Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/387 E. 2020/782 K. 25.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/387 Esas
KARAR NO : 2020/782

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/11/2016
KARAR TARİHİ : 25/11/2020
GEREKÇELİ YAZILDIĞI TARİH : 15/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP:Davacı tarafından verilen dilekçe ile davalı tarafından hakkında Büyükçekmece …… İcra Müdürlüğünün …… Esas sayılı dosyasından kambiyo senedine dayalı olarak takip yapıldığını, davalının satış müdürü olarak çalıştığı ….. İnşaat Gayrimenkul isimli inşaat firmasında Esenyurt civarında ev almak için görüşmeler yapıldığını, 07/07/2016 tarihinde Esenyurt ….. Sokak, No:…… İnşaat D:2 adresinde bulunan taşınmaz daire için 230.000 TL karşılığında anlaşma sağlandığını, bu daire için …… Bankası ……. şubesinden konut kredisi başvurusu yapıldığını, başvurunun kabul edilmediğini, ….. Bankası …… Şubesine yapılan başvuruda ise kredi faizinin fazla olduğunu, bu nedenle evi almaktan vazgeçtiklerini, ancak tellallık ücreti olarak 10.000 TL senede dayalı takip yapıldığını, davalının herhangi bir mal satmadığını, takibin iptaline borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili davaya karşı cevabında taraflar arasında tellallık sözleşmesinin bulunduğunu, bu sözleşme gereğince tellaliye ücreti olarak taraflar arasında takip konusu olan bononun düzenlendiğini, davacının sözleşmeden caydığını, bu nedenle davanın reddine ve % 20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Mahkememizce verilen görevsizlik kararı ile Bakırköy ….. Tüketici Mahkemesinin vermiş olduğu görevsizlik kararı nedeni ile yargı yolu uyuşmazlığının tespiti için dosya İstanbul BAM …… Hukuk Dairesine gönderilmiş olup, mahkememizin yargı yeri belirlenmesi ile iş bu esas numarasını almıştır.
Bono, bağımsız borç ikrarını içeren bir senettir. Bu nedenle bir illete bağlı olması gerekmez ve kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olduğu, anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiaları iddia eden tarafa aittir. Ancak, alacak ihdas nedeni “nakten” kaydı ile senede yazılmışsa, artık buna uyulmak gerekir. Bu kayıtların aksinin savunulması senedin talili ( nedene, illete bağlanması ) anlamına gelir ki, böyle bir durumda kanıt yükümlülüğü yer değiştirir. Senedi talil eden, iddiasını kanıtlamak yükümlülüğü altına girer.
Senette borcun nedeni “mal” yada “nakit” olarak belirtilmişse, alacaklının yazılı borç sebebine dayanmaya hakkı olacağından, ispat yükü bunun aksini ileri süren tarafa ait olacaktır. Eğer yanlardan biri senet metninde yazılı kaydın doğru olmadığını söylüyorsa, lehine olan senet karinesi çürümüş sayılacak, bunun sonucu olarak da, iddiası paralelinde ispat yükünü de üstlenecektir. Buna senedin ta’lili denmektedir. Bu anlamda ta’lil senet metninde açıklanan düzenleme ( ihdas ) nedenine aykırı beyanda bulunma anlamına gelmektedir. “Nakden” ibaresi bulunan bir bonoda ödünç para alınmadığı senedin otomobil kiralama işi için teminat amaçlı verildiği iddiası karşısında, alacaklının ödünç verdiğini kanıtlamak yükümlülüğü yoktur. Senette ihdas nedeninin aksini iddia eden borçlu davacı kanıt yükü altındadır.
“…Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacı ……. ile dava dışı (tarafların babası olan) ……. arasında düzenlenen 07.05.2012 tarihli “Protokol” başlıklı adi yazılı sözleşmede davalının taraf olmadığı, bu sözleşmeye dayanarak takip konusu bonoların teminat amaçlı düzenlendiğinin ve bedelsiz kaldığının davalıya karşı ileri sürülemeyeceği, davacılar takibe konu senetlerin tanzim tarihi, bedeli ve imzası dışındaki yerlerin sonradan doldurulmasının sahtecilik olduğunu ileri sürmüş ise de, bu şekilde verilen senetlerin sonradan doldurulmasının mümkün olması, senetlerin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunun iddia ve ispat edilememesi, senetlerin teminat amaçlı verildiği ve bedelsiz kaldığı iddiasını ispatlayamaması karşısında davalının da yemin eda ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.Bölge Adliye Mahkemesince, takibin dayanağını teşkil eden bonoda bulunan “nakden” kaydının doğru olmadığı yönündeki borçlu iddiası alacaklı tarafından kabul edilmemiş olduğundan borçlu olmadığını ispat yükünün davacı borçluda olduğu, davacıların bu hususta davalıya yemin teklif ettiği ve davalı tarafın yemini eda ettiği, boş senedin verilmesi halinde senedin aradaki anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasının yazılı delil ile kanıtlanması gerektiği ancak davacıların bu hususta da yazılı delil de sunamadığı gerekçesiyle davacıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir…” T.C. Yargıtay ….. Hukuk Dairesi, ……. Esas, ……. Karar
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; Davacı komisyon sözleşmesine istinaden bononun verildiğini ancak kendisine konut kredisi çıkmaması nedeni ile başka bir yerden ev aldığını, senedin ise davalıya bu komisyon sözleşmesine istinaden verildiği, senedin anlaşmaya aykırı doldurularak takibe konu edildiği iddiasıyla senetlerin bedelsizliği nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Uyuşmazlık senetteki malen kaydının talil edilip edilmediği ve senedin üzerinin sonradan doldurulup doldurulmadığı noktasındadır. İspat hukuku bakımından konunun değerlendirilmesinde; kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf o vakıayı ispat etmeye mecburdur. Şu halde, takibin dayanağını teşkil eden bonoda bulunan “malen” kaydının da davalı tarafından doldurulduğu iddiası nedeni ile borçlu olmadığını ispat yükü davacı borçluda olacaktır. Her ne kadar davalı vekilinin duruşmada senedin komisyon sözleşmesine istinaden veriliş olduğu kabul edilmiş olsa da, boş senedin verilmesi halinde senedin aradaki anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiası da HMK madde 201 uyarınca yazılı delil ile kanıtlanmalıdır. Ancak davacı tarafından bu hususta da yazılı delil sunamamıştır. Davacının dava dilekçesi deliler kısmında vs. İbaresi olduğu, açıkça yemin deliline dayanmamış olması da dikkate alınarak açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
1-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 54,40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 170,78 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ye irat kaydına, bakiye 116,38 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
4-Sarf edilmeyen gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/11/2020

Katip …
E-İmzalı

Hakim …
E-İmzalı