Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/396 E. 2022/229 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/396 Esas
KARAR NO : 2022/229

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/07/2020
KARAR TARİHİ : 01/03/2022
K.YAZIM TARİHİ : 16/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin mal almak için avans olarak verdiği çekleri davalının almış olmasına rağmen müvekkiline mal teslim etmemiş olması sebebiyle müvekkilinin davalıya verdiği çeklerden dolayı 254.675,00 TL borçlu olmadığının tespitine, Bedelsiz kalmış olan …. Şb. 30.04.2020 tarikli …. çek no Iu 87.05,00TL bedelli, … 30.04.2020 tarihli … çek no lu 46.000,00TL bedelli, … Şb. 31.03.2020 tarikli …. çek no lu 34.200,00TL bedelli, … Şb. 31.03.2020 tarihli … çek nolu 87.400,80 TL bedelli çek davalı yanda ise müvekkiline iadesine, çekin bedelsiz kaldığının tespitine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesi dava ve talep edilmiştir.
CEVAP:Yapılan usulüne uygun tebligata rağmen davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Dosyaya sunulan 23/11/2021 tarihli bilirkişi SMMM … tarafından düzenlenen raporda; Davacı tarafin dava konusu döneme ait 2019-2020 – hesap yılı defterlerinin usulüne uygun, birbirini doğruladığı, kayıtları ile uyumlu tutulduğu, Yevmiye, Defteri kebir defterlerinin berat ve Mali Mühürlerinin süresinde alındığı, Envanter defterinin noter açılış ve onayının süresi içinde usulüne uygun yapıldığı, mevcut hali ile HMK 222 Madde ve 6102 s. TTK 64/3 uyarınca davacı taraf defterlerinin sahibi lehine delil niteliğinin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, Dava konusu çeklerin davalı tarafa sipariş avansı olarak verildiği, davalı tarafın, aldığı avans çeklerine karşılık mal veya hizmet faturasımı düzenlemediği, davacı tarafa mal veya hizmet verdiğine dair herhangi bir kayıt tespit edilmediği veya davalının bu yönde dava dosyasına herhangi bir somut belge sunmadığı, bu nedenle, davacı tarafın söz konusu çeklerden kaynaklı davalı tarafa borçlu bulunmadığı, söz konusu çeklerin bedelsiz kaldığı, davacının, incelenen ticari defterlerine göre davalı taraftan, dava tarihi itibarıyla 254.675,00 TL alacaklı olduğu, Davalı taraf defterleri incelemeye ibraz edilmediğinden, davacı taraf defter ve kayıtlarına itibar edilmesi gerektiği, bu duruma göre; Davalı tarafın incelemeye defter ve belgelerini ibraz etmemiş olması hususunda HMK’nın 222. maddesi hükmünün takdir ve değerlemesinin Sayın Mahkemede olduğu görüş ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Huzurda görülen dava menfi tespit davasıdır.
Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır.
Menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer, fakat davacıya (borçluya) düştüğü hâller de vardır; davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukuki ilişkiyi (meselâ borcu) sadece inkâr etmekle yetinmekte ise, yani bu hukuki İlişkinin (borcun) hiç doğmadığını ileri sürmekte ise ispat yükü davalıya düşer. Çünkü hukuki ilişkinin (borcun) varlığını iddia eden davalı olduğu için, ispat yükü davalı alacaklıya düşer (6100 sayılı HMK m. 190; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) m.6). Fakat, alacaklının dayandığı senedin karşılıksız olduğunu ispat yükü, davacıya (borçluya) düşer. Bunun gibi, davacı (borçlu), davalının (alacaklının) iddia ettiği alacağın ödeme, ibra ve takas gibi bir nedenle son bulduğunu ileri sürerse, bu iddiayı ispat yükü de davacı borçluya düşer. (Kuru-El Kitabı, s.370 ilâ 372)
Menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitine yöneliktir. Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır.
Dayanılan hukuki ilişkinin gerçekten mevcut olmadığı icra takibine maruz kalmadan önce (alacaklının harekete geçmesini beklemeden borçlu olmadığının tespitinde korunmaya değer bir yararı bulunması şartı ile) ileri sürülebileceği gibi, icra takibinden sonrada ileri sürülebilir. Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır. Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur.
Ancak, borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Bu halde, borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde, hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra, ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır (Hakan Pencanıtez, Oğuz Atalay, Meral Sungurtekin Özkan, Muhammet Özekes, İcra ve İflas Hukuku, s.156- 164).
Dosya ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup bilirkişi tarafından davalının ticari defter ve belgelerini ibraz etmemesi üzerinde sadece davacı tarafın ticari defter ve belgeleri incelenmiştir. Bilirkişi raporunda davaya konu çeklerin davalı kaşe ve imzası karşılığında davalıya teslim edildiği; davacı tarafın davalıdan verilen sipariş avansları hesabında 254.675,00 TL alacaklı olduğu, davalı tarafça herhangi bir mal veya hizmet teslimine konu herhangi bir faturanın davacı kayıtlarında tespit edilmediği, taraflar arasında başka herhangi bir ticari ilişkiden kaynaklı kayıt bulunmadığı belirtilmiştir. Kural olarak çek bir ödeme aracı olup mevcut bir borcun tasfiyesi amacıyla verilmektedir. Çekin ödeme dışında başka bir amaçla örneğin avans olarak verildiği iddiasının HMK’nın 200. maddesi uyarınca borçlu tarafından ispatlanması gerekir. Davacı tarafça dava konusu çeklerin mal alımı için avans olarak verildiği; ancak davalı tarafça müvekkiline herhangi bir mal tesliminin yapılmadığı iddia edilmiştir. Yapılan usulüne uygun tebligata rağmen davalı tarafından inceleme gününde ticari defter ve belgelerini ibraz etmemesi nedeni ile HMK’nın 222. maddesi uyarınca davalının ticari defter ve belgelerinin davacının ticari defter ve belgeleri ile uyumlu olduğu kabul edilmiştir. Bilirkişi raporu ile davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarında avans çeki olarak verildiği tespit edilen dava konusu çeklerin avans çeki olarak davalıya verildiği; davalı tarafından söz konusu çeklere karşılık olarak herhangi bir faturanın düzenlenmediği ve çek bedeli karşılığında herhangi bir malın davacıya teslim edilmediği hususu HMK’nın 222. maddesi uyarınca mahkememizce de kabul edilmiştir. Davaya konu çek bedellerinin ibraz edilip edilmediği ve ödenip ödenmediğinin tespiti için ilgili bankaya müzekkere yazılmış olup gelen 27/12/2021 tarihli cevabi yazıda bir kısım çeklerin bankaya ibraz edildiği ancak çek bedellerinin ödenmediği; bir kısım çekin ise bankaya ibraz edilmediği belirtilmiştir. Açıklanan nedenlerle açılan davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN KABULÜ ile davacının …. Bankası …. şubesine ait 30/04/2020 tarihli …. çek nolu 87.075,00 TL bedelli çek, … Bankası …. şubesine ait 30/04/2020 tarihli …. çek nolu 46.000,00 TL bedelli çek, …. Bankası …. şubesine ait 31/03/2020 tarihli …. çek nolu 34.200,00 TL bedelli çek ve … Bankası … şubesine ait 31/03/2020 tarihli … çek nolu 87.075,00 TL bedelli çekler nedeni ile davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 17.396,85 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 4.349,22 TL nispi harçtan mahsubu ile 13.047,63 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından sarf olunan (1.000,00 TL bilirkişi ücreti + 154,30 TL posta ücreti tebligat, müzekkere masrafından ibaret) 1.154,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine;
4-Davacı tarafından yatırılan 7,80 TL vekalet harcı, 54,40 TL başvurma harcı ve 4.349,22 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
6-Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1, maddesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 26.277,25 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/03/2022

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı