Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/476 E. 2021/387 K. 16.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/476 Esas
KARAR NO : 2021/387

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 11/11/2014
KARAR TARİHİ : 16/04/2021
K. YAZIM TARİHİ : 16/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili sigortaya sigorta ettiren …. A.Ş’nin talebi üzerine …. numaralı nakliyat sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan …. Telekomünikasyon ve Elektrik Sistemleri San Tic Ltd Şti’nin …’de yerleşik … Limited firmasından 24/03/2014 tarih … numaralı fatura muhteviyatı … olarak satın aldığı 380 kartın koli, 46.500.00 adet (Net: 2.910.40 kg. Brüt 3.121.10 kg) telefon aksesuarları (ara kablo, duvar tipi şarj aleti ve çakmak şarj altei vs) emtiasının … Havalimanı’ndan … Havalimanı’na kadar olan hava yolu ile nakli- yesinin … numaralı ana konşimento ile ….. tarafından üstlenildiğni, sigortalı emtiaların …..’nin … sefer sayılı uçağına sağlam ve eksiksiz şekilde 26/03/2014 tarihinde yüklendiğini, uçağın … Havalimanına varışına müteakip yapılan tahliyesi sonrasında 03/04/2014 tarihinde yapılan incelemeler sırasında taşınan emtiaların bir kısmının eksik, bir kısmının da ıslanmak suretiyle hasarlandığının anlaşıldığını, bu duruma ilişkin olarak, ….. yetkilileri tarafından kargo hasar raporu tertiplenerek 90 koli emtianın, koli amblajının yırtık, ezik ve ıslak olduu, ayrca tertiplerden başka bir tutanak ile de bir koli emtianın eksik olduğunun tespit edildiğni, sigortalı emtiaların gümrük işlemlerinin tamamlanmasına müteakip karayolu ile 16/04/2014 tarihinde sigortalısının depo ve ambalajlama hizmeti aldığı … Ambalaj firmasının …’ki tesislerine sevk edildiğini, bu sırada durumdan haberdar olan sigortalı yetkilileri tarafından da meydana gelen hasarın tesipit ve tanzimi için müvekkili şirkete hasar ihbarında bulunulduğunu, sigortalının taşıma sırasında meydana gelen kayıp ve hasarın sigorta poliçesinden karşılanmasına ilişkin müvekkili şirkete yapmış olduğu başvuru üzerinde … numaralı dosyadan ekspertiz raporu düzenlendiğini, rapora göre toplam hasarın 82.871.27 TL olduğu, taşıyıcının sorumluluk miktarının toplam brüt ağırlığının (639.77 Kg+9.94 Kg) 649.71 kgx19,00 SDR/Kg=12.344.49 SDR olduğu, bu miktarda fiili nakliyeci …..’ye rücu imkanını bulunduğu” şeklinde görüş ve kanatinin belirtildiği, müvekkili sigorta şirketinin davaya konu olay nedeniyle 18/06/2014 tarihinde ekspertiz raporunda tespit edilen hasar miktarının tamamı olan 82.871.27 TL sigorta tazminatı ödendiğini ve TTK 1472 maddesi uyarınca siortalının haklarına halef olunduğnu, davalı …..’nin rücu ihtarına cevabi yazısında sadece kayıp eşyaya ilişkin üstelik eksik olarak tanzim teklifinde bulunulmasının, ıslaklık hasarına ilişkin olrak kendi tespitleri aksine hiçbir ıslaklık hasarı söz konusunun değilmişcesine hareket edilerek bu yönde hiçbir ödeme teklif edilmemesinden dolayı ….. tarafından teklif olunan ödemenin kabul olunmadığını, davalı ….. sigortalı emtiaların … Havalimanından … Havalimanına kadar olan hava yolu ile nakliyesini … numaralı ana konşimento ile üstlenmiş olup fiili taşıyıcı sıfatına haiz olduğunu, taşıyıcının şirket yükünü teslim aldığı andan, teslim ettiği ana kadar bunların kesmen veya tamamen kaybından hasara uğramasından sorumlu olduğunu belirtelerk, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 41.770.00 TL sigorta rücu tazminatının ödeme tarihi olan 18/06/2014 tarihinden itibaren işleycek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesinin talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; dava konusu olaya 1999 tarihli montreal konvansiyonu hükümlerinin uygulanacağını, davacı sigorta şirketinin aktif dava ehliyeti bulunmadığını, ihbar yükümlülüğünün yerine getirilmediğini, 1999 tarihli Montreal Sözleşmesinin 31 madde 4 fıkrasına göre, hasar durumunda teslim almaya yetkilisi şahıs hasarın fark edilmesinden sonra derhal ve kargo halinde de anılan tarihten itibaren 14 gün içersinde bir şikayette bulunulmazsa, taşıyıcının kötü niyetli olması dışında taşıyıcı aleyhine bir dava olamaz hükmü gereğince davacının süresi içinde konvansiyondan belirtilen şartlarda yazılı bir ihbarda bulunmadığını, hasarlı teslim olanan 90 kap kargonun kilogramı ile eksik teslim olunan 1 kap kargonun toplam ağırlığı ile 19 SDR’nin çarpımı sonucu bulunacak üst limitin herhalukarda ödenmesi gerekli bir meblağ olmayıp, davacı tarafın bu sınırlı sorumluluk limitleri içinde kalmak kaydıyla ancak ispat ettiği ölçüdeki gerçek zararının talep edebileceğini bildirerek delil ikame etme ve beyanda bulunma hakları saklı kalmak kaydı ile öncelikle hava yük senedi üzerine adı yer almayan … Telekomünikasyon ve Elektrik Sistemleri San Tic Ltd Şti’nin sigortacısı (halefi) olan davacının iş bu davada aktif dava ehliyeti bulunmadığından davanın reddine, olmadığı takdirde davacı tarafından ihbarda bulunma mükellefiyeti yerine getirilmediğinden dolayı davanın reddine, aksi takdirde, davacının hukuki dayanağı olmayan maddi tazminat talebinin reddine, bir an için müvekkili ortaklığın maddi tazminat ödemekle sorumlu tutulması halinde, sorumluluklarının sınırlı sorumluluk limitleri içinde davacının ancak gerçek zararı kadar olduğu göz önünde bulundurularak fazla talebinn reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin bozma öncesi … Esas nolu kararında: ”dava konusu olayda, nakliye sonrasında … Havalimanı ….. Kargo personeli tarafından tutulan 03.04.2014 tarihli “Kargo Hasar Raporu”nda 90 adet kolinin “Dış Ambalaj Hasarı” sebebiyle yırtık/ezik ve ıslak olduğu tespit edilmiştir. Bu belgede “koli“ yani ambalaj hasarından bahsedilmektedir. Başka bir ifadeyle bu aşamada “yükte” gözle görülebilir (açık) bir hasarın varlığı sözkonusu değildir. Dosyadaki Ekspertiz Raporu’nun da durumu doğruladığı görülmektedir. Raporda; ”.. 16.04.2014 tarihinde alıcı deposuna ıslak olarak gelen kolilerin dikkatlice ayıklandığı ve hasarlı koli sayısının 90 koliden 63 koliye kadar düşürülmüş olduğu, hasarsız kolilerdeki emtianın ambalajlama bölümüne aktarılarak ambalajlama işlemine başlanmış olduğu…” belirtilmiştir. İzah edilen belgeler kapsamında yükteki hasarın varlığı, alıcıya teslimden sonra ve alıcı tarafından yapılan ayıklama işlemi neticesinde tespit edilmiştir.
Her taşıma işini kendi özellikleri içinde değerlendirmek gerekeceğinden, dava konusu olayda ….. Kargo yetkilileri tarafından düzenlenen kargo hasar raporunun ilk aşamada gözle görülen dış ambalaj hasarını tanımladığı, bu tespitin yükü teslim almaya yetkili kişilerce beraber yapılan kesin nitelikte bir tespit olmadığı, kolilerin alıcıya sevkedildiği 16.04.2014 tarihi itibarıyla içerisindeki yüklerin hasarlı olup olmadığının anlaşılabileceği ortaya çıkmaktadır. Yukarıda belirtildiği üzere Ekspertiz Raporuna göre de 63 koli yükün hasarlı olduğu sonradan tespit edilmiştir. O nedenle teslimden sonra alıcı tarafından tespit edilen hasarın, konvansiyon hükümleri uyarınca teslimden itibaren 14 günlük hak düşürücü sürede davalıya yazılı olarak ihbar edilmesi gerekecektir.
Davacı taraf dosyadaki beyanlarında alıcı tarafından hasarlı yükle ilgili davalıya yazılı bir ihbar ya da ihtar gönderilmediğini ifade etmiştir. Keza dosya içinde alıcının taşıyıcıya yönelttiği yazılı bir hasar ihbarı mevcut değildir. Dosyada davacı … Sigorta rücu departmanı ile davalı …..’nin sigorta müdürlüğü arasında konuyla ilgili e-posta yazışmaları yapıldığı görülmekle birlikte davacının talebini içeren ilk yazışmanın 24.06.2014 tarihli olduğu tespit edilmektedir. Bu kapsamda 63 koli yük hasarı, davalı taşıyıcıya süresinde ve yazılı olarak ihbar edilmediğinden belirlenen hasarın ilgili konvansiyon hükümlerince taşıyıcıdan talep edilebilme imkanı ortadan kalkmıştır.
Ancak teslim edildiği ve kargonun tüm aramalara rağmen bulunamadığı” belirtilerek 1 kap yükün kayıp olduğu davalı yetkilileri tarafından da tevsik edilmiştir. Müşterek imzayla tanzim edilen tutanağın mevcudiyeti sebebiyle yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda ayrıca bir ihbara gerek kalmamakta ve somut olayda davalının, 1 kap eksiklikten sorumlu olacağı ortaya çıkmaktadır.
Havayolu taşımalarında taşıyıcının sorumluluk sınırı, Varşova Konvansiyonu’na göre Özel Çekme Hakkı (SDR) üzerinden tayin edilmiştir. Buna göre taşıyıcının sınırlı sorumluluğu teslim tarihi itibarıyla eksik yükün beher kilo karşılığı 19 SDR ‘dir.
Dosyada bulunan Ekspertiz Raporu, Sigortacılık Kanunu gereği aksi ispatlanana kadar esaslı delil olarak itibar edilecek niteliktedir. Bu nedenle ekspertiz raporunda 24.03.2014 tarihli, SI133144P2 no.lu mal faturasına istinaden kayıp 1 koli yükün 350 adet mikro USB kablo olduğu ve brüt ağırlığının 9,94.kg. olduğu ve Konvansiyon hükümlerine göre taşıyıcının azami sorumluluğunun 9,94.kg. x 19 SDR = 188,86.SDR olduğu tespit edilmiştir.
İzah edilen hususlar bizzat bilirkişi heyetinin tespitleri olup gerek kök raporun gerekse ek raporun raporun denetime ve karar vermeye uygun olduğu kanaati ile netice olarak davalının, taşıma sırasında yükün uğrayacağı hasar ve kayıplardan sorumlu olacağı tespit edilse bile alıcının yükteki hasar iddiasını konvansiyonun aradığı biçimde süresinde ve yazılı olarak ihbar edememiş olması ve bu hususun davacı taraf beyanlarıyla da kabul edilmesi karşısında 1999 Montreal Konvansiyonun 31/4 md.si kapsamında taşıyıcının sorumluluğu yoluna gidilemeyeceği ve kayıp 1 koli yükle ilgili olarak ise davalıdan talep edilebilecek miktarın sınırlı sorumluluk ilkesi gereği 188,86 SDR olduğu, kayıp mal bedelinin altında kalan bu miktarın Konvansiyon hükümlerine göre karar tarihindeki kur üzerinden Türk Lirası karşılığının davalıdan talep edilebileceği kanaati ile karar tarihi itibariyle Türk Lirasına dönüştürülen SDR bedeli üzerinden davanın kısmen kabulü ve hasar gören kolilerin tazminine ilişkin kısmın ise reddedilmesi gerektiği” şeklindeki gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2017/970 Esas, 2018/6566 karar nolu ilamı ile: ”dava, hava yolu ile taşınan emtianın zarara uğramasından kaynaklı taşıma sigorta poliçesine dayalı olarak ödenen tazminatın rücuen tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, yukarıda özetlendiği üzere, Montreal Konvansiyonu’nun 31/2 maddesine göre öngörülen ihbar süresine uyulmadığı gerekçesiyle hasarlı yük bakımından davanın reddine karar verilmiştir. Ancak taşınan kolilerdeki hasarın, taşıma sonrasında davalının çalışanları tarafından düzenlenen 08.04.2014 tarihli tutanak ile belirlenmiş olması karşısında tekrar ihbara gerek bulunmadığı halde süresinde ihbar yapılmadığı gerekçesiyle davanın kısmen reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.” şeklindeki gerekçe ile mahkememizin … Esas nolu kararı bozulmuştur.
Bozma sonrası yapılan yargılamada bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporda: dava konusu olayda montreal konvansiyonu hükümlerinin uygulanması gerektiği, bir koli zayi ve 90 koli hasar tespiti nedeniyle 82.871,27 TL hesaplanan zararın davacı yanca sigortalısına ödendiği, davalının söz konusu tarihte sorumluluk sınırının 12.344,49 SDR olduğu, Türk parası karşılığının ödeme tarihinde 40.788,66 TL olduğu, davacının toplam ödemesinde 40.788,66 TL tazminatı montreal konvansiyonu hükümleri uyarınca davalıya yansıtabileceği” tespit edilmiştir.
Davacının, sigortalısına ait eşyanın davalı havayolu taşıma şirketi tarafından taşınırken hasar gördüğünün ve bu hasar karşılığında davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısının 82.871,27 TL sigorta tazminatının ödendiğinin sabit olması karşısında sigortalısına halef olan davacının davalıya karşı zarar tazmin talep hakkının bulunması, söz konusu eşyanın davalı tarafından taşınırken hasar gördüğünün sabit olması, davalı çalışanları tarafından bir koli zayi olduğunun ve 90 adet kolinin hasarlı olduğunun tespiti karşısında zararla ilgili davalıya ayrıca ihbara gerek olmadığının kabulü, montreal konvansiyonu hükümlerine göre bilirkişi tarafından davalının azami sorumluluğunun 12.344,49 SDR ve davacının ödeme tarihindeki Türk parası karşılığının 40.788,66 TL olarak tespit edilmesi karşısında davalının azami sorumluluğunun bu miktardan ibaret olması, dava dışı sigortalıya ait malın davalı tarafından taşınırken hasar görmesi nedeniyle hasardan davalının sorumlu olması ve azami sorumluluk miktarını aşan zarar nedeniyle davalı tarafın azami sorumluluk miktarı kadar sorumlu olduğu kabul edilmiş, bu nedenle Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sırasında tekniğine uygun şekilde hazırlanan bilirkişi raporuna itibarla azami sorumluluk miktarı kadar davalının sorumlu olduğu kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, dava tarihinden itibaren avans faizi uygulanarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
40.788,66 TL’nin dava tarihinden (11/11/2014) itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,

2- Harçlar Kanunu gereğince tahsili gereken 2.786,27 TL karar ve ilam harcından mahkeme veznesine yatırılan 713,35 TL peşin/ nispi harcın mahsubu sonucu bakiye 2.072,92 TL karar harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 25,20 TL başvuru harcı + 713,35 TL peşin nispi harç + 3,80 ve- kalet harcından ibaret toplam 742,35 TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,

3-a.) Davacı tarafından sarf olunan (1.717,83 TL bilirkişi ücreti + 638,47 TL posta/tebligat/ müzekkereden ibaret ) 2.356,30 TL yargılama giderinin kabul/red oranına göre 2.285,61 TL sinin davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
b.) Davalı tarafça sarf olunan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
c.) Sarf olunmayan gider/delil avansının karar kesinleştikten sonra ilgilisine iadesine,

4-a.)Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine hüküm altına alınan dava değerine göre yü- rürlükte bulunan Av. Kan. ve AAÜT gereğince takdir olunan 6.102,53 TL vekalet ücretinin dava- lıdan tahsil edilerek davacı tarafa ödenmesine,
b.)Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine red olunan dava değerine göre yürürlükte bulunan Av. Kan. ve AAÜT gereğince takdir olunan 981,34 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa ödenmesine dair,

Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda tebliğden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde Yargıtay yolu açık olmak üzere karar verildi. 16/04/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır