Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/451
KARAR NO : 2020/568
DAVA : Hakemin Reddi (Eser Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 14/07/2020
KARAR TARİHİ : 24/09/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan Hakemin Reddi (Eser Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
.GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekilinin Bakırköy nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu 14/07/2020 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde;Davalıların hakemlik sıfatları HMK 439/7 maddesi gereğince sona ermiş olmasına rağmen, mahkemece üçüncü hakem tayin edildiğinden herhangi bir hak kaybına uğramamak adına iş bu dava açıldığını, müvekkili …. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti’nin maliki olduğu …. ili … İlçesi, … Mh. …. Mevkiinde kain ve tapunun … pafta …. parsel numarasında kayıtlı taşınmaz üzerine alışveriş merkezi yapılmak üzere, müvekkili şirket ile … İnş. Tur. Petr. Ürt. Oto San. ve Dış Tic. A.Ş. (bölünme sonrası işbu davanın davacıları olan ….İnş. Tüketim Md. Tic. A.Ş. ve …. İnş. Taah. ve Tic. A.Ş.) ile Bakırköy … Noterliğinin 17.05.2005 tarih ve …. yevmiye numaralı Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmenin 21. maddesinde; taraflar arasında bahsi geçen sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıkların, …, … ve …’den oluşan üç kişilik hakem heyetince, 2/3 oy çokluğuyla çözüme kavuşturulacağı öngörüldüğünü, dolayısıyla hakem heyetinin karar verebilmesi için üç hakemin bir araya gelerek en az ikisinin olumlu oyunun mevcut olması gerektiğini, bu kapsamda taraflar arasında … AVM inşaatından kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümü için 19.12.2018 tarihi itibariyle tahkim yargılama süreci başlatıldığını, tahkim yargılaması esnasında üçüncü hakem … istifa ettiğini, buna rağmen reddi istenen hakemler tarafından üçüncü hakemin davet edilmediğini ve katılmadığıni bir toplantıda karar alındığını, bu nedenle söz konusu hakem heyeti kararı …. Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 16.07.2019 tarih ve 2019/11 Esas 2019/14 Karar sayılı kararı ile iptal edildiğini, söz konusu iptal kararı da Yargıtay 15. HD 19.12.2019 tarih ve 2019/2826 Esas 2019/5261Karar sayılı ilamı ile kesinleştiğini, tarafların tahkim sözleşmesi dolayısıyla öncelikle tahkime başvurma yükümlülükleri de kural olarak ortadan kalktığını, bu halde hakem kararının HMK 439/7 hükmünde belirtilen bentlerden dolayı iptal edilmesi halinde, taraflar anlaşmak suretiyle hakemleri yeniden belirleyebileceklerini, ancak bu durum; tahkim sözleşmesinde tarafların yeniden hakem seçilmesini yasaklamamış olması ve aynı zamanda tarafların yeni hakemler konusunda anlaşmasını da gerekli kıldığını, 10.04.2019 tarihli hakem kararının iptali için açılan davanın HMK m.439/2-e hükmü nedeniyle kabul edilmesinden ötürü, yeni hakemlerin belirlenmesi veya eski hakemlerin görevlerine devam etmesi ancak tarafların anlaşması halinde mümkün olabileceğini, ancak gerek ilk tahkim yargılaması esnasında taraf haline gelmeleri gerekse aşağıda detaylı olarak açıklandığı üzere kendilerine verilen yetkileri aşmak suretiyle bir tarafın haksız biçimde lehine olacak şekilde iş ve işlemleri dolayısıyla işbu davada reddi istenen hakemlerin yeniden bir tahkim yargılaması yürütmesine müvekkili şirket tarafından muvafakat verilmediğini, bunun üzerine tahkim yargılamasının davalı/karşı davacıları tarafından mahkemeye başvurularak üçüncü hakem tayini talebinde bulunulduğunu, söz konusu davada HMK m.439/7 hükmüne tamamen aykırı biçimde üçüncü hakem tayinine kesin olarak karar verildiğini, HMK m.439/7 hükmüne göre eski hakemlerle devam edilebilmesi için tarafların anlaşması şart koşulmuş olmasına rağmen, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesince açık hüküm dikkate alınmaksızın üçüncü hakem tayini yönünde verilen kararın bir hukuk garabeti olması karşısında kanun yararına bozma yoluna başvurulacağını, hal böyle olmakla beraber davalı hakemlerin hakemlik sıfatlarının kabul edildiği anlamına gelmemekle birlikte herhangi bir hak kaybına uğramamak adına; mahkeme tarafından üçüncü hakem atanmış olması, söz konusu kararın kesin olması ve yeniden tahkim yargılamasının başlatılacak olması dolayısıyla hakemler … ve …’nın reddini talep etme zarureti hasıl olduğunu, reddi talep edilen hakemler tahkim yargılama sürecinde davanın tarafı haline geldiğini ve hukuki/cezai sorumluluklarını doğuracak nitelikte iş ve işlemler gerçekleştirdiğini, reddi talep edilen hakemler, sözleşme ile kendilerine verilen yetkileri aşarak ve gerçeğe aykırı evrak düzenleyerek tarafsız olmadıklarını ortaya koyduklarını, HMK 417/2’de hakemlerin reddi için öngörülen koşullar gerçekleştiğini, reddi istenen hakemler … ve …, yukarıda detaylı biçimde açıklandığı üzere 3. hakem …’ün yokluğunda, sözleşmeye aykırı olarak ve yetkilerini aşarak kötüniyetli bir şekilde karar verdiklerini, söz konusu hakemlerin vermiş oldukları kötüniyetli, hukuka ve sözleşmeye aykırı bu karar nedeniyle, oldukça büyük ve önemli projeleri devam ettirmekte olan ve sektörde saygın bir konumda bulunan müvekkil şirket aleyhine yaklaşık olarak 10.000.000,00 ABD Doları tutarında icra takibi başlatıldığını, bu çerçevede tüm banka hesaplarına, gayrimenkullerine ve araçlarına haciz konulduğunu , yaklaşık olarak 7 ay süreyle bu hacizler kalkmadığını ve müvekkili şirket milyonlarca dolar zarara uğratıldığını, bu kapsamda reddi talep edilen hakemler … ve …’nın söz konusu eylemleri ile ilgili TCK’nın resmi evrakta sahtecilik ve görevi kötüye kullanma ve ilgili diğer hükümleri çerçevesinde Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde suç duyurusunda bulunulduğunu, konuya ilişkin soruşturma sürdüğünü, ayrıca davalıların hukuka aykırı eylem ve kararları sebebiyle müvekkili şirketin uğradığı zararların tazmini amacıyla başlatılan hukuki süreç de devam ettiğini, diğer taraftan reddi istenen hakem … tarafından müvekkili şirkete keşide edilen Bakırköy …. Noterliğinin 30.06.2020 tarih … yevmiye no.lu ihtarnamesi ile farklı bir konuya ilişkin olarak hukuka aykırı çeşitli ithamlarda ve taleplerde bulunulduğunu, müvekkili şirket, gerek tahkim yargılaması esnasında hukuki ve cezai sorumluluklarını doğuracağını bilmelerine rağmen karşı tarafın haksız bir biçimde lehine olacak şekilde iş ve işlemler gerçekleştirmeleri gerekse taraflar arasında mevcut cezai ve hukuki nitelikteki uyuşmazlıklar dolayısıyla hakemler … ve …’nın tarafsız olmadıklarının bu nedenlerle 10.04.2019 tarihli hakem kararı ile ortaya koymuş olan gerekse taraflar arasında mevcut bulunan hukuki ve cezai uyuşmazlıklar dolayısıyla bundan sonra da tarafsız ve bağımsız olamayacakları aşikar olan hakemler … ve …’nın hakemliğinin reddi talebini havi işbu davalarının kabulüne, yargılama harç ve giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı …’ın 07/09/2020 havale tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle; Hakemlerin red usulü HMK 418 madde hükmüne aykırı olduğunu, davacının 418/2 ve 418/3 maddelerindeki red talebi sürelerine riayet etmediğini ve süreleri geçirdikten sonra iş bu davayı açtıklarını, davanın sürelere uyulmadığından reddedilmesi gerektiğini, dava dışı …. Aş. ‘nin tam bölünme ile , meydana gelen …nyüzü İnşaat Tur. Tic. Aş. Ve ….İnş. Tük. Mad. Tic. Aş. Bakırköy ….. Noterliğinden 20/02/2020 tarih ve .. yevmiye numaralı ihtarla …’ün yerine hakemin belirlenmesi hususlarının görüşülmesi için …. numaralı …. Mall adresinde 28.02.2020 tarih ve …. yevmiye sayılı tutanakta …. İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti. Vekili … ” ihtarnamesinde yer alan iddialara ilişkin itiraz hakkımız saklı kalmak kaydıyla 3. Hakem seçimine ve tahkim süresinin yeniden işletilmesine muvafakatimiz yoktur” diyerek imzaladığını, davacının 3. Hakem seçimi sürecinden 28/02/2020 tarihinde haberdar olmakla hakemlerin red talebi , süresinde yapılması gerektiğini, davacının, hakemler … , … ve … tarafından T.C. Kanunları ve özellikle HMK kuralları dışında tamamen hakkaniyet ve yerleşmiş uygulamalara göre 2/3 oranıyla karar verilmek üzere davasının açıldığını, …. İnş. ve Tük. Mad. Aş.’nin ortağı … , davacının davasını açtıktan hemen sonra, üç hakem , davacı …. ‘nun temsilcisi …. …., …. İnşaat temsilcisi …l’ün bulunduğu kişilerin katıldığı …. AVM ‘de bir toplantı düzenleyerek, ….’ … … AVM.’nin ortağı idi, ne hissesini ne de parasını veremedik, o da bizlerden ve diğer ortaklarımızdan (.. ve …. İnş.) Bu güne kadar bir talepte bulunmadı, %1 payının 2019 yılı itibariyle 3.200.000 USD tutarındaki alacağını , herkes hissesine düşen miktarı ödeyelim ki, …’ın tarafsızlığına zarar vermeyelim” dediğini, kendisininde alacağının 10 yıldır ödenmediğini, unuttuğunu, verilmezse öbür dünyada alacağını, bu mesele ile irtibat kurulmasının onu üzeceğini, ödense de ödenmese de tarafsızlığına bir halel getirmeyeceğini söylediğini, davacı …. bu konuşmayı bizzat dinlediğini, davacıya , Bakırköy … Noterliğinden ihtarla ” Evin tapusunu 31/01/2019 tarihinde vereceğini ve evi ve anahtarları 09.02.2019 tarihli tutanakla teslim ettiğini, aramızdaki safahatı da kısaca izah ederek 7 gün içinde tapunun verilmesine” dair ihtar çektiğini, davacı 07.07.2020 tarih …. yevmiye ile Büyükçekmece …. Noterliğinden çektiği cevabı ihtar ile ”geçerli bir sözleşme yapılmadığından talebimizin değerlemeye alınamayacağını , 800.000 USD alacak ve ibranamenin de anlaşılamadığı…” şeklinde beyanda bulunduğunu, ablasının vefatı sebebiyle 08.04.2019 tarihinde toplanamadıklarını ve 10.04.2019 günü toplantıya telefonla katılmayacağını bildiren … hariç , diğer iki hakem toplanarak karar verdiklerini, …’e imza açtıklarını ve imza için beklerken bilahare istifa ettiğinden karar bu şekilde kaldığını, ancak hakem … ‘ün tüm toplantılara katıldığı gibi 05/04/2019 tarihli toplantıya da katıldığı ve böylece diğer iki hakemin fikir ve kanaatini öğrendiğini ve değerlendirilen taslak karardan bir nüsha aldıktan sonra, bildiği halde bir dahaki toplantıya katılmayan … ‘ün nasıl bir niyette olduğunun değerlendirilmesini talep ettiğini, bu aşmaya kadar en titiz şekilde tüm işlemler ve kararlar yerine getirilirken , taraflardan gelen hiç bir itiraz , ikaz yokken , 10.04.2019 tarihinde tutulan , istifa ettiğinden imzası veya muhalefet şerhi bulunmayan karar tutanağı ve 17.04.2019 tarihli gerekçeli karar ile tarafsız olmadığını bu nedenlerle haksız ve yersiz davanın reddi ile harç ve yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı … ‘nın 09/09/2020 havale tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle;Hakemlerin red usulü HMK 418 madde hükmüne aykırı olduğunu, davacının 418/2 ve 418/3 maddelerindeki red talebi sürelerine riayet etmediğini ve süreleri geçirdikten sonra iş bu davayı açtıklarını, davanın sürelere uyulmadığından reddedilmesi gerektiğini, dava dışı … Aş. ‘nin tam bölünme ile , meydana gelen … İnşaat Tur. Tic. Aş. Ve…. İnş. Tük. Mad. Tic. Aş. Bakırköy … Noterliğinden 20/02/2020 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarla …’ün yerine hakemin belirlenmesi hususlarının görüşülmesi için … numaralı …. adresinde 28.02.2020 tarih ve 12738 yevmiye sayılı tutanakta …. İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti. Vekili … ” ihtarnamesinde yer alan iddialara ilişkin itiraz hakkımız saklı kalmak kaydıyla 3. Hakem seçimine ve tahkim süresinin yeniden işletilmesine muvafakatimiz yoktur” diyerek imzaladığını, davacının 3. Hakem seçimi sürecinden 28/02/2020 tarihinde haberdar olmakla hakemlerin red talebi , süresinde yapılması gerektiğini, davacının, hakemler … , … ve … tarafından T.C. Kanunları ve özellikle HMK kuralları dışında tamamen hakkaniyet ve yerleşmiş uygulamalara göre 2/3 oranıyla karar verilmek üzere davasının açıldığını, …. İnş. ve Tük. Mad. Aş.’nin ortağı …., davacının davasını açtıktan hemen sonra, üç hakem , davacı …. ‘nun temsilcisi …. …., …. İnşaat temsilcisi ….’ün bulunduğu kişilerin katıldığı …. AVM ‘de bir toplantı düzenleyerek, …. ” … …. AVM.’nin ortağı idi, ne hissesini ne de parasını veremedik, o da bizlerden ve diğer ortaklarımızdan (… ve …. İnş.) Bu güne kadar bir talepte bulunmadı, %1 payının 2019 yılı itibariyle 3.200.000 USD tutarındaki alacağını , herkes hissesine düşen miktarı ödeyelim ki, …’ın tarafsızlığına zarar vermeyelim” dediğini, Baş Hakem ….’ta alacağının kendisine 10 yıldır ödenmediğini, artık unuttuğunu, vermezseniz öbür dünyada alacağım, Bu mesele ile irtibat kurulması beni üzere, ikisini ayırt etmeliyiz, ödense de ödenmese de tarafsızlığıma bir halel getirmeyeceğini söyledi” davacı ….’da bu konuşmayı dikkatlice dinlediğini, hepiniz ödeme yapacaksanız bizde yaparız dediğini, daha sonra Baş Hakem, … ‘ın 16/01/2019 tarihinde … …. ile … ….’nun kendi ofisine geldiklerini ve … Sitesinde …. Evlerinden …. nolu villayı kendisine (… Beye) , …. Avm’deki 800.000 USD lik hissesine düşen borca karşılık verdiklerini, satış sözleşmesi ve ibraname yaptıklarını … Bey ‘in kendisine anlattığını, …. , ….’na ihtar çektiğini ve tapuyu istediğini, ….’nun ihtara cevap vermediğini, sözleşmenin geçersiz olduğu şeklinde itiraz ettiğini … Bey Temmuz 2020 tarihinde anlattığını, 08/04/2019 tarihinde Başhakem …’ın ablasının vefatı nedeniyle bir önceki toplantıda karşılaştırılan 08.04.2019 tarihinde toplanamadıklarını, daha sonra 10.04.2019 günü toplanılacağı kararı her zamanki gibi sekretarya tarafından hakemlere bildirildiğini, hakemleren ikisi belirlenen gün ve saatte toplantı da hazır olduğu halde toplantıya telefonla katılamayacağını bildiren … hariç, diğer iki hakem toplanarak önceki toplantıda diğer hakem …’ün sorusu üzerine kendisine deklere edilmiş olan düşünceleri doğrultusunda karar vererek, iki hakemin imzasıyla diğer hakem …. ‘e imza açtıklarını ve imzalaması için beklenirken imzaya gelmeyip bilahare istifa ettiğini watsaptan bildirdiğini, bu nedenle karar iki hakemle imzalandığını, davacının hakem olarak tarafsızlığını yitirdiğine ve taraf haline geldiğine ilişkin karar aşamasına kadar , böyle bir iddia da bulunmayan ve alacaklarının karardan sonra asılsız ve gerçeklerle bağdaşmayan iddia ve ithamlarını asla kabul etmediğini, açılan davanın reddine karar verilmesini , harç ve yargılama giderlerinin davacının uhdesinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava,HMK’nın 418/4 ncü maddesi uyarınca hakemin reddi istemine ilişkindir.
HMK’nın 415 ve 416 ncı maddelerinde hakem sayısı ve hakemin seçim usulü düzenlendikten sonra aynı kanunun 417 nci maddesinde hakemin reddi sebepleri sayılmıştır.Anılan madde hükmü ise “Kendisine hakemlik önerilen kimse, bu görevi kabul etmeden önce tarafsızlık ve bağımsızlığından şüphe edilmeyi haklı gösteren durum ve koşulları açıklamak zorundadır. Taraflar önceden bilgilendirilmemiş oldukları takdirde hakem, daha sonra ortaya çıkan durumları da gecikmeksizin taraflara bildirir.
(2) Hakem, taraflarca kararlaştırılan niteliklere sahip olmadığı, taraflarca kararlaştırılan tahkim usulünde öngörülen bir ret sebebi mevcut bulunduğu veya tarafsızlığından şüphe edilmeyi haklı gösteren durum ve koşullar gerçekleştiği takdirde reddedilebilir. Taraflardan birisinin kendisinin atadığı veya atanmasına katıldığı hakemi reddetmesi, yalnızca hakemin atanma tarihinden sonra öğrenilen ret sebeplerine dayanılarak yapılabilir.”şeklindedir.
Yukarıda sözü geçen kanunun 418 nci madde hükmü “Taraflar, hakemin reddi usulünü serbestçe kararlaştırabilirler.
(2) Hakemi reddetmek isteyen taraf, hakemin veya hakem kurulunun seçiminden ya da hakemin reddi talebinde bulunabileceği bir durumun ortaya çıktığını öğrendiği tarihten itibaren iki hafta içinde ret talebinde bulunabilir ve bu talebini karşı tarafa yazılı olarak bildirir. Reddedilen hakem kendiliğinden çekilmez veya diğer taraf reddi kabul etmez ise ret hakkında, hakem kurulunca karar verilir.
(3) Hakem kurulundan bir veya birden çok hakemin reddini isteyen taraf, ret talebini ve gerekçesini hakem kuruluna bildirir. Ret talebinin kabul edilmediğini öğrenen taraf, bu tarihten itibaren karara karşı bir ay içinde mahkemeye başvurarak bu kararın kaldırılmasını ve hakem veya hakemlerin reddine ilişkin talep hakkında karar verilmesini isteyebilir.
(4) Seçilen hakemin veya hakem kurulunun tümünün ya da karar çoğunluğunu ortadan kaldıracak sayıda hakemin reddi için ancak mahkemeye başvurulabilir. Mahkemenin bu fıkra uyarınca vereceği kararlara karşı kanun yoluna başvurulamaz.
(5) Seçilen hakemin veya hakem kurulunun tümünün ya da karar çoğunluğunu ortadan kaldıracak sayıda hakemin ret talebini mahkemenin kabul etmesi hâlinde tahkim sona erer. Ancak tahkim sözleşmesinde hakem veya hakemlerin isimleri belirlenmemişse yeniden hakem seçimi yoluna gidilir.”şeklinde olup söz konusu madde de hakemin reddi usulü düzenlenmiştir.
Somut olayda öncelikle Mahkememizin yetkili ve görevli olup olmadığı ile hakemin reddi talebinin hak düşürücü süre içerisinde yapılıp yapılmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.Kanuni düzenlemeye göre görevli ve yetkili mahkeme tahkim yeri mahkemesi olup somut olayda tahkim yerinin Bakırköy olarak belirlenmesi karşısında davaya bakma görev ve yetkisinin mahkememizde olduğu açıktır.
HMK’nın 418/2 nci maddesi hükmü ” Hakemi reddetmek isteyen taraf, hakemin veya hakem kurulunun seçiminden ya da hakemin reddi talebinde bulunabileceği bir durumun ortaya çıktığını öğrendiği tarihten itibaren iki hafta içinde ret talebinde bulunabilir ve bu talebini karşı tarafa yazılı olarak bildirir. ” şeklinde olup buna göre hakemin reddini isteyen tarafın iki hafta içinde ret talebinde bulunabilecektir.
Huzurdaki davada davacı vekili,daha önceki tahkim yargılaması sırasında davalı hakemlerin görüşlerini belli edip yanlı yargılama yaptıklarını,verilen hakem kararının iptilina karar verildiğini,hakemlerin taraflar arasında mevcut bulunan hukuki ve cezai uyuşmazlıklar dolayısıyla bundan sonra da tarafsız ve bağımsız olamayacaklarından bahisle hakemlerin reddine karar verilmesini istemiştir.Dosyaincelendiğinde reddi istenen hakemlerin iştirak ettiği hakem heyeti kararının 10/04/2019 tarihi olduğu,davacının bu hakem heyeti kararının iptali istemi ile 17/05/2019 tarihinde …. Bölge Adliye Mahkemesi 15 nci Hukuk Dairesine başvurduğu,anılan mahkemenin 16/07/2019 gün ve 2019/11 esas,2019/14 karar sayılı ilamı ile hakem heyeti tarafından verilen kararın iptaline karar verildiği,verilen kararın temyiz kanun yoluna başvurulması sonucu Yargıtay … nci Hukuk Dairesine gönderildiği ve söz konusu Yargıtay Dairesinin 19/12/2019 tarih ve ….. esas,…karar sayılı ilamı ile onandığı ve onama ilamının tebliği ile kesinleşme şerhinin 25/02/2020 tarihinde ilgili Mahkemece yapıldığı anlaşılmıştır.Buna göre davacı iddiasına göre tarafsız olmadıkları sebebiyle reddettiği hakemlerin verdiği ve iptal edilen kararın yanlı olduğunu Yargıtay ilamının kendisine tebliği edilmesi ile öğrenmiştir.Dosyada Yargıtay ilamının tebliğ evrakı bulunmamakla birlikte ilgili mahkemece kesinleşme işlemi 25/02/202 tarihinde yapıldığı anlaşıldığından öğrenmenin bu tarih olarak kabul edilmesi gerektiği bu tarihten dava tarihine kadar yasada belirtilen 2 haftalık hak düşürücü sürenin dolduğu anlaşıldığından hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşılmakla açılan davanın reddi gerekmektedir.Bir an için davanın süresinde açıldığı kabul edilse dahi davacı hakemlerin daha önce tahkim yargılamasında görev alıp karar vermeleri nedeniyle görüşlerini bildirdikleri bu nedenle yanlı olduklarını ve bir hakemin davacı şirkete ihtarname çekmesi nedeniyle tarafsız olamayacağını iddia etmiş ise de,anılan hususlar kanun koyucunun aradığı anlamda ret sebebi olarak kabul etme imkânının bulunmaması nedeniyle de reddi gerekecektir.
Tüm bu nedenlerle,davacının,hakemin reddi davasını yasada belirtilen 2 haftalık hak düşürücü süre içerisinde açmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının, davasının hak düşürücü süre içerisinde açmadığı anlaşıldığından davanın hak düşürücü süre nedeniyle REDDİNE,
2-Harç alındığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafından peşin olarak yatırılan ¨345,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Davacı vekili, davalılar ile müdahil vekilinin yüzlerine karşı HMK’nun 418/4-son cümlesi uyarınca kesin olarak oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/09/2020
Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip …
☪e-imzalıdır.☪
“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”