Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/214 E. 2020/362 K. 03.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/214
KARAR NO : 2020/362

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 21/11/2018
KARAR TARİHİ : 03/07/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)) davasının dosya üzerinde yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 21/11/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili davacı asilin; davacı şirketin müdürü olduğunu ve davacı şirketin borçlarına kefaletlerinin bulunduğunu, davacı asilin sadece şirket müdürü sıfatı bulunmadığını aynı zamanda kefaletten kaynaklanan sebeplerle şahsi malvarlıkları ile de şirket borçlarını teminatlandıran kişi konumunda olduğunu, müvekkilinin davacılar arasında ekonomik ve organik bağ olduğunu ve borçluların işbu konkordato başvurusu ile yapılandırmak istedikleri borçların ortak olduğunu, konkordato başvurularının aynı dosya üzerinden birlikte gerçekleştirilmesi kanuni zorunluluk olduğunu, 28/02/2018 tarihli ve 7101 sayılı Kanunla değişik İcra ve İflas Kanunu’nun 285. maddesinde “Borçlarını, vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için konkordato talep edebilir.” denildiğinden tacir olmayanların/şahısların da, tacir ve/veya şirket olma şartı aranmaksızın her borçlunun konkordato talebinde bulunabileceği öngörüldüğünü, bu nedenle davacı asil için konkordato talebimiz kanuna uygun ve yerinde olduğunu, davacıların borçlarının ortak oduğunu, organik gerek ticari bağ olan davacılar arasında dava arkadaşlığı olduğunu, usul ekonomisi açısından her bir davacı adına ayrı ayrı dava açmak yerine, tek bir dava ile tüm davacılar adına açmak hukuken yerinde olacağını, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun İhtiyari dava Arkadaşlığı başlıklı 57. maddesinde “Birden çok kişi aşağıdaki hallerde birlikte dava açabilecekleri gibi, aleyhlerine de birlikte dava açılabilir, davacılar veya davalılar arasında dava konusu olan hak veya borcun, elbirliği ile mülkiyet dışındaki bir sebeple ortak olması… ” denildiğini, dava konusu borcun ortak olması, ihtiyari dava arkadaşlığı için yeterli bulunduğunu, konkordato hükümleri ve müessesenin niteliği de aynı borçtan sorumlu olan borçluların ayrı dava açmalarına engel teşkil edecek nitelikte olduğunu, konkordato talebinde bulunan şirket borçlarına kefaleti/ipoteği olan şahısların da şirket ile birlikte aynı dosya üzerinden konkordato talebinde bulunacağının kabul edildiğini, davacılardan …’ın davacı şirketin müdürü ve sahibi olduğunu,, şirketin borçlarına şahsi malvarlığı ile kefil olan ve/veya şahsi malvarlığı ile birtakım banka borçlarını teminatlandıran kişi konumunda olduğunu, …‘ın sahibi olduğu bahsi geçen davacı şirketten elde edebileceği kar payından ziyade farklı herhangi bir ticari geliri bulunmadığını, şirketin haciz, muhafaza, iflas vs. herhangi bir nedenle faaliyetlerinin sekteye uğraması ve/veya sonlanması halinde, tüm ticari gelirleri sıfırlanacağını ve bir kısım malvarlığının şirket borçlarına teminat teşkil etmesi sebebiyle satılacak olması kaynaklı ticari hayatının sona ereceğini, …’ın konkordato süreci boyunca ortağı olduğu davacı şirketten elde edeceği kar payını hiçbir şekilde tahsil etmeyeceğini ve şirket net işletme sermayesinde kullanılmasına muvafakat vereceğini taahhüt ettiğini, davacı asilin de davacı şirketin borçları sebebiyle ödeme güçlüğüne düşeceğinin aleni olduğunu, sonuç olarak müvekkil davacıların faaliyetlerine devam edebilmesi ve mal varlıklarının korunabilmesi için İcra ve İflas Kanunu’nun 287,288,294 ve 295. Maddeleri gereğince; İİK’nın 206. Maddesinin “Birinci Sıra” başlığında belirtilen haklar hariç olmak üzere, 6183 Sayılı Kanundan Doğan vergi ve her türlü harç, ceza ile SGK alacakları ( priı idari para cezaları dahil) ile ilgili takipler dahil olmak üzere, hangi nedene dayanır dayansın müvekkil davacılar aleyhine takip yapılmaması, haciz, ihtiyati haciz, ihtiyati tedbir, satış, muhafaza işlemleri uygulanmaması, evvelce yapılmış olan tüm takiplerin durdurulması, davacılar hakkında rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılmış ve yapılacak tüm icra takiplerinde satışlarının durdurulması, rehinli menkullerin muhafazasının durdurulması, davacıların tüm kurumlar ve şirketler nezdindeki hak ve alacaklarının üçüncü kişilerce haciz, muhafaza ve tahsil edilmesinin önlenmesi ile evvelce yapılmış takiplerden üzerine haciz konulan hak ve alacaklar da dahil olmak üzere tüm hak ve alacaklarının davacılara ödenmesi, davacının ….bank A.Ş.‘ye olan borcundan dolayı ipotek ayni teminat veren T Kişinin ipotekli taşınmazı (EK6-) için banka tarafından açılmış ya da açılacak dava veya takibin durdurulmasına , malın satışının önlenmesi için ihtiyati tebdir kararı verilmesini, davacıların takip borçlusu olduğu takiplerde kendisi aleyhine veya 3. Şahıs konumunda oldukları takiplerde kendisine yönelik 89/1 haciz ihbarnameleri gönderilmesinin tedbiren önlenmesini, davacıların bankalar nezdindeki teminat mektuplarının nakde çevrilmesinin tedbiren durdurulmasını, davacıların aleyhine takas ve mashup hakkının kullanılmasının durdurulmasının mahkemece verilecek mühlet kararından sonraki tarihte davacı şirketin 3.kişiler nezdinde doğmuş ve doğacak hak ve alacakları üzerine bankalar tarafından bloke konulamayacağı, geçiçi mühlet kararının verildiği tarihten sonra yapılacak tüm ödemelerin bu tarihten önceki borçlara takas ve mahsup edilmemesini, yargılama neticesine kadar tensiben ihtiyati tedbir kararı yerilmesine ve şirkete komiser tayinini, müvekkili davacıların konkordato talebinin kabulü ile; öncelikle İcra ve İflas Kanunu Madde 287 gereğince 3 aylık geçici mühlet kararı verilmesine ve gerekli görülmesi halinde 2 ay daha uzatılmasına, geçici mühlet kararının icra ve iflas kanununun 287. maddesi çerçevesinde ilanına, geçici mühlet neticesinde İcra ve İflas Kanunu’nun 289. maddesi gereğince 1 yıllık kesin mühlet kararı verilmesine ve mahkemece gerekli görülmesi halinde bu mühlet kararınım 6 ay daha uzatılmasına, kesin mühlet kararının ilanını, yargılama sonunda İcra ve İflas Kanunu’nun 305. Maddesi vd. Maddeleri gereğince konkordatonun tasdikine ve tasdik kararının ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE :
Dava, 7101 sayılı ile değişik İcra ve İflas Kanunun 285 ile devamı maddeleri uyarınca konkordato istemine ilişkindir.
7101 Sayılı Kanun ile değişik İcra ve İflâs Kanununun 285/4 ncü maddesi “Konkordato talebinde bulunan, Adalet Bakanlığı tarafından yürürlüğe konulan tarifede belirtilen konkordato gider avansını yatırmaya mecburdur. Bu durumda 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114 üncü ve 115 inci maddeleri kıyasen uygulanır.” şeklinde olup bu madde hükmünce borçlu vekiline konkordato gider avansını yatırması için meşruhatlı davetiye tebliğ edilmesine karşı borçlu vekili kesin süre içerisinde konkordato gider avansını yatırmadığından davanın İİK’nun 285/4. Maddesi yollamasıyla HMK’nun 114/1-(g),114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacı vekilinin kendisine verilen kesin süre içerisinde konkordato gider avansını yatırmadığı anlaşıldığından davanın gider avansına ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle 7101 sayılı yasayla değişik İİK’nun 285/4. Maddesi yollamasıyla HMK’nun 114/1-(g) ve 115/2. Maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gerekli ¨54,40 karar ve ilam harcından peşin alınan ¨35,90 harcın mahsubu ile bakiye ¨18,50 harcın davacıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨410,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren 10(on) gün içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile 10(on) gün içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda oybirliğiyle karar verildi. 03/07/2020

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Kâtip …
☪e-imzalıdır.☪
“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”