Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/379 E. 2020/755 K. 18.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/379
KARAR NO : 2020/755

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan), İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/06/2020
KARAR TARİHİ : 18/11/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan), İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile davalının müvekkili şirkete, Çelik kapı yaptığını ve yapılan kapıların ayıplı ve kalitesiz olması nedeniyle, kapıların davalıya iadesinin yapıldığını, ancak bu zamana kadar, müvekkili şirketin çekleri olan, 31.05.2020 tarih 7.500 TL ve ….. Bankası ……. Keşideli, Seri No:……. ve Yine 31.06.2020 tarih 7.500 TL ….. Bankası …… Keşideli Seri No:…… iki adet çekin müvekkili şirkete iade edilmediğini, müvekkili şirketin Covid-19 vürüsü nedeniyle, ticari itibarı bozulmaması için, 31.05.2020 tarihli 7.500 TL ve ….. Bankası …….Keşideli, Seri No:……çeki ödediğini, bu nedenle, davalının elinde bulunan çeklerin tahsil edilmemesi için 31.06.2020 tarih 7.500 TL …… Bankası ……. Keşideli Seri No: ….. çekin acilen tahsil edilmemesi için ihtiyati tedbir konulmasına, yargılama sonucunda çekin iptaline karar verilmesini, ödenilen 31.05.2020 tarih 7.500 TL ve …… Bankası …. Keşideli, Seri No:….. nolu çekin bedelinin müvekkiline yasal faiziyle birlikte iadesini, yapılan yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile müvekkilinin yaptığı kapıların ayıplı olmadığını, ve sözleşmeye uygun olarak yapıldığını, davacı şirket tacir olduğundan kabul anlamına gelmemek üzere kapıların ayıplı olması söz konusu olsa bile davacı şirketin süresinde ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediğinden basiretli bir tacir gibi davranmadığını, böylece malı satın aldığı şekli ile kabul etmiş olduğunu, davacı şirketin ihtiyati tedbir talebinde bulunmasının usul ve yasaya aykırı olduğundan davanın reddi ile ihtiyati tedbir talebi için gerekli olan koşullarının oluşmaması nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara duruşma günü usulüne uygun tebliğ edilmiştir.
HMK’nın 114/1 nci maddesinde dava şartları tahdidi olarak sayıldıktan sonra anılan maddenin ikinci fıkrasında da “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” hükmü ile diğer kanunlarda dava şartlarına ilişkin düzenlemelerinde dikkate alınması gerekliliğine vurgu yapılmıştır.
Sözü geçen Kanun’un 115 nci maddesi hükmü de “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
(2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” şeklinde olup buna göre Mahkeme’nin dava şartı noksanlığı hâlinde yapacağı işlemler düzenlenmiştir.
7155 sayılı Kanun’un 20 nci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklene 5/A maddesinde ise “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmü uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülecek olan bazı davalarda,dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması dava şartı hâline getirilmiştir.
Yine 7155 sayılı Yasa ile değişik 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi hukmü ise “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir.
Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” şeklinde olup madde ile arabulucuya başvuruyu dava şartı olarak kabul edilen davalarda, arabulucuya başvurmadan dava açılması hâlinde yapılacak işlem düzenlenmiştir.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; her ne kadar dava dilekçesi ile cevap dilekçesi dikkate alınarak uyuşmazlık konusu her iki tarafında kabulünde olan çelik kapı yapıl sözleşmesi neden ile davalıya 31.05.2020 ve 31.06.2020 tarihli çeklerin verilip verilmediği, kapıların sözleşmeye uygun yapılıp yapılmadığı, kalitesiz ve ayıplı olması nedeni ile çeklerin iadesinin gerekip gerekmediği, davacının ayıp ihbarında bulup bulunmadığı, çekin iptali ile istirdadının şartlarının oluşup oluşmadığı hususunda toplandığı tespit edilmiş ise de, aynı duruşmada davacıya HMK 119/1 G-Ğ uyarınca dayanılan hukuki sebepler ile açık bir şekilde talebini açıklaması için 1 haftalık süre verilmiş, dosyaya sunulan dilekçeden de anlaşılacağı gibi davanın verilen çeklerin bedelsiz kalması nedenine dayalı sebepsiz zenginleşme davası olduğu, Sebepsiz zenginleşemeye dayanan alacak davasında,dava konusunun, bir miktar paranın ödenmesine ilişkin olduğu ve davacı vekilinin dava açmadan önce arabulucuya başvurduğuna ilişkin herhangi bir belge sunmadığı anlaşıldığından davanın 7155 Sayılı yasa ile değişik 6102 Sayılı TTK’nun 5/A ve aynı sayılı yasa ile değişik 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesinin birinci fıkrası uyarınca arabulucuğa başvurulmasına ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın REDDİNE,
1-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 54,40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 256,17 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ye irat kaydına, bakiye 201,77 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
2- Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine red olunan dava değeri üzerinden yürürlükteki AAÜT gereğince hesaplanan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edi- lerek davalıya ödenmesine,
3-Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı tarafından sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.18/11/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”