Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/449 E. 2020/880 K. 21.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/449
KARAR NO : 2020/880

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/03/2020
KARAR TARİHİ : 21/12/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile davalı tarafın 2 adet fatura örneğinde görüldüğü şekilde davacıya sıfır tüketim karşılığı 21.954,58.-TL ve 11.275,56.-TL olmak üzere toplamda 33.203,83 TL haksız borç tahakkuk ettirdiğini ve bu sözde borca istinaden davacının enerjisinin kesildiğini, davacı taraf enerjinin kesilmesi üzerine bu bedeli faiziyle birlikte 33.262,83 TL olarak ödemek zorunda kaldığını, söz konusu faturalarda da tüketim miktarının sıfır olduğunun açık şekilde görüldüğünü, ancak davacı tarafın enerjinin kesilmesi üzerine (açılması için) bu ödemeyi yapmak zorunda kaldığını, belirtilen haksız ödemenin iadesi için taraflarınca Büyükçekmece ……. İcra Müdürlüğünün …… E. sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, ancak borçlu tarafın haksız ve kötü niyetli itirazı üzerine takibin durduğunu bu nedenlerle davanın kabulüne, davalı borçlunun Büyükçekmece ……. İcra Müdürlüğünün …… E. sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız ve kötü niyetli itirazın iptaline, takibin devamına, borçlunun %20 tazminata mahkumiyetine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa aidiyetine karar verilmesi talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile davacını zorunlu arabuluculuk şartını yerine getirmediğini, davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, müvekkili şirketin kayıtlarında yapılan inceleme neticesinde; 07.11.2019 tarihinde …… sayılı tüketim noktasına ait mahalde müvekkili şirket görevlileri tarafından yapılan incelemede R fazına ait gerilim ucu S fazına ait gerilim uçlarının ters bağıntı yapılarak sayacın eksik kayıt yapması sağlandığı tespit edilerek ……. nolu kaçak tutanağı tanzim edildiğini, İlgili tutanağa istinaden davacı aleyhine, 17071 kWh karşılığı 21.954,58-TL kaçak faturası ve 14606 kWh karşılığı ceza bedelsiz 11.275,56-TL ek tahakkuk faturası oluşturulduğunu, elektrik faturasını ödemeyen davacının perakende satış sözleşmesi görevli tedarikçi şirket olan …… tarafından feshedilmiş ve elektriği kesildiğini, davacının elektriğinin kesilmesi neticesinde ödeme yaptığını, daha sonrasında Büyükçekmece ……. İcra Müdürlüğü’nün ……. Esas sayılı dosyası ile haksız şekilde ödediğini iddia ettiğini 21.954,58-TL ve 11.275,56-TL’lik tahakkuk bedellerinin tahsilini talep eden icra emrini müvekkili şirkete gönderdiğini, müvekkili şirket aleyhine olan icra emrine itiraz ettiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Büyükçekmece …… Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararı verilerek dosyanın mahkememize tevzi edilmiştir.
HMK’nın 114/1 nci maddesinde dava şartları tahdidi olarak sayıldıktan sonra anılan maddenin ikinci fıkrasında da “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” hükmü ile diğer kanunlarda dava şartlarına ilişkin düzenlemelerinde dikkate alınması gerekliliğine vurgu yapılmıştır.
Sözü geçen Kanun’un 115 nci maddesi hükmü de “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
(2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” şeklinde olup buna göre Mahkeme’nin dava şartı noksanlığı hâlinde yapacağı işlemler düzenlenmiştir.
7155 sayılı Kanun’un 20 nci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklene 5/A maddesinde ise “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmü uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülecek olan bazı davalarda,dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması dava şartı hâline getirilmiştir.
Yine 7155 sayılı Yasa ile değişik 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi hukmü ise “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir.
Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” şeklinde olup madde ile arabulucuya başvuruyu dava şartı olarak kabul edilen davalarda, arabulucuya başvurmadan dava açılması hâlinde yapılacak işlem düzenlenmiştir.
“…İlk derece mahkemesi’nce “…Huzurda açılan dava, ticari şirketler arasındaki ticari işten kaynaklandığı için mahkememizin görevli olduğu, davanın görevsiz asliye hukuk mahkemesinde 04.11.2019 tarihinde açıldığı, 05.11.2019 tarihinde verilen görevsizlik kararı sonrası davacı vekilinin dava şartı kapsamında arabulucuya başvurduğu, tarafların anlaşamadığına dair anlaşmazlık son tutanağının 13.12.2019 tarihinde düzenlendiği, davacı vekilinin 16.03.2020 tarihinde dosyanın görevli Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesi için başvuruda bulunduğu, görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine dosyanın mahkememize gönderildiği, görevsiz mahkemede dava açılmış olsa bile davanın açılma tarihinin görevsiz mahkemeye başvurma tarihi olduğu göz önüne alındığında davanın görevsiz mahkemeye açıldığı tarihte arabulucuk dava şartı yerine getirilmediği, 7155 sayılı kanun ile ticari davalarda zorunlu hale getirilen arabuluculuğun tamamlanabilir bir dava şartı olmadığı anlaşılmakla dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden REDDİNE…” karar verilmiştir. İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, dava şartı noksanlığının hükümden evvel, mahkemece fark edilmeden ve taraflarca ileri sürülmeden tamamlanmış olduğunu, arabuluculuk anlaşma tutanağı tarihi 13.12.2019 iken eldeki davanın Ankara …… Asliye Ticaret Mahkemesi ……. esas sayılı dosyasına kaydının yapıldığı tarihin 21.07.2020 olduğunu, hal bu iken arabulucuya başvurulmadan dava açıldığı gerekçesiyle işbu davanın usulden reddine karar verilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.Uyuşmazlık, dava şartı arabuluculuk koşulunun yerine getirilip getirilmediği noktasında toplanmaktadır.HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına; 6325 Sayılı HUAK’nın 18/A, 2 fıkrasına göre dava açılmadan önce arabulucuya başvurup anlaşamama tutanağının (son tutanağın) aslının veya onaylı örneğinin dava dilekçesine eklenmesinin zorunlu olup, davanın arabulucuya başvuru yapılmadan, doğrudan açıldığının sabit olmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir…” T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi, ……. Hukuk Daires ……. Esas, ….. Karar.
Dosya tüm deliler ile birlikte değerlendirildiğinde; dava açılmadan önce arabulucuya başvurup anlaşamama tutanağının (son tutanağın) aslının veya onaylı örneğinin dava dilekçesine eklenmesinin zorunlu olup, davanın arabulucuya başvuru yapılmadan, doğrudan açıldığı anlaşılmakla davanın 7155 Sayılı yasa ile değişik 6102 Sayılı TTK’nun 5/A ve aynı sayılı yasa ile değişik 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesinin birinci fıkrası uyarınca arabulucuğa başvurulmasına ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
HMK 114/2 ve 115/2 md gereğince,arabulucuya başvuruya ilişkin dava şartının noksanlığı nedeniyle DAVANIN USULDEN REDDİNE,
1-Alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
2-Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Davalının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilen 4.080,00 -TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4- Davalı tarafından sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
5- Karar kesinleştiğinde artan gider avansının taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/12/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”