Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/195 E. 2021/342 K. 07.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/195
KARAR NO : 2021/342

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/03/2020
KARAR TARİHİ : 07/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile davalının müvekkilinden 5.135,07 TL alacaklı olduğu halde haksız ve dayanaksız olarak Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün .. Esas sayılı dosyası 14.829,40 TL alacaklı olduğu iddiasıyla takip başlattığını, müvekkilinin icra takibinden haberi olmaması sebebiyle takibin kesinleştiğini, fatura içeriklerinin müvekkiline teslim edilmediğini, cari hesaptaki alacak kalemlerine ait faturalara itiraz edilmemiş ve ticari defterlere işlenmiş olmasının davalının alacaklı olduğunu ispatlaması açısından yeterli olmadığını, icra dosyasına yatan paranın alacaklı davalıya ödenmemesi için tedbir talep ettiklerini, davanın kabulüne, ilamsız icra takibi neticesinde davalı tarafa 9.694,33 TL borçlu bulunulmadığının tespitine, davalının kötü niyetli olmasından dolayı % 20 tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile Davalıya satılan ürünlerin ayıplı olmadığını, teslim edilen ürünlere ait müvekkili tarafından düzenlenen faturalara da cavalı tarafça süresinde itiraz edilmeyerek fatura içerikleri TTK 21/2. maddesi uyarınca kabul edildiğini, davacının TBK’nın 223/1. maddesi hükmü uyarınca ayıba karşı tekeffül hükümlerine dayanabilmesi için şart koşulan muayene ve ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediğini, davacı satışı yapılan ürünleri kabul ettiğini, dava konusu malların teslim edildiğinin davacı tarafça da ikrar edildiğini, davacının bozuk olduğunu iddia ettiği etleri müvekkiline teslim ettiğini yazılı delille ispat etmesi gerektiğini, ortada ayıplı ürün olmadığı gibi kendilerine ayıp olduğu iddiasıyla iade edilmiş herhangi bir ürünün de olmadığını, haksız davanın reddine karar verilerek davacı aleyhine % 20 oranından az olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKEÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı dosyası dosyamız arasına alınmıştır.
Dava, İİK 72. Maddesi uyarınca açılan menfi tespi davasıdır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 72.maddesi gereğince, borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında, borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 s.TMK m.6).
İspat yüküne ilişkin bu genel kural menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf, o vakıayı ispat etmelidir.
Borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Bu halde, borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde, hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra, ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır (Hakan Pencanıtez, Oğuz Atalay, Meral Sungurtekin Özkan, Muhammet Özekes, İcra ve İflas Hukuku, s.156- 164).
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; davalının davacıdan alacaklı olduğundan bahisle başlatmış olduğu Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyada davalıya 4.000,00-TLlik elden ödeme, 2.500,00-TL lik banka ödemesi ve bozuk etlerin iade edilmesi nedeni ile borçlu olmadığının tespitini istemiş olup, davacının elden ödeme yapıldığı iddiası davalının kabulünde olmayıp bu hususun yazılı delil ile ispatlanması gerektiği ancak bu hususta dosyaya yazılı bir delil sunmadığı, banka ödemesi bakımından ise icra dosyası incelendiğinde takipten sonra icra dosyasına yapılan 2.500,00-TL nin dosya borcu ödemesi şekilde olduğu, borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamayacağından bu talebi bakımından dava açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Bakiye borçlu olmadığının tespitini istediği miktar bakımından ise, davacı vekiline gizli/açık ayıp niteliğinin tespitinin dosyada daha önce yaptırılmış bir tespit bulunmadığı, ayıp iddiası bakımından inceleme yapılması gerekmektedir. Davacının ayıp iddiası ve whatsup yazışmaları ile ürünlerin bir kısmında ayıplı olduğu, davalının ayıbı kabul ettiği yönünde olup, bu kapsamda da tüm ürünler üzerinde inceleme yapılıp ayıplı kısmın bedelinin bulunarak davacının borçlu olmadığı miktarın tespiti gerekmektedir. Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf TMK madde 6 ‘da açıkça belirtildiği gibi o vakıayı ispat etmeye mecburdur. Dolayısıyla davacının bu iddiası bakımında ispat yükü davacı üzerindedir. Dosyada bu kapsamda alınan bir delil tespiti dosyası olmayıp, davacının alım-satım sözleşmesine konu olduğu belli olmayan üzerinde herhangi bir işaret/barkod/poşet …vs ayırtedici ibare bulunmayan etlerin fotoğrafları dava dilekçesinde eklenmiş ise de davalı ayıp iddasını kabul etmemektedir. Davacı dava dilekçesinde ürünlerin iade edildiğinden bahsetmiş ise de davalının ürünleri iade edilmediği yönündeki savunmasından sonra davacı vekilince dosyaya sunulan beyan dilekçesinde satım sözleşmesine konu ürünün et olması nedeni ile ayıplı ürünlerin kendisi tarafından imha edildiğini beyan etmiştir. Satım sözlemesine konu ürünlerin imha edilmiş olması nedeni ile ürünler üzerinden bilirkişi incelemesi yapılamadığından ve dava dilekçesinde yemin deliline dayanıldığından davacı vekiline yemin delili hatırlatılmış yemin metninin sunulması ile davalı asile yemin davetiyesi gönderilerek yemini tahtında beyanı alındığında davalı etlerin ayıplı olmadığını, kendisine usulüne uygun ayıp ihbarının da bulunmadığı, ödeme yapılmadığı, kendisinin ödeme istemesinden kaynaklı bu yola başvurulduğu yönündeki beyanı da dikkate alınarak ispatlanamayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
1-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 165,56 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ye irat kaydına, bakiye 106,26 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
4-Davalı tarafça sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
5-Sarf edilmeyen gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/04/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”