Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/233 E. 2021/974 K. 26.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/233 Esas
KARAR NO : 2021/974

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/03/2020
KARAR TARİHİ : 26/10/2021
K.YAZIM TARİHİ : 25/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin atık yönetimi ile malzeme ve enerji geri kazanımı işi ile uğraştığını, davalı ile aralarında ticari ilişki kurulduğunu, bu ticari ilişkiye istinaden 2940 kg atığın davalıdan teslim alındığını alınan mala istinaden 07/04/2012 tarihinde fatura kesildiğin bu faturanın karşılığının davalı tarafından süresinde ödenmediğini, bu nedenle Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini, bu nedenle davanın kabulü ile %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının belirttiği faturaların müvekkiline ulaşmadığını, bu nedenle itiraz süresinin başlamadığı, müvekkili ile davacı arasında cari hesaba dayanan bir ilişki bulunmadığını, davacının bahsettiği faturanın kayıtlarında olmadığını, bu nedenle davanın reddi ile %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dosyaya sunulan 16/12/2020 tarihli bilirkişi … tarafından düzenlenen raporda; Davacı’nın davalı tarafa 07/04/2012 tarihinde 3.540,00 TL kdv dahil fatura kestiği, ancak söz konusu faturanın hizmetinin verilip, verilmediğinin tespitinin yapılamadığı Davalı tarafın defter incelemelerinde ilgili fatura, cari varlığın tespit edilemediği, Davacı’nın söz konusu dosyayla alakalı olarak kesmiş olduğu faturayı destekleyecek sözleşme, anlaşma, kabul gibi resmi belgelerin bulunmadığı, Davacı’nın yapmış olduğu atık toplamasında söz konusu ilgili atığın alındığında, ilgili atığın alınma sırasında davalı tarafa ait herhangi bir imza olmadığı, davacının davalıya bu hizmeti verdiğine dair resmi anlaşma, sözleşme veya karşı tarafın onayının olduğu bir belge sunması gerektiği, davacı ile davalı arasında herhangi bir sözleşme olmadığı, davacının davalıdan herhangi bir alacağınının bulunmadığı hususları tespit edilmiştir.
Dosyamız arasına celp edilen Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı alacaklının 3.450,00 TL asıl alacak üzerinden cari hesap alacağı dayanak gösterilerek 22/02/2019 tarihinde borçlu aleyhine 7 örnek ilamsız icra takibi yaptığı, ödeme emrinin borçluya 01/03/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun icra dairesi durdurma kararı içeriğine göre vekili aracılığıyla 04/03/2019 tarihinde UYAP üzerinden vekili aracılığıyla gönderdiği itiraz dilekçesinde borca ve takibe itiraz etmiş olduğu görüldü.
Huzurda görülen dava itirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 09/04/2019 Tarih, 2017/5059 Esas, 2019/2363 Karar sayılı ilamına göre;
“İlk derece mahkemesince davacının takip dayanağı yaptığı fatura örnekleri davalının bağlı olduğu Vergi Dairesi Müdürlüğüne gönderilerek bu faturaların davalı tarafından 2017 yılı BA (Büyük Alış) formunda vergi dairesine bildirilip bildirilmediği ve bildirilmiş ise sonradan verilen düzeltme beyanı ile bildirimden çıkartılıp çıkartılmadığının sorulması gerekir. Bir satım faturasının alıcı ticari defterlerine kaydedilmesi halinde sonradan bu kayıt silinse dahi malın teslim alındığına karine olduğu gibi satım faturası BA formu ile vergi dairesine bildirilirse sonradan düzeltme yapılsa da malın teslim alındığına karinedir. Şayet bu araştırma sonucunda takip konusu faturaların davalının BA (Büyük Alış) formunda yer almadığı anlaşılırsa bu kere bu faturalara konu malların davalıya teslimine ilişkin üzerinde teslim alan isim ve imzası bulunan irsaliyeler yönünden davalının isticvap edilip, teslim alan imzalarının kendisine ya da çalışanına ait olduğunun kabul edilmemesi halinde imza ve sair incelemeler yapılarak karar verilmesi gerekmektedir.”
Dosyada ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının, fatura alacağından kaynaklı davalı aleyhine başlattığı icra takibine davalının itirazı sonucunda işbu davayı açtığı görülmüştür. Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda uyuşmazlık konusunun çözümü için tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş; tarafların ticari defter ve belgeleri incelenerek düzenlenen raporda davacının davalı adına 3.540,00 TL tutarında fatura düzenlendiği; davalının ticari defterlerinde ise dava konusu faturanın yer almadığı; davacı tarafından dava konusu faturadaki hizmetin verdiğine dair herhangi bir delil sunulamadığı belirtilmiştir. Davacı tarafından dosyaya sunulan faturada imza olmaması ve davacının dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanmış olması nedeni ile yemin delili hatırlatılmakla davacının davalıya yemin teklif etmesi üzerine davalı şirket yetkilisine usulüne uygun olarak yaptırılan yemin edası neticesinde kesin delil niteliğindeki yemin beyanı dikkate alınarak ispatlanamayan davanın reddi ile davacının icra takibi açmakta kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
2- Şartları oluşmayan davacının icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3- Şartları oluşmayan davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
4- Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 54,40 TL nispi harçtan mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4- Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5- Davalı tarafından sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
6- Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
7- Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince takdir olunan 3.540,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8- 6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca dava değeri karar tarihindeki istinaf sınırı altında kalmakla KESİN olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/10/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı