Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/507 E. 2022/228 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/507 Esas
KARAR NO : 2022/228

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/08/2020
KARAR TARİHİ : 01/03/2022
K.YAZIM TARİHİ : 16/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı şirket arasında ticari iş ilişkisi kurulduğu; müvekkilinin takibe dayanak 23.12.2019 tarih ve 165.439,26 TL miktarlı fatura alacağını tahsil edemeyince davalı şirket aleyhine Bakırköy ….. icra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığı; ancak, davalı şirketin herhangi bir borcu olmadığından bahisle icra takibine itiraz ettiği, müvekkilinin üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini ve istenilen ürünleri Davalı tarafa teslim ettiğini; müvekkilinin fatura bedeli kadar davalıdan alacaklı olduğu; tüm bu nedenlerle açılan davanın kabulüne, borçlunun yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin 165.439,26 TL üzerinden devamına, alacağın %20’si oranında icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile müvekkilinin 2018 yılından beri ticari faaliyet içerisinde olduğu, bu süreçte davacının müvekkiline borcu bulunmasına rağmen, müvekkilinin iyi niyetli olarak davacı ile ilişkisini devam ettirdiği ve mal aldıkça ürünlere ilişkin ödemelerini gerçekleştirdiği, nitekim müvekkilinin, davacının ödeme alması gereken zamanlarda tam olarak ödemeleri gerçekleştirdiğini; müvekkilinin davacıya hiçbir borcunun bulunmadığı; huzurdaki davada, taraflar arasındaki ticari ilişki gereği davacının müvekkilinden hak ve alacağı olmadığını bilebilecek pozisyonda olması ve alacağın likit bir alacak olmasından dolayı davanın reddi ile davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesi talep edilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Dosyamız arasına celp edilen Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davalı alacaklının 165.439,26 TL asıl alacak üzerinden borçlu aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 26/06/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından süresinde 02/07/2020 tarihinde borca itiraz ettiği ve icra müdürlüğü tarafından takibin durdurulduğu görüldü.
Dosyaya sunulan 11/12/2021 tarihli bilirkişi SMMM … tarafından düzenlenen raporda; davacı tarafından ibraz edilen 2018 yılı ticari defterlerinin işletme defteri olmasından dolayı davacı kayıtlarında davalı cari hesabının görülmesinin mümkün olmadığı; davacının BA-BS formu beyan yükümlülüğü bulunmuması sebebi ile tarafların BA/BS form beyanlarının karşılaştırılamadığı; davacının müteaddit defalar 2019 yılı defterlerinin istenmiş olmasına rağmen söz konusu defterlerin ibraz edilmediği; taraflar arasında mal alım satımına ilişkin bir uyuşmazlığın bulunmadığı; ödemenin yapılıp yapılmadığı konusunda uyuşmazlık bulunduğu; davalının ticari defter ve kayıtlarının Vergi Usul Kanunu hükümlerine uygun olarak tutulduğu ve sahibi lehine delil niteliğinin haiz olduğu; dosya kapsamında taraflar arasındaki uyuşmazlığa konu olan 2 adet senet ve 1 çek karşılığı toplam 180.000,00 TL tutarındaki ödemenin davalı tarafından davacıya ödendiği; bu durumun davalı kayıtları ile tesvik edildiği; dihayetinde davacının icra takip tarihinde talep edebileceği bir alacak bulunmadığı belirtilmiştir.
Huzurda görülen dava itirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun Esas No: 2013/19-2006, Karar No: 2015/1277 kararına göre;
“Yargıtay uygulamasına ve öğretiye göre, alacağının bulunmadığını bildiği veya bilmesi gereken bir durumda olduğu halde, icra takibine girişen alacaklı, kötü niyetli kabul edilir. Örneğin, alacağı kendisine tamamen ödenmesine rağmen icra takibine girişen, kefil hakkında kefalet limitinin üzerindeki bir miktar için takip yapan, vadeden önce icra takibine girişen veya kredi sözleşmesinde imzasının bulunmadığı kendisine bildirilen bankanın gerekli incelemeyi yapmaksızın icra takibi başlatması durumlarında alacaklı, İİK’nun 67.maddesi anlamında kötüniyetli sayılmalıdır (Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 2. baskı, Ankara 2013, s. 258).”
Dosyada ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının fatura alacağından kaynaklı davalı aleyhine başlattığı icra takibine davalının itirazı sonucunda işbu davayı açtığı görülmüştür. Davacı gerçek kişinin tacir olup olmadığının araştırılması için ilgili kurumlara müzekkere yazılmış olup Güneşli Vergi Dairesi’nden gelen …. tarihli cevabi yazıda davacının işletme hesabına göre defter tuttuğunun bildirildiği, ekinde gönderilen yıllık gelir vergisi beyannamesinin incelenmesinde davacının faaliyetinin esnaf faaliyetini aştığı görülmüş olup mahkememizin görevli olduğu tespit edilmiştir. Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda uyuşmazlık konusunun çözümü için tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup tarafların ticari defter ve belgeleri incelenmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığa konu faturanın 25/12/2019 tarihli olmasına rağmen davacı tarafından sadece 2018 yılına ait ticari defter ve belgelerin bilirkişi incelemesi için ibraz edildiği; bilirkişi tarafından talep edilmesine rağmen 2019 yılına ait defterlerin ibraz edilmediği bilirkişi tarafından düzenlenen raporda belirtilmiştir. Yapılan inceleme sonunda düzenlenen raporda davalının ticari defter ve kayıtlarına göre icra takip tarihi itibariyle davalının davacıya borcunun olmadığı tespit edilmiştir. Her ne kadar davacı tarafından cari hesaba mahsuben yapıldığı iddia edilen 30/11/2018 keşide tarihli 150.00,00 TL bedelli çek, 31/01/2019 vade tarihli 15.000,00 TL bono ile 28/02/2019 vade tarihli 15.000,00 TL bedelli bonoların müvekkili tarafından teslim alınmadığı ve ödemelerin müvekkiline yapılmadığı iddia edilmiş ise de dava dışı …. tarafından verilen 20/08/2021 tarihli cevabi yazıda davacı tarafından 2 farklı tarihte 2 adet faktoring işleminin yapıldığı; bu işlemler uyarınca davacının davalından doğmuş fatura alacağını kendilerine temlik ettiği; temlik işlemi uyarınca 30/11/2018 keşide tarihli 150.00,00 TL bedelli çek, 31/01/2019 vade tarihli 15.000,00 TL bono ile 28/02/2019 vade tarihli 15.000,00 TL bedelli bonoların verildiği; çekin ve bonoların gününde banka aracılığıyla ödendiği ve davacıya çek ve bonolara ilişkin temlik bedellerinin ödendiğinin belirtilmesi karşısında aksi yöndeki davacı savunmalarına itibar edilmemiştir. Açıklanan nedenlerle açılan davanın reddi ile davalı tarafından ödeme yapılmış olmasına rağmen davalı hakkında icra takibi açan davacının kötü niyetli olduğu kabul edilerek davalının kötü niyet tazminatı talebinin kabulüne ve takdiren asıl alacağın %20’si oranında hesaplanan 33.087,85 TL kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
2- Davacının icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3- Davalının kötü niyet tazminatı talebinin KABULÜ ile takdiren asıl alacağın %20’si oranında hesaplanan 33.087,85 TL kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4- Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 1.998,09 TL nispi harçtan mahsubu ile fazla alınan 1.917,39 TL fazla harcın istek halinde davacıya iadesine,
5- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7- Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine
8- Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince reddedilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 19.666,73 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9- 6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/03/2022

Katip ….
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı