Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/48 E. 2020/716 K. 30.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/48
KARAR NO : 2020/716

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

DAVA TARİHİ : 17/01/2020
KARAR TARİHİ : 30/10/2020
K.YAZIM TARİHİ : 27/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili firma ile …….Tekstil Turizm San.Tic.Ltd.Şti. arasında yapılan ticarette; ……. Tekstil Turizm San. Ve Tic.Ltd.Şti. tarafından müvekkiline, borcunun bir kısmına karşılık olarak …… ve … tarafından düzenlenmiş, 11 adet bono verildiğini, ancak söz konusu bonoların süresi içinde ödenmediğini, alacağın tahsili için Büyükçekmece …. İcra Müd. …… E sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalı borçlu tarafından, yapılan takibe, haksız ve kötüniyetli itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, davalı borçlunun yaptığı haksız ve kötüniyetli itirazının iptali ile takibin devamına, davalının % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesinin talep edildiği anlaşılmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
“…Bölge Adliye Mahkemesince, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, TTK’nın 778. maddesi delaletiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken 702/1. maddesine göre davacı ……. ‘un senette aval sıfatıyla imzasının olmasına, aval veren kişinin, kimin için taahhüt altına girmişşe aynen onun gibi sorumlu bulunmasına, TTK’nun bu özel düzenlemesi karşısında TBK’nın 584. maddesinin uygulanamayacak olmasına, HMK’nın 200. maddesine göre senedin değeri itibariyle tanık dinlenmesinin mümkün bulunmamasına, davacıların borçlu olmadıklarının tespitine ilişkin talepleri içinde, çoğun içinde azı vardır kuralı uyarınca faize ilişkin itirazın da olduğunun kabulü gerektiği gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, karar davacılar vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın maddi hukuka ve muhakeme hukukuna uygun olmasına göre, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi …..Hukuk Dairesi’nin 13.04.2017 gün,….. E.-…… sayılı hükmünün ONANMASINA, dosyanın Adana …… Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, fazla yatırılan peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, 23/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi…” T.C. Yargıtay …… Hukuk Dairesi, ….. Esas, ….. Karar.
“…Mahkemece, davacının dava konusu yapılan icra takibine dayanak senetlerin ön yüzünde aval veren sıfatıyla imzasının olduğu, bono üzerine kefil ibaresi konulsa da bunun aval olarak değerlendirilmesi gerektiği ve aval verenin Türk Ticaret Kanunu’nun 614. maddesi kapsamında bononun asıl keşidecisiyle birlikte müteselsilen sorumlu olduğu, 636. maddesi gereği kambiyo senetlerinde müteselsil borçluluk esas olduğundan bu tür senetlerde imzası olan herkesin hamile karşı müteselsilen sorumlu olduğu, Türk Ticaret Kanunu’nda özel hükümler olması nedeniyle kambiyo senetlerinde Borçlar Kanunu’nun 584 ve 603. maddelerinin, dolayısıyla eş rızasının kambiyo taahhüdünde uygulanamayacağı gerekçesi ile davanın reddine, ihtiyati tedbir uygulandığından dava konusunun % 20’si oranında icra inkâr tazminatının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir…” T.C. Yargıtay ….. Hukuk Dairesi,…. Esas, ….. Karar.
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; davacının bonoya dayalı yapmış olduğu takipte davalı aval veren konumunda olup eşinin rızasının bulunmadığından bahisle itiraz etmiş olup, imzaya ve borca ilişkin bir itirazı bulunmamaktadır. TTK’nın 778. maddesi delaletiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken 702/1. maddesine göre davalının senette aval sıfatıyla imzasının olmasına, aval veren kişinin, kimin için taahhüt altına girmişşe aynen onun gibi sorumlu bulunmasına, TTK’nun bu özel düzenlemesi karşısında TBK’nın 584. maddesinin uygulanamayacak olması bu hususta yukarıda bahsi geçen Yargıtay…… Hukuk Dairesinin benzer nitelikte kararları da dikkate alınarak açılan davanın kabulüne, davalının Büyükçekmece…… İcra Müdürlüğünün ……. esas sayılı dosyasındaki davalının itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına, alacak likit bir alacak olmakla ve itirazın haksızlığı anlaşıldığından İİK 67//2 madde ve fıkrasına göre % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacı yana ödenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN KABULÜNE
1-Davalının Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğünün …… esas sayılı dosyasındaki davalının İTİRAZIN İPTALİNE, takibin kaldığı yerden devamına,
2-Alacak likit bir alacak olmakla ve itirazın haksızlığı anlaşıldığından İİK 67//2 madde ve fıkrasına göre % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacı yana ödenmesine,
3-Alınması gerekli 1.826,20 TL harçtan peşin alınan 456,56 TL peşin harcın mahsubu ile 1.369,64 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 4.010,10 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 518,76 TL harç, 108 TL tebligat müzekkere gideri toplamı 626,76 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,

6-Taraflarca yatırılıp harcanmayan masrafın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 28/10/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza