Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/16 E. 2021/110 K. 03.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/16
KARAR NO : 2021/110

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/01/2020
KARAR TARİHİ : 03/02/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili aleyhine 28/02/2019 tanzim, 22/06/2019 vade tarihli, 11.480 TL bedelli bonoya ilişkin Bakırköy …. İcra Dairesinin …. Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, bonoda yer alan imzanın müvekkiline ait olmadığını, bu hususta Bakırköy …. İcra Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, yapılacak olan kriminal inceleme ile söz konusu imzanın müvekkiline ait olmadığının ortaya çıkacağını, müvekkiline ait imza sirküleri dikkate alındığında dahi söz konusu bonoda yer alan imzanın müvekkiline ait olmadığının açıkça anlaşılacağını, öncelikle Bakırköy …. İcra Dairesinin …. Esas sayılı dosyasının durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilmesini, dava konusu senede ilişkin bedelin davalıya ödenmesini önler nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilmesini, müvekkilinin bono uyarınca borçlu olmadığının tespitine, takibin durdurulmasına, davalıya aleyhine takip konusu alacağın % 20 ‘sinden aşağı olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara duruşma zaptı usulüne uygun tebliğ edilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 6. maddesi: “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. ”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun “İspat yükü” başlığını taşıyan 190. maddesi:“(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. (2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”hükmünü içermektedir.
Yukarıda belirtilen maddenin birinci fıkrasında, ispat yükünün belirlenmesine ilişkin temel kural vurgulanmıştır. Buna göre, bir vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran taraf ispat yükünü taşıyacaktır.
İspat yükünün belirlenebilmesi için önce ilgili maddi hukuk kuralındaki koşul vakıaların doğru bir şekilde tespit edilmiş olması ve buna uygun somut vakıaların ortaya konulmuş olması gerekir. Her bir vakıa bakımından lehine hak çıkarma çerçevesinde ispat yükü kuralları belirlenir. Ancak kanunda özel olarak ispat yükünün belirlendiği hâllerde, genel kurala göre değil, kanunda belirtilen şekilde ispat yükü belirlenecektir.
Kambiyo senedindeki imzanın davacı borçluya ait olduğu yönündeki ispat yükü, senedi elinde bulundurup icra takibine girişen ve senette yer alan imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden davalı alacaklıya düşmektedir.
“…Dava, takibe konu bonodaki imzanın sahteliği iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Yargılama sırasında alınan Adli Tıp Kurumu raporunda, davacıya atfen atılı imzaların teşhise götürecek önemli materyal ve yazı unsuru içermeyen, karalama tarzında çizgilerden ibaret basit tersimli imzalar olması nediniyle davacının ile ürünü olup olmadığının tespit edilemediği belirtilmiş ve anılan rapor üzerine ispat külfetinin davacıda olduğu ve iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Kambiyo senedindeki imzaya itiraz halinde senetteki imzanın borçluya ati olduğunu ispat yükü, senedi elinde bulunduran alacaklıya aittir. Hal böyleyken mahkemece ispat yükünün tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir…” T.C. YARGITAY 19. Hukuk Dairesi, 2013/5144 Esas, 2013/9566 Karar.
“…Davacı, bonodaki imzanın sahde olduğu iddiasına dayalı olarak menfi tespit davası açmıştır. Mahkemece, dava konusu 2.884 USD bedelli ve 31/12/1999 vadeli senet üzerinde Ankara .. İcra Hukuk Mahkemesinde yaptırılan imza incelemesi yeterli görülerek davanın kabulüne karar verilmiştir. İcra Hukuk Mahkemeleri dar yetkili mahkemeler olup bu mahkemece verilen kararlar maddi hukuk anlamında kesin hüküm teşkil etmediklerinden genel mahkemelerde kesin delil olarak kabul edilemez. Kambiyo senedindeki imzanın borçluya ait olduğunu ispat yükü alacaklı davalıdadır. Mahkemece alacaklıya senet aslını ibraz için süre verilip imza incelemesi yaptırılması ve ayrıca İcra Hukuk Mahkemesi dosyasında yaptırılan bilirkişi incelemesi için senet aslı sunulmuş ise bu husus İcra Mahkemesinden sorulup senet aslının nerede olduğunun araştırılması gerekirken eksik inceleme ile ispat yükünde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamıştır…” T.C. YARGITAY 19. Hukuk Dairesi, 2016/4086 Esas, 2016/15449 Karar.
Dosya tüm deliler ile birlikte değerlendirildiğinde; Davacı takibe konu senetteki imzanın kendisine ait olmadığından bahisle iş bu davayı açmış olup, yukarıda bahsi geçen Yargıtay Kararları ile davacı vekilinin dosyaya sunmuş olduğu kararlardan da anlaşıldığı gibi kambiyo senedindeki imzaya itiraz halinde senetteki imzanın borçluya ait olduğunu ispat yükü senedi elinde bulunduran alacaklıya aittir. Bu kapsamda mahkememizce imza örnekleri toplanmış dosya bilirkişiye tevdii hususunda ara karar kurulmuş ise de ispat yükü üzerinde olan davalı taraf süresinde avansı yatırmadığı anlaşılmakla açılan davanın kabulüne karar verilerek asıl alacağın % 20’si oranında kötü niyet tazminatının tahsiline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN KABULÜNE,
1-Bakırköy ….İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasına konu; keşidecisi davacının olduğu 28.02.2019 vade, 22.06.2019 ödeme tarihli 11.480,00-TL bedelli senetten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Asıl alacağın % 20’si oranında kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gerekli 784,20 TL harçtan peşin alınan 196,05 TL peşin harcın mahsubu ile 588,15 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4- Davacı tarafından yatırılan 54,40- TL başvuru harcı, 196,05-TL peşin nispi harç, 7,80-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 258,25- TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 130,50 TL tebligat müzekkere giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılıp harcanmayan masrafın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 03/02/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”