Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/403 E. 2020/850 K. 15.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/403
KARAR NO : 2020/850

DAVA : İpotek (Terkin İstemli)
DAVA TARİHİ : 21/01/2014
KARAR TARİHİ : 15/12/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan İpotek (Terkin İstemli) davasının dosya üzerinde yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili Silivri Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne verdiği 21/01/2014 harçlandırma tarihli dilekçesini özetle; davacının İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün ……. sicil sayısında kayıtlı olarak un üretimi faaliyetinde bulunan bir şirket olduğunu, 04/04/2012 tarihinde şirket ortaklarından …, …… ve …… ile ……. arasında imzalanan sözleşme ile; satış bedelinin ¨1.000.000,00 olarak tespit edilerek davacı şirketin gayrimenkulü üzerinde satış bedelini teminen … lehine ¨1.000.000,00 bedelli ipotek tesisine karar verildiğini, sözleşmede imza eksiği bulunmasına rağmen 10/04/2012 tarihinde şirket müdürü sıfatıyla ….. tarafından hiçbir Yönetim Kurulu veya Genel Kurul kararı olmadan söz konusu sözleşme hükmüne istinaden müvekkili şirkete ait gayrimenkul üzerine davalı lehine 2.derecede ¨1.000.000,00 bedelle ipotek tesis ettirdiğini, Genel Kuruldan izin alınmadan şirket gayrimenkulü üzerinde yönetim kurulu üyesi/ortağı …….’nun oğlu olan …..’nun borcu için yine şirket yönetim kurulu üyesi olan …’na şirket gayrimenkulü üzerinde ipotek tesisinin yasaya ve içtihatlara açıkça aykırı olup iptalini talep ettiklerini, hisse devir sözleşmelerinin geçerliliği için imzası noter tarafından tasdik edildiğini, yazılı sözleşme olması koşulunu şart koşan Türk Ticaret Kanunu 595’nci Maddesi (mülga Kanun 520’nci madde) karşısında söz konusu sözleşme kanunun aradığı şartları taşımadığından, geçerli olmayıp geçersiz sözleşmeye göre şirket gayrimenkulü üzerinde tesis edildiği ipotek işlemi de geçersiz, iptale tabi bir işleme olduğunu, Türk Ticaret Kanunu’nun 395’nci Maddesinde şirketle işlem yapma ve şirkete borçlanma yasağı düzenlemiş olup, ilgili madde, Yönetim Kurulu üyesinin genel kuruldan izin almadan şirketle kendisi veya başkası adına işlem yapamayacağını, aksi halde şirketin yapılan işlemin iptalini talep edebileceğinin düzenlendiği, Mülga kanun 334. Maddesi de aynı hükmü içermekte olduğunu,Türk Ticaret Kanunu 395’nci Maddenin ikinci Fıkrası da; yönetim kurulu üyelerinin pay sahibi olmayan yakınlarının şirkete nakit borçlanamayacağı, bu kişiler için şirketin kefalet garanti ve teminat veremeyeceğini açıkça düzenlendiği, ….., …… ve ……. işlem tarihi itibariyle, şirkette pay sahibi olmadığı ve babalarının yönetim kurulu üyesi olduğunu, TTK 395/2’nci maddesi kapsamında şirketin bu kişilerin borçları için teminat olarak ipotek vermesinin açıkça yasaya aykırı olduğunu, açıklanan nedenlerle, müvekkili şirkete ait İstanbul ili …… köyü….. pafta, ….. ada ……. parselde kain 9842,55 m2 yüzölçümlü arsa vasıflı gayrimenkul üzerinde davalı lehine tesis edilmiş olan ¨1.000.000,00 bedelli 2’nci derecedeki ipoteğin terkinine, dava sonuçlanıncaya kadar söz konusu ipotek nedeniyle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılmaması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini,yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Silivri ……. ncü Asliye Hukuk Mahkemesi’nce yargılama görevinin Asliye Ticaret Mahkemelerinde olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilerek ve verilen kararın kesinleşmesi üzerine dosyanın mahkememize intikalinin sağlandığı anlaşılmıştır.
SAVUNMA:
Davalı vekili tarafından Mahkememize sunulan cevap dilekçesinde;sözleşmede …….’nun imzası bulunmasa da hisse satışlarına izin ve muvafakatının bulunduğunu,10/04/2012 tarihinde tesis edilen ipotekte ¨1.000.000,00 hisse payı devir bedelinin süresinde ödenmemesi hâlinde şirketin müteselsil kefil olarak bu bedeli ödeyeceğini taahhüt ettiğini, davalının şirket tüzel kişiliğinden aldığı bu güvence ile bir gün sonra şirket hisselerini devredeceğinin kararlaştırıldığını ve 11/04/2012 tarihinde de yönetim kurulu kararı ile hisselerini şirket ortaklarına devrettiğini, ……. ‘nun da hisselerini şirket ortaklarına devrettiğini, bu sebeple protokole yönetim kurulu kararıyla katıldığı ve protokole icabet verdiğini, ipotek tarihinde davacı şirketin genel kurulunun bu işleme onay verecek konumda olduğunu, protokole imza koyanların aynı zamanda davacı şirkette karar yeter sayısında oy oranına sahip olduklarını, yani davacının her zaman genel kurulu toplayarak davalıya verilen ipoteği onaylama hakkına sahip olduklarını, ancak bunu yapmayarak haksız ve kötü niyetli olarak ipoteği iptal ettirmeye çalıştıklarını, ipotek tesis edilirken şirket ortaklarının haberinin olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 15/12/2020 havale tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini beyan etmiştir.
Davadan feragat,davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.Davadan feragat,davacının mahkemeye karşı yapacağı tek taraflı bir irade beyanı olup feragatın geçerliliği için bunun davalı ve mahkeme tarafından kabul edilmesine veya davalının muvafakat etmesine gerek yoktur.Somut olayda,davacı vekilinin feragat beyanı nedeniyle 6100 Sayılı HMK’nun 307-312. maddeleri gereğince,davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın feragat sebebiyle REDDİNE,
2-Feragat yargılamanın ilk celsesinden sonra vuku bulduğundan Harçlar Kanunun 22. maddesi gereğince ¨54,40 karar ve ilam harcının 2/3’üne tekabül eden ¨36,26’nin peşin yatırılan ¨17.077,50 peşin harçtan mahsubuna, fazla yatan ¨17.041,24’nin talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
3-Davalı vekili,davacıdan yargılama gideri talep etmediklerini bildirdiğinden davalının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı vekili, davacıdan vekalet ücreti taleplerinin olmadığını bildirdiğinden, davalı yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨250,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacılara İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre, Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 15/12/2020

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip …
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.