Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/256 E. 2022/1302 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/256
KARAR NO : 2022/1302

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/02/2015
KARAR TARİHİ : 28/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile davalının uzunca bir süredir davacı müvekkiline gümrük müşaviri olarak gümrük sahasındaki tüm ithalat ve gümrükleme işlemleri için hizmet verdiğini, bu hizmet ilişkisi içerisinde davalının yapmış olduğu iş ve işlemelerin masraf ve giderlerini davacıya dekont etmek suretiyle ilettiğini, müvekkilinin de dekont edilen gider belgelerini davalıya ödediğini, bu çalışma sistemi içerisinde davalının …. Kooperatifi’ne ait nakliye faturalarımı kendi kaşe ve imzasını atmak suretiyle dekont ederek müvekkiline getirdiğini, davalı tarafından müvekkiline dekont edilerek getirilen bu kooperatife ait faturaların daha sonradan sahte olduğunun anlaşılması üzerine müvekkili hakkında Maliye Bakanlığı Kocaeli Grup Başkanlığı tarafından 30.09.2014 tarihli … sayılı ve 30.09.2014 tarihli …. sayılı vergi inceleme raporlarının düzenlendiğini, akabinde de müvekkili şirket hakkında toplam 38.049,19 TL özel usulsüzlük ve vergi ziyaı cezalarının kesildiğini, sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanmanın Vergi Kanunlarına göre suç olduğunu, böyle bir vergi cezasına muhatap kılınmasının müvekkilini oldukça rahatsız eltiğini, olayda dahli bulunmayan müvekkilinin cezai ve mali sorumluluklardan kurtulabilmek için Maliyi Bakanlığı ile 27.11.2014 tarihinde 931 sayılı uzlaşma tutanağı ile 15.752,00 TL üzerinden uzlaşma sağladığını, uzlaşma sağlanan miktar üzerinden gecikme faizi ile birlikte toplamda 28.429,06 TL’lik miktarı 23.12.2014 tarihinde Kocaeli İlyasbey Vergi Dairesi Müdürlüğüne ödediğini, dava konusu faturalar içeriği hizmetin kimden ve nasıl alındığı hususlarının gümrük hizmeti kapsamında davalının sorululuğunda olduğunu, müvekkilinin davalının çalışmış olduğu nakliye firmasının vergi mükellefiyelleri hakkında yeterli bilgiye sahip olmasının mümkün olmadığını, davalının söz konusu belgelerin gerçekliğini ve doğruluğunu araştırma konusunda gerekli özen ve dikkati göstermemiş olması sebebiyle olayda ihmalinin bulunduğunu, davalının bu araştırmaları yapmış olması halinde müvekkilinin vergi cezasından kaynaklanan zararından söz edilemeyeceğini, müvekkili tarafından zorunlu olarak ödenen vergi ve cezaların davalının hizmet kusurundan kaynaklanması sebebiyle müvekkili tarafından ödenmek zorunda kalınan 28.429,06 TL’nin müvekkiline ödenmesi için davalıya Bakırköy ….Noterliğinden 12.01.2015 tarih ve …. yevmiye numaralı ihtamamenin keşide edildiğini, davalının aynı noterlikten keşide etmiş olduğu 19.01.2015 tarih ve …. yevmiye numaralı cevabi ihtamame ile taleplerinin yerinde olmadığını beyan ederek olumlu yanıt vermediğini, bu sebeple huzurdaki davanın açıldığını, davanın kabulü ile müvekkili tarafından ceza olarak vergi dairesine ödenmek zorunda kalınan 28.429,06 TL’nin davalının ihtarname ile temerrüde düşürüldüğü 15.05.2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile müvekkilinin belli döneme ilişkin olarak davacıya gümrük müşaviri olarak hizmet verdiği hususunun doğru olduğunu, ihtarnamede bahsi geçen firma ile davacı firma arasındaki ticari ilişkinin müvekkili şirkete yüklenemeyeceğini, davacının sahte olduğu iddia edilen faturaların sahteliğine ilişkin yargı yoluna başvurmadığını, sonrasında da asılsız beyanlar ile müvoekkili şirketten tazmin talebinde bulunmasının yasal olmadığını, söz konusu faturaların sahteliğine ilişkin beyan ve iddianın sadece vergi inceleme raporu ile sınırlı olduğunu, herhangi bir dava ikame edilmeksizin uzlaşma ile vergi dairesine ödeme yapıldığının açık olduğunu, davacı şirketin uzlaşma neticeşinde yargı yolunu kapatarak tüm dava haklarından feragat ettiğini, bu durumda müvekkili şirkete yönelik taleplerin hiçbir yasal dayanağının bulunmadığı hususunun açık olduğunu, müvekkili şirketin gümrük müşaviri olarak görevini eksiksiz ifa ederek, davacı şirketin ticari içinde bulunduğu kooperatif ile ilgili tüm ödeme belgelerini ve faturalarını eksiksiz olarak davacı şirkete ilettiğini, dava dışı kooperatifin sahte fatura düzenlei iddiasının tamamı ile vergi dairesinin yorumundan ibaret olduğunu, davalı müvekkilinin gümrük müşaviri olarak söz konusu kooporatif ile davacı şirket arasındaki ticari ilişki içerisinde faturaların muhteviyatını araştırma ve inceleme gibi bir sorumluluğu ve bilgisinin olamayacağını, davacının basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğüne aykırı davranışları neticesinde, ödemiş olduğu bedeli müvekkilinden talep etme hakkının bulunmadığını, davacı şirketin dâva dışı kooperatife ilişkin olarak ısrarla müvekkili şirketin çalıştığı nakliye firması olarak bahsetmesini kabul etmediklerini, müvekkili şirketin görevinin Gümrük Yönetmeliği’nin 694.maddesinde belirtildiği üzere; gümrük işlemlerinin takibi ve bunların sonuçlandırılmasından ibaret olduğunu, bu aşamada davacı şirket veya başkaca şirketlerin gümrük işlemlerinde kullandıkları nakliye şirketlerinin sorumluluğunun müvekkili şirkete ait olmadığını, müvekkili şirketin sadece nakliye şirketlerinin gider taleplerini davacıya iletmekle sorumlu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Mahkememizden verilen 16/05/2016 tarih ve … Esas … sayılı kararı Yargıtay …. Hukuk Dairesinin 14/01/2020 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamıyla “Davacı vekilinin talebi; davalının getirdiği sahte faturanın kullanılması nedeniyle oluşan vergi cezasının davalı davranışından kaynaklandığından bahisle tazminat talebine ilişkindir. Bu durumda, dava konusu olayda faturanın sahte olup olmadığı önem kazanmaktadır. Zira fatura sahte ise, davacının Maliye Bakanlığı ile Uzlaşmaya girerek cezayı ödemiş olmasından davalının faydalanması mümkün değildir. Ancak faturalar sahte olmayıp ödenmemesi gereken ceza davacı tarafından ödenmişse bu durumda Uzlaşma yoluyla davacı tarafından cezanın ödenmesi davalıyı sorumlu hale getirmez. Bu durumda Mahkemece faturaların sahteliğinin incelendiği İstanbul … Asliye Ceza Mahemesinde görülmekte olan ceza dosyası celbedilerek işbu davaya konu faturaların da bu dosyada incelenip incelenmediği belirlenip inceleniyor ise ceza davasının kesinleşmesinin beklenmesi ve yukarıda belirlenen ilkeler çerçevesinde karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş olup davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
” gerekçesi ile bozulmasına karar verilerek iş bu esas numarasını almıştır.
İstanbul Anadolu …. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası dosyamız arasına alınmıştır.
Bir davada çekişmeli olguların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği konusuna, ispat yükü denir. İspat yükü ve kuralları TMK’nun 6. ve 7. maddelerinde düzenlenmiştir. Türk Medeni Kanunun 6. maddesine göre “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”
HMK’nın 190. Maddesinde ise ispat yükü düzenlenmiştir. Maddeye göre;”1- İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.2- Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnaların dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”

Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; davacı davalının getirdiği sahte faturanın kullanılması nedeniyle oluşan vergi cezasının davalı davranışından kaynaklandığından bahisle tazminat talebine ilişkindir. mahkememizce davanın reddine ilişkin karar dava konusu olayda faturanın sahte olup olmadığı önem arz ettiği, fatura sahte ise, davacının Maliye Bakanlığı ile Uzlaşmaya girerek cezayı ödemiş olmasından davalının faydalanması mümkün olmadığı, faturalar sahte olmayıp ödenmemesi gereken ceza davacı tarafından ödenmişse bu durumda Uzlaşma yoluyla davacı tarafından cezanın ödenmesi davalıyı sorumlu hale getirmeyeceği bu nedenle de mahkemece faturaların sahteliğinin incelendiği İstanbul .. Asliye Ceza Mahemesinde görülmekte olan ceza dosyası celbedilerek işbu davaya konu faturaların da bu dosyada incelenip incelenmediği belirlenip inceleniyor ise ceza davasının kesinleşmesinin beklenmesi ile karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuş olup, mahkememizce bozma ilamına uyularak İstanbul .. Asliye Ceza Mahkemesinin… Esas,… Karar sayılı dosyası getirilerek incelenmiş olup, ceza yargılamasında davaya konu faturaların da yer aldığı 15.03.2018 tarihli gerekçeli karar ilamının 6. Sayfasında açıkça bahsedilmiş olup faturaların sahte olduğu ceza dosyasındaki tespit ve bilirkişi raporu ile sabit olduğundan faturanın sahte olması, ceza mahkemesi kararındaki kısmi kesinleşme de göz önünde bulundurularak davacının Maliye Bakanlığı ile Uzlaşmaya girerek cezayı ödemiş olmasından davalının faydalanması mümkün olmadığı kanaati ile davacının davasını ispatladığı anlaşılmakla açılan davanın kabulüne, davacı tarafından ödenen 28.429.06-TL’nin dava tarihinden itibaren işeleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN KABULÜNE,
1-Davacı tarafından ödenen 28.429.06-TL’nin dava tarihinden itibaren işeleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Alınması gerekli 1.941,98 TL harçtan peşin alınan 485,50 TL peşin harcın mahsubu ile 1.456,48 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 27,70- TL başvuru harcı, 485,50-TL peşin nispi harç, 4,10-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 517,30- TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 228 TL tebligat müzekkere gideri, 2.400 TL Bilirkişi ücreti toplamı 2.628,00 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılıp harcanmayan masrafın karar kesinleştiğinde iadesine,
6100 Saylı HMK geçici 3. Maddesi 1. Fıkrası gereğince 1086 Sayılı Kanunun 427 ve 454. Maddeleri gereğince taraf vekillerinin yüzüne karşı temyiz yolu açık olmak üzere (kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere diğer bir mahkemeye verilerek bir dilekçe ile ilamın temyiz edilebileceği) verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/12/2022

Katip …
¸

Hakim ….
¸

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”