Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/17 E. 2020/566 K. 24.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/17
KARAR NO : 2020/566

DAVA : İflas (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177))
DAVA TARİHİ : 08/01/2020
KARAR TARİHİ : 24/09/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İflas (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 08/01/2020 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkili alacağının tahsili için İstanbul Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyası ile borçlu/davalılar hakkında ilamsız icra yolu ile takip başlattığını, takibe konu olan alacağın dayanağı, taraflar arasında 30.10.2018 tarihinde imzalanan protokol gereği davacı müvekkilinin davalı/borçlulara ödemiş olduğu para alacağı olduğunu, başlatılan icra takibine dair ödeme emri davalılara tebliğ edilmiş olup işbu takibe borçlu/davalılar süresi içinde borçlu olmadığını iddia ederek itiraz ettiğini ve takibi durdurduğunu, ancak borçluların itirazları mesnetsiz, haksız ve dayanaksız olduğunu, borçlular itirazında kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin ile davalı … arasında 30.10.2018 tarihli protokol ile düzenlenen daire satış sözleşmesi uyarınca,¨ 500.000,00 bedel karşılığında, …. ili, …. ilçesi …. ada, …. parselde yer alan …. Blok …. numaralı bağımsız bölümün müvekkili davacıya satımı konusunda anlaşma sağlandığını, davalı şirket sözleşme imzalanması ve paraların yatırılması sürecine kadar müvekkiline azami güven oluşturtmaya özen gösterdiğini, hileli işlemlerle müvekkilini etkilemeyi başardığını, taraflar arasında akdedilen protokol gereği davalı şirketin, daireyi 20.09.2019 tarihinde müvekkili davacı tarafın yapmış olduğu son ödemeyle birlikte teslim etmesi gerektiğini, tarafların aralarında yapmış oldukları protokolde bu durum belirtildiğini, ancak müvekkilinin, borçlu şirket yetkilileri tarafından aranarak protokolde belirlenen sürelerden önce ödeme yapıldığı taktirde satış fiyatında indirim yapacaklarını ve daireyi son ödemeyle birlikte teslim edeceklerini beyan ettiklerini, müvekkili davacı bunun üzerine yapılan teklifi kabul ettiğini ve istenen ödemeleri şirket yetkilisinin istediği hesaplara yatırarak ifa ettiğini, fakat buna rağmen taşınmazın mülkiyeti müvekkiline verilmediğini, davacı müvekkili, sözleşme gereği yapmış olduğu ödemelerden bir tanesini şirket yetkililerinin talebi doğrultusunda davalı borçlu ….’ün hesabına yaptığını, diğer ödemeler ise davalı şirketin banka hesaplarına yatırıldığını, müvekkili davacı ilgili bağımsız bölümün tapusunun kendi adına tescilini davalı taraftan talep ettiğinde, davalı tarafın oyalayıcı tavırlar sergilediğini farkettiğini, daha sonra davacı müvekkilin yaptığı araştırma sonucu protokolün düzenlendiği tarihte dahi sözleşme konusu taşınmazın … Bank A.Ş adına olduğu anlaşıldığını böylelikle davalı şirketin kötü niyetli olduğunu ve davacı müvekkili dolandırmaya çalıştığını, bundan ötürüdür ki müvekkilinin söz konusu firma tarafından hileli işlemlerle mağdur durumda bırakıldığını, ne dairesini alabilmiş ne de ödediği meblağ kendisine iade edildiğini, bu nedenlerle İstanbul Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı takip dosyası alacak hak kayıpları ile alacağın tahsilinin hileli işlemler nedeniyle ödenmemesi sebebi ile İİK 177/1 ve devamı Md gereğince davalıların doğrudan iflaslarını, İstanbul Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün ….
Esas sayılı dosyası ile sabit olan alacak miktarının kapak hesabının yaptırılarak mevduata uygulanan en yüksek faiziyle birlikte hesabımıza yatırılması konusunda davalılara muhtıra gönderilmesini, yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin harç ve masraflar ile birlikte davalı üzerine tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE :
Dava,İİK’nın 177 nci maddesi uyarınca borçlu şirketin doğrudan iflası istemine ilişkindir.
İİK’nın 177 nci maddesi hüküm;
IV. DOĞRUDAN DOĞRUYA İFLAS HALLERİ
Evvelce takibe hacet kalmaksızın iflas:
A – Alacaklının talebi:
Madde 177 – Aşağıdaki hallerde alacaklı evvelce takibe hacet kalmaksızın iflasa tabi borçlunun iflasını isteyebilir.
1 – Borçlunun malum yerleşim yeri olmaz, taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle kaçar, alacaklıların haklarını ihlal elen hileli muamelelerde bulunur veya bunlara teşebbüs eder yahut haciz yoliyle yapılan takip sırasında mallarını saklarsa;
2 – Borçlu ödemelerini tatil eylemiş bulunursa;
3 – 308 inci maddedeki hal varsa;
4 – İlama müstenit alacak icra emriyle istenildiği halde ödenmemişse Türkiye’de bir yerleşim yeri veya mümessili bulunan borçlu dinlenmek için kısa bir müddette mahkemeye çağırılır.” şeklinde olup alacaklı yukarıda belirtilen hallerden birinni varlığı halinde evvelce takip yapmadan borçlunun iflasını mahkemeden talep edebilecektir.
Somut uyuşmazlıkta,davacı-alacaklı,davalıların İİK’nın 177 nci maddesi uyarınca iflasına karar verilmesini talep etmiş ise de,davacının alacaklı sıfatının bulunduğu icra dosyası ve mahkeme dosyasında davacı alacaklının davasından feragat ettiği ve bu kararın kesinleştiği,buna göre alacaklı sıfatının kalmadığı,madde metninde de açıkça belirtildiği gibi İİK’nın 177 nci maddesine göre iflas açma hak ve yetkisinin alacaklıya ait olduğu,alacaklı sıfatının dava sonuna kadar devam etmesi gerektiği,davacının alacaklı sıfatının artık kalmadığı anlaşıldığından davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
HÜKÜM/Yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacının açtığı iflas davasında alacaklı sıfatı kalmadığı anlaşıldığından, davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Tarafların birbirlerinden yargılama ve vekâlet ücreti talebinin olmadığı anlaşıldığından bu konuda karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
4-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨440,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısım ile iflas avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 164/2 nci madde hükmü uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile 10 gün içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalılar vekilinin yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 24/09/2020

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip …
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”