Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/499 E. 2020/571 K. 25.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/499
KARAR NO : 2020/571

DAVA :ALACAK
DAVA TARİHİ : 28/07/2020
KARAR TARİHİ : 25/09/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının dosya üzerinde yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 28/07/2020 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; konkordatonun tasdiki talepli dava kapsamında, …… firması konkordato komiserliği nezdinde alacak kaydı başvurusu yapılmış olup, borçlu firma tarafından kaydı talep edilen alacak tutarlarına itiraz edildiğini, bunun üzerine, daha önce bildirilen alacak tutarlarının tamamının nisaba kabulü için mahkemeye itiraz edilmiş ise de, konkordato komiserliği tarafından düzenlenen ve hatalı değerlendirmeler içeren, denetime elverişsiz 17.02.2020 tarihli rapor doğrultusunda itirazlarının reddine karar verildiğini, Konkordato talep eden borçlu … yönünden mahkemece 01.07.2020 tarihinde konkordato projesinin tasdikine karar verilmiş olup, çekişmeli hale gelen alacaklarına ilişkin İ.İ.K. M. 308/b uyarınca işbu davayı ikame etme zorunluluğu doğduğunu, davacı borçlu …… ile imzalandığını 22.01.2018 tarihli ¨ 12.000.000,00 limitli Genel Kredi Sözleşmesi ve 06.05.2015 tarihli ¨10.000.000,00 limitli Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında işbu firmaya ticari krediler açılıp kullandırılmış olup, diğer davacılar ……. Ve ….. Metal San. Ve Tic. A.Ş. ise işbu Genel Kredi Sözleşmelerini müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, davacı …… Metal firmasının kredi hesabı, Büyükçekmece ……… Noterliğinin 25.12.2018 tarihli ….. yevmiyeli dosyanızda mübrez ihtarnamesi ile kat edilmiş olup, 28.12.2018 tarihli geçici mühlet kararı itibariyle;
¨17.185.438,73 nakit alacak ve 57 adet çekin kanundan kaynaklanan Banka sorumluluk bedeli olan 57*1.600=91.200 gayrinakit olmak üzere toplam ¨ 17.327.985,16 alacaklarının bulunduğunu,
Konkordato komiserliğine başvuru dilekçe tarihi 25.04.2019 itibariyle ise; ¨18.837.035,48 nakit ve 14 adet çek yaprağının kanundan kaynaklanan Banka sorumluluk tutarı olan (5 x 2.030) + (9 x 1.600) = ¨ 24.550,00 gayrinakit olmak üzere toplam ¨18.861.585,48 alacaklarının bulunduğunu, davacı-borçlu firmadan edindikleri gerçeği yansıtmayan beyanı esas almak suretiyle hatalı hesapladıkları alacak tutarımızdan davacı-borçlu tarafça beyan edilen ¨ 4.613.369,94 düşülerek nisaba katılan alacak tutar kabul edildiğini, bu nedenle, diğer birçok büyük alacaklının nisaba katılan alacak tutarlarına yaptıkları itirazların da nazara alınması ile, komiserliğin salt davalı-borçlu tarafın beyanları esas alınmak sureciyle işbu raporları usule aykırı düzenlediği açık olup, işbu raporların ne esas alınması hükmün yasaya ve usule aykırı olmasına neden olduğunu, neticeten, İİK 308/b uyarınca nisaba kabulünü talep ettiğimiz ve usulen çekişmeli hale gelmiş alacakları dahil edilmeden, nisaba katılmasına karar verilen alacak tutarlarının faizsiz asıl alacak tutarların da” altında olması sebebiyle davalarının kabulü gerektiğini, taraflar arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmeleri delil anlaşması niteliğinde olup; müvekkil Bankanın defter ve kayıtlarının kesin delil olacağı da davacı borçlu firma tarafından kabul edildiğini, buna göre, müvekkili bankanın defter ve kayıtları üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi ile alacağın mevcudiyeti sabit olacağını, davacı-borçlu …… adına kayıtlı “Bursa îli, ….. İlçesi, ….. Mahallesi, …… ada, ……. parsel sayılı arsa niteliğindeki taşınmaz” üzerinde müvekkil Banka lehine 1. Derece ¨ 10.000.000,00 bedelli ipotek ipotek tesis edilmiş ise de, işbu ipotek asıl kredi borçlusu …’nin kredi borçlarının teminatını teşkil ettiğini, … firmasının teminatını teşkil eden ipoteklerinin bulunmasına rağmen, kredi alacaklarının hem … yönünden hem de malik …… yönünden adi alacak olarak sınıflandırıldığını, müvekkili bankanın rehinli alacağına hiç bir raporda yer verilmemiş olduğundan, konkordato tasdik kararının hangi tutardaki kısmının müvekkili banka yönünden bağlayıcı harfle geldiği, hangi tutardaki kısmının rehinli alacak kapsamında kalıp cebri icra yoluyla tahsil edilebilir olduğu da açıkça tespit edilmediğini, bu nedenle, konkordato tasdik kararına esas nisaba katılan tutarın yeniden ve somut gerçeğe uygun olarak belirlenmesi için işbu çekişmeli alacak davasını ikame etme zorunluluğu doğduğunu, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE :
DELİLLER ve GEREKÇE :
Dava,İİK’nın 308/b maddesi uyarınca konkordato yargılaması sırasında çekişmeli hâle gelen alacağın tahsili istemine ilişkindir.
HMK’nın 114/1 nci maddesinde dava şartları tahdidi olarak sayıldıktan sonra anılan maddenin ikinci fıkrasında da “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” hükmü ile diğer kanunlarda dava şartlarına ilişkin düzenlemelerinde dikkate alınması gerekliliğine vurgu yapılmıştır.
Sözü geçen Kanun’un 115 nci maddesi hükmü de “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
(2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” şeklinde olup buna göre Mahkeme’nin dava şartı noksanlığı hâlinde yapacağı işlemler düzenlenmiştir.
7155 sayılı Kanun’un 20 nci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklene 5/A maddesinde ise “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmü uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülecek olan bazı davalarda,dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması dava şartı hâline getirilmiştir.
Yine 7155 sayılı Yasa ile değişik 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi hukmü ise “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir.
Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” şeklinde olup madde ile arabulucuya başvuruyu dava şartı olarak kabul edilen davalarda, arabulucuya başvurmadan dava açılması hâlinde yapılacak işlem düzenlenmiştir.
İİK’nın 308/b maddesinin birinci fıkrası “Alacakları itiraza uğramış alacaklılar,tasdik kararının ilanı tarihinden itibaren bir ay içinde dava açabilirler” şeklinde olup buna göre madde çekişmeli alacaklar hakkında açılacak davayı düzenlemektedir.
Konkordatonun tasdikine karar veren mahkeme,borçlu tarafından kabul edilmeyen ve bu şekilde çekişmeli alacak olarak kabul edilen alacaklıların haklı olup olmadığı konusunda karar veremez.Mahkeme,alacağın varlığını ve miktarını yaklaşık ispat derecesi ile tespit ederek,esasa etkili olmayan bir karar tesis ederek alacaklının konkordato nisabına ne şekilde dahil olacağına karar verecektir.Alacaklı,çekişmeli alacağın esasına ilişkin maddi anlamda kesin hüküm gücünü haiz kararın verilmesi amacıyla tasdikten önce veya tasdik kararının ilanı tarihini takip eden bir aylık süre içerisinde alacağın niteliğine göre görevli ve yetkili mahkemede dava açabilecektir.
Yukarıda da belirtildiği gibi alacağın esasına ilişkin İİK’nın 308b maddesi uyarınca açılan dava genel hükümlere göre görevli ve yetkili mahkemede görülüp sonuçlandırılacaktır.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;davacı vekili, itiraza uğrayan alacağının maddi anlamda kesin hüküm gücünü haiz karar almak amacıyla huzurdaki davayı açmış ise de,davanın,genel hükümler çerçevesinde görülmesi gereken alacak davası olması,dava konusunun, bir miktar paranın ödenmesine ilişkin olduğu ve davacı vekilinin dava açmadan önce arabulucuya başvurduğuna ilişkin herhangi bir belge sunmadığı gibi böyle bir iddiasının da bulunmadığı anlaşıldığından davanın 7155 Sayılı yasa ile değişik 6102 Sayılı TTK’nun 5/A ve aynı sayılı yasa ile değişik 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesinin birinci fıkrası uyarınca arabulucuğa başvurulmasına ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklandığı üzere:
1-77155 Sayılı Kanun ile 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanuna eklenen 5/A maddesi uyarınca, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat taleplerine ilişkin ticari davalarda dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olarak hüküm altına alınmış olup davacının arabulucuğa başvurduğuna dair herhangi bir belge sunmadığı gibi bu yönde de bir iddiası bulunmadığından davanın 7155 Sayılı yasa ile değişik 6102 Sayılı TTK’nun 5/A ve aynı sayılı yasa ile değişik 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesinin birinci fıkrası uyarınca arabulucuğa başvurulmasına ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨250,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda karar verildi . 25/09/2020

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip ……
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”