Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/197 E. 2020/744 K. 12.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/197
KARAR NO : 2020/744

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 14/07/2011
KARAR TARİHİ : 12/11/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Bakırköy nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu 12/11/2020 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde ;
Dava sebebi olayda, dava dışı … Kimya Ltd. Şti. Yurtdışında yerleşik …. Ltd. Ünvanlı yabancı şirketten , ilaç sanayinde kullanılan bir kısım (7 kap 55 kg) kimyasal hammadde satın aldığını, satın alınan hammaddeler , yurtdışından taşınması sırasında uğrayabileceği rizikolara karşı , malların alıcısı dava dışı … Kimya Ltd. Şti. Tarafından müvekkili …. Sigorta Aş. Nezdinde nakliyat sigorta poliçe ile sigorta ettirildiğini, sigortalı malların , yurtdışından ülkemize taşınması işi davalı havayolu firması tarafından icra edildiğini, taşıma sonunda sigortalı malların büyük bir kısmında (7 kaptan 6’sı) tam ziya (tam kayıp) hali olduğunun anlaşıldığını, nakliyat poliçesi umumi şartlarına göre müvekkili şirkete sigortalı emtiada 157.224,41 Euro tutarında , hasar/zarar meydana geldiğinin tespit olunduğunu ve hasar tazminatının 17.02.2011 tarihinde sigortalıya ödendiğini, taşıyıcı tam ve sağlam aldığı emtiayı varma yerine ulaştırmakla yükümlü olduğunu, taşıyıcı emtianın teslim alınmasından teslim edilmesine değin her türlü hasar ve ziyadan sorumlu olduğunu, sigortalı ile müvekkili şirket arasında mün’akit ve bir delil anlaşması mahiyetinde olan sigorta poliçesi umumi şartları ve TKK’nun 1301.maddesinin amir hükmüne göre, müvekkili şirket hasar bedelini ödedikten sonra sigortalısının haklarına kanunen halef olduğunu, sigortalıya ödenen 157.224,41 Euro tutarındaki hasar tazminatının , ödeme tarihinden 17/02/2011 itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekilinin 21/10/2011 tarihli cevap dilekçesini özetle; Maldaki eksiklik ile taşıma arasında illiyet bağı bulunmadığından ve meydana geldiği iddia olunan eksiklik , … A.O. ‘nun hakimiyet sahasında meydana gelmediğinden, müvekkili ortağın taşıyıcı olarak koruması altında bulunmayan bir sürede meydana geldiği iddia olunan eksiklikten ötürü, müvekkili ortaklık sorumlu tutulamayacağını, konişmento muhteviyatı emtianın hiç bir aksaklık kaydı olmaksızın tam ve sağlam olarak alıcına teslim edildiğini, Gümrük Çıkış kontrol fişlerinden anlaşıldığından ve kargo teslim almaya yetkili kişi tarafından itirazda bulunmaksızın kabul olunduğundan, kargoların ,taşıma belgesine uygun olarak ve eksiksiz teslim edildiği hususunda karine olduğunu, bunun aksini ispat yükümlülüğü davacının olup davacı taraf malın ortaklığın uhdesinde iken eksiliğini ispat edemediğini, müvekkili ortaklığın söz konusu taşımada sorululuğunun sınırlı olduğunu, 1955 tarhli Lahey Protokolü ile tadil edilen Varşova Konvansiyonunun 22. Ve 25. Maddesini değiştiren ve 08/05/1991 tarihinde 3736 sayılı yasa ile kabul edilen 1975 tarihli 4. Nolu Montreal Protokolünün VII. Maddesi gereğince sorumluluk sınırlandırıldığını ,mezkur madde metnine göre ” yük taşınmasında paket taşıyıcıya verilirken, gönderici varış yerinde teslimindeki menfaatine ilişkin özel bir bildirimde bulunmadıkça ve gerekiyorsa ek bir meblağ ödemedikçe taşıyıcının sorumluluğu kilogram başına 17 Özel Çekme Hakkı (SDR) ile sınırlandırılmıştır” bu durumda , dava konusu kargoya ilişkin konşimentoda taşıma için herhangi bir özel değer bildirimi yapılmadığını belgelediğini, bu durumda ise yukarıdaki hükmün uygulanması gerekeceğinden, dava konusu emtia için sorumluluk , kilogram başına 17 SDR ile sınırlı olacağını, bu ilkeye göre hesap yapılırken , öncelikle eksik olduğu iddia olunan kapların içindeki emtinanın ağırlığı tespit edilecek bilahare bulunan ağırlığın 17 SDR ile çarpılması sonucu bulunan meblağ sınırlı sorumluluk ilkesi tahtında müvekkili ortaklıktan talep edilebilecek azami meblağ olacağını, kaldı ki davacı taraf sınırlı sorumluluk limitleri içinde kalmak şartıyla ancak gerçek zararını talep edebileceğini, diğer bir ifadeyle , davacının sınırlı sorumluluk limitleri içinde kalmak kaydıyla gerçek zararını isbat etmesi durumunda tazminat talepleri kabul edilebilecek olup aksi takdirde açılan iş bu davanın reddi gerektiğini, davacı ancak üst limiti aşmamak kaydıyla , karar tarihinden itibaren faiz talep edebilecek olup fazlaya ilişkin talebinin reddi gerektiğini, bu nedenlerle kendi üzerine düşen görevi ifayla , kargoyu taşıyan ve alıcısına tam ve sağlam olarak teslim eden müvekkili ortaklığın bundan sonraki zaman diliminde diğer bir ifadeyle , taşıyıcının koruması altında olmayan bir sürede meydana gelen eksiklikten sorumlu tutulamayacağından haksız ve mesnetsiz olarak açılan davanın reddini, biran için ortaklıklarının tazminat ödemekle sorumlu tutulması halinde sorumluluklarının sınırlı sorumluluk limitleri içinde davacı tarafın ancak gerçek zararı kadar olduğu göz önünde bulundurularak fazla talebin reddini, tüm mahkeme masrafları ve ücreti vekaletin de davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce verilen 05/07/2012 gün ve … esas,… karar sayılı karar ,Yargıtay … nci Hukuk Dairesinin 16/12/2013 gün ve …. esas,…. karar sayılı ilamı ile;”…Mahkemece yukarıda belirtilen gerekçe ile Montreal Prokolü’nün 4. maddesi ve Varşova Konvansiyonu’nun 25. maddesindeki hükümler gereğince sınırlı sorumluluk esasına göre karar verilmiştir. Ancak hava taşımasının yapıldığı Hindistan devleti Varşova Konvansiyonu’nda değişiklik yapan Montreal Protokolü’ne taraf olmadığından yük taşımasında koşulları gerçekleştiğinde sınırsız sorumluluğun söz konusu olabileceği gözetilerek Varşova Konvansiyonu’nun 25. maddesine göre değerlendirme yapılması gerekirken aksi uygulama doğru olmayıp, bu nedenle meydana gelen zayiide davalı taşıyıcı ve adamlarının zarar verme kastı ile veya zararın doğması ihtimalini bilerek pervasızca yaptıkları bir hareket niteliğinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir. Ayrıca aynı Konvansiyo’nun 22/2-b maddesinde sınırlı sorumluluğun göndericinin yükü taşıyıcıya verirken teslim anındaki değerini gösteren özel bildirimde bulunmadıkça ve gerekiyorsa ek bir meblağ ödemedikçe sınırlı sorumlu olacağının düzenlendiği, buna göre olayımızda hava taşıma senedinde belirtilen tutarın böyle bir bildirim sayılıp sayılmayacağı ve ek bir meblağ ödemesi gerekip gerekmediği değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre karar vermek gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden”bahisle davacı yararına bozulmuştur.
Bozmaya uyulduktan sonra yapılan yargılama sonunda verilen Mahkememizin 25/03/2016 gün ve …. esas,… karar sayılı kararı ise,,Yargıtay … nci Hukuk Dairesinin 27/02/2018 gün ve … esas,… karar sayılı ilamı ile;”..Mahkemece, Varşova Konvansiyonu hükümlerine uyarınca uluslararası hava taşımasında taşıyan davalının zarardan sınırlı sorumlu olduğu esasına göre karar verilmiştir. Sınırlı sorumluluk hesabında, üst sınır olarak kg başına 250 Poincarre Frank üzerinden hesaplama yapılmış ve üst sınır 16.710 Poincarre Frank olarak hesaplanmış ve bu üst sınır üzerinden tazminata hükmedilmiştir. Ancak, davacı sigorta şirketinin sigortalısı olan gönderene tazminatı ödediği tarih üzerinden TL’ye çevrilmesi suretiyle karar verilmiştir. Varşova Konvansiyonu’nun 22. maddesi “Bu maddede frank olarak belirtilen meblağların binde dokuz yüz ayarında altmış beş buçuk miligram altını bulunan bir para birimi karşılığı olduğu kabul edilecektir. Bu meblağlar, milli paralara yuvarlak rakamlar halinde çevrilebilir. Bu meblağların altından başka milli paralara çevrilmesi, dava halinde, karar tarihinde bu paraların taşıdığı altın değerine göre yapılacaktır.” hükmünü haizdir. Bu madde hükmü uyarınca hesaplanan sorumluluk miktarı milli paraya çevrilmesi durumunda davacının talebi doğrultusunda karar tarihindeki değeri üzerinden hesaplama yapılmalıdır. Bu nedenle hesaplanan sorumluluk miktarı olan 16.710 Poincare Frank’ın (verilecek) karar tarihindeki değeri üzerinden TL’ye çevrilmesi suretiyle karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden “bozulmasına karar verilmiş,davalı vekilinin karar düzeltme istemi üzerine bu kez aynı dairenin 07/01/2020 gün ve …. esas,… karar sayılı ilamı ile;” Dava hava yolu taşıması sırasında zayi olan emtia bedelinin davacı tarafından sigortalısına ödenmesi üzerine davalı taşıyıcıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir. Mahkemenin 05.07.2012 tarihli kararında hükmolunan tazminatın karar tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş, taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizin 16.12.2013 tarih ve …. E. – …K. sayılı ilamında faiz başlangıç tarihi yönünden bir bozma nedenine yer verilmediğinden faizin karar tarihinden itibaren işletilmesi hususunda davalı yararına usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Bu durumda, mahkemece bu husus gözetilerek faiz karar tarihinden itibaren hükmedilmesi gerekirken davacının sigortalısına yaptığı ödeme tarihinden itibaren faiz hükmedilmesi yerinde olmadığından, davalı vekilinin bu yöne ilişkin karar düzeltme isteminin kabulüyle Dairemizin 27.02.2018 tarih, …. Esas – … Karar sayılı ilamına bu bozma talebinin de (3) numaralı bent olarak eklenmesine karar verildiği” görülmüştür.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamlarına uyulmasına karar verilmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava hava yolu taşıması sırasında zayi olan emtia bedelinin davacı tarafından sigortalısına ödenmesi üzerine davalı taşıyıcıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi prof. Dr. …. , …. ve …. tarafından düzenlenen 03/05/2012 havale tarihli bilirkişi raporunda;
Hava taşıması esnasında meydana gelen zıya ve hasardan dolayı taşıyıcı THY ‘nin sorumlu olduğunu, bu sorumluluk kapsamında taşıyıcı THY ‘nin TTK.1301 madde hükmüne dayanarak talepte bulunan davacı sigorta şirketine, Varşova/Lahey Konvansiyonu ve konvansiyonu tadil eden 1975 Montreal Protokolü’nün 22/2 maddesinde düzenlenen sınırlı sorumluluk ilkesi gereği 1139,85 SDR tutarındaki zararı tazmin etmekle yükümlü olduğunu bildirmiştir.
Bilirkişi …, … ve … tarafından düzenlenen 10/12/2014 havale tarihli bilirkişi raporunda;
Kaybolan kargonun ağırlığının 66,84 kg
66,84 kg. Kayıp kargo için ödenebilecek tazminatın üst sınırının ;16.710 F.F. Olduğu internet aracılığıyla öğrenildiğini, 5,04 (1.-ff.’nın Türk Lirası değeri) X 16.710 ff.= ¨ 84.218
Bu meblağ , zarar görenin mahkeme önünde kabul görecek delillerle gerçek zararını ispat etmesi halinde ödenebilecek zarar gideriminin üst sınırı olacağını, bu rakama mahkeme masrafları ve vekalet ücreti dahil olmadığını, davacının davalı hava taşıyıcısından sigortalısının haklarına halef olarak talep ettiği miktarın :¨ 365.515,30 olduğunu bildirmişlerdir.
Bilirkişi …., …. ve … tarafından düzenlenen 23/03/2015 havale tarihli bilirkişi raporunda;
Sigortalısının , hava yoluyla taşınması sırasında kaybolan malları için tazminat ödeyen davacı sigortacının ödediği tazminatı rücuen talep etmesi olduğunu, dolayısıyla davacının gerçek zararının , taşıyıcısından sigortalısının haklarına halef olarak talep ettiği miktar olan 365.515,30 olduğunu, mahkeme ayrıca kimyevi maddenin gerçek değerini de belirtmesini istediğini, bu da 157.224,41 Euro olduğunu anlaşıldığını, ilk raporlarını tanzim tarihindeki yabancı para değerleri esas alınarak bu rakamın ¨ 365.515,30’ye tekabül ettiğini, sınırlı sorumluluk hesaplamalarına göreyse; sigortacı olan davacı tarafın sigortalısının haklarına halef olarak, hava taşıyıcısı davalıdan talep edebileceği tazminatın üst sınır olan 84.218,00 olup , raporun tanzim tarihindeki altın fiyatı esas alınarak hesaplandığını ve davacı talebinin altında kalacağını, diğer taraftan ilk raporlarının incelemeler bölümünde 1. Bendinde açıklandığı gibi Hindistan Varşova Konvansiyonu’na dahil olmuş fakat 4. Numaralı Montreal protokolüne imza koymadığından hesaplamalarının bu değişiklikten önceki prensiplerine göre yapmış olduklarını, ilk raporlarındaki görüşlerinin aynı kaldığını bildirmişlerdir.
Bilirkişi … tarafından düzenlenen 30/06/2015 havale tarihli bilirkişi raporunda;
10/12/2014 tarihli raporlarındaki hesaplama:
1000/1000 saf altın = 24 ayar altın=¨86.27
1 Poincare Frank’ı %90 saf altın (900/1000 altın) :=21,6 ayar altın = ¨77,643
(Burada orantı hesabı yapıyoruz:24 ayar altın ¨ 86,27 olursa 21,6 ayar altm ne olur?)
Poincare Frank’ ı 0,0655 gr. altm = 0,0655 gr. X ¨60,156 =¨5,08
250.-Poincare Frank’ı = ¨ 5,08 X 250.-Frank =¨ 1.270 (Kilo başına ödenebilecek tazminatın üst sının)
66,84KgX ¨ l,270= ¨ 84.886,8
2-Davacınm sigortalısına ödeme tarihi olan 17/02/2011 tarihi itibariyle aynı hesaplama:
24 ayar altının gram fiyatı: ¨ 69,25 yani 1000/1000 saf altın = 24 ayar altın =¨69,25.
1 Poincare Frank’ı %90 saf altın (900/1000 altın) :=21,6 ayar altm = ¨62,325
(Burada yine orantı hesabı yapıyoruz:24 ayar altın ¨ 69,25 olursa 21,6 ayar altın ne olur?)
1 Poincare Frank’ ı 0,0655 gr. altın = 0,0655 gr. X ¨62,325 =¨ 4,82
250.-Poincare Frank’ı = ¨4,82 X 250,-Frank =¨1.205.(Kilo başma ödenebilecek tazminatın üst sınırı)
66,84KgX ¨ 1205= ¨ 80.542,2
Poincare frank’ı hesap edilirken saf altırnn karar tarihindeki kuru esas alınacaktır hükmü: 22 .maddenin 5. Bendinde mevcut olduğunu, Montreal protokolüyle Montreal konvansiyonu birbirine karışılaştırıldığını,
Montreal konvansiyonun ülkemiz açısından kabul tarihi zaten taşımadan sonradır .(26/03/201l’dir.)
29/06/2015 tarihli raporlarındaki hesaplama:
24 ayar altmm gram fiyatı: ¨100,98 yani 1000/1000 saf altm = 24 ayar altm =¨100,98
1 Poincare Frank’ı %90 saf altın (900/1000 altm) :=21,6 ayar altm = ¨ 90,88
(Burada yine orantı hesabı yapıyoruz:24 ayar altın ¨ 100,98 olursa 21,6 ayar altın ne olur?)
1 Poincare Frank’ ı 0,0655 gr. altın = 0,0655 gr. X ¨ 90,88= ¨ 5,95
250.-Poincare Frank’ı = ¨ 5,95 X 250,-Frank = ¨ 1.487,5 (Kilo başma ödenebilecek tazminatın üst sınırı)
66,84Kg. X ¨1.487,5= ¨ 99,424,5
ilk rapordaki görüşlerinin aynı olduğunu bildirmiştir.
Somut olayda öncelikle hangi kanun ya da sözleşmenin uygulanacağının tespiti önemlidir.Uyuşmazık uluslararası havayolu taşımacılığından kaynaklanmakta olup Hindistan Montreal sözleşmesine taraf olmadığından somut uyuşmazlıkta Yargıtay bozma ilamları da gözönüne alındığında Varşova Konvansiyonunun uygulanması gerekmektedir.Bu çerçevede Konvansiyonun 25 nci maddesi uyarınca sınırsız sorumluluk hâlinin bulunup bulunmadığının tespiti önemlidir.Varşova konvansiyonununu 25.maddesi çerçevesinde değerlendirme yapılması gereği nedeniyle dosya ilk bozma sonrasında bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, ayrıca gerçek zarar, bu konvansiyon hükümleri çerçevesindeki sorumluluk belirlenmesi, beyan ve taşıma evrakları çerçevesinde inceleme yapılarak zarar miktarının belirlenmesi sağlanmıştır. Buna göre 10/12/2014 tarihli bilirkişi raporunun alınması sağlanmış, rapor kapsamına göre hava taşıması başlangıcı Hindistan olduğundan Montreal protokol hükümlerinin uygulanmayacağı, zira bu ülkenin protokole imza koymadığı değerlendirilerek Varşova konvansiyonunun sınırsız sorumluluğu düzenleyen maddeleri tartışılarak taşıyıcının 25.madde çerçevesinde zarar verme kastıyla ve zararın doğması ihtimalini bilerek pervasızca yaptığı bir hareket ya da ihmal olduğu sonucuna varılmasını gerektirecek dosya kapsamında herhangi bir iddia ve delile rastlanmadığından 22.maddede belirtilen sorumluluk sınırlamalarının dışına çıkılmasının mümkün olmadığı belirlenmiştir. Hal böyle olunca, konvansiyonunun 22.maddesi çerçevesinde ödenebilecek tazminatın üst sınırını saptayabilmek için hava taşıma senedine bakılmış, 78 kg olan 7 kap kargonun 6 kabının varış İstasyonu olan İstanbul’da boş çıktığı belirlenmiştir. O halde, tazminatın üst sınırı saptanırken 6 kap kargonun değeri esas alınmalıdır. Çünkü konvansiyonunun 22/2-b maddesinde tazminat hesabında esas alınacak ağırlık belirlenmiştir. O halde, 6 kabın itibari değeri üzerinden yapılan inceleme sonucu toplam 78,35 KG kimyevi maddenin 7 kap olarak 02/08/2010 tarihinde tek seferde taşındığı, alıcının … Kimya Ltd.Şti.olduğu, taşıyıcının THY Kargosu olduğu, taşıma senedinin değer hanesinde yer alan ibarenin ” değer bildirilmemiştir ” şeklinde düzenlendiği, bu durumda tazminat hesabının üst limitinin kg başına 250 poincare frangından hesaplanması gerekeceği, bu tür fransız frangının tedavülde bulunmayan içinde binde dokuz yüz ayarında 65,5 mg altın bulunduran bir para olduğu, konvansiyonda kriter olarak bunun kullanıldığı, bilahare Montreal’de tanzim olunan protokol ile bu tür hesaplamanın yerine kg başına SDR kriterinin getirildiği, ancak, bozma içeriği de gözetilerek Hindistan’ın Montreal konvansiyonunu imzalamamış olmasından dolayı hesaplamada SDR biriminin esas alınamayacağı değerlendirilerek, itibari olarak kaybolan kargo ağırlığının 66,85 kg olduğu esas alınarak, bunun konvansiyon çerçevesindeki TL karşılığının rapor tanzim tarihi itibariyle ¨84.218,00 olduğu, fatura kapsamına göre gerçek zararın ¨365.515,30 olduğu anlaşılmıştır.
Son Yargıtay bozma ilamına göre sorumluluk miktarınnı 16.710 Poincare olarak belirlendiği sabit olup bu değerin karar tarihi itibariyle TL’ye çevrilmesi gerekmetedir.Yapılacak işlemin hesaplama işlemi olması nedeniyle bilirkişi kurulundan ek rapor alınmayarak hesaplama Mahkememiz tarafından yapılmıştır.
Buna göre hesaplama yapıldığında;
24 ayar gram altının karar tarihi itibariyle fiyatı =¨473,60,yani 1000/1000 saf altın=24 ayar altın =¨473,60
1 Poincare Frank’ı %90 saf altın(900/1000 altın) =21,6 ayar altın= ¨426,24
1 Poincare Frank’ı 0,0655 gr. X ¨426,24 = ¨27,91
250 Poincare Frank’ı =¨27,91 x 250 Frank =¨6,977,50(Kilo başına ödenebilecek tazminatın üst sınırı)
66,84 Kg x ¨6.977,50=¨466.376,10 (Ya da 16.710 Poincare Frank X ¨6.977,50 = ¨466.376,10 )
Yukarıda yapılan hesaplamaya göre,davalı şirketin Varşova Konvansiyonu’na göre sınırlı sorumluluğu ¨466.376,10 ise de,fatura bedeline göre gerçek zararın ¨365.515,30 olduğu,gerçek zarar miktarı sınırlı sorumluluk çerçevesinde hesap edilen zararın altında kaldığından gerçek zarar miktarının davalı tarafından ödenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Somut olaya uygulanması gereken mülga 6762 sayılı TTK’nun 1301. maddesi “Sigortacı sigorta bedelini ödedikten sonra hukukan sigorta ettiren kimse yerine geçer. Sigorta ettiren kimsenin vakı zarardan dolayı üçüncü şahıslara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal eder.
Sigorta ettiren kimse, 1 inci fıkra gereğince sigortacıya intikal eden haklarını ihlal edecek bir hal ve harekette bulunursa sigortacıya karşı mesul olur. Sigortacı zararı kısmen tazmin etmiş ise sigorta ettiren kimse kalan kısmından dolayı üçüncü şahıslara karşı haiz olduğu müracaat hakkını muhafaza eder.” şeklinde olup davacı sigorta şirketi sigorta tazminatını sigortalısına ödediği ve sigortalının da gerçekleşen zarardan dolayı sorumya yani taşımada kusurlu olan şirkete karşı dava hakkı bulunduğu anlaşıldığından davanın kabulü ile ¨365.515,30 ‘nin davalının usuli kazanılmış hakkı gözetilerek ilk karar tarihi olan 05/07/2012 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın KABULÜ ile; ¨ 365.515,30 ‘nin ilk karar tarihi olan 05/07/2012 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE
2-Alınması gerekli ¨ 24.968,35 karar ve ilam harcından peşin alınan ¨5.427,95 harcın mahsubu ile bakiye ¨19.540,40 harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafından ödenen ¨18,40 Başvurma Harcı ile ¨ 5.427,95 Peşin Harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan 31 adet tebligat + posta ücreti ¨422,60 ile iki bilirkişi inceleme ücreti ¨ 2.107,00 olmak üzere toplam ¨ 2.529,60 yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen ¨34.036,07 ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨100,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair,6100 sayılı HMK’nun geçici 3 üncü maddesinin 2 inci fıkrası yollamasıyla mülga 1086 sayılı HUMK’nun 26/09/2004 gün ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümleri uyarınca kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oybirliği ile verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı . 12/11/2020

Başkan ….
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip ….
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.