Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/570 E. 2021/975 K. 26.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/570 Esas
KARAR NO : 2021/975

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/08/2020
KARAR TARİHİ : 26/10/2021
K.YAZIM TARİHİ : 25/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin teknolojinin en son yeniliklerini eğitimin hizmetine sunarak; yazı tahtası, akıllı tahta, Okul sırası ve eğitim mobilyaları alanında üretim yapan ve hizmet veren, Türkiye’nin öncü kuruluşlarından biri olduğunu, davalı ile yapılan anlaşma uyarınca, davalı tarafından sipariş edilen ürünlerin tam, eksiksiz ve ayıpsız bir biçimde davalı’ya teslim edilmesine rağmen davalının, ödemekle yükümlü olduğu bedelleri ödemeyerek borcuna aykırı davrandığını, müvekkili Şirket ….’nin, bakiyenin ödenmesi konusundaki tüm çabalarının sonuçsuz kaldığını, müvekkili Şirket çalışanlarının, ödemenin yapılması için muhatap bulamadığını, Davalı tarafından, 07/08/2019 tarihli, 41.300,00 TL bedelli ve 06/09/2019 tarihli 8.700,00 TL bedelli faturalar ve cari hesap borcunun (toplam 50.000,00 TL ana para borcu) ödenmediğini, bu nedenle davalı tarafından ödenmeyen borcun tahsili için, fazlaya dair her türlü haklarını saklı tutarak Küçükçekmece .. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, öncelikle ihtiyati haciz taleplerinin kabulüne, 42.750 TL alacak için, davalıya ait menkul ve gayrimenkul mallara, banka mevduadarına, adına kayıtlı araç ve makinelere, 3. kişilerdeki hak ve alacaklarına teminatsız; bu taleplerinin kabul edilmemesi halinde uygun bir teminat karşılığında ihtiyati haciz konulmasına, davanın kabulüne Davalı tarafından Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, Haksız ve yasal dayanaktan yoksun olarak itiraz eden Davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı’ya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmişlerdir.

CEVAP:
Davalı vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin; 2019-2020 Eğitim Öğretim Yılı için 5 bin metrekare kapalı olan 624 kontenjanlı bir okul inşa ettiğini, inşaat ve tefrişatın tamamını bizzat kendilerinin tedarik ettiğini, dersliklerde kullanacak akıllı tahtalar için tanesi 25 adet tahta için 45000 dolar nakit paraya davacı alacaklı şirket ile anlaşıldığını, numune olarak getirilen ürüne, 2019 Mayıs ayında 16915 TL para 28.05.2019 tarihinde banka üzerinden gönderildiğini, Akıllı tahtaların teslimatından sonra da kalan parayı nakit bir şekilde banka üzerinden kendilerine gönderildiğini, Akıllı Tahtaların montajından sonra bir koruyucuya ihtiyaç olduğu düşünülüp, daha önce davacı/alacaklı firmaca müvekkili şirkete gösterilen emaya sürgülü akıllı tahta koruyucuları için firma ile anlaşıldığını; ödeme ile ilgili herhangi bir tarihin konuşulmadığını ve bu anlamda bir takvimin de belirlenmediğini, sürgülü Akıllı Tahta kapakları getirilip montajı yapılırken kilit sisteminde sıkıntı tespit edilince, (anahtarlar kilit sisteminde tam dönmüyor sürgüler kilitlenmiyor; asıl amacı yüklü bir para ile alman koruyucu sistem asıl işlevini yerine getirmiyordu) montajı yapan firma elemanına derhal vakit kaybedilmeksizin bu kilitlerin olmadığını ve asıl amacın hasıl olmadığı müvekkil şirket tarafından ifade edildiğinde; montaja gelen yetkili tarafından da tespit edilen ve “evet bu ürünün tek kusuru bu, nereye gitsek kilitlerle ilgili şikayet oluyor” denilmesinden sonra Firma Pazarlama ve Satış Personeli yetkilisi … Bey’e kilitlerin sıkıntılı olduğunu, ustanın da bunu aynen kabul ettiğini, ürünü kullanan başka firmalardan da aynı şikayetin geldiğini, bizzat ustanın kendisinin dile getirdiğinin iletildiğini ve firma yetkilileri tarafından imalattan kaynaklı bir problem olduğunun kabul edildiğinin bildirildiğini, Davacı/alacaklı Firma yetkililerine kendilerine söz konusu ürünün Akıllı Tahtayı muhafaza etmek amaçlı alındığının, asıl fonksiyonunu yerine getiremeyecekse, sağlıklı kilitlenemeyecekse ürünü almak istemediklerinin ve ürünü iade etmek istediklerinin; ancak kilit sistemi değişirse ürünü kabul edip ödeme yapılacağının belirtildiğini, Pandemi başladıktan yaklaşık bir ay sonra ödeme için firmanın muhasebesi tarafından müvekkili şirket arandığında; pandemiden kaynaklı kurumun kapalı olduğunun, ödeme alınamadığının, isterlerse 6 aylık bir çek verebileceğinin ….isimli firma temsilcisine iletildiğini, ancak firma yetkilileri tarafından kötüniyetli ve adeta fırsatçı bir tavır ile müvekkili şirkete “50 bin TL olan borç için 910 vade farkı istenip üstüne KDV ekleneceği ve bu paranın peşin olmasının istendiğini, Müvekkili şirket okullarının kapalı olması ve ödeme alınamaması nedeniyle Haziran ayında …. Bankasından Kredi kullanıldığını ve kredi alınır alınmaz alacaklı/borçlu şirkete 25.000 TL nakit ödeme gönderildiğini, Söz konusu firma ile pandemi süreci öncesi yüksek meblağlı başka iş yapılmış ve kendilerine 45.000. Amerikan Doları ödeme yapılmış ve hiçbir sorun yaşanmamış iken; pandemi süreci ve bu sürecin fırsata çevrilmek istenmesini kötüniyetli bir durum olduğunu, müvekkili şirket aleyhine açılan iş bu itirazın iptali davasının esastan reddine, davacının, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dosyaya sunulan 05/08/2021 tarihli bilirkişi …. tarafından düzenlenen raporda; taraflar arasında akdedilmiş herhangi bir yazılı sözleşmeye rastlanılmadığı, Davacı tarafça incelemeye ibraz edilen; 2019 ve 2020 yılları yasal defterlerinin E-Deftere tabi olduğu, E-Deftere tabi olan yevmiye ve kebir defterlerinin E-Defter Beratlarının yasal süresinde verildiği, sadece açılış tasdikine tabi envanter defterlerinin ise açılış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığı, Davalı tarafça incelemeye ibraz edilen; 2019 ve 2020 yılları yasal defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığı, Raporun “4.5-Değerlendirmeler” kısmında detaylarına yer verildiği üzere davacının davalıdan icra takibine kadar talep edebileceği alacak tutarlarının asıl alacak yönünden 48.000,00 TL, işlemiş faiz yönünden 6.271,29 TL olmak üzere toplam 54.271,29 TL olarak hesaplandığı, Davacı tarafça icra takibinde 48.000,00 TL Fatura alacağı, 6.331,13 TL işlemiş faiz olmak üzer toplamda 54.331,13 TL üzerinden icra takibi başlatıldığı, Davalı tarafça icra takibinden sonra, ancak ödeme emrinde belirtilen 7 günlük süre içerisinden haricen davacının banka hesabına 25.000 TL ödendiği, söz konusu ödemenin haricen ve ödeme emrinde belirtilen süre içerisinde yapılması nedeniyle ödeme tarihine kadar herhangi bir hesaplama yapılmadığı, Söz konusu ödemenin icra müdürlüğünce dikkate alınarak kapak hesabının yapılmasının gerektiği hususları tespit edilmiştir.
Huzurda görülen dava itirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun Esas No: 2017/19-910, Karar No: 2018/1111 tarihli kararına göre;
“Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmadığı bir evrede, borçlunun, itiraza konu borcu kısmen veya tamamen ödemesi mümkündür ve bunu engelleyen herhangi bir yasa hükmü yoktur. Borçlu, itirazın iptali davası açılmamış iken, itirazına konu borcu tamamen öderse, alacaklının itirazın iptali davası açmasına gerek kalmayacak ve böyle bir davayı açmakta hukuki yararı bulunmayacaktır. Zira itirazın iptali davası açılmasında amaç, itiraz nedeniyle kanun gereğince kendiliğinden durmuş olan takibin devamını sağlamaktır. Takibin devamı yoluyla elde edilecek olan sonuç (alacağın tahsili), borçlunun tüm borcu ödemesiyle zaten gerçekleşmiş olacağına göre, gerçekleşmiş olan bu sonucu sağlamak üzere bir dava açılmasında hukuki yarar bulunmayacaktır. Bunun gibi takibe konu borcun kısmen ödendiği durumlarda da ödenmeyen borç tutarına yönelik itirazın iptali davasında, itirazdan sonra ödenmiş olan miktar bakımından itirazın iptalinin istenilmesinde hukuki yararın mevcut olmayacağı kuşkusuzdur (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 20.10.2004 gün, 2004/9-508 E., 2004/562 K, 30.03.2005 gün, 2005/19-200 E., 2005/210 K; 08.06.2005 gün, 2005/19-270 E., 2005/365 K, 18.04.2007 gün, 2007/19-159 E., 2007/220 K., 04.07.2007 gün ve 2007/13-453 E.,2007/453 K.; 09.02.2011 gün ve 2011/13-29 E., 2011/56 K sayılı kararları).
Sonuç itibariyle; icra takibinden sonra ve itirazın iptali davası açılmadan önce borçlu tarafından ödeme yapılması hâlinde, yapılan bu ödeme düşüldükten sonra kalan miktar üzerinden dava açılması gerekir. Dolayısıyla takipten sonra, ancak dava açılmadan önce yapılmış olan ödemeler yönünden dava açılmasında, davacı tarafın hukuki yararı bulunmamaktadır. Takipten sonra, ancak davadan önce yapılan kısmi ödeme miktarı bakımından dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığından dava reddedilse -veya kısmi ödeme miktarınca dava açılmasa- bile, kısmi ödemenin yapıldığı icra takibi kendi yasal prosedürü içerisinde devam edecek, hatta asıl borç kalksa bile faiz ve ferileri yönünden takip sürebilecek, salt bu nedenle icra dosyasının kapanmasından söz edilemeyecektir.”
Dosya ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının, fatura ve cari hesap alacağından kaynaklı davalı aleyhine başlattığı icra takibine davalının itirazı sonucunda işbu davayı açtığı görülmüştür. Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesinde tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmesine karşın davalının ticari defterlerini ibraz etmemesi üzerine sadece davacı şirket ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmış; davacı şirketin ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı; davacının ticari defter ve kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 48.000,00 TL asıl olacak, 6.271,29 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 54.271,29 TL talep edebileceği, davalının icra takibinden sonra ödeme emrinin tebliği üzerine 25.000,00 TL ödeme yapıldığı belirtilmiştir. Her ne kadar cevap dilekçesinde ayıp iddiasında bulunulmuş ise de davalı vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde borcun ikrarı anlamına gelecek ifadelerin yer alması; verilen usulüne uygun kesin süreye rağmen davalının ticari defter ve belgelerini ibraz etmemesi nedeniyle davalının bu yöndeki savunmalarına mahkememizce itibar edilmemiştir. Her ne kadar davacı vekili tarafından icra takibinden sonra yapılan ödeme, faiz ve ferilerinden mahsup edilerek harca esas değer belirlenmiş ise de Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun Esas No: …. Karar No: …. tarihli kararında da belirtildiği üzere takipten sonra davadan önce yapılan ödemenin asıl alacak miktarından düşüldükten sonra itirazın iptali davası açılması gerektiği, ödenen tutar bakımından davacının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesi ile ödeme yapılan kısım bakımından davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile reddine, gerek davalının cevap dilekçesinde borcun kabulü anlamına gelecek beyanının bulunması gerek verilen kesin süreye rağmen inceleme gününde ticari defter ve belgelerini ibraz etmemesi nedeni ile bakiye 23.000,00 TL asıl alacak yönünden davanın kabulüne, alacağın likit olması nedeni ile kabul edilen miktarın %20’si oranında davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, şartları oluşmayan davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜ ile davalının Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın 23.000,00 TL asıl alacak yönünden İPTALİ ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanunun 2/2. maddesi uyarıca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2- Davacının fazlaya ilişkin talebinin hukuki yarar yokluğu nedeniyle REDDİNE,
3- Alacağın likit olması nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin KABULÜ ile 4.600,00 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4- Şartları oluşmayan davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
5-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 1.571,13 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 458,41 TL nispi harçtan mahsubu ile bakiye 1.112,72 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6- Davacı tarafından sarf olunan (1.000 TL bilirkişi ücreti + 62,50 TL posta/tebligat/müzekkereden ibaret) 859,50 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre (%53,80 kabul oranı) hesaplanan 571,63 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine; bakiye yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına,
7- Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı ve 458,41 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8- Davalı tarafından sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
9- Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
10- Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11- Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
12-6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin kabul ve red oranına göre hesap edilen 609,82 TL’sinin davacıdan; 710,18 TL’sinin ise davalıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,

Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/10/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı