Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/381 E. 2023/458 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/381
KARAR NO : 2023/458

ASIL DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
ASIL DAVA TARİHİ : 26/06/2020

BİRLEŞEN BAKIRKÖY …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
…. ESAS, … KARAR SAYILI DOSYASI

BİRLEŞEN DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 11/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA İDDİA:
Davacı vekilinin Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu 26/06/2020 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle ; “Davalı … AŞ.’nin 22.10.2018 tarihli Bayilik Sözleşmesi ile müvekkili şirketin eski bayisi olduğunu, diğer davalı … Ltd. Şti.’nin 27.09.2018 tarihli bayilik sözleşmesi ile müvekkili şirketin eski bayisi olduğunu, davalıların müvekkili şirketten almış olduğu ve alacağı petrol ürünlerinin bedelleri, krediler, ariyeten almış olduğu teçhizat ve mevcut veya akdedilecek sözleşmelerdeki hükümler, şartı cezailer ve bu alacakların faizleri dahil her ne sebeple olursa olsun borçlu bulunduğu ve ileride borçlanacağı meblağların azami 1.500.000,00 TL’ sinin teminatını teşkil etmek üzere Trafik Sicilde diğer davalı Kara Ulaşım adına kayıtlı …. plakalı ticari hatlı otobüsün üzerinde Ankara …. Noterliğince düzenlenmiş 13.02.2019 tarih …. yevmiye numaralı TİCARİ PLAKA VE TİCARİ HAT üzerinde taşınır rehin sözleşmesi yapıldığını, davalıların müvekkili şirkete bulunan borcunu takip tarihine kadar ödememesi üzerine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile Taşınır Rehnin Paraya Çevrilmesi yoluyla takibe girişildiğini, davalılar tarafından yetkiye, borca, işlemiş faize ve tüm ferilerine itirazda bulunulduğunu, davalılar tarafından, borçlarının bulunmamasından bahisle borca itiraz etmelerinin müvekkil şirketin alacağını elde etmesini sürüncemede bırakmaya yönelik olduğunu, gerek … A.Ş. gerekse … Ltd. Şti.’nin almış olduğu akaryakıt ürünlerine karşılık çekler verdiğini, işbu çeklerin karşılıksız çıkması sebebi ile davalılar aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile taşınır rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiğini, davaya konu taşınırın sahibi diğer davalı Kara Ulaşım’ında müşterek müteselsil borçlu ve müteselsil kefil olarak söz konusu borcun üzerinde Rehin miktarı ile sınırlı olarak sorumlu ve borçlu olduğunu, müvekkilinin rehin tutarı üzerinden tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takibe girişilmesinde yasal bir engel olmadığını, davalılardan … Ltd. Şti. ve … A.Ş. dolayısıyla müşterek müteselsil borçlu ve müteselsil kefil …. Ltd. Şti.ile müvekkil şirket arasında mevcut olan tek ilişkinin bayilik ilişkisi olduğunu, sözleşmesel faiz dışında bir faiz oranına hükmedilmesi halinde davalıların kötü niyetli itirazlarının ödüllendirilmiş olacağını, Sözleşmeye Bağlılık ilkesinin mahkeme kararıyla ortadan kaldırılmış olacağını, Sözleşme Serbestisi ilkesi kapsamında somut olayın değerlendirilmesi gerekirse tarafların temerrüt halinde uygulanacak olan faiz oranını belirlemede serbest olduklarını, bu nedenle davalı tarafın faize ve ferilerine yönelik itirazlarının reddedilmesi gerektiğini, neticede; davalıların itirazının iptaline, takibin devamına, davalılar aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin de davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA
İDDİA:
Davacı vekili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verdiği 12/08/2020 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde; Davalının 27/09/2018 tarihli bayilik sözleşmesi ile müvekkil şirketin eski bayisi olduğunu, sözleşmeler kapsamında müvekkil şirketten almış olduğu ve alacağı petrol ürünlerinin bedelleri, krediler, ariyeten almış olduğu teçhizat ve mevcut veya akdedilecek sözleşmelerdeki hükümler, şartı cezailer ve bu alacakların faizleri dahil her ne sebeple olursa olsun borçlu bulunduğu ve ileride borçlanacağı meblağların azami 2.500.000,00 TL’ sinin teminatını teşkil etmek üzere tapuda diğer davalı … A.Ş. adına kayıtlı Kırıkkale ili … İlçesi … Köyü … ada … parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde 27/09/2018 tarih … yevmiye ve 26/10/2018 tarih …. yevmiye numaralı ipotek resmi senediyle ipotek tesis edildiğini, Bayilik sözleşmesi dönemi içerisinde borçlu şirketin müvekkil şirkete olan borçlarını ödemede temerrüde düşmesi nedeniyle bayilik sözleşmesinin konusunu oluşturan hususlar ve kefil olduğu şirketlerden kaynaklanan tüm borçları nedeniyle 30.10.2019 tarihinde Bakırköy …. Noterliği … yevmiye nolu ihtarname ile 1.038.452,31 TL anapara borcu olduğunun bildirildiğini, İhtarda verilen süre içerisinde borcun ödenmemesi üzerine Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile İpoteğin Paraya Çevrilmesi Yolu İle İlamsız Takibe geçildiğini, söz konusu icra takibinde davalılar tarafından yetkiye, borca, işlemiş faize ve tüm ferilere itirazda bulunulduğunu, resmi senetten de anlaşılacağı üzere ipotek limitinin 2.500.000,00 TL olduğunu ve icra takibi açılırken sehven bu miktar üzerinden takip açıldığını, borçlunun asıl borcunun 30/10/2019 tarihli ihtarda belirtilen 1.038.452,31 TL olduğunu, İhtarname ile ipoteğin paraya çevrilmesi takibi arasında geçen sürede işlemiş faizi ise hem ipotek resmi senedinde hem de bayilik sözleşmesinde taraflarca kabul edilen yıllık faiz oranı olan %60 oran üzerinden hesaplandığını, faizin 192.896,07 TL olduğunu, bu nedenle itirazın 1.231.348,07 TL’lik kısmı için kısmen kaldırılmasını ve borçluların borcun tamamına itiraz ettikleri göz önüne alınarak %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini gerektiğini, davalılar tarafından böyle bir borçlarının bulunmamasından bahisle borca itiraz etmelerinin müvekkil şirketin alacağını elde etmesini sürüncemede bırakmaya yönelik olduğunu, … Akaryakıt’ın müvekkil şirket ile arasında imzalanmış Bayilik Sözleşmesi’nin 2. Maddesi kapsamında müvekkil şirketten almış olduğu akaryakıt ürünlerine karşılık çekler verdiğini, bankaya ibraz edilen çeklerin karşılıksız çıktığını, karşılıksız çekler için davalılar aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, ayrıca davaya konu taşınmazın sahibi diğer davalı …. A.Ş.’nin de müşterek müteselsil borçlu ve müteselsil kefil olarak söz konusu borç üzerinde ipotek miktarı ile sınırlı olarak sorumlu ve borçlu olduğunu, 27/09/2018 tarihli Bayilik Sözleşmesine esas olarak müvekkil şirkete verilmiş olan ipotek gereğince davalı …. A.Ş tarafından müvekkil şirket lehine sözleşmenin teminatı olarak icra takibine konu ipoteğin verildiğini, müvekkili şirket alacağının, ipotek tutarı üzerinden tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takibe girişilmesinde yasal bir engel bulunmadığını, Sayın Hakimliğinizce sözleşmesel faiz dışında bir faiz oranına hükmedilmesi halinde davalıların kötü niyetli itirazlarının ödüllendirilmiş olacağını, sözleşmeye Bağlılık ilkesinin mahkeme kararıyla ortadan kaldırılmış olacağını, Sözleşme Serbestisi ilkesi kapsamında somut olayın değerlendirilmesi gerekirse tarafların temerrüt halinde uygulanacak olan faiz oranını belirlemede serbest olduklarını, bu nedenlerle davalı tarafın faize ve ferilerine yönelik itirazlarının – reddedilmesi gerektiğini, Bayilik Sözleşmesi gereğince müvekkil nezdinde tutulan ticari defter, kayıt ve faturaların Kat” i delil teşkil ettiğini, neticede; davalıların Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. E. sayılı dosyasında taraflar arasında akdedilmiş sözleşmelere ve yasalara aykırı yetkiye, borca, işlemiş faize ve ferilerine yapmış olduğu itirazlarının kısmen iptali ile takibin 1.400.000,00 TL üzerinden devamına, davalılar aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin de davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ASIL DAVADA SAVUNMA :
Davalılar … Otomotiv …. Akaryakıt Lojistik Gıda Ve Turizm Ticaret Anonim Şirketi ve … Akaryakıt Gıda Petrol Ürünleri Turizm Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi vekili tarafından mahkememize 14/08/2020 tarihli cevap dilekçesi ile; Somut olaydaki rehin sözleşmelerinin, müvekkillerinin alacaklıya olan borçları da dahil olmak üzere alacaklıya asaleten ve kefaleten ve gerek keşideci gerekse ciranta veya avalist olarak imzalayıp tevdii ettiği, edeceği kambiyo senetleri dahil her ne sebep ve suretle olursa olsun borçlu bulundukları ve ileride borçlanacakları meblağlar için verildiğini, zaman ve konu yönünden hiçbir sınırlama içermeyen, her ne sebeple olursa olsun şimdi ve ileride doğacak tüm borçları hukuka aykırı şekilde teminat almaya çalışan rehin sözleşmesinin TMK m. 23 ile TBK m.27 ‘de yer alan kişilik haklarını ihlal etmesi ile ahlaka aykırı olması sebebiyle rehin hakkının geçersiz olduğunu, mücerret ve ileride doğacak her türlü borç için rehin tesisinin mümkün olmadığını, somut olayda açıkça ticari plaka ve ticari hat denilmek suretiyle aracın çalıştığı hatlarla ilgili olarak plakaya tanınan haklara rehin tesis edilmişse de alacaklının talebi üzerine bizzat aracın üzerinde işlemler yapıldığını, müvekkillerinin sözleşmenin akdedildiği tarihten itibaren davacı dağıtım şirketinin yetkili bayisi olarak ticari hayatına devam ettiğini, şirketleri bünyesinde bulunan akaryakıt istasyonunda otomasyon kayıtlarınca da sabit olduğu üzeri birçok satış yaptığını, davacı şirketten akaryakıt alımı yapıp buna karşılık mal bedelini de ödediklerini, davacı tarafa herhangi bir borçlarının bulunmadığını, ticari ilişki davacı tarafın anılan sözleşme hükümlerini ihlal etmesine kadar görüleceği üzere başarılı bir şekilde devam ettiğini, davacının sözleşmelerdeki asli edim yükümlülüklerini yerine getirmemesi; akaryakıt ikmal yükümlüğünü yerine getirmemesi, sadakat borcuna aykırı davranması nedeniyle zarara uğradıklarını, taraflar arasındaki sözleşmenin 2. maddesinde; “Bayi, işbu sözleşme süresince, gerek motorlu araç sahiplerine, gerekse şantiyeler, deniz araçları, kooperatifler, nakliye firmaları, fabrikalar, sanayi kuruluşları” vasfındaki toplu tüketim merkezleri ve benzeri, nihai tüketicilere satacağı beyaz mal (benzin grubu, motorin) ile siyah malı Guel-oil, kalorifer yakıtı, yüksek kükürtlü fuel-oil vb.) otogaz, madeni yağlar ve konusuna uygun diğer malları tamamen Şirket’ten veya Şirket’in göstereceği kaynaklardan satın almayı ve şirket de işbu sözleşmedeki şartlar dairesinde talep edilen malı temin etmeyi karşılıklı olarak kabul ve taahhüt etmişlerdir.” Hükmü olduğunu, davacının akaryakıt ikmal yükümlülüğünü ihlal ederek sözleşmenin ilgili maddesi gereği tek elden alım yapma zorunluluğu bulunan müvekkili şirketlerin aleyhlerine kullandığını, davacının sözleşmeden doğasından kaynaklanan akaryakıt ikmal, sadakat, destekleme ve bayinin menfaatlerini koruma yükümlülüklerini ihlal ederek müvekkili şirketleri sözleşmeyi feshe zorladığını, fesih sonucu sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmeyen davacının, müvekkili şirketlerin zararlarını karşılamakla yükümlü olduğunu, davacı şirketin sözleşmeyle, Fiyat ve ödemelere itiraz hakkı tanımamakta, tek taraflı kayıtlarının tüm uyuşmazlıklarda esas alınacağını ileri sürmekte, Ödeme şartlarını dilediği gibi tayin etmeyi ve vadeyi kısaltmak veya ilave süre tanıma yetkisi elinde tutmakta, Çekin karşılıksız çıkması halinde bildirimde bulunmadan temerrüt faizi işleyeceğini ve faizin cari hadde kadar ödenecek KDV’sini ödemekle karşı tarafın sorumlu olacağını, ödemenin gecikmesi halinde tüm borçların muacceliyet kesbedeceğini, buna ek olarak da %5 çek tazminatı ve % 0,3’ü kadar çek komisyonu ödemekle yükümlendirmekte, olduğunu, doğmuş ve doğacak alacakları için teminat ve istasyonlar üzerinde intifa hakkı istenmekte, istasyon işletmeciliğinin üçüncü kişilere devri yasaklanmakta, bayilerin ihtar ve bildirim olmadan temerrüde düşeceğini belirtmekte, temerrütten itibaren tüm borçların muaccel olacağı %5 oranında temerrüt faizi uygulanacağını belirtmekte, Sözleşme süresince bayileri tüm zorunlu ve ihtiyari sigortaları yaptırmakla yükümlü tutmakta, Tek taraflı fesih halinde itiraz hakkı verilmeksizin malın alınmamasından kaynaklanan farktan sorumlu tutmakta ve teminatları irat kaydetmekte olduğunu, açıklanan hususlardan da anlaşıldığı gibi davacının sözleşmede güçlü taraf olup sözleşmeyle müvekkili şirketlerin ekonomik özgürlüğünü ahlaka aykırı şekilde sınırlayarak ekonomik alanda hareket özgürlüğü tanımamakta ve onu adeta kelepçelemekte olduğunu, davacı şirketin işbu dava ile ileri sürmüş olduğu alacak miktarı için birden fazla icra takibine giriştiğini, dava konusu miktar ile ilgili ödemesi yapılmış olmasına rağmen Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında …bank … Şubesi …. numaralı ve keşidecisi … A.Ş. olan, lehtarı ise …. Petrol olan, 20.09.2019 vadeli, keşide yeri Bakırköy olan 442.323,00 TL bedelli çeke istinaden kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığını, … Ltd. Şti. aleyhine Bakırköy … İcra Mü in … E. sayılı dosyasında davacı lehine teminat olarak 1. dereceden 1.000.000 TL bedelli ipotek tesis edilmiş olup ipoteğin paraya çevrilmesi için takip başlatıldığını, yine … Ltd. Şti. aleyhine Bakırköy …. İcra Müdi nün …. E. Sayılı dosyası ile toplam 722.600 TL değerinde kambiyo senetleri özgü icra takibi başlatıldığını, aynı İera Müdürlüğü’nün …. E. sayılı dosyası ile toplam 1.508.260 TL değerinde kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığını, davacı alacaklı olmadığı halde iddia ettiği alacak için mükerrer olarak takibe geçildiğinden davanın reddi gerektiğini, neticede; davanın reddine, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı …. yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Limited Şirketi vekili tarafından mahkememize 01/09/2020 tarihli cevap dilekçesi ile ; Müvekkili şirketin, … A.Ş. ile … Ltd. Şti. lehine teminat veren 3. Kişi konumunda olduğunu, taşınır rehininin görevinin, belirli bir alacağı teminat altına almak olup teminat altına alınan alacağa bağlı bir hak olduğunu, teminat altına alınmak istenen alacağın belirlenebilmesi gerektiğini, taşınır rehin sözleşmesi ve davacı vekilince sunulan dava dilekçesi içeriğinde “bayinin müvekkil şirketten almış olduğu ve alacağı petrol ürünlerinin bedelleri, krediler, ariyeten almış olduğu teçhizat ve mevcut veya akdedilecek sözleşmelerdeki hükümler, şartı cezailer ve bu alacakların faizleri dahil her ne sebeple olursa olsun borçlu bulunduğu ve ileride borçlanacağı meblağların azami 1.500.000,00 TL’sinin teminatını teşkil etmek üzere …” denildiğini, geneli ifade eden ve ileride doğacak her türlü borç için rehin tesisinin mümkün olmadığını, davacının ticari plaka ve ticari hat üzerinde taşınır rehin sözleşmesi yapıldığını belirttiğini, araçların mülkiyetine değil, çalıştığı hatlarla ilgili olarak plakaya tanınan haklara rehin tesis edildiğini ifade ettiğini, alacaklının talebi üzerine bizzat aracın mülkiyeti üzerinde işlemler yapıldığını, müteselsil kefalet iddiasının geçerli olmadığını, rehin veren 3. Kişi sıfatı ile imza atılan taşınır rehin sözleşmesi’nin 1. Sayfa, 1. Paragrafında “Ben rehin veren …. LİMİTED ŞİRKETİ, rehin alacaklı …. PETROL ÜRÜNLERİ PAZARLAMA A.Ş. isimli kişiye yukarıda ismi/ünvanı yazılı olan (… Otomotiv …. Akaryakıt Lojistik Gıda ve Tur. Tic. A.Ş. ile … Akaryakıt Gıda Petrol Ürünleri Tur. San. ve Tic. Ltd. Şti.)borçlunun vadeli satış nedeni ile olan borcuna karşılık yukarıda nitelikleri sayılı olan varlıkları 1.500.000,00 Türk Lirası rehin bedeli ile 1.500.000,00 Türk Lirası azami miktar zilyetliğini teslim etmeksizin rehin verdim.” denildiğini ve sözleşmenin konusunu ve taraflarını çok net ifade ettiğini, aynı sözleşmenin 2.sayfasında tekraren öznesi belli olmadığı halde bir ‘müteselsil kefil olarak” ibaresi kullanıldığını, müvekkilinin müteselsil kefaleti olmadığı gibi yapılan işlemin hukuka aykırı olduğunu, Türk Borçlar Kanunun Onuncu Bölümünde düzenlenen Kefalet Sözleşmesine ilişkin şekil şartlarının yer aldığı 583’ncü maddesinde “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.” kendi adına kefil olma konusunda özel yetki verilmesi ve diğer tarafa veya bir üçüncü kişiye kefil olma vaadinde bulunulması da aynı şekil koşullarına bağlı olduğunu, tarafların yazılı şekle uyarak kefilin sorumluluğunu borcun belirli bir miktarıyla sınırlandırmayı kararlaştırabileceklerini, kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumluluğunu artıran değişiklikler, kefalet için öngörülen şekle uyulmadıkça hüküm doğurmayacağını, Taşınır Rehin Sözleşmesi’nde belgenin ilgili kısmı incelendiğinde müvekkilinin, borçlu firmanın vadeli satışlarından kaynaklı 1.500.000,00TL borcuna karşılık araçlarını rehin verdiğini, rehin veren 3. Kişi olan müvekkilinin, müteselsil kefil olduğuna dair veya bu anlama gelen bir el yazısı, beyanı bulunmadığını, davacı şirketin işbu dava ile ileri sürmüş olduğu alacak miktarı için birden fazla icra takibi başlattığını, davacı alacaklı olmadığı halde mükerrer olarak icra takipleri başlattığından davanın reddi gerektiğini, neticede; takip ve davanın haksız olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, yargılama harç ve giderlerinin davacı …. yükletilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA SAVUNMA :
Davalı … Ltd. Şti. vekilinin 28/09/2020 havale tarihli cevap dilekçesini özetle; Davacı şirketin işbu dava ile ileri sürmüş olduğu alacak miktarı için birden fazla icra takibine giriştiğini, … Ltd. Şti. aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. E. Sayılı dosyası ile toplam 722.600,00 TL değerinde kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığını, aynı İcra Müdürlüğü’nün …. E. sayılı dosyası ile toplam 1.508.260,00 TL değerinde kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığını, … Ltd. Şti. Aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. E. sayılı dosyasında davacı lehine -teminat olarak 1.500.000,00 TL bedelli taşınır rehni tesis edilmiş olup rehinin paraya çevrilmesi için takip başlatıldığını, aynı alacaklar için Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. E. Sayılı dosyası ile 2.500.000,00 TL miktarlı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla işbu dava konusu takibin başlatıldığını, toplamda 6.230.860,00 TL değerinde takip başlatmış olması nedeniyle davanın derdestlik nedeniyle dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, Akaryakıt dağıtım firması olan davacı …. Petrol Ürünleri Pazarlama A.Ş. ile müvekkil … Otomotiv …. Akaryakıt Loj. Gıda ve Tur. Tic. A.Ş. arasında “Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi” akdedildiğini, sözleşmelerin imzalanması ile birlikte müvekkil firmadan işleyecek cari hesap alacaklarının teminatı olarak 1.000.000,00 TL bedelli 1. Dereceden Teminat İpoteği, anılan teminat ipotek bedeline 1.500.000,00 TL ilave ile toplam 2.500.000,00 TL bedele çıkarılmış olup; ipoteğin teminaten alındığı hususuna sözleşme içeriğinde yer verildiğini, alacak henüz miktar olarak belirlenmeden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçilmesinin hukuken mümkün olmadığını, takibe konu edilen ipoteğin bir ana para ipoteği olmayıp, doğacak borçların teminatı için tanzim edilmiş bir limit ipoteği olduğunu, davacının 2.500.000,00 TL olarak başlattığı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takibinde alacağının 1.038.452,31 TL ve 192.896,07 TL’lik işlemiş faiziyle birlikte toplamda 1.231.348,07 TL alacaklı olduğunu beyan ederek geriye kalan 1.268.651,93 TL’lik miktardan feragat ettiğini, dava dilekçesinin Sonuç ve İstem bölümünde ise 1.400.000,00 TL’ye itirazın iptalini talep ettiğini, müvekkilinin davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, taraflar arasındaki ticari ilişkinin davacı tarafın anılan sözleşme hükümlerini ihlal etmesine kadar devam ettiğini, davacının akaryakıt ikmal yükümlülüğünü ihlal ederek sözleşmenin ilgili maddesi gereği tek elden alım yapma zorunluluğu bulunan müvekkili şirketin bu konumunu aleyhine Fesih bildiriminde, davacının dağıtım şirketi olarak akaryakıt sağlama yerine getirmediğinin otomasyon kayıtları ile de sabit olduğunu, her ne kadar alacaklı tarafından Bayilik Sözleşmesinden Kaynaklı Cari Hesap Alacağı borcun sebebi olarak gösterilmişse de müvekkilin böyle bir borcu bulunmadığını, taraflar arasında yazlı cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, neticede; davanın reddine, davacı aleyhine 9620 tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı …. yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Asıl davada dava, rehnin paraya çevrilmesi suretiyle başlatılan ilâmsız icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67. Maddesi uyarınca iptali ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Birleşen davada dava, ipoteğin paraya çevrilmesiyle başlatılan ilâmsız icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67. Maddesi uyarınca iptali ve icra inkâr tazminatının tahsili istemine ilişkindir.
Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı takip dosyası incelendiğinde, Davacı …. Petrol tarafından, 30/10/2019 tarihinde davalılar aleyhine “Taşınır Rehninin Paraya Çevrilmesi Yolu” icra takibi başlatıldığı, cari hesaptan kaynaklı 1.500.000,00 TL’nin tahsili için yıllık %19,50 oranında avans faizi ile tahsili, TBK 100 mad. gereği kısmi ödemelerin öncelikle faiz ve ferilerine mahsubu talep edildiği, davalı …. ödeme emrini 05/11/2019 tarihinde tebliğ aldığı, aynı tarihte itiraz edildiği, davalı … Ltd. Şti. 12/12/2019 ve … A.Ş. ödeme emrini 04/11/2019 tarihinde tebliğ aldığı, davalılar vekilinin 11/11/2019 tarihinde her iki şirket yönünden takip konusu borca ve tüm ferilerine itirazı neticesinde takibin durdurulmasına karar verildiği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde, Davacı …. Petrol tarafından, 04/03/2020 tarihinde davalılar aleyhine “İpoteğin Paraya Çevrilmesi Yolu” icra takibi başlatıldığı, takip dayanağı olarak “Kırıkkale Tapu Müd. 27/09/2018 tarih …. yevm. Numaralı ipotek resmi senedi, Kırıkkale Tapu Müd. 26/10/2018 tarih …. yevm. Numaralı ipotek resmi senedi, Kırıkkale Tapu Müd. 27/09/2018 tarihli İpotek belgesi” gösterildiği, 2.500.000,00 TL’nin yıllık %60 oranında faizi ile tahsili, TBK 100 mad. gereği kısmi ödemelerin öncelikle faiz ve ferilerine mahsubu talep edildiği, davalı …. ödeme emrini 07.03.2020 tarihinde tebliğ aldığı, davalı vekilinin 16/03/2020 tarihinde takibe itiraz ettiği, davalı … Ltd. Şti.’nin ödeme emrini 13/03/2020 tarihinde tebliğ aldığı, davalı vekilinin tebliğden önce 12/03/2020 tarihinde takibe itiraz ettiği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
ASIL DAVADA :
Bilirkişiler …. ve Dr. …. tarafından mahkememize sunulan 17/12/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle ; Davacı tarafından ibraz edilen ticari defterlerin usulüne uygun bir şekilde açılış kapanış tasdiklerinin yaptırıldığın, ticari defterlerinin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, ticari defterlerinin davacı lehine delil niteliğinin mahkemenin takdirinde olduğu, davacının ticari – defterlerinde, davacının davalı … Otomotiv – A.Ş.’den 3.134.133,44 TL alacaklı olduğu; Davalı … Otomotiv A.Ş. 2020 yılı defter kayıtlarında davacı …. Petrol’e 2.204.284,15 TL borcunun bulunduğu; davacının ve davalının defter kayıtlarında 929.849,29 TL’lik farkın bulunduğu; ancak davalı … Oto A.Ş.’nin dayanıksız olarak davacıya 350.260,85 TL’lik borç işlediği, dolayısıyla 350.260,85 TL’nin davalı lehine alacak olarak değerlendirilemeyeceği, davalının 353.051,22 TL’lik fiyat farkı faturası düzenlediği, ancak davacının fiyat farkını kabul etmediğini ve davalının alacağı ispatlayamadığından bu faturanın da davalı lehine alacak olarak kabul edilmediği, sonuç olarak taraflar arasındaki ihtilaflı miktarın 226.537,22 TL olduğu, taraflar arasında geçerli bir delil sözleşmesi bulunduğuna dair kanaat getirilmesi durumunda davacının defterindeki kayıtların dikkate alınabileceği ve davacının davalı … Oto A.Ş.’den 3.134.133,44 TL alacaklı olduğunun kabul edilebileceği, davacının ticari defterlerinde davacının davalı … Akaryakıt Ltd. Şti’den 1.042.917,08 TL alacaklı olduğu, davalı … Akaryakıt şirketinin kendi defterlerinde 896.702,97 TL borçlu gözüktüğü, tarafların ticari defterleri arasındaki 146.214,11 TL’lik ihtilafın sebebinin anlaşılamadığı, taraflar arasında geçerli bir delil sözleşmesi bulunduğuna dair kanaat getirilmesi durumunda davacının defterindeki kayıtların dikkate alınabileceği ve davacının davalı … Akaryakıt Ltd. Şti.’den 1.042.917,08 TL alacaklı olduğunun kabul edilebileceğini, dava konusu taşınır rehni sözleşmesinin TİTRK’nın öngördüğü taraflar arasında düzenlendiği, rehin sözleşmesinin 13/02/2019 tarihinde Ankara …. Noterliğinin …. yevmiye numarasıyla onaylandığı tespit edildiğinden söz konusu sözleşmenin kanunun öngördüğü şekil şartını sağladığı, bir alacağın ticari işlemlerde taşınır rehni ile teminat altına alınabileceği, tarafların ticari işlemlerde taşınır rehni sözleşmesi ile bir borç için 1.500.000,00 TL’ye kadar teminat teşkil eden üst sınır rehni tesis ettikleri, dava konusu rehin sözleşmesinde kefalet ifadesinin azami miktarın kefalet tarihinin el yazısı ile yazılmadığı yönünde görüş ve beyan bildirmişlerdir.
Bilirkişi Prof. Dr. …. tarafından mahkememize sunulan 03/06/2022 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle ; Davacı …. Petrol şirketi tarafından ibraz edilen ticari defterlerin usulüne uygun bir şekilde açılış kapanış tasdiklerinin yaptırıldığın, ticari defterlerinin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, ticari defterlerinin davacı lehine delil nileliğinin mahkemenin takdirlerinde olduğu, davacı …. Petrol şirketinin ticari defterlerinde yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda, davacının davalı … Otomotiv A.Ş.’den 3.134.133,44 TL alacaklı olduğu; davalı … Otomotiy A.Ş. 2020 yılı defter kayıtlarında davacı …. Petrol’e 2.204.284,18 TL borcunun bulunduğu; davacının ve davalının defter kayıtlarında 929.849,29 TL’lik farkın bulunduğu; aacak davalı … Oto A.Ş’nin dayanaksız olarak davacıya 350.260,85 TL’lik borç ödemesi işlediği; dolayısıyla 350.260,85 TL’nin davalı lehine alacak olarak değerlendirilemeyeceği; davalının 353.051,22 TL’lik fiyat farkı faturası düzenlediği; ancak davacının fiyat farkını kabul etmediğini ve davahom alacağı ispatlayamadığından bu faturanın da davah lehine alacak olarak kabul edilmediği; sonuç olarak taraflar arasındaki ihtilaflı miktarın 226.537,22 TL olduğu, mahkemenin taraflar arasında geçerli bir delil sözleşmesi bulunduğuna kanaat getirmesi durumunda davacı …. Petrol şirketinin defterindeki kayıtlarının dikkate alınabileceği ve davacının davalı … Oto A.Ş.’den 3.134.133.44 TL alacaklı olduğunun kabul edilebileceği, davacımın ticari defterlerinde, davacı …. Petrol şirketinin davalı … Akaryakıt Ltd. Şti.’den 1.042,917,08 TL alacaklı olduğu; davalı … Akaryakıt şirketinin kendi defterlerinde 896.702,97 TL borçlu gözüktüğü; tarafların ticari defterleri arasındaki 146.214,11 TL’lik ihtilafın sebebinin anlaşılamadığı. Muhtemelen her iki tarafın kendi belirledikleri rakamlardan fiyatları oluşturdukları, farkın buradan kaynaklandığı, mahkemenin taraflar araşında geçerli bir delil sözleşmesi bulunduğuna kanaat getirmesi durumunda davacının defterindeki kayıtlarının dikkate alınabileceği ve davacı …. Petrol şirketinin davalı … Akaryakıt Ltd Şti.’nden 1.042.917,08 TL alacaklı olduğunun kabul edilebileceği, dava konusu taşınır rehni sözleşmesinin, TİTRK’nın öngördüğü taraflar arasında düzenlendiği, Rehin sözleşmesinin 13.02.2019 tarihinde Ankara … Noterliğinin … yevmiye wmamarasıyla onaylandığı tespit edildiğinden söz konusu sözleşmenin kanunun öngördüğü şekil şartını sağladığı, müstakbel bir alacağın ticari işlemlerde taşınır rehni ile teminat altına alınabileceği, tarafların ücari işlemlerde taşmır rehni sözleşmesi ile müstakbel bir borç için 1,500,000’ye kadar teminat teşkil eden üst sınır rehni tesis ettikleri, Dava konusu rehin sözleşmesinde kefalet ifadesinin, azami miktarın, kefalet tarihinin el yazısıyla yazılmadığı yönünde görüş ve beyan bildirmiştir.
Bilirkişiler Prof. Dr. …, Dr. …. ve …. tarafından mahkememize sunulan 19/08/2022 havale tarihli bilirkişi ek raporunda özetle ; Davalı … A.Ş.’nin davacı borcuna işlediği 350.260,85 TL’nin hiçbir dayanağı veya açıklamasının bulunmadığı, davalı vekili ek rapor kapsamında da söz konusu işleme ilişkin herhangi bir dayanak belge de ibraz etmediğinden, kök rapordaki görüşümüzde değişiklik olmadığı, davalı tarafından davacının … A.Ş.’ye 298.014,38 TL fazla fatura kestiği iddia edilmiş olmakla birlikte, davacının fatura ettiği fiyatlar ile davalının iddia ettiği olması gereken fiyatların ne olduğuna ilişkin hiçbir ispat vasıtası sunulmadığı, davacı ile davalı … Limited Şirketi arasındaki ihtilaflı işlemlerin tespiti davalı muhasebesinden cari hesap ekstreleri temin edilerek davacı muhasebe birimi ile de paylaşılmış, ancak davalı ticari defterlerindeki davacı cari hesabını gösteren ekstrede detaylar tespit edilemediğinden, yanlar arasındaki ihtilafın tespit edilemediği, davalının, yüksek akaryakıt faturaları düzenlendiğini iddia etse de buna yönelik herhangi bir delil sunmadığından iddiasının soyut kaldığı, mahkemenin davacı ile davalı … Otomotiv A.Ş. arasında geçerli bir delil sözleşmesi bulunduğuna kanaat getirmesi durumunda davacının defterindeki kayıtlarının dikkate alınabileceği ve davacının davalı … Oto A.Ş.’den 3.134.133,44 TL alacaklı olduğunun kabul edilebileceği, davacı ile diğer davalı … Akaryakıt Ltd Şti arasında 27.09.2018 tarihinde bayilik sözleşmesinin imzalandığı, Taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin 9. Maddesinde davacı şirket nezdinde tutulan kayıtların kati delil teşkil ettiğinin düzenlendiği, mahkemenin taraflar arasında geçerli bir delil sözleşmesi bulunduğuna kanaat getirmesi durumunda davacının defterindeki kayıtlarının dikkate alınabileceği ve davacının davalı … Akaryakıt Ltd Şti.’nden 1.042.917,08 TL alacaklı olduğunun kabul edilebileceği görüşlerini muhafaza ettikleri, Takip konusu edilen ipotek miktarının 1.500.000,00 TL olduğu ve davalıların ihtilaf konusu olmayan borcunun zaten 3.100.987,12 TL olduğu göz önünde bulundurulduğunda taraflar arasındaki ihtilaflı miktarın huzurdaki davanın sonucunu etkilemeyeceği yönünde görüş ve beyan bildirmişlerdir.
BİRLEŞEN DAVADA :
Bilirkişiler .. ve Dr. …. tarafından mahkememize sunulan 11/04/2022 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle ; Bakırköy …. İcra Hukuk Mahkeme:s n E. …, K. …. ve 11.06.2020 karar tarihli ilamında da hüküm kılındığı üzere davacının, Bakırköy …. İcra Dairesinin …. E. sayılı takip dosyası ile davalı aleyhine başlattığı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takibin geçerli olduğu, davacı tarafından ibraz edilen ticari defterlerin usulüne uygun bir şekilde açılış kapanış tasdiklerinin yaptırıldığın, ticari defterlerinin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, ticari defterlerinin davacı lehine delil niteliğinin sayın mahkemenizin takdirlerinde olduğu, davacının ticari defterlerinde, davacının davalı … Akaryakıt Ltd. Şti.’den 1.042.917,08 TL alacaklı olduğu; davalı … Akaryakıt şirketinin kendi defterlerinde ise 896.702,97 TL borçlu gözüktüğü; yanlar arasında 146.214,11 TL ihtilaf olduğu, ihtilaflı işlemlerin tespiti için, davacıdaki cari hesap ekstresi ile davalı ticari defter incelemelerine ilişkin alınan rapor ekindeki cari hesap ekstresi karşılaştırılmış; ancak davalı kayıtlarında dayanağının ne olduğu belli olmayan birçok virman işlemlerinin olması, çeklerin davacıya verildiği tarihte değil de sonraki bir tarihte toplu olarak işlenmiş olması, davacı ticari defterlerinde olmayan ve dayanağının ne olduğu anlaşılmayan bir çok işlem olması nedeniyle yanlar arasındaki ihtilafın tespit edilemediği, ayrıca davacı muhasebe birimi ile davalının cari hesap ekstresi paylaşılarak, kendilerinden cari hesap ekstrelerinin karşılaştırılarak ihtilafın tespiti istenmiş fakat; davacı muhasebe biriminin de ihtilafın tespitini yapamadığı, dava dosyası içerisinde taraflarca yazılı usulde akdedilmiş bir cari hesap sözleşmesine rastlanılamadığı; hâl böyle olunca huzurdaki ihtilafta TTK ve TBK’daki cari hesapla ilgili hükümlerin uygulanamayacağı, yalnızca taraflardan birine ait defter kayıtlarının veya onun düzenlediği belgelere delil olarak dayanılabileceğine ve karşı tarafın bu belge ve kayıtların içeriğini şimdiden kabul ettiğine dair hükümlerin geçersiz olduğu, zira bu durumun gerek karşı tarafın ispat hakkını elinden aldığı gerekse de hukuki dinlenilme hakkını ihlal ettiği; dolayısıyla huzurdaki dosyada kesin delil sözleşmesinin geçersiz olduğu ve salt o hususa dayanılamayacağı, şayet Muhterem Mahkemece taraflar arasında geçerli bir delil sözleşmesi bulunduğuna kanaat getirmesi durumunda davacının defterindeki kayıtlarının dikkate alınabileceği ve davacının davalı … Akaryakıt Ltd Şti.’nden 1.042.917,08 TL alacaklı olduğunun kabul edilebileceği, buna karşın tarafların ticari defterlerinden anlaşıldığı üzere davacının alacaklı olduğunu iddia ettiği 1.042.917,08-TL’nin 896.702,95-TL’sini davalının ticari defterlerinin de tevsik ettiği; hâl böyle olunca 896.702,95-TL’lik kısım için bir ihtilaf bulunmadığı; dolayısıyla mahkeme tarafından aksi kanaatte olunması durumunda ise defterlere göre ihtilafsız olan 896.702,95-TL’nin kayıtlarının dikkate alınabileceği ve davacının davalı … Akaryakıt Ltd Şti.’nden yalnızca 896.702,95-TL alacaklı olduğunun kabul edilebileceği yönünde görüş ve beyan bildirmişlerdir.
Bilirkişiler …. ve Dr. …. tarafından mahkememize sunulan 15/08/2022 havale tarihli bilirkişi ek raporunda özetle ; Kök rapordaki görüşlerinde herhangi bir değişiklik olmadığı yönünde beyan bildirmişlerdir.
ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA :
Bilirkişi …. tarafından mahkememize sunulan 02/02/2023 havale tarihli bilirkişi ek raporunda özetle ; Davacı davalı … Akaryakıt Ltd. Şti.’den 1.042.917,08 TL alacaklı, … Otomotiv A.Ş.’den de 3.134.133,44 TL alacaklıdır. Davacının alacaklı olduğu bedel içerisinde tüm karşılıksız çek ve senet ile cari hesap alacağı bulunmadığını, davacı elinde karşılıksız olmakla birlikte takibe konu edilmeyen herhangi bir çek senet bulunmadığı, davacı elinde olan karşılıksız çekler davalı tarafından bedeli ödenmiş çekler olduğu, (direk çek numarası belirtilerek ödenmiş). davacı, davalı … Akaryakıt Ltd. Şti. aleyhine toplam 6.222.600,00 TL’lik, davalı … Otomotiv leyhine de 4.948.553,00 TL’lik icra takipleri başlattığı, davacı davalı … Akaryakıt Ltd. Şti.”den 1.042.917,08 TL alacaklı olmakla birlikte, asıl alacak olarak 1.038.452,31 TL’ye itirazın iptalini talep etmiştir. Davacı davalıya gönderdiği Bakırköy ….Noterliği 31.10.2019 tarih … Yevm. Nolu ihtarnamesi ile borcun 3 gün içinde ödenmesini ihtar etmiş, davalı ihtarnameyi 05.11.2019 tarihinde tebliğ almış ve 08.11.2019 tarihinde temerrüde düştüğü, temerrüt tarihinden icra takip tarihine kadar sözleşmede kararlaştırılan yıllık %60 faiz oranından, takip tarihine kadar işlemiş faiz 199.724,55 TL hesaplanmıştır. Taleple bağlılık esası gereğince davacının 192.896,07 TL işlemiş faiz talebi uygun düştüğü, mahkemece davacının Ticari temerrüt faiz oranı üzerinden işlemiş faiz talep edebileceğine kanaat edilmesi halinde, takip tarihine kadar işlemiş faiz 54.604,10 TL hesaplandığı yönünde görüş ve beyan bildirmiştir.
(Asıl ve birleşen)Dava itirazın iptali davasıdır.Bilindiği üzere, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 67.maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nun 66.maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlayan bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süre içinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması halinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkar tazminatına da hükmedilebilir.(Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, 2006, s.219,223) Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağının olduğunu iddia eden taraf bunu usulü dairesinde ispat etmesi gerekir. İspatın konusu , ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu 6100 sayılı HMK.nun 187 ,190 ve 200’ncü maddelerinde açıkça belirtilmiştir.
İspatın konusu HMK.nun 187’nci maddede “İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir. Herkesçe bilinen vakıalarla, ikrar edilmiş vakıalar çekişmeli sayılmaz.” Şeklinde belirtilirken, ispat yükünün kimde olduğu ise HMK.nun 190’ncı maddesinde “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”düzenlemesi ortaya konmuştur.
İspat vasıtaları ise HMK.nun 200’ncü maddesinde “Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir.Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. Bu madde uyarınca senetle ispatı gereken hususlarda birinci fıkradaki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir.”düzenlemesi ile ispatın nasıl yapılacağı gösterilmiştir.
Akdi ilişki taraflar arasında düzenlenen bir sözleşme ile , faturaya konu malların teslim edildiğine dair bir irsaliye , teslim fişi ve teslim alındığına dair yazılı bir belge ile ispat edilebilir.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13/07/2011 tarihli kararında “Hemen belirtmelidir ki, satılanın tesliminin “hukuki işlem” niteliğinde olup, buna ilişkin savunmanın hangi delillerle kanıtlanabileceğinin belirlenmesinde, hukuki işlemlerin varlığının kanıtlanmasına ilişkin genel usul hukuku kurallarının (1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 288 ve devamındaki hükümler) göz önünde tutulması gerekir.Bunun sonucu olarak ta; herhangi bir hukuki işlem gibi, teslim de anılan hükümdeki senetle (yazılı delille) ispat kuralı çerçevesinde, ilişkin bulunduğu malın miktar ve değerine göre belirlenmelidir. (Kuru Baki, Hukuk Muhakemeleri Usulü, İstanbul 1990 5.basım,C:2,S:1534, S:1603, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06/11/2002 gün 2002/13-875 E., 2002/885 K. sayılı ilamı da bu yöndedir.).
İpoteğin ve rehnin paraya çevrilmesine ilişkin şekli koşulların asıl ve birleşen davaya konu somut uyuşmazlıklarda yerine getirildiği açıktır.İpoteğin ve rehnin paraya çevrilmesi yoluyla girişilen takibe yapılan itirazın iptali için bir başka koşul ise,ipotek ve rehin alacaklısının asıl borçlu yani davalı … Oto ve … Akaryakıt şirketlerinden olan alacağını ispat etmesidir.Davalı şirketlerin davacıya bir borcu bulunmalı ki davalı şirketler ile lehine ipotek ve rehin verenin sorumluluğuna gidilsin.Somut olayda davacı şirket ile davalı şirketlere ait ticari defter ve belgeler üzerinde yapılan bilirkişi incelemesine göre,davacının davalı şirketlerden olan alacağının icra takip tutarlarından çok fazla olduğu anlaşılmaktadır.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğide;davacı ile asıl ve birleşen davalarda davalı … Oto ile … Akaryakıt şirketi arasında imzalanan bayilik sözleşmesine istinaden davalı …. şirketine ait icra takibine konu taşınmaz ve aracın ipotek ve rehin olarak verildiği,ipotek ve rehnin üst limit ipoteği ve rehni olduğu,ipotek resmî senedi ve rehin sözleşmesi incelendiğinde,davalının kayıtsız şartsız borç ikrarında bulunduğu,icra takibinden önce davalıya TMK’nın 887 nci maddesi uyarınca gerekli ihtaratın yapıldığı ve asıl borçlu aleyhine de icra takibine girişildiği,bilirkişi incelemesine göre lehine ipotek ve rehin verilen davalı asıl borçlu şirketlerin ipotek ve rehin bedelinin çok üzerinde borçlu olduklarının sabit olduğu,bilirkişi incelemesinde belirlendiği anlaşıldığından asıl ve birleşen davaların kabulü ile davalıların itirazının tahsilde tekerrür olmamak koşulu ile iptaline karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Davalıların aleyhlerine girişilen icra takibinin tamamına haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettikleri,dava İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi faturadan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu,bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen miktarın % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca asıl ve birleşen davalarda davacı yararına tazminata hükmedilmesi gerektiği,davacının asıl ve birleşen davalarda icra takibine girişmekte kötüniyetli olduğu ispat edilemediğinden davalılar vekilinin koşulları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklandığı üzere;
ASIL DAVADA;
1- Davanın KABULÜ ile;taşınır rehin sözleşmesinde belirtilen 1.500.000,00.-TL limit aşılmamak ve tahsilde tekerrür olmamak koşulu ile, davalıların Bakırköy ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında yapmış oldukları itirazın 1.500.000.,00.-TL asıl alacak yönünden İPTALİ ile takibin DEVAMINA,rehnin üst sınır rehni olduğu anlaşıldığından takip tarihinden itibaren faiz işletilmesi talebinin REDDİNE,
2-Alacağın % 20’si üzerinden hesap edilen 300.000,00.-TL icra inkâr tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Davalıların, kötüniyet tazminat talebinin koşulları oluşmadığından REDDİNE,
4-Alınması gerekli 102.465,00 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 18.116,25 TL peşin harç ile 7.500,00 TL icra veznesine yatan harcın mahsubu ile bakiye 76.848,75 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
5-Davacı tarafından ödenen 54,40 Başvurma Harcı, 18.116,25 TL Peşin harç, 7.500,00 TL icra veznesine yatırılan harç ile 7,80 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 25.678,45 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan 40 tebligat + posta ücreti 428,50 TL ile üç bilirkişi incelemesi 12.000,00 TL olmak üzere toplam 12.428,50 TL olan yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13 ncü fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan (Taraf başına 330,00 TL x 2 saat= 660,00 TL) X 2 = 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA
8-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 168.000,00 TL ücreti vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
9-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 440,00 TL yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
BİRLEŞEN DAVADA;
1- Davanın KABULÜ ile;, ipotek senedinde belirtilen 2.500.000,00.-TL limit aşılmamak ve tahsilde tekerrür olmamak koşulu ile, davalıların Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyasında yapmış oldukları itirazın 1.038.452,31.-TL asıl alacak ve 192.896,07.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.231.348,38‬.-TL alacak yönünden İPTALİ ile alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %60 oranında akdi faiz işletilerektakibin DEVAMINA,
2-Alacağın % 20’si üzerinden hesap edilen 246.269,67‬.-TL icra inkâr tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Davalıların, kötüniyet tazminat talebinin koşulları oluşmadığından REDDİNE,
4-Alınması gerekli 84.113,41 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 8.825,36 TL peşin harç ile 12.500,00 TL icra veznesine yatan harcın mahsubu ile bakiye 63.085,05 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
5-Davacı tarafından ödenen 54,40 Başvurma Harcı, 8.528,36 TL Peşin harç, 12.500,00 TL icra veznesine yatırılan harç ile 7,80 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 21.090,56 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan 31 tebligat + posta ücreti 343,00 TL ile iki bilirkişi incelemesi 4.000,00 TL olmak üzere toplam 4.343,00 TL olan yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13 ncü fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan (Taraf başına 330,00 TL x 2 saat= 660,00 TL) X 2 = 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA
8-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 146.507,87 TL ücreti vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
9-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 345,00 TL yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere asıl ve birleşen davada davacı vekili ile asıl ve birleşen davada bir kısım davalılar vekilinin yüzlerine karşı, asıl davada davalı ….’ın yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.11/05/2023

Başkan ….
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip …
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”