Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/164 E. 2021/546 K. 22.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/164 Esas
KARAR NO : 2021/546

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/02/2020
KARAR TARİHİ : 22/06/2021
K.YAZIM TARİHİ : 16/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili ile davalı şirket arasında ticari alım satım ilişkisi olduğunu, davalıya bu ilişki nedeniyle toplam 114.637,00 TL tutarında faturalar kesildiği, davalı tarafından sadece 16.600,00 TL tutarında ödeme yapıldığı, bakiye alacağın tahsili amacıyla davalı hakkında icra takibi başlatıldığı ancak davalının haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ettiği, bu nedenle davalının icra dosyasına yaptığı itirazın iptali ile %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesi ile taraflar arasındaki ticari ilişki nedeni ile toplam 120.000,00 TL üzerinden mutabakata varıldığı, söz konusu tutarın ödenmesi için davacıya 40.000,00 ve 80.000,00 TL olmak üzere iki adet çek verildiği, çek bedellerinin banka aracılığıyla ödendiği, bu nedenle açılan davanın reddi ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Davanın, İİK’nın 67. maddesine dayalı itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talepli EDA davası olduğu anlaşıldı.
Celp edilen Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı alacaklının 98.000,00 TL asıl alacak 2.974,12 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 100.974,12 TL alacak üzerinden cari hesap alacağı dayanak gösterilerek borçlu aleyhine 7 örnek ilamsız icra takibi yaptığı, ödeme emrinin borçluya 02.08.2018 tarihinde tebliğ edildiği borçlu tarafından vekili aracılığı ile 06.08.2018 tarihinde ve süresi içinde sunduğu itiraz dilekçesinde, borca, faiz oranına ve ferilerine itiraz etmiş olduğu görüldü.
Dosyada mübrez SMMM …. tarafından düzenlenen 07/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda; davacı ticari defter ve kayıtlarının incelenmesinde davalı tarafından borcun ödenmesi amacıyla verildiği iddia edilen 40.000 ve 80.000 TL tutarlı çeklerin alınan çekler hesabına çek girişinin yapılmadığı ve davacı defterlerine işlenmediği, davalı tarafından dosyaya sunulan tahsilat makbuzlarının kabul görmesi halinde davalının davacıya borçlu olmadığı; kabul görmemesi halinde ise davacının davalıdan 98.000,00 TL asıl alacak ve 2.974,12 TL temerrüt faizi olmak üzere toplam 100.974,12 TL alacaklı olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davalı vekili tarafından ödeme iddiasının ispatı bakımından dosyaya 15/02/2018 tarihli tahsilat makbuzları ile davacıya teslim edildiği iddia edilen ve davacı emrine düzenlenmiş 40.000,00 TL ve 80.000,00 TL tutarlı çeklerin ödenip ödenmediğinin tespiti için muhatap banka olan …bank’a müzekkere yazılmıştır. Müzekkere cevabında her iki çekin de süresi içerisinde çekleri bankaya ibraz eden ….’a ödendiği bildirilmiştir.
Davalı tanığı olarak dinlenilen …, beyanında dava konusu çekleri teslim alarak şirketi devrettiğini, çeklerin vadesi geldiğinde de çekleri tahsil ettiğini belirtmiştir.
Huzurda görülen dava, ilamsız icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosya ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; her ne kadar davacı vekili tarafından cari hesap ilişkisi dayanak gösterilmek suretiyle davalı hakkında icra takibi başlatılmış ise de davalı tarafından dosyaya sunulan sözleşme ve 15/02/2018 tarihli tahsilat makbuzu mahkememizce değerlendirilerek İstanbul Ticaret Sicil Kayıtlarına göre tahsilat makbuzunun düzenlendiği tarih itibariyle çekleri davacı şirket adına teslim alan …’ın şirketin yetkilisi olduğu, bankaya yazılan müzekkere cevaplarında söz konusu çek bedellerinin çekleri teslim alan ve yetkili hamil olduğu görülen …’a ödendiğinin anlaşılması, şirket devrinden önce davacı şirkete teslim edilen çeklerin şirket devri ile birlikte devreden şirket ortağı/yetkilisi tarafından alınarak tahsil edilmesinin davacı şirket ile … arasındaki iç ilişkiyi ilgilendirmesi ve banka kanalıyla çek bedellerinin ödenmesiyle davalının borcundan kurtulduğu anlaşılmakla davacının davası ile şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddi ile basiretli bir tacir gibi davranmayan davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarının gerçeğe aykırı düzenlenmesi ve dava konusu tutarın çekle ödenmiş olması nedenleriyle davalı şirketin kötü niyet tazminatı talebinin kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
2- Davacının icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3- Davalının kötü niyet tazminatı talebinin KABULÜ ile dava değerinin %20’si oranında 20.194,82 TL kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4- Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 1.219,52 TL nispi harçtan mahsubu ile fazla alınan 1.160,22 TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
5- Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7- Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
8- Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1 maddesi gereğince takdir olunan 13.542,54 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/06/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı