Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/330 E. 2021/913 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/330
KARAR NO : 2021/913

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/06/2020
KARAR TARİHİ : 13/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili şirket ile davalı şirketin ticari ilişkilerinin bulunduğunu, iş bu ticari ilişki sonucunda 01.01.2018 tarihi itibarı ile davalı şirketin müvekkili şirkete 6.822,52 Euro borcunun bulunduğunu, alacağın tahsili için davalı aleyhine 28.01.2019 tarihli İstanbul …. İcra Müdürlüğü nezdinde … Esas Sayılı dosyası ile icra takibinnin yapıldığını, davalının yetkisizlik itirazı üzerine yeniden Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı dosyası ile takibe başlandığını, davalı tarafın 30.04.2019 tarihli itirazı neticesinde takibin durduğunu ve arabuluculuk girişiminden de sonuç alınamadığını, davalı şirkete faturaların kesildiğini, davalının muhtelif ödemeler yaptığını, cari hesaplara işlendiğini, ancak bakiye kalan 6.822,52 Euro borcunu ödemediğinden Davalı tarafın haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı dosyası dosyamız arasına alınmıştır.
Dosyaya sunulan 28/10/2020 tarihli Bilirkişi …. tarafından düzenlenen raporda Davacının incelenen ticari defterlerine göre; 31.12.2017 tarihli kapanış maddesinde davacı tarafın davalı taraftan; 2.206,00 TL alacaklı bulunduğunun tespit edildiği,
Dosyaya sunulan 28/05/2021 tarihli raporda; Davacının alacak iddiası 6.822,52 EURO tutarındadır ve bu tutara denk gelenalacak mesnedi taşıma senedi-taşıma sözleşmesi, irsaliye veya sevk mektubu yada teslim tesellüm ya da e-posta yazışması ve sair şekilde delillerle işin ispatı söz konusu olmadığı, Davacının kendi ticari kayıt defter ve belgeleri lehine delil olma vasfını taşımadığı, Kayıtların uyumsuzluğu karşısında, davacının alacağını somut delillerle ortaya koyması hususu sayın mahkemenin değerlendirmesini gerektiği, Davacının alacak iddiası EURO, hesap işleyişi TL cinsinden olmakla, davacı alacak iddiasının kur farkı kaynaklı da olabileceği, ancak bunun da yine davacı yanca ortaya konulması gerektiği, Gelinen aşamada 15.02.2021 tarihli EK raporda sonuç ve kanaatleri değiştirecek yeni delil veya bir bilgi de sunulmuş değildir. TAŞIMA KONUSUNDA İRDELEME YAPILMADIĞI itirazı vardır. Taşıma bakımından incelemeye elverişli taşıma evrakı bulunmadığı için sadece faturalar ve cari hesap şeklinde işletilen ticari ilişkiden öte bir irdeleme yapma imkanı olmamaktadır. Mahkemece heyete dahil edilen taşıma bilirkişisi için:i. — Taşıma sözleşmesi, ii. Sevk evrakı, ili. — Taşıma senedi, iv. — Taşımaya ilişkin sair evrak sunulmadığı sürece, 6.822,52 EURO alacak iddiasmın sebebi iş ve faaliyetin irdelenmesi de somut olarak mümkün olmadığı, soyut değerlendirmelerde bulunulmak durumunda kalındığı, Davacının TL ödemeler ve EURO kurundan faturaları tarih ve vadelerine göre ortaya koyması gerekirken, bu şekilde davacı için delil oluşturmak üzere bilirkişiden beklenti içinde olunması sayın mahkemenin takdiridir. Heyetimiz raporunda davacı alacağının olası sebepleri analiz edilmiş, davacı ise bu değerlendirmelere göre alacağını ortaya koymak gerekirken, bilirkişi heyetinden delil ihdas etmesini beklemesi anlaşılır olmadığı, COVID-İ9 pandemi etkisi ile davacının delillerini gereği gibi hazırlayıp sunamadığı yönünde itiraz ve savunmalarının takdiri yüce mahkemeye aittir. Yapılan EK inceleme ve değerlendirmeler çerçevesinde, davacı yanın 6.822,52 EURO alacak iddiası bakımından dayanak faturalar ve fatura konusu iş görme hususlarını gereği gibi ortaya koyamadığı şeklinde varılan 15.02.2021 tarihli EK rapor sonuç ve kanaatimizi değiştirmeyi gerektirir yeni bir değerlendirme veya sonuç hasıl olmadığı tespitinde bulunmuşlardır.
Dava İtirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67.maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Bir davada çekişmeli olguların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği konusuna, ispat yükü denir. İspat yükü ve kuralları TMK’nun 6. ve 7. maddelerinde düzenlenmiştir. Türk Medeni Kanunun 6. maddesine göre “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”
HMK’nın 190. Maddesinde ise ispat yükü düzenlenmiştir. Maddeye göre;”1- İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.2- Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnaların dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; davacı davalıdan alacaklı olduğundan bahisle icra takibi yapmış, davalının itirazı ile icra takibinin durması neticesinde iş bu itirazın iptali davasının açıldığı, davacının alacak iddiasını ispat yükü altında olduğu ancak ticari defter incelemesinde davacının alacaklı olmadığı aksine borçlu olduğunun ticari kayıt ve belgelerden anlaşıldığı, davacının alacağına dair bunun dışında herhangi bir belge sunmadığı bu nedenle davacının dava dilekçesinde yemin deliline dayanmış olduğundan yemin delili hatırlatılmakla, davacının sunduğu yemin metni davalıya tebliğ edilmiş olup, davalı şirket yetkilisinin yemin duruşmasında davacının alacaklı olmadığı yönündeki beyanları da dikkate alınarak, davacının takibe konu fatura karşılığında hizmet verdiğini ispat edemediğinden ispatlanamayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
1-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 511,88 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ye irat kaydına, bakiye 452,58 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 6.260,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
4- Davalı tarafından sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irat KAYDINA,
5-Sarf edilmeyen gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,

Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/10/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”