Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/533 E. 2021/1211 K. 20.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/533 Esas
KARAR NO : 2021/1211

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/08/2020
KARAR TARİHİ : 20/12/2021
K. YAZIM TARİHİ : 12/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin, … çatısı altında … Eğitim ve Danışmanlık Hizmetleri A.Ş. İle birlikte iş güvenliği alanında gerekli koruyucu ekipmanların pazarlaması ve satışını gerçekleştirdiğini, davalı …’ın 04.06.2018 tarihinde müvekkili şirkette “Satış Uzmanı” sıfatıyla, dava dışı … isimli şahsın ise … Eğitim ve Danışmanlık Hizmetleri A.Ş.’de 06.09.2017 tarihinde “Satış Müdürü” sıfatıyla çalışmaya başladıklarını, bu çalışmalar sırasında üstlendikleri görev ve pozisyonları gereği müvekkili şirketin müşteri bilgilerine, alış ve satış fiyatları ile diğer know how ve ticari sır niteliğindeki bilgilere vakıf olduklarını, akabinde dava dışı …’un gerekçe bildirmeksizin şirketteki çalışmasını istifa ile sona erdirdiğini,bu kişinin şirketten ayrılması ile eş zamanlı olarak müvekkil şirketin müşterisi ve aynı zamanda ticari rakibi olan … Limited Şirketi unvanlı firmada işe başladığının öğrenildiğini,bu kişinin davalı …’ı da ikna ederek, kendisinin haksız rekabet teşkil edecek şekilde … şirketinde işe başlamasını sağladığını,bu yönüyle …’ı müvekkili şirket nezdindeki çalışmasını istifa yolu ile sonlandırmaya teşvik ettiğini ve müvekkili şirketin müşterisi ve rakibi olan firmada işe başlamasına aracılık ettiğini,dava dışı … hakkında da rekabet yasağını ihlal sebebiyle dava ikame edildiğini, davalının iş değişikliği akabinde müvekkil şirketin … ile ticari alışverişi ve genel müşteri satışları ticari hayatın olağan gerekçeleri ile açıklanamayacak nispette azaldığını, bu kaybın yegane sorumlusunun davalının haksız rekabet niteliğindeki eylemleri olduğunu, …, …’nin müvekkil şirketin müşterisi ve aynı zamanda aynı alanda faaliyet gösteren rakibi olduğunu bilmesine rağmen müvekkil şirketten istifa ederek bu şirkette çalışmaya başladığını, müvekkili şirket nezdinde satış uzmanı sıfatı ile edindiği ticari sır niteliğindeki bilgileri kullandığını, zikredilen davalı eylemleri taraflar arasında akdedilen iş sözleşmesinde yer alan rekabet yasağının ve gizlilik taahhüdünün ihlali niteliğinde olduğu gibi haksız rekabet teşkil ettiğini, müvekkili şirketin zararına sebebiyet verdiğini, davalının sebep olduğu zararlar mezkur iş sözleşmesinde kararlaştırılan cezai şartı aşkın nitelikte olduğunu beyanla HMK 107 md gereğince, şimdilik 5.000,00 TL cezai şart ve 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; dava dilekçesinin çelişkiler ile dolu olduğunu, dava dilekçesi incelendiğinde, dava dışı … firması ile davacı Şirketin karşılıklı ticari ilişkide bulunduklarını ancak bir yandan da rakip firma olarak nitelen- dirildiğini, rakip firma olabilmesi için aynı müşterilere aynı mal ve hizmetlerin sunulması gerektiğini,ancak tarafların satmış oldukları ürünler incelendiğinde farklı markalara ait ürünlerin satıldığının tespit edileceğini,kaldı ki dava dışı … aslında davacı Şirketin tedarikçi firması olduğunu,davacı şirketin bünyesinde bulunmayan ürünlerin alınıp piyasaya sürüldüğünü, davacı Şirketin alım satım kayıtları incelendiğinde dava dışı … fir- masına sattığı maldan daha çok o firmadan ürün aldığı ve aldığı malları sattığının görü- leceğini, davacı Şirketin ilk …. markasını satışa sunmuş olduğu tarih ile müvekkilinin işe başladığı tarihler incelendiğinde de müvekkilimin yüksek performans sergilediğinin tespit edileceğini, müvekkilinin davacı Şirkette işe başlaması ile birlikte artan satışlarının nedeni, müvekkilinin geçmişteki iş hayatında edindiği müşteri portföyü ve bilgi birikimi olduğunu, müvekkili davacı şirkette çalışmaya başladığında davacı şirketin satışlarının çok hızlı büyüdüğünü ve dönem … hedeflerinin çok üzerinde kapatıldığını, çok kısa süre zarfında çok büyük başarılar elde edilmesinin davacı şirketin ticari sırlarından veya müşteri liste- sinden değil bilakis müvekkilinin iş tecrübesinden kaynaklandığını, kaldı ki … markası ürünlerinin piyasada rakip distribitörler, hırdavat firmaları, iş güvenliği firmaları, alt bayiler aracılığı ile de bir çok kişinin ulaşabileceği, piyasaya mal olmuş ekipmanlar olduğunu, bu ürünlerin satışlarının yapılması için distribitörlük anlaşması yapılmasına gerek duyul- madığını, kaldı ki davacı şirket üretim firması olmadığından rekabete konu olabilecek her hangi bir ticari sırlarının mevcut olmadığını, davacı şirket dava dilekçesinde müvekkilinin iş, üretim ve müşteri sırlarını hukuka aykırı olarak açığa çıkardığını, iddia etmiş ise dee davacının herhangi bir Non-How veya ticari sır niteliğinde bir bilgi kaynağı bulunmadığını, zaten üretici firma değil belli başlı markaların satıcısı konumunda olduğunu, rekabet yasağına aykırılık teşkil eden unsurların tamamı bir arada bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Dava, BK 444 vd md ne dayalı haksız rekabet yasağının ihlali nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
HMK’nun 320/2.maddesi gereğince, taraflar arasındaki uyuşmazlık konuları; davacının eski çalışanı olan davalının, taraflar arasındaki rekabet yasağına ilişkin sözleşme hükmünü ihlal edip etmediği, bu nedenle davacının cezai şart ve manevi tazminat talep edip edemeyeceği hususunda toplanmaktadır.
SMMM Bilirkişi … ve Ekonomi ve Finans Uzmanı Dr. …., tarafından yapılan inceleme sonucu düzenlenen raporda:
”Taraflar arasındaki rekabet yasağına ilişkin sözleşme hükmünün, TBK. m. 445/1 hükmünde yer alan ‘yer, zaman ve işlerin türü bakımından’ uygun sınırlamalar içeren geçerli bir sözleşme olduğu, rekabet yasağı taahhüdünün, TBK. m. 444/2 hükmünde öngörülen “müşteri çevresi veya üretim sırları ile ilgili elde idilen bilgilerin kullanılmasının işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikte olması” şartını da taşıdığı, dolayısıyla sözleşmede kararlaştırılan son brüt maaşının 10 katı olan cezai şart tazminatının ödenmesi gerektiği, buna göre davacının talep edebileceği cezai şart tazminatı bedelinin 44.061,50TL (4.406,15 TL son brüt maaş x 10) olarak hesaplanabileceği, manevi tazminat talep etme şartlarının oluşmadığı” hususu belirtilmiştir.
Dava iş sözleşmesinden kaynaklı cezai şartın istemine ilişkindir. Yargıtay …. Hukuk Dairesi tarafından iş sözleşmesi sona erdikten sonra açılan davaların da İş Mahkemeleri tarafından görülmesi gerektiği şeklindeki kararı gözetilerek mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü KÜ M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1- Göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle, HMK 114/1-c ve 115/2 md gereğince DAVANIN USULDEN REDDİNE, Bakırköy İş Mahkemesi’nin görevli olduğuna,

2- Taraflardan birinin,6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince ,
-Bu karar verildiği anda kesin ise tebliğ tarihinden ,
-Görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten,
-Kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren
2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmeleri gerektiği, aksi taktirde mahkememizce dosyanın re’sen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,

3-HMK’nun 20 md gereğince, kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy İş Mahkemesi’ne gönderilmesine,

4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlen- dirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin ihtarına,

5- Yargılama gideri, vekalet ücreti ve harçların nihai karar ile birlikte değer- lendirilmesine dair,

5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı karar verildi. 20/12/2021

Katip ….
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır