Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/229 E. 2021/383 K. 14.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/229
KARAR NO : 2021/383

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/03/2020
KARAR TARİHİ : 14/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkilinin davalının taahhüt ettiği mallar karşılığından davalıya muhtelif zamanlarda kredi kartı ile ödemeler yaptığını, müvekkilinin ürünlerin bedelini ödemesine rağmen, faturalarda belirtilen malların müvekkiline teslim edilmediğini, faturalara konu malların müvekkiline teslim edildiğine dair icra dosyasına yapılan itirazda herhangi bir belge sunulmadığını, faturalara konu malların teslimi konusunda davalı tarafa yapılan çağrıların sonuçsuz kaldığını, alacağın tahsili için Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün .. Esas sayılı dosyası ile icra takibinin başlatıldığını, davalının itirazı neticesinde takibin durduğunu, davanın kabulü ile davalının itirazının iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine % 20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile müvekkilinin gıda dağıtım ve pazarlama işi ile iştigal ettiğini, emtiayı alan davacının kredi kartı ile ödeme yaptığını, malları alan davacının kredi kartı ile ödemelerini yapması nedeniyle borç ve alacak kalmayacağını, satım yapılan malın bedelinin kredi kartı ile ödendiğinden bahisle bedelinin talep edilemeyeceğini,
davacının müvekkilinin damadı … ile olan mevcut alacak ve borçlarının, müvekkili hasım gösterilerek tahsili yoluna gidildiğini, müvekkilinin bu alacak borç ilişkisinin tarafı olmaması nedeniyle hasım gösterilemeyeceğini, dava konusu olmamakla birlikte …’in ödeme makbuzlarının mevcut olduğunu, müvekkilinden mükerrer tahsilat amacıyla yapılan takibe itiraz ettiğini, davanın reddine, davacı aleyhine % 20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı takip dosyası dosyamız arasına alınmıştır.
Dosyaya sunulan 15.09.2020 tarihli bilirkişi … tarafından düzenlenen raporda Davacı ticari defterlerinde, davalıya kredi kartı ile 92.340,00 TL ödeme yapıldığı, davalıdan 91.260,00 TL bedelli fatura girişi yapıldığı ve icra takip tarihinde davacının davalıdan 1.080.00 TL alacağı kaldığı, icra takip tarihinden sonra işbu alacak rakamının virman işlemi ile kapatıldığı ve dava tarihinde, davacı ticari defterlerinde davalının cari hesabının -0- olduğu, bu işlemlerin haricinde, davalıdan 32.616,00 TL bedelli fatura girişi yapılarak, davalının cari hesabına kayıt edilmeden, bedelinin nakden ödenmiş olarak kasa hesabından çıkış yapıldığı, Davalının işletme defteri mükellefiyeti olduğu ve işletme defterine sadece gelir gider faturalarının işlendiği, davalının davacıya düzenlendiği toplam 4 ad, 123.876,00 TL bedelli faturaların işletme defterinde kayıt altına alınmış olduğu, Davacının kredi kartından … isimli işletmeye 155.900,00 TL ödeme yapılmış olduğu, davalının da davacıya toplam 4 ad 123.876,00 TL bedelli fatura tanzim etmiş olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlık bedeli önceden ödenen ürünlerin teslim edilmemesi nedeni ile ödenen paranın iadesi talebi ile başlatılan icra takibine itiraza ilişkin olup, TTK’nun 4.maddesinde sayılan diğer anlatımla bu maddede 6098 sayılı TBK’na atıf yapan sözleşmelere ilişkin olmadığından mutlak ticari davalardan olmadığı, tarafların tacir araştırması yapılmış, davalının esnaf olduğu İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar odasının 02.06.2021 tarihli yazı cevabından anlaşılmakta olup bu kapsamda her ne kadar davacı tacir ise de davalının tacir olmadığı anlaşılmakla açılan davanın nispi ticari dava niteliğinde de bulunmadığı, uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerekmekte olduğundan mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nun 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2- 6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/04/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”