Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/492 E. 2020/510 K. 17.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/492
KARAR NO : 2020/510

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/07/2020
KARAR TARİHİ : 17/09/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının dosya üzerinde yapılan incelemesi ı sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekilinin Bakırköy nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu 24/07/2020 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde ; Müvekkili şirketin başlıca faaliyet konusu ambalajda şişelenmiş kaynak suyu üretim ve pazarlaması olduğunu, … kalitesi ve güvencesiyle su, en saf ve en doğal haliyle şişelenerek tüketicilere sunulduğunu, tüm dolum tesislerinde dünyanın en gelişmiş teknolojilerini kullanan ve sektördeki teknolojik gelişmeleri sürekli takip eden müvekkili şirket, steril hava ile pozitif basınçlandırılmış, dışarıdan hava girişi engellenmiş, havası sürekli temizlenen tam hijyenik ortamda, el değmeden dolum yaptığını, müvekkilin Türkiye genelindeki 4 farklı şehirdeki 4 ayrı tesisinde dolum yapıldığını, 2018 yılı içerisinde yurtiçi ve yurtdışındaki müşteri ve tüketicilerden, müvekkilin tüm tesislerinde PET 0,33L — 0,51 — 1L — 1,5L — 5L ürün gruplarından “plastik tadı-kokusu”, “acı tat” benzeri duyusal uygunsuzluk bildirimleri alındığını, bu bildirimler küçük hacimli 0,33L ve 0,51 ürün gruplarında daha yoğun olduğunu, şikâyetler belirli bir yoğunlukta 2018 Haziran ayı itibari ile artış göstermeye başladığını, Ağustos-Eylül ayında iadelere ve belirli partiler için ürünlerin sahadan toplanmasına ve tesis ve bayi stoklarında bloke edilmesine varan bir yoğunluğa ulaştığını, PET ürün gruplarından 0,33L ve 0,51 ürünlerde artan tat-koku şikâyetlerine istinaden; rutin kontrol, analiz ve değerlendirmelerinin yanı sıra iç ve dış analiz laboratuvarlarında bir dizi analiz gerçekleştirilerek sahadan, müşteriden, tüketiciden gelen bildirimlerin kök sebepleri tayin edilmeye çalışıldığını ,uygunsuzluk bildirimine ait partilerden iletilen numuneler ile bu partilere ait şahit numune kontrolleri yapıldığını; plastik tadı ve kokusu olarak karakterize edilebilecek bu uygunsuzluğun şahit numunelerde de bulunduğu tespit edildiğini, müvekkili şirket tesislerine ait su kaynakları rutin olarak duyusal-kimyasal ve mikrobiyolojik olarak analiz edildiğini, bununla birlikte bu analizler derhal tekrar edildiğini ve hiçbir tesiste suya bağlı herhangi bir uygunsuzluk bulunmadığını, tat uygunsuzluğu tespit edilen partilerden rastgele seçilen ürünler, Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Laboratuvarına gönderildiğini ve ürünlerde suya özgü kimyasal ve mikrobiyolojik parametrelerde herhangi bir uygunsuzluk tespit edilmediğini, sudan veya üretim sürecinden kaynaklanan herhangi bir sorunun tespit edilmemesi üzerine ambalaj malzemelerine odaklanıldığını, şikâyetli ürünlere ait kapak ve şişeler; “mekanik olarak 5-6 parçaya bölünerek, saf su içinde kapalı şekilde kaynatılma”, “belirli sıcaklıktaki saf su içinde bekletilme” sonrası duyusal kontrollere tabi tutulduğunu, elde edilen verilerle; tedarikçiden alınan kapaklarda (29 mm ve 48 mm) plastik tadı algılandığını, farklı kaynak suyu, farklı marka kapak, farklı marka preformdan imal edilen şişeler ile değişik kombinasyonlarda kontrollü deneyler gerçekleştirildiğini ve bu sonuçlarda plastik tadı geçişinin kaynak suyu ve şişeden bağımsız olarak kapaklardan kaynaklandığı tekrarlı olarak görüldüğünü, kapaklarda yapılan kimyasal analiz sonuçlarında farklı kimyasal maddelerin varlığı tespit edildiğini, yoğun tat değişimi şikâyeti ile iletilen farklı partilere ait 0,33L …. ürünler incelenmek üzere bir kimya laboratuvarına gönderildiğini, bu analiz sonucunda kapaktan geçişlerin sıcaklık ve zamana bağlı olarak yoğun Aldehit geçişi şeklinde olduğunun raporlandığını, yine yoğun tat değişimi şikayeti ile iletilen 0,33L …. ürün tat-koku sorunu kaynağının araştırılması için kimya laboratuvarına iletildiğini, GC-MS sonuçlarına göre; kapaklardan suya geçiş olduğu özellikle kozmetik/kimya sanayinde kullanımı bulunan maddeler tespit edildiğini, bu kimyasalların ürünlerde tat değişimine yol açtığı bilindiğini, elde edilen sonuçlarda, sorunun kapaklardan kaynaklandığı görüldüğünden konu davalı tedarikçiye aktarıldığını, davalı, bu amaçla 20/09/2018 tarihinde müvekkilin Sakarya Hendek Tesisi’ne ziyaret gerçekleştirdiğini, bu ziyarette müvekkilin tespitleri hakkında bilgi aktarıldığını, farklı tesislerden sorunlu ürün örnekleri inceleme ve tespitlerde bulunmaları için davalıya teslim edildiğini, farklı tarihlerde gerçekleştirilen telefon konuşmaları ve maillerde davalı, kapaklarla ilgili gerçekleştirdikleri analizlerde herhangi bir uygunsuzluk tespit etmediklerini belirttiklerini, davacı şirket, bir bayisinden iade almak durumunda kaldığı yoğun biçimde plastik tadı-kokusu bulunan ürünleri detaylı analiz edilmek üzere bir kimya laboratuvarına gönderdiğini, laboratuvarca düzenlenen analiz raporunda), kapaktan suya kimyasal madde geçişi tespit edildiğini, Tat-koku uygunsuzluğu bulunan … ve …. ürünleri SGS Fresenius Enstitüsü’ne duyusal analiz için gönderilerek, enstitüden duyusal uygunsuzluğun orijininin de tayin edilmesi talep edildiğini, şikâyetli sularda müvekkilinin doğal kaynak sularında bulunmayan organik uçucu bileşikler (BTEX) tespit edildiğini, tespit edilen bu bileşikler, raporda da belirtildiği üzere plastik üretiminde kullanılan bileşikler olduğunu, son olarak davalıya ait kapak ile duyusal uygunsuzluk bakımından sorunsuz olduğu müvekkilince test edilerek doğrulanan farklı tedarikçiye ait kapaklardan numuneler karşılaştırmalı analiz için ODTÜ Kimya Bölümüne gönderildiğini, ODTÜ’den gelen ilk bilgilendirme, kapakların taramasında olağan olmayan sinyaller alındığı yönünde olduğunu, tüm bulguların davalıya yazılı ve detaylı olarak paylaşıldığını, sonuçlanan analizlerin raporları kendisine de iletildiğini, suda tat ve koku yaratan ilgili maddelerin olası kaynaklarını saptayabilmek adına kapakların hammadde ve prosesinde kullanılan monomerler, katalizörler, solventler, antistatikler, plastifiye ediciler, pigmentler vb. tüm bileşenlerin uygunluk yönünden taramasının yapılmasının beklendiği davalıya defalarca bildirildiğini, bu süreçte davacı şirketçe farklı marka kapak kullanımına başlandığını, kapak tedarikçisi davalı şirketin değişikliğinden sonra, yapılan analiz sonuçlarında, saha gözlemlerinde ve sahadan alınan bildirimlerde herhangi bir tat-koku uygunsuzluğu ile karşılaşılmadığını, şu ana kadar elde edilen tüm bilgi, sonuç ve değerlendirmeler sudaki tat-koku uygunsuzluğunun davalı tedarikçiden alınan kapaklardaki gizli ayıptan kaynaklı olduğunu gösterdiğini, müvekkili, plastik tadı-koku konusundaki tüketici şikâyetlerinin yönetimi konusunda yoğun ve zorlu bir dönem geçirerek, tüm kaynaklarıyla bu sorunun tespitine, sorunlu ürünlerin sahadan toplanmasına ve müşteri ve tüketicilerinin bu konuda tekrar tekrar bilgilendirilmesine yoğunlaşmak durumunda kalmış olup maddi ve itibar kaybı da gözetildiğinde manevi zarara uğradığını, plastik tadı-kokusu bulunduğu için sahadan iade alınan çok miktarda ürün ile tesislerde sevki durdurulan/bloke edilen ürünlerden kaynaklı depolama maliyetleri nedeniyle de müvekkilinin zarara uğramaya devam ettiğini, davalıdan temin edilen kapaktaki ayıbın tespitinin için davacı şirketin Bursa, İnegöl tesislerinde bu yönde tespit yapılması talep edilmekle İnegöl …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. D. İş sayılı dosyası üzerinden delil tespiti yaptırıldığını, davacı şirketin söz konusu ayıplı kapaklar nedeniyle uğradığı zararın tazmini için yapılan arabuluculuk başvurusu üzerine, taraflar arasında İstanbul Anadolu Arabuluculuk …. Dosya No’lu dosya üzerinden gerçekleştirildiğini arabuluculuk görüşmeleri sonucunda anlaşma sağlanamamış olup 11/06/2019 tarihli Arabuluculuk Son Tutanağı aslını dilekçe ekinde sunduklarını, müvekkili şirket davalıdan kapak satın almakta olup, bu tarihten itibaren muhtelif tarihli siparişler üzerine sevkiyat, fatura ve ödemeler gerçekleştirildiğini, taraflar arasında TTK 89 ve devamı maddeleri gereğince cari hesap ilişkisi kurulduğunu, taraflar kapak satın alımından kaynaklı herhangi bir sebepten kaynaklanan alacaklarını ayrı ayrı istemek yerine, bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek artan tutarı ödediklerini, kapakların kalite standartları ve spesifikasyonları dönemsel olarak davalı ile paylaşılmakta ve davalı ürünleri buna uygun olarak üretmekle yükümlü bulunduğunu, farklı miktar ve tarihlerdeki alımlar için müvekkilinin ödeme yaparken hangi faturaya karşı ödeme yaptığını belirtmeksizin ödeme yapmakta ve kayıtlarında TBK m. 102 uyarınca yaptığı ödemeyi en eski faturanın ödemesi olarak kaydetmek olduğunu, taraflar arasında alacak – borç mutabakatı yapılmakta olduğunu, davalı ile ayıp nedeni ile oluşan ihtilaf sonucu davalı, davacı şirket zararını karşılamadığı gibi, müvekkili şirket aleyhine hatalı kapakların bedelini tahsil amacıyla Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosya üzerinden icra takibi başladığını, müvekkili şirketin borca itirazı üzerine açılan itirazın iptali davasının yargılamasına Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyası üzerinden devam edildiğini , müvekkilinin, ürünlerdeki ayıplar nedeni ile zararı tespit edilerek, taraflar arasındaki tüm alacak- borçların takası sonucu nihai tutarın hesaplanması ve toplam zarardan hareketle müvekkili şirketin davalıdan olan alacağının tahsiline karar verilmesi olduğunu, konuyla ilgili davalı firma ile irtibata geçildiğini ve zararın tazmini istemiş ise de, kendileri sürece katılıp sorunu gözlemledikleri ve sözlü olarak da hammadde değişikliğini beyan ettikleri halde, sorunun tedarik ettikleri kapaktan kaynaklandığını kabul etmediklerinden, bu davanın açılmasına sebebiyet verdiklerini, davalı şirket, kusuru ile sebebiyet vermiş olduğu müvekkili şirket nezdinde gerçekleşmiş gerek menfi ve doğrudan ve gerekse müspet ve dolaylı tüm zarardan sorumlu olduklarını bu nedenlerle işbu davaya konu taleplerinin müvekkilinin, ürünlerdeki ayıplar nedeni ile zararı tespit edilerek, taraflar arasındaki ürün bedelleri de dahil tüm alacak- borçların tutarın hesaplanması ve taraflar arasındaki uygulamadan gelen cari hesap ilişkisinden kaynaklı toplam zararın belirlenerek müvekkili şirketin davalıdan olan alacağının tahsiline karar verilmesi olduğunu, bu amaçla usul ekonomisine bağlı kalınması gerektiği yönündeki prensip ve iş bu davanın daha kapsamlı yargılamayı gerektirmesi nedeniyle yargılaması devam eden itirazın iptali davasının iş bu dosya ile birleştirilmesi de ilgili mahkemeden talep edileceğini, müvekkilinin alacağının tahsili için bu davayı açma zorunluluklarının doğduğunu, bu nedenle, müvekkili şirketin ayıplı ürün nedeniyle doğmuş toplam KDV Hariç ¨1.547.422,76 olarak tespit edildiğini, bu durumda, taraflarca varılan mutabakat uyarınca, davalıya olan ¨ 653.659,26’lik borç ile zarar alacaklarının takası sonucu, müvekkili şirketin KDV Hariç ¨ 893.763,50 zararının, zararın doğduğu tarihten itibaren işlemiş ve işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davalıya yüklenesine karar verilmesini talep ederiz.

SAVUNMA;
Davalı vekilinin 08/09/2020 tarihli cevap dilekçesini özetle; Davacı taraf dilekçesi ile davacının başlıca faaliyet konusunun şişelenmiş kaynak suyu üretim ve pazarlaması olduğunu, 2018 yılı içerisinde yurt içi ve yurt dışındaki müşteri ve tüketicilerden şikayetler geldiğini, belirtilen şikayetlerin müvekkili şirketten tedarik edilen şişe kapaklarından kaynaklandığını, hatalı olduğu iddia edilen kapak toplamının ¨10.948.426 adet olduğunu ve bu kapakların toplam bedelinin ¨240.766,07 olduğunu, belirtilen kapakların kullanılması ile satışa hazır mamul hale gelen su ürününün üretilmesinde kullanılan preform şişe, etiket, işçilik, navlun vb.sabit-değişken masraflar ile imha masraflarının toplamının ¨ 1.547.422,76 olduğunu, müvekkili şirkete olan toplam ¨653.659,26’lik borç ile davacının iddia ettiği alacak miktarının takası halinde davacının ¨893.763,50 alacağı kaldığını iddia etmekle iş bu davayı ikame ettiği görüldüğünü, davacı yanın müvekkili şirketten tedarik ettiği kapakların ayıplı olduğu yönündeki iddiaları ile diğer tüm aleyhe iddialar açıkça haksız mesnetsiz ve hukuka aykırılık teşkil ettiğini, müvekkili tarafından üretimi yapılan ve davacı tarafa satışı gerçekleştirilmiş ürünlerde hiçbir ayıp, gizli ayıp vb söz konusu olmayıp üretimimiz ve davacı tarafa satışı gerçekleştirilmiş tüm ürünlerinin her türlü ayıptan ari olduğunu, dava dilekçesinde tat ve koku şikayeti olduğu ifade edilerek müvekkili şirket üretimi kapaklara yönelik ayıp atfedilmeye çalışılsa da tat ve koku sorununun pet şişeye, suya, su kaynağına ve üretim aşamasından depolamaya kadar bir çok sebebe bağlı olabileceği sektörün bilinen gerçeği olmakla iddia edilen ayıbın bu hususta hiçbir net delil olmamasına karşın ( ve üstelik müvekkil üretimi kapakta ayıp tespit edilemediğine dair açık raporlara rağmen) müvekkili üretimi kapaklara bağlanması açıkça davacı tarafın haksız iddialar ile suni alacak yaratarak müvekkilin haklı alacağını ödeme çabasından öteye geçmediğini, müvekkili üretiminde döneme ait kapaklar ile ilgili şimdiye kadar satış ve sevkiyatları gerçekleştirildiğini hiçbir firmadan olumsuz bir geri dönüş, şikayet vb alınmamış olması dahi iddia edilen ayıbın gerçek olmadığını açıkça ortaya koyduğunu, kaldı ki davacı taraf sözde yurt dışında ve içinde aldığı şikayetlere istinaden ayıp iddiasında bulunduğunu ve dahası mal imhasına gitmek zorunda kaldığını iddia etmiş ise de gerek işbu dosyasında gerekse tarafımızca ikame edilen itirazın iptali dosyasında hiçbir şikayet ve imha verisi/delili mevcut olmadığını, yargılamanın bu safhasından sonra yeni delil ikamesinin de tarafımızdan kabul edilmeyeceği sabit olmakla işbu davanın sözde ayıp iddiasına dayalı yaratılmak istenen zarar kalemleri ile müvekkilin haklı alacağının ödenmesinden kaçınılmak üzere ikame edildiğinin açık olduğunu, İnegöl …. Asliye Hukuk Mahkemesi ‘nin …. D.İş dosyası üzerinden yapılan tespit, keşif mahallinde bir köşede ayıplı olduğu gerekçesi ile ayrılmış ancak gerek ayıbın ne olduğu belli olmayan gerekse de kime ait olduğu belli olmayan üstelik numune olmaya esas teknik detaylar ile incelemeye sunulmamış bir kısım ürünler üzerinden gerçekleştirildiğini, kaldı ki incelenen ürünlerin Sakarya Halk Sağlığı Laboratuvarında 26.09.2018 tarihinde yapılan analiz sonuçlarının da normal olduğu tespit edildiğini, yine 18.09.2019 tarihinde yapılan keşiften sonra Bursa Halk Sağlığı Laboratuvarının mühürlü etiketli cam şişe numunelerinin fiziksel yöntemle yapılan analizlerinde tat, renk koku ve bulanıklık yönünden normal olduğu, mahkeme heyeti önünde alınan mühürlü ve etiketli … üretim tarihli 0.5 Lt Pet şişeler için 23.09.2019 tarihli raporunda kimyasal analizin fiziksel yönden de yapılan testlerinde bulanıklık , koku ve renk açısından uygun olduğu ancak tat yönünden analiz edilemediği belirtildiğini, belirtilen tespit dosyasına esas alınan ürünlerin son kullanma tarihinin geçmiş olması açıkça dikkat çekici olup davacı tarafın iş bu davayı kötü niyetli ikame ettiğini ve tek gayenin alacaklarının sürüncemede bırakılmaya çalışılması olduğunu açıkça gözler önüne serdiğini, kaldı ki 23.09.2018 üretim tarihli 0,5 lt pet şişe için aynı tarihli raporun kimyasal
analizinde ise fiziksel yöntemle yapılan testlerde bulanıklık , koku , renk ve tat açısından uygun olduğu sonuçları verildiğini, söz konusu ürünün üretimden sonra kullanım ömrü ve muhafazası dikkat edilmesi gereken bir hususu olup müvekkili şirkete ait koliler üzerinde matbu olarak yazıldığı şekilde belirtilen 15-25 C derece sıcaklıklarda stoklanmalı ve kullanımdan 48 saat önce tespit edilen 22-25 C sıcaklıktaki ortamda bekletilmesi gerektiğini, ayrıca kullanım ve uygulama safhasındaki ortam sıcaklığı da 22-25 C olması gerektiğini, yine koli ve / veya ürünleri nem, rutubet ve güneş ışığı ile temas ettirilmemesi gerektiğini, müvekkili şirket tarafından en son ürün sevkiyatı dikkate alındığında raf ömrünün ürünün muhafaza ve kullanım koşullarının davacı tarafından sağlanmadığı gerek raporlarda bahsedilen istifleme ve saklama koşulları ortaya koyduğunu, dosyalarından yapılacak teknik ve bilimsel inceleme ile ortaya çıkacağı üzere ; suda koku- tat ,kimyasal analizi gibi incelemeler son derece teknik yeterlilik ve üst seviye özen ile yapılması gereken incelemeler olduğunu, bu tip incelemelerde incelemeye girecek kapakların hiçbir şeye temas ettirilmeden doğrudan üretimden rastgele numune alınmak sureti ile ve tamamen steril ortamda labarotuvara verilmesi ve incelemeyi yapan kişinin ve ortamında aynı sterilazasyonu koruması gerektiğini, aksi durumda yapılacak incelemelerde kapakta, suda değişik kimyasallar vs tespit edilebileceğini, örneğin testi yapacak kişinin test öncesi sigara içmesi halinde dahi bu incelemede elde edilecek sonuçlarda tütün bileşikleri tespit edilmesi sonucunu doğurduğunu, yine bir ön bilgi mahiyetinde olmak üzere su da tat – koku , kimyasal madde tespiti hallerinde bu durum bir çok sebebe bağlı olabilir davacının ayıp iddiasının kabul edilebilmesi için hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde doğrudan kapaktan geldiğinin açık ve net bir şekilde ortaya konulması gerektiğini, bunun için olması gereken tamamen steril ortamda alınan numuneler ile SU + KAPAK + ŞİŞE testinin birlikte yapılması gerektiğini, nitekim suda tat – koku değişimi kapak, preform su, asetaldehyd , suyun kaynağı ve depolama gibi unsurlar yapılan testler bakımından hayati önem arz ettiğini, plastik kapaklar ve pet şişeler gaz geçirgen ürünler olup Yine bir örnek vermek gerekir ise soğan taşınan bir konteyner içinde su dolu kapakları kapalı pet şişelerin sevkiyatında dahi soğan kokusu suya geçebilmektedir zira imalatın kimyasında bulunan maddelerin geçirgen yapısı buna izin vermektedir. Bu örnek dahi başlı başına su da bulunan tat – koku sorununun esasen bir çok sebebe bağlanabileceğini ve doğrudan kapaktan olduğunun tespit edilmesini zaruri kılar ki davalı tarafından sunulan belgelerde raporlarda sudaki sorunun doğrudan müvekkil has plastik san ve tic. a.ş. nin üretimi kapaklardan kaynaklandığı açık ve net bir şekilde tespit edilmediğini, bu itibarla davalının sözde rapora dayalı ayıp iddiasının kabul edilmesi mümkün olamayacağını, müvekkilinin üretimin her aşamasında denetimi gerçekleştirmekte olup iddia edilen ayıp haline dair bir bulgu , emare dahi tespit edilmediğini, ancak piyasa nezdinde tarafımızdan bilinen husus davalı dahil bir çok firmanın suyun içim kalitesini ve dolayısı ile satışını arttırmak amacı ile suya değişik ajanlar kattıkları, ozon kullanıldığı ve dozajı vs iyi ayarlanmaması halinde bu durumun da preform tabir edilen şişe yapısını bozarak neticeten suda tat koku sorununa yol açabildiğidir. Nitekim suda tat – koku sorunu da ifade edilen asidik acetaldehyd benzeri tat PET preform denilen kimya ürününün en temel sorunu/hastalığı olup esasen bildirilen şikayete göre tanım yapıldığında dahi sorunun kapak ile ilgili olmayacağı açık olduğunu, bu tip tat bozukluklarının ana sebebi PET preform olup acetaldehyd plastik kapaklarda hiçbir zaman tespit edilemeyeceğini, kaldı ki söz konusu durum sebebi ile müvekkili tarafından da konuda en yetkin kurum olan …. ya SGS …. nolu test tarafımızdan yaptırıldığını ve müvekkilinin kapaklarında hiçbir sorun olmadığının tespit edildiğini, davacı tarafından Ek 2 olarak sunulan delilinde ise nerede, kim tarafından ve hangi koşullar altında yapıldığı belli olmayan bir sonuç yazılı olup salt metin şeklinde yazılan bu sonuçta kapaklarda sabun benzeri bitkisel yağ madde kalıntıları olduğu iddiası da hiçbir şekilde kabul edilemeyeceğini, bu durum ancak ve ancak incelemeye alınan numunelerin uygun olmayan ortamda incelemeye alındığını ve kontamine olduğunu gösterdiğini, davacı taraf belirtilen kapakların kullanılması ile satışa hazır mamul hale gelen su ürününün üretilmesinde kullanılan preform şişe, etiket,işçilik,navlun vb.sabit-değişken masraflar ile imha masraflarının toplamının ¨1.547.422,76 olduğunu, müvekkili şirkete olan toplam ¨653.659,26’lik borç ile davacının iddia ettiği alacak miktarının takası halinde davacının ¨893.763,50 alacağı kaldığını iddia etmekle davacı tarafın tüm bu iddialarının açıkça davacı yanın ispatına muhtaç olduğu açık olduğunu, davacı yanın geri çağırdığı tüm ürünler 0.33 ve 0.5 lt olup müvekkili tarafından davacıya 1 lt ve 5 lt içinde kapak temin edildiğini, üstelik tüm gramajlar için aynı kapak imalatı, aynı hammadde ile yapıldığını eğer ayıp doğru olsaydı davacının sadece 0.33 ve 0,5 lt için değil tüm şişe boyları için zararını iddia etmesi gerektiğini, ayıp iddiasının hiç bir şekilde kabul anlamına gelmemekle birlikte; bir tacir olarak tedarik ettiği ürünleri kullanmadan önce ve üretiminin her aşamasında gerekli testlerden geçirme yükümülüğü tamamıyla davacı yan üzerinde olup yüksek mahkeme kararlarında da söylendiği üzere TTK ya uygun olarak gerekli test ve denetimleri yapmayan davacı firmanın doğmuş olduğunu iddia ettiği zarardan müvekkil şirketi sorumlu tutmaya çalışması açıkça hukuka aykırılık teşkil ettiğini, kaldı ki dosyaya davacı yanca sunulan hiç bir bilgi ve belge müvekkili şirketten tedarik edilen ürünlerin ayıplı olduğunu ve davacının da iddia ettiği miktar kadar zararda olduğunu ispat eder nitelikte olmadığını, yine müvekkili şirkete kusur atfetmeye çalışılarak ¨893.763,50 alacaklı olduklarını iddia ettikleri dava için alacağın ispatına yönelik hiç bir bilgi ve belge de dosyaya sunulmadığını, davacı ürün imhasını ve zararını belge ile kanıtlamak istemekte ve bu hususta ticari defter ve kayıtlarını dahi delil olarak göstermediğini, yargılamanın bu safahatından sonra yeni delil ikamesine muvafakatlarının olmadığını, davacı taraf iş bu davası ile hem müvekkili şirketin alacağını sürüncemede bırakmaya çalışmakta hem de sebepsiz zenginleşme gayesi güttüğünü, son olarak şunu da belirtmek gerekir ki imalat ve sevkiyatta şişeler dik taşınmakta olduğundan ve şişe ağzı ile su arasında içim payı bırakıldığından kapak ile su birbirine temas etmediğini, temas olsa dahi suyun kapağa temas ettiği yüzey alanı şişenin suya temas alanından son derece küçük olduğunu bu nedenle herhangi bir ayıptan bahsedebilmek için ayıp iddiasına esas durumun doğrudan müvekkili üretimi kapaktan gerçekleştiğinin objektif incelemeye esas açık ve net deliller ile ortaya konulması gerektiğini ancak davalı tarafından söz konusu iddia kanıtlanamadığını, yine piyasadan öğrendikleri üzere davalı halen bir başka kapak üreticisi firma ile de davalı durumda olup bu dahi davalının ayıp vs iddiaları ile ödemelerini geciktirdiğini ortaya koyduğunu, söz konusu ayıp iddiası da müvekkilin haklı alacağını ödemekten kaçınmak amacı ile ileri sürülmüş olup huzurdaki dava da yine alacaklarını sürüncemede bırakmak için ikame edildiğini, tüm ticari teammüllere ve mevzuata aykırı,kötü niyetli ,haksız ve açıkça hukuki mesnetten yoksun davanın külliyen reddi gerektiğini, hukuki mesnetten yoksun davanın tümü ile reddini ;yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, alacağın tahsili davasıdır.
6100 sayılı HMK’nın 166/1 inci maddesi” aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar.”şeklindedir.Yine aynı maddenin dördüncü fıkrasında “Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır.” şeklinde olup buna göre huzurdaki dava ile Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyasındaki dava aynı sebeplerden doğduğu anlaşıldığından her iki dosyanın birleştirilerek görülmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizdeki dava ile aynı ve birbirine benzer sebepten doğan, biri hakkında verilecek hükmün diğerini de etkileyecek nitelikte bulunması sebebiyle aralarında hukuki ve fiili bağlantı bulunan mahkememiz dosyası ile Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyasının HMK’nun 166. md gereğince BİRLEŞTİRİLMESİNE,
Esasın bu şekilde KAPATILMASINA,
Yargılamanın Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyası üzerinden YÜRÜTÜLMESİNE,
Dair, asıl karar ile birlikte istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 17/09/2020

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip ….
☪e-imzalıdır.☪