Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/543 E. 2022/929 K. 03.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/543 Esas
KARAR NO : 2022/929

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/08/2020
KARAR TARİHİ : 03/10/2022
K. YAZIM TARİHİ : 20/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekilinin dava dilekçesinde;müvekkili şirket ile davalı arasında, konusu “güvenlik hizmetinin sağlanması” olan 01.11.2018 tarihli Hizmet Alım Sözleşmesi akdedildiğini, davalı tarafından gönderilen Beyoğlu …. Noterliği’nin 11.12.2019 tarih ve … yevmiye no’lu fesih ihtarnamesiyle, 31.12.2019 tarihi itibariyle söz konusu sözleşmenin feshedileceğinin bildirildiğini, söz konusu ihtarname müvekkiline 13.12.2019 tarihinde tebliğ edildiğinden, sözleşmenin 9.2. maddesinde yer alan “Taraflar 1 ay önceden yazılı olarak bildirmek kaydıyla sözleşmeyi her zaman tek taraflı olarak feshetme hakkına sahiptirler.” düzenlemesi gereğince, fesih tarihinin 13.01.2020 olduğunu, tarafların karşılıklı mutabakatıyla Hizmet Alım Sözleşmesi 15.01.2020 tarihinde sonlan- dırıldığını, müvekkilinin sözleşmeyle yükümlendiği güvenlik hizmetini fesih tarihine kadar eksiksiz olarak yerine getirmesine rağmen, davalı şirketin hizmet alım ücretinin 37.840,39 TL’sini ödemediğini, bu nedenle davalı aleyhine Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden takibe girişildiğini, davalının takibe ve borca itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamını, davalı tarafın % 20 oranından az olmamak üzere icra/inkar tazminatı ile mahkumiyetini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirket ile davacı şirket arasında imzalanan 01.11.2018 tarihli hizmet alım sözleşmesinin tarafların karşılıklı mutabakatı sonucu 15.01.2020 tarihi itibari ile feshedildiğini, sözleşmenin feshini takiben sözleşmeye konu işin ifası sırasında davacı şirket bünyesinde çalışan personellerin işçilik alacakları ödenmediğini bildirerek dava şartı zorunlu arabuluculuk yoluna başvurduğunu, bir kısım personelin ise Sosyal Güvenlik Kurumuna şikâyette bulunduğunu, sözlü görüşmeler ile sorunun çözülemediği anlaşıldığında Bakırköy …. Noterliği …. yevmiye numaralı 07.02.2020 tarihli ihtarname ile taraflar arasında akdedilen sözleşme çerçeve- sinde çalışmış tüm davacı şirket personelinin, özlük dosyalarının, işçilik alacaklarının ödendiğine dair ödeme belgelerinin kendiyerine sunulmasının talep edildiğini ve hesap mutabakatının yapılması için davacı şirket toplantıya davet edildiğini, aksi halde müvekkil şirketin hesap mutabakatını tek taraflı olarak yapacağı, sözleşmeden ve yasalardan kaynaklanan tüm hak ve yetkilerini kullanacağı, müvekkil şirketin doğmuş, doğacak, doğrudan ya da dolaylı her türlü zararının tazmini için hukuki ve yasal süreçlere başvurulacağı hususunun ihtar edildiğini, ancak davacı şirketin müvekkili şirkete herhangi bir belge sunmadığı gibi davet edilen toplantıya gelmediğini, iyi niyetli müzakere çabalarını yanıtsız bıraktığını, sözleşmenin feshi akabinde davacı şirket bünyesinde çalışan ..,..,..,…,..,…,…,…,….,… isimli işçilerin müvekkili şirket aleyhine arabuluculuk yoluna başvurduğunu, kendilerinin arabuluculuk toplantılarının tamamına katılıp somut durumu incelediklerini, 4857 sayılı İş Kanununun 36. Maddesi’nde “…….İşverenler, alt işverene iş vermeleri hâlinde, bunların işçilerinin ücretlerinin ödenip ödenmediğini işçinin başvurusu üzerine veya aylık olarak resen kontrol etmekle ve varsa ödenmeyen ücretleri hak edişlerinden keserek işçilerin banka hesabına yatırmakla yükümlüdür.” hükmüne yer verildiğini, yasadan ve sözleşmeden kaynaklanan yükümlülükleri nedeni ile ..,..,..,..,…,..,..,.. isimli işçiler için arabuluculuk yolu ile anlaşma yapıldığını, kalan bir kısım işçilerin müvekkili şirket aleyhine dava açtıklarını, davacı şirket tarafından fonda kalan bedel ile 15 günlük hizmet bedeli talep edilmiş ise de taraflar arasında imzalanan 01.11.2018 tarihli sözleşmeye göre kıdem tazminatı fon bedelinin ya da 15 günlük hizmet bedelinin ödenmesinin mümkün olmadığını, davacı şirketin işçilerin ödeme belgelerini, ibranamelerini, anlaşma belgelerini vs sunmadığı gibi gelinen aşamada işçilerin işçilik alacaklarının ödenmediği yönündeki beyanları ile müvekkili şirkete başvuruları ortada olduğunu, sözleşme maddesi ile açıkça anlaşıldığı üzere teminatın iadesi şartları oluşmadığı gibi müvekkili şirketin iş davaları ile arabuluculuk süreçleri neticesinde ödemek durumunda kaldığı-kalacağı bedellerin çok daha yüksek olduğunu, takibin haksız itirazın yerinde olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Dava, İİK 67 md ne dayalı itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir.
Celp olunan Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının tetkikinde ; davacı/ alacaklı tarafından davalı/ borçlu aleyhine hizmet bedeline dayalı 37.840,39 TL (asıl) alacağın tahsili istemiyle 03/03/2020 tarihinde ilamsız takibe girişildiği, ödeme emrini 09/03/2020 tarihinde tebellüğ eden borçlunun 13/03/2020 tarihinde ibraz ettiği dilekçe ile ” alacaklı görünen tarafa her hangi bir borcunun bulunmadığı”ndan bahisle borca , faize, faiz oranına ve tüm ferilerine itiraz ettiği, İİK 66 md gereğince İcra Müdür- lüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, itiraz dilekçesinin alacaklı tarafa tebliğ edilmediği, alacaklı vekilinin yasal süre içinde mahkememize müracaatla iş bu davayı ikame etmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık; davacının takip ve dava tarihi itibariyle takip konusu hizmet bedelleri nedeniyle davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacağın varlığı ve miktarının tespiti ile icra-inkâr tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda toplanmaktadır.
Davacının ticari defterleri üzerinde Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nce talimat yoluyla yapılan inceleme sonucu düzenlenen 04/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
”Davacı ile davalı arasında 01.11.2018 tarihinde taraflarca imza altına alınmış sözleşmeye göre davacının davalıya güvenlik hizmeti verdiği, buna karşılık faturalar düzenlediği, faturalarla defter kayıtlarının birbirini teyit ettiği, davacının davalıdan 2020/Ocak ayı ve dava tarihi itibarı ile 37.840,39 TL.- alacaklı olduğu, davalının davacıya ödemelerini düzenli olarak ve fatura tarihinden sonra 1 hafta içinde yaptığı, Sözleşmenin 3. Maddesinde personelle ilgili ödemelerin sorumluluğunun tanımlandığını, 7.4 maddesinde mali yükümlülük kısmında geciken ödemeler için yasal faiz uygulanacağı , sözleşmenin 31.12.2019 tarihinde davalı tarafından tek taraflı olarak fesh edildiği ve ihtarnamenin davacıya gönderildiği, davacının davalı aleyhine 03.02.2020 tarihinde asıl alacak 37.840,39 TL.- üzerinden icra takibi başlattığı, davalının yasal defterlerinin de bu alacağı teyit etmesi halinde likit alacağa %20 icra inkar tazminatı uygulanabileceği” hususu bildirilmiştir.
SMMM Bilirkişi …. tarafından ticari defterler ve dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen ve itibara layık bulunan 28/05/2021 tarihli rapora göre ;
” Dava konusunun, davacının, davalı ile olan ticari ilişki dolayısıyla oluşan hizmet bedeli alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu, davalının 2018, 2019 ve 2020 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….Tal. Sayılı dosyasına sunulan Bilirkişi Raporu’nda davacı şirketin ticari defterlerine göre takip tarihi (03.03.2020) itibariyle davacının davalıdan 37.840,39 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, davalının ticari defterlerine göre; takip tarihi (03.03.2020) itibariyle 320-Satıcılar hesap koduna göre 21.562,68 TL, 360- Fon hesabına göre 16.277,70 TL olmak üzere toplam 37.840,38 TL davalının davacıya borçlu olduğu, takip tarihi itibari ile taraf ticari defterlerinin davacının davalıdan 37.840,38 TL alacaklı olduğu noktasında birbiri ile uyumlu olduğu, ancak davalının davacı personellerine ilişkin kıdem, ihbar, arabulucu ödemelerinde bulunduğunu iddia ettiği, mezkur ödemelere dayanak olarak tarafımıza faturalar ve ödeme evraklarının ibraz edildiği, davalının iddia ettiği davacı personellerine ilişkin tarafımıza sunulan ödeme ve (arabulucu) faturalarından takip tarihi sonrası dava tarihi öncesi 39.674,90 TL ödeme ve fatura ibraz edildiği, dava tarihi sonrası için ise 5.310,00 TL ödeme evrakının ibraz edildiği tespit edilmiş olmakla dosyaya mübrez evraklar içerisinde SGK hizmet dökümleri bulunmadığından yapılan ödemelerdeki personellerin davacı personeli olup olmadığını tespit edilemediği, neticeten, takip tarihi itibari ile taraf ticari defterlerinin davacının davalıdan 37.840,38 TL alacaklı olduğu noktasında birbiri ile uyumlu olduğu, takip tarihinden sonra davalının ve dava dışı firmanın davacının personelleri olduğunu iddia ettiği işçilere yapmış olduğu ödemelere ilişkin takdirin mahkemeye ait olduğu hususu bildirilmiştir.
SMMM Bilirkişi … ve Hesaplama Uzmanı ….tarafından yapılan inceleme sonucu düzenlenen ve itibara layık bulunan 05/09/2022 tarihli rapora göre ; ” Taraflar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğu ve bundan kaynaklanan 01.11.2018 tarihli Hizmet Alım Sözleşmesi akdedildiği, dosyaya sunulan belgeler incelendiğinde, huzurdaki davaya konu ihtilafın, taraflar arasındaki 01.11.2018 tarihli Hizmet Alım Sözleşmesi uyarınca alacağının olup olmadığı noktasında toplandığı, işçilerden ….’nün davacının işçisi olduğu ve davalıya ait işyerinde çalışması hususunda taraflar arasında herhangi bir ihtilaf bulunmadığı ver bu durumun ….’nün tarafı olduğu ve istinaf incelemesi sonucunda kesinleşen mahkeme kararı ile de sabit olduğu; davalı tarafından herhangi bir ödeme yapıldıysa, davacının bu ödemeden dolayı alt işveren sıfatıyla sorumlu olduğu, ….’ın 10.01.2018-15.01.2020 tarihleri arasında huzurdaki ihtilafın davacısı … A.Ş.’nin işçisi olduğu ve davalı …Konfeksiyon Turz. İnş ve Dış Tic. A.Ş.’nin işyerinde çalıştığı; SGK kayıtlarında işçinin 2020 yılında 1509,51 TL hak edilen ücret alacağının bulunduğu, ….’in, davacı … Sistemleri A.Ş.’nin işçisi değil, … A.Ş.’nin işçisi olduğu ikrar edildiğinden …’e davalı tarafından bir ödeme yapıldıysa, bu ödeme nedeniyle davacının sorumlu olmayacağı, ….’nın 17.05.2017-15.01.2020 tarihleri arasında … Sistemleri, A.Ş.’nin işçisi olduğu ve davalı …. İnş ve Dış Tic. A.Ş.’nin işyerinde çalıştığı; SGK kayıtlarında işçinin 2020 yılında 1509,51 hak edilen ücret alacağının bulunduğu; …’ya davalı tarafından yapılan ödeme dolayısıyla davacının sorumlu olacağı, … ün SGK kayıtlarına rastlanamasa da 17.06.2020 tarihli cevap dilekçesinde ….’ün 02.04.2016-15.01.2020 tarihleri arasında … İnş ve Dış Tic. A.Ş.’ye ait işyerinde güvenlik görevlisi olarak çalıştığının ikrar edildiği; bu sebeple davacı ile davalının işçi ücretleri bakımından müteselsil sorumlu olduğu, Davacının işçisi olup, davalıya ait işyerinde çalıştığı noktasında taraflar arasında çekişme olmayan …ve ….’e davalı …İnş ve Dış Tic. A.Ş. tarafından yapılan ödemeler dolayısıyla, alt işveren sıfatıyla davacının sorumluluğunun doğacağı, Huzurdaki davada kesin hüküm verilebilmesi için için hali hazırda devam eden davaların kesinleşmesi ve kesin hüküm haline gelmesinin gerektiği, davanın bekletici sorun yapılarak çözümlenmesi gerektiği, Bakırköy …. Noterliği’nin 07.02.2020 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinde davalının, davacıdan çalışan personellerin tamamının özlük dosyalarının, işçilik alacaklarının ödendiğine dair ödeme belgelerinin sunmasını talep etmiş ve hesap mutabakatının yapılması için belirli gün ve saate davalıya ait adreste hazır bulunmasını talep ettiği, davacının talep edilen özlük dosyalarını davalıya tevdi tespit edildiğinden mutabakatın davacının görüşmelere davet edilmesine rağmen katılım sağlamaması nedeniyle yapılamadığı, sözleşmenin 3.17. maddesi gereğince davalıya sunulması gereken belgelerin sunulmadığı, bu sebeple davacının kıdem tazminatı fonundan olan alacaklarına ilişkin taleplerinin yerinde olmadığı” hususu bildirilmiştir.
Davacı taraf davalıya sağladığı güvenlik hizmeti karşılığında eksik ödenen ücreti talep etmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen hizmet alım sözleşmesinin incelenmesinde davalının her ay davacıya ödenecek bedelden % 3,75 kıdem tazminatı fonu keseceği ve iş bitiminde işçilerin kıdem tazminatlarının ödendiğine dair geçerli ibraname alınması halinde bu ödemenin davacıya verileceği anlaşılmıştır. Yapılan incelemede davacının alacak talebinin bu şekilde kesilen fonlardan kaynaklı kesinti miktarı ile uyumlu olduğu anlaşılmıştır.
Sunulan SGK kayıtları ve İş Mahkemeleri dosyalarında davacı işçisi olarak davalıya ait iş yerinde çalışan bir kısım işçilerin işçilik alacaklarının ödenmemesi üzerine dava açtığı ve davanın sonucuna göre davalının ücret ödemesinin gerekebileceği ve davacının hizmet alım sözleşmesi hükümlerine göre tüm işçilerin işçilik alacaklarını ödediğine dair belge sunmaması karşısında davalının sözleşme uyarınca kestiği bedeli davacıya ödememekte haklı olduğu kabul edilmiş ve bu nedenle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1- DAVANIN REDDİNE,

2-Harçlar Kanunu’na göre hesaplanan ve tahsili gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 457,02 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ye irat kaydına, bakiye 376,32 ‬TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,

3- Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça sarf olunan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
Sarf olunmayan gider/delil avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine ,

4- 6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13 ncü fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan (Taraf başına 330,00 TL x 2 saat= 660,00 TL) X 2 = 1.320,00 TL arabulucuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA ,

5-Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine red olunan dava değerine göre hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Av. Kan. ve AAÜT gereğince takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa ödenmesine dair,

Davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı 5235 Sayılı Kanun’un geçici 2. maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 341 ila 360. md hükümleri gereğince mahkememize veya aynı sıfatta başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/10/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır