Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/434 E. 2022/608 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/434 Esas
KARAR NO : 2022/608

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/07/2020
KARAR TARİHİ : 31/05/2022
K. YAZIM TARİHİ : 26/07/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri ile borçlu taraf arasında ticari ilişki bulunduğunu, davalı ile yapılan alışveriş sonrasında alacak bakiyesi doğduğunu, alacağın yapılan tüm ihtarlara rağmen ödenmediği, bu nedenle davalı hakkında Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası kapsamında takibe geçilmiş olduğu, haksız itiraz edildiği gerekçesi ile itirazın iptali, takibin devamı ve % 20 icra inkâr tazminatı talep edilmiştir
CEVAP:
Davalı vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; yetkili mahkemenin Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, müvekkilinin davacı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacı tarafça sunulan faturaya itiraz edildiğini beyanla davanın reddini, davacının en az %20 haksız icra, kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
UYAP ortamından celp edilen Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı alacaklının asıl alacak olan 112.587,62 TL alacak üzerinde borçlu aleyhine 25/12/2019 tarihinde ilamsız icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin borçluya 28/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun vekili aracılığıyla 30/12/2019 tarihinde ve süresi içinde borca, faize ve takibin tüm ferilerine itiraz ettiği ve itiraz nedeni ile takibin durduğu görüldü.
Dosyaya sunulan 22/06/2021 tarihli bilirkişi SMMM …. tarafından düzenlenen kök raporda; davacının 2019 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi (25.12.2019) itibariyle davacının davalıdan 112.587,84 TL (19.380,42 USD) alacaklı olduğu, davalının 2019 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalının ticari defterlerine göre; takip tarihi (25.12.2019) itibariyle davalının davacıya 4.931,00 TL borçlu olduğu, özetle, takip tarihi itibari ile taraf ticari defterleri arasındaki cari hesap farkının 107.656,84 TL olduğu, mezkur farkların davacı ticari defterlerinde kayıtlı olup davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmayan işlemler borç/alacak mahsubunun 1.158.043,29 TL olduğu, davacı ticari defterlerinde kayıtlı olup davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmayan işlemler borç/alacak mahsubunun 1.270.630,78 TL olduğu, taraflar arasındaki USD cari hesap ekstrelerinin 06.12.2019 tarihi itibari ile birbiri ile uyumlu olduğu, 06.12.2019 tarihli TL cari hesap ekstreleri arasındaki cari hesap farklılıklarının kur farkından kaynaklı olduğu, bunun yanı sıra Taraf ticari defterleri arasındaki diğer kalan farkın; davacı ticari defterlerinde kayıtlı olup davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmayan 7 adet (12.936,67 + 10.750,72 TL + 2.561,85 + 18.190,79 + 32.118,64 + 36.028,95 + 27.163,32) 139.750,94 TL tutarlı faturaların davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklı olduğu, taraf ticari defterleri arasında cari hesap farkına neden olan 6 adet (12.936,67 +10.750,72 TL + 2.561,85 + 18.190,79 + 32.118,64 + 36.028,95) 112.587,62 TL tutarlı faturaların içeriğinin kusurlu ürün ve iade faturasından kaynaklı olduğu mezkur faturaların içeriğinin uzmanlık alanı dışında olduğundan hesaplama dışı bırakılmasının gerekeceği, bunun yanı sıra taraflar arasında ihtilaf konusu olan 19.12.2019 tarihli …. no.lu 27.163,32TL tutarlı kur farkı faturasına konu daha önce kesilmiş davalının kabul etmiş olduğu kur farkı faturasının veyahut taraflar arasında imzalanmış sözleşmede kur farkına ilişkin dayanak istenmiş olmakla davacı taraftan rapor tarihine kadar herhangi bir evrak sunulmadığından mezkur faturanın da hesaplama dışı bırakılması gerekeceği, neticeten, yukarıda izah edilen gerekçelerle kur farkı faturalarının davacı yanca dayanaklandırılmadığından ispata muhtaç olduğu, 112.587,62 TL tutarlı faturaların içeriğinin kusurlu ürün ve iade faturasından kaynaklı uyuşmazlığa ilişkin içeriğin uzmanlık alanımız dışında olduğundan uzman teknik bilirkişi tarafından değerlendirilmesi gerekeceği kanaatine varılmış olduğu belirtilmiştir.
Dosyaya sunulan 24/03/2022 tarihli bilirkişi SMMM …. tarafından düzenlenen ek raporda; taraflara ait Ba-Bs bildirim formlarının incelemesinde davacının Ba bildirim formu ile davalının Bs bildirim formunun birbiri ile uyumlu olduğu, ancak davacının Bs ile davalının Ba formu arasında (1.844.644,00 TL – 1.649.516,00 TL) 195.128,00 TL tutarında fark bulunduğu, taraflar arası ihtilaf konusu faturaların davalı tarafından davacıya iade edilmiş olduğu, mahkemenin 22.10.2021 tarihli ara kararında “davacı vekilince bilirkişi raporunda taraflar arasında ihtilaflı olduğu belirtilen ve davalı tarafından davacıya iade edilen 16.12.2019 tarihli örme kumaş konulu 5 adet faturaya konu malların teslimine ilişkin sevk irsaliyesi asılları ile testime ilişkin tüm bilgi ve belgeleri sunmak üzere ve 16.12.2019 tarihli diğer gelirler açıklamalı fatura içeriğini açıklamak (faturaya konu mal ise söz konusu faturaya konu malların davalıya teslimine ilişkin sevk irsaliyesi aslı ile teslime ilişkin tüm bilgi ve belgeleri sunmak) üzere 2 haftalık kesin süre verilmesine” şeklinde karar verilmiş olduğu, ancak davacı tarafından kök rapor sonrası ve karar sonrası tarafımıza veyahut mahkemeye sunulmuş bir evrak bulunmadığından kök rapordaki görüş ve kanaatini değiştirecek bir olgunun bulunmadığı, mevcut veriler çerçevesinde mahkemece ihtilaf konusu fatura içeriklerine ilişkin tevsik edici vesikaların davacı yanca sunulmadığından davacı alacağının ispata muhtaç olduğu kanaatine varılmış olduğu belirtilmiştir.
Huzurda görülen dava itirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.

Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosya ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının cari hesap alacağından kaynaklı davalı aleyhine başlattığı icra takibine davalının itirazı sonucunda işbu davayı açtığı görülmüştür. Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonunda düzenlenen bilirkişi raporunda davacı ve davalı şirketin ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu; davalı ticari defterlerine göre icra takip tarihi itibariyle davalının davacıya 4.931,00 TL borçlu olduğu; davacının ticari defterlerine göre davalının davacıya 112.587,84 TL borçlu olduğu tespit edilmiştir. Davalı tarafından cevap dilekçesi ile ayıp iddiasında bulunulmadığından faturaya konu mallar üzerinde ayıba yönelik bilirkişi incelemesi yaptırılmamıştır. Bilirkişi kök raporunda ihtilaflı olduğu belirtilen ve davalı tarafından iade edilen faturalara konu malların davalıya teslimine ilişkin tüm bilgi ve belgeleri sunmak üzere davacıya kesin süre verilmiş olup; verilen kesin süreye rağmen davacı tarafından faturalara konu malların davalıya teslim edildiği yönünde dosyaya herhangi bir bilgi ve belge sunulmamıştır. Bu nedenle davacının bu faturalar yönünden talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Yine davacı tarafça 19/12/2019 tarihli kur faturasına yönelik talebinin, davalı tarafından daha önce kabul edilmiş ve ödenmiş bir kur farkı faturasının veya kur farkına ilişkin taraflar arasında yazılı bir sözleşme olmaması nedeni ile reddine karar verilmiştir. Tekniğine uygun ve denetime elverişli olarak düzenlendiği kabul edilen bilirkişi kök ve ek rapor doğrultusunda davanın 4.931,00 TL bakımından kabulü ile kabul edilen tutarın %20’si oranında takdir edilen icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye alacak talebi bakımından ise ispatlanamayan davanın reddine; davacının icra takibi başlatmakta kötü niyetli olduğu davalı tarafından ispatlanamadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜ ile davalının Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın 4.931,00 TL asıl alacak yönünden İPTALİ ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanunun 2/2. maddesi uyarıca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2- Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
3- Alacağın likit olması nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin KABULÜ ile takdiren kabul edilen asıl alacak tutarının %20’si oranında hesaplanan 986,20 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Şartları oluşmayan davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
5-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 336,83 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 1,922,72 TL nispi harçtan mahsubu ile Hazine’ye irat kaydına, bakiye 1.585,89‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
6-Davacı tarafından sarf olunan (1.300,00 TL bilirkişi ücreti + 120,100 TL posta ücreti tebligat, müzekkere masrafından ibaret) 1.420,10 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına (%4,38 Kabul oranı) göre hesaplanan 62,20 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine; bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı tarafından yatırılan 7,80 TL vekalet harcı, 54,40 TL başvurma harcı ve 336,83 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
10-Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 4.931,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11- Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 14.177,38 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
12-6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin kabul ve red oranına (%4,38 Kabul oranı) göre hesaplanan 57,81 TL’sinin davalıdan, 1.262,19 TL’sinin davacıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davalı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/05/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır