davacı şirket tarafından sunulu Ön Projede 2 aylık dönemde hedeflenen ¨690.000,00 Net satış rakamının % 43’ü olan ¨300.267,48 tutarında gerçekleşmiş olduğu ve hedefe yaklaşamadığı,satışların maliyetinin net satışlara oranı neticesinde; 29/02/2020 tarihli dönem sonu itibarıyla satışların maliyetinin, net satış rakamının üstünde olduğu; dolayısıyla kârlılık yaratmadığı, Brüt karlılık oranının ise %( -)ll’a isabet ettiği; davacı şirket tarafından sunulu Konkordato ön projesi Proforma Gelir Tablosunda 2 aylık periyotta satışların maliyetinin %78, Dönem Net karlılık oranının ise % 12 olarak yer aldığı, 29/02/2020 dönem sonuna kârlılık oranını %-19 olduğu, davacı şirketin projede hedeflenen %12 kârlılık oranına yaklaşamadığı ve kârlılık yaratamadığı anlaşılmakta olup; söz konusu Ön Projede hedeflenen 31/12/2020 tarihi itibariyle belirtilen kârlılık ve satış rakamlarına ulaşılmasının muhtemel olmadığı,şirket faaliyetine devam edebilmesi ve alacaklılarına ödemelerini yapabilmesi için kullanacağı kaynakları 2020, 2021, 2022, 2023 yıllarında Nakit akım tablosunda belirtmiş olmasına karşılık bu tablonun önümüzdeki kısa ve uzun vadede gerçekleşmesinin mümkün olmadığının komiser heyeti raporu ile sabit olduğu,sermayelerinin ödenmeyen kısımları için projede 30/11/2020 tarihi verilmişse de , ¨200.000,00 sermayenin ¨87.500,00’lik kısmı ödenmiş olup, ¨112.500,00’lik kısmın ödenmediği,şirketin komiser heyeti tarafından yapılan ihtarata rağmen komiserlerden herhangi bir onay almadan ve komiser talimatına aykırı olarak çek düzenlemeye devam ettiği,şirketin, geçici mühlet döneminde doğan borçlarını da ödemekte zorlandığı,işçi ücreti, vergi ssk, ve satıcılara olan borçlarının arttığı,Konkordato ön projesinde yer alan konkordato kaynakları değerlendirildiğinde; konkordato kaynaklarının ticari faaliyetler sonucu elde edilecek kâr, alacakların tahsilatı ve sermaye artışından ibaret olduğu,şirket tarafından sonradan verilen revize projenin de aynı nitelikte olduğu,revize proje sonrası alınan komiser raporunda belirtildiği gibi borçlu şirketin komiser heyetinden herhangi bir onay almadan konkordato kapsamında olup şirket ortaklarına olan borcun bir kısmının ödendiği,söz konusu revize projenin ciddi ve inandırıcı olmadığı,şirketin alacaklarını geçen mühlet süresince tahsil edemediği gibi bu süreçte herhangi bir siparişte almadığı anlaşılmıştır.
Borçlu şirketin Konkordato ön projesinde yer alan konkordato kaynakları değerlendirildiğinde; konkordato kaynaklarının ticari faaliyetler sonucu elde edilecek kâr, alacakların tahsilatı ve sermaye artışından ibaret olduğu anlaşılmakla birlikte,şirketin projesinde belirlediği kârlılık hedefinin çok uzağında kaldığı,alacaklarını tahsil için bir çabasının olmadığı gibi bu alacakların tahsil edilip edilmeyeceğinin belirsiz olduğu,ön projede belirtilen sermaye artırımını ortağın bugüne kadar yapmadığı gibi revize projede belirtilen sermaye artırımını yapmasının şüpheli olduğu,çünkü şirket ortağının ödenmemiş sermaye borcunu bile ödemediği,buna göre, borçlunun işletmesinin devamı,devamlı ve hissedilir ölçüde,aktiflerinin azalması ve pasiflerinin artmasına yol açtığı ve bu durumun konkordato süreci içinde geri dönüşü olmayan bir aktif-pasif dengesizliğine yol açtığı,iflasın derhal açılması ile borçlunun malvarlığının tasfiyesi sağlanmak suretiyle daha iyi bir tatmin elde edeceği,işletmenin devamının bu şartlarda çok düşük bir ihtimâl olduğu,konkordato ön ve revize projelerinde belirtilen kaynaklar ve mevcut borç durumu dikkate alındığında, konkordatonun başarıya ulaşmayacağının anlaşılması ve borçlu şirketin komiser talimatlarına aykırı olarak onay almadan çek keşide etmesi ve konkordatoya tabi olan şirket ortağının alacağının izinsiz ödenmesi hususları gözönüne alındığında borçlu şirket hakkında verilen geçici mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine ve borca batık olduğu anlaşıldığından borçlu şirketin iflasına karar vermek gerekmiştir.
Borçlu ….. Tekstil İmalat Sanayi ve Ticaret.Ltd.Şti. yönünden; Konkordato ön projede sunulan proforma gelir tablosu ile 30/11/2019-29/02/2020 tarihli mali verilerinin karşılaştırmalı analizini içermekle birlikte davacı şirket tarafından sunulu Ön Projede 2 aylık dönemde hedeflenen ¨1.126.000,00 Net satış rakamının % 13’ü olan ¨157.597,49 tutarında gerçekleşmiş olduğu ve hedefe yaklaşamadığı ,şrketin Bilançolarının incelenmesinde; sermayesinin ¨250,000,00 olduğu, ancak bunun ¨100.000,00’sinin ödendiği, ¨150.000,00’sinin ödenmediği,şirketin ön projesinde ticari faaliyetinin devamı neticesinde; 2019 yılında ¨3.300,00, 2020 yılında : ¨280.254,11, 2021 yılında: ¨299.425,74: 2022 yılında: ¨426.402,28, 2023 yılında: ¨507.902,89 net kâr hedeflediği,şirketin 29/02/2020 tarihi itibariyle istenilen kârlılık seviyesine %4 oranında ulaştığı,şirket alacaklarının tahsili konusunda projede öngördüğü tutara ulaşması mümkün görülmediği,çünkü; ticari alacakların 3 aylık süre içinde % 155 oranında artış kaydederek ¨2.006.441,86’ye yükseldiği,vadeli mal alımları devam ettiği,satıcılara olan borç tutarı % 363 oranında artarak ¨1.161.910,27, verilen çek tutarı da % 128 tutarında artış kaydederek ¨3.003.457,51 olduğu,,projede bahsedilen peşin alımlar yapılamadığışirketin komiser heyeti tarafından yapılan ihtarata rağmen komiserlerden herhangi bir onay almadan ve komiser talimatına aykırı olarak çek düzenlemeye devam ettiği,şirketin, geçici mühlet döneminde doğan borçlarını da ödemekte zorlandığı,işçi ücreti, vergi ssk, ve satıcılara olan borçlarının arttığı,Konkordato ön projesinde yer alan konkordato kaynakları değerlendirildiğinde; konkordato kaynaklarının ticari faaliyetler sonucu elde edilecek kâr, alacakların tahsilatı ve sermaye artışından ibaret olduğu,şirket tarafından sonradan verilen revize projenin de aynı nitelikte olduğu,revize proje sonrası alınan komiser raporunda belirtildiği gibi borçlu şirketin komiser heyetinden herhangi bir onay almadan konkordato kapsamında olup şirket ortaklarına olan borcun bir kısmının ödendiği,söz konusu revize projenin ciddi ve inandırıcı olmadığı,şirketin alacaklarını geçen mühlet süresince tahsil edemediği gibi bu süreçte herhangi bir siparişte almadığı anlaşılmıştır.
Borçlu şirketin Konkordato ön projesinde yer alan konkordato kaynakları değerlendirildiğinde; konkordato kaynaklarının ticari faaliyetler sonucu elde edilecek kâr, alacakların tahsilatı ve sermaye artışından ibaret olduğu anlaşılmakla birlikte,şirketin projesinde belirlediği kârlılık hedefinin çok uzağında kaldığı,alacaklarını tahsil için bir çabasının olmadığı gibi bu alacakların tahsil edilip edilmeyeceğinin belirsiz olduğu,ön projede belirtilen sermaye artırımını ortağın bugüne kadar yapmadığı gibi revize projede belirtilen sermaye artırımını yapmasının şüpheli olduğu,çünkü şirket ortağının ödenmemiş sermaye borcunu bile ödemediği,buna göre, borçlunun işletmesinin devamı,devamlı ve hissedilir ölçüde,aktiflerinin azalması ve pasiflerinin artmasına yol açtığı ve bu durumun konkordato süreci içinde geri dönüşü olmayan bir aktif-pasif dengesizliğine yol açtığı,iflasın derhal açılması ile borçlunun malvarlığının tasfiyesi sağlanmak suretiyle daha iyi bir tatmin elde edeceği,işletmenin devamının bu şartlarda çok düşük bir ihtimâl olduğu,konkordato ön ve revize projelerinde belirtilen kaynaklar ve mevcut borç durumu dikkate alındığında, konkordatonun başarıya ulaşmayacağının anlaşılması ve borçlu şirketin komiser talimatlarına aykırı olarak onay almadan çek keşide etmesi ve konkordatoya tabi olan şirket ortağının alacağının izinsiz ödenmesi hususları gözönüne alındığında borçlu şirket hakkında verilen geçici mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine ve borca batık olduğu anlaşıldığından borçlu şirketin iflasına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklandığı üzere:
1- Borçlular hakkında Mahkememizce verilen geçici mühletin kaldırılarak borçluların konkordato talebinin REDDİNE ve ….. Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 69767-5 sicil numarası ile kayıtlı ve muamele merkezi ” ….. Mahallesi ….. Caddesi B Blok ….. Kat:… …… / ….. ” olan ….. Deri Ayakkabı Tekstil İnşaat Gıda İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ile ….. Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün …. sicil numarası ile kayıtlı ve muamele merkezi ” ….. Mahallesi ….. Caddesi … …… ….. ” olan … Tekstil İmalat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin 02/07/2020 günü saat: 15:04 itibariyle İFLASLARINA,
2- İflas ile ilgili olarak Bakırköy Nöbetçi İflas Müdürlüğüne müzekkere YAZILMASINA,
3- İflas ile ilgili olarak ….. Ticaret Sicil Müdürlüğüne BİLDİRİLMDE BULUNULMASINA,
4- İflasın, iflas müdürlüğü tarafından İİK’nun 166.maddesinde yazılı usullere göre İLANINA,
5- İflas avansının Bakırköy İcra ve İflas Müdürlüğü’ne AKTARILMASINA,
6-Konkordato komiser heyetinin görevine son VERİLMESİNE,
7-Mahkememizce verilen tüm tedbirlerin hükümle birlikte KALDIRILMASINA,
8-İİK’nın 289/son maddesi uyarınca kesin mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine karar verildiği hususunun Ticaret Sicil Gazetesinde ve Basın İlan Kurumu İlan Portalında İLAN EDİLMESİNE ve İİK’nın 288 nci maddesinde belirtilen yerlere BİLDİRİLMESİNE,
9-Konkordato komiseri olarak görevlendirilen komiserlerin bugün itibariyle görevlerinin sona erdiğinin ….. Bilirkişilik Bölge Kurulu’na BİLDİRİLMESİNE,
10-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
11-Davacı yaptıkları yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde BIRAKILMASINA,
12-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafından peşin olarak yatırılan ¨250,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacılara İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 164/2 nci madde hükmü uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile 10 gün içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere borçlu şirketler yetkilisi ve borçlular vekilinin yüzlerine karşı müdahiller vekillerinin yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı . 02/07/2020

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye ….
☪e-imzalıdır.☪
Katip …
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”