Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/141 E. 2022/100 K. 01.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/141 Esas
KARAR NO : 2022/100

DAVA : Ticari Ünvanın Korunması
DAVA TARİHİ : 13/02/2020
KARAR TARİHİ : 01/02/2022
K.YAZIM TARİHİ :14/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Ünvanın Korunması davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin kurulduğu tarihten itibaren (tekstil) alanında haklı bir itibar ve tanınmışlığa sahip olduğunu, ancak özellikle son dönemlerde ticari ilişkilerinde gerek müşterilerinin, gerek tedarikçilerinin, gerek çalışan adaylarının, kısacası müvekkil şirkete ulaşmaya çalışan 3.kişi tüm gerçek ve tüzel kişilerin diğer muhatap şirketler ile keşideci şirketi karıştırdığını, kargo veya posta gönderilerinin şirket arasında hatalı gönderimlere yol açtığı gibi somut olaylar ve şikayetler üzerine davalı unvanının müvekkil şirket unvanı ile iltibas oluşturduğunu, haksız kullanım şeklinde davalı tarafça kullanıldığının öğrenildiğini, bu malumat sonrasında yapılan araştırmada davalı şirketin ticaret unvanının müvekkil şirketin kuruluşundan 12 yıl gibi uzun bir süreden sonra 30.04.2015 tarihinde sicile tescil ederek kullanmaya başladıklarını, özellikle internet ortamında kullanılan web sayfalarında alan adlarının ayırt edilmeyecek şekilde benzerlik oluşturduğunun öğrenildiğini, davacı şirketin hali hazırda tekstil piyasasında haklı bir yer edinmiş ve tanınmış bir unvana sahip olmasına rağmen davalı şirket hukuka aykırı olarak tescil ettirdiğini ve davacı şirketin ticaret unvanı ile çok benzer ve iltibasa yol açacak unvanı kullanarak haksız kazanç elde ettiğini, Türk Ticaret Kanunu 52.maddeye ve yine Türk Ticaret Kanununda yer alan haksız rekabet hükümlerine aykırı davrandığını, ticaret unvanının ilgili yasalarca ilk tescil ettiren lehine yasal olarak korunmakta olup müvekkil şirketin tekstil alanında ve içinde “…” ibaresinin yer aldığı ticaret unvanını ilk tescil eden, itibar ve tanınmışlık kazandıran şirket olduğunu, davalı tarafından hakkaniyete ve hukuka aykırı bir şekilde Türk Ticaret Kanunu hükümlerini ihlal ettiğini, davalıya Beyoğlu …. Noterliği’nin 06.01.2020 tarihli …. numaralı ihtarnamesi keşide edilmişse de davalı tarafça ihtarnameye cevap verilmediğini, Neticeten davalının davacıya ait ticaret unvanı ile iltibas oluşturacak şekilde haksız tescil ve kullanımının tespitine, davalının davacıya ait ticaret unvanını haksız kullanımına ve tecavüzüne son verilmesine, davalı ticaret unvanının ve unvanında yer alan “…” ibaresinin davalı ticaret unvanından ve ticaret sicilinden terkinine karar verilmesini talep etmistir.
CEVAP:
Yapılan usulüne uygun tebligata rağmen davalı tarafından cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Dosyaya sunulan 17/12/2021 tarihli bilirkişiler … ve …. tarafından düzenlenen raporda; somut olayda karşılaştırılan ticaret unvanlarının, ek (kılavuz) unsurlarının “….” biçiminde aynı; davacı taraf unvanının çekirdek unsurunun “…”, davalı taraf unvanının çekirdek unsurunun ise “…” olduğunun tespit edildiği; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarına göre iki şirketin de faaliyet konuları arasında tekstil ürünleri ve bu ürünlerle ilgili hizmetlerin yer aldığı; Tebliğ 5/3 hükmü çerçevesinde, somut olaydaki çekirdek unsurların ilk ibarelerinin lafzen farklı olduğu; fakat, davalı taraf unvanındaki (ekten sonraki ilk sözcük olan “….” da dahil olmak üzere) ibarelerin işletme konusunu farklılaştırmaya yeterli olmadığı; başka bir deyişle TTK.m.52. bağlamında “ticari dürüstlüğe aykırılığı” ortadan kaldırabilecek nitelikte olmadığı kanaatine ulaşıldığı; tarafların unvanlarındaki “….” ile “….” ibarelerinin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği; zira ne “….” ne “…” ibaresi tek başına bir işletme konusuna işaret etmediği; işletme konusu olarak “…” ibaresinin “… .” faaliyetini zaten kapsadığının öngörüldüğü, nitekim, İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü kayıtlarından da tarafların çalışma konularının ortak olduğunun anlaşıldığı; bunun yanında, “…” ve “….” ibareleri de birbirini çağrıştırdığı; nitekim davacı tarafın çalışma konularında ithalat ihracat kaydının da bulunduğu; bu itibarla, tarafların faaliyet alanlarının tekstil ürünleri ve bu ürünlere yönelik hizmetler bakımından da ortak olduğu ve vurgulayıcı (ek) unsurları olan …’lerin de aynı olduğu nazara alınarak davalının ticaret unvanının ticari dürüstlüğe aykırı bir biçimde oluşturulduğu ve karıştırılmaya yol açtığı kanaatine ulaşıldığı belirtilmiştir.
Huzurda görülen dava, TTK’nın 52. maddesi uyarınca ticaret unvanına vaki tecavüzün önlenmesi istemine ilişkindir.
Ticaret unvanlarına dair hükümler Türk Ticaret Kanunu’nun 39-52. maddelerinde, Ticaret Sicili Yönetmeliği’nin 42- 45. maddelerinde ve Ticaret Unvanları Hakkında Tebliğ’de yer almaktadır.
Ticaret ünvanı, tacirin ticari işletmesine ilişkin iş ve işlemlerinde kullandığı isimdir. Bu tanımdan hareketle ticaret ünvanının işlevinin, taciri tanıtma ve onu diğer tacirlerden ayırt etme olduğu söylenebilir. Ticaret unvanı, ana unsur ve ek unsur olmak üzere iki unsurdan meydana gelir. Ana unsur, ticaret unvanının zorunlu unsurudur; ek unsur ise kural olarak zorunlu değildir. Anonim ve limited şirketlerde ana unsur, işletme konuları ile birlikte şirketin türünü gösteren “limited şirket”, “anonim şirket” ibarelerinden oluşur. Ek ise, ticaret unvanının ikincil (yan) unsurudur. Zorunlu olmayıp isteğe bağlıdır. TTK’nın 46/1. maddesi uyarınca, kullanılan eklerin yanıltıcı olmaması gerekir. Ticaret unvanları, ekleriyle birlikte bir bütün olarak korumaya tabidir.
TTK’nın 52. maddesi uyarınca, hak sahibi, ticaret unvanının bir başkası tarafından ticari dürüstlüğe aykırı olarak kullanılması halinde koruma talebinde bulunabilirler. Söz konusu maddeye göre;
“Ticaret unvanının, ticari dürüstlüğe aykırı biçimde bir başkası tarafından kullanılması hâlinde hak sahibi, bunun tespitini, yasaklanmasını; haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini, tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, gereğinde araçların ve ilgili malların imhasını ve zarar varsa, kusurun ağırlığına göre maddi ve manevi tazminat isteyebilir.”

Dosya ve tüm deliller bir arada değerlendirildiğinde; mahkememizce dava konusu uyuşmazlığın çözümü için tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup davalı tarafından verilen süreye rağmen ticari defter ve belgelerini mahkemeye sunmaması üzerinde sadece davacının ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Mahkememize sunulan 17/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda tarafların ticaret sicil kayıtları üzerinde ayrıntılı incelemeler yapılmış olup; rapor ile tarafların ünvanlarında ek (kılavuz) unsurlarının “…” biçiminde aynı; davacı taraf unvanının çekirdek unsurunun “….”, davalı taraf unvanının çekirdek unsurunun ise “…. ” olduğunun tespit edildiği; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarına göre iki şirketin de faaliyet konuları arasında tekstil ürünleri ve bu ürünlerle ilgili hizmetlerin yer aldığı; somut olaydaki çekirdek unsurların ilk ibarelerinin lafzen farklı olmasının işletme konusunu farklılaştırmaya yeterli olmadığı; başka bir deyişle TTK.m.52 bağlamında “ticari dürüstlüğe aykırılığı” ortadan kaldırabilecek nitelikte olmadığı kanaatine ulaşıldığı; bunun yanında, “…” ve “….” ibareleri de birbirini çağrıştırdığı; nitekim davacı tarafın çalışma konularında ithalat ihracat kaydının da bulunduğu; bu itibarla, tarafların faaliyet alanlarının tekstil ürünleri ve bu ürünlere yönelik hizmetler bakımından da ortak olduğu ve vurgulayıcı (ek) unsurları olan ….’lerin de aynı olduğu nazara alınarak davalının ticaret unvanının ticari dürüstlüğe aykırı bir biçimde oluşturulduğu ve karıştırılmaya yol açtığı kanaatine ulaşıldığı belirtilmiştir. Söz konusu raporun tekniğine uygun ve denetime elverişli olarak düzenlendiğinin kabulü ile hükme esas alınarak bu bağlamda tarafların faaliyet alanlarının tekstil ürünleri ve bu ürünlere yönelik hizmetler bakımından ortak olduğu ve vurgulayıcı (ek) unsurları olan ….’lerin de aynı olduğu nazara alınarak davalının ticaret unvanının ticari dürüstlüğe aykırı bir biçimde oluşturulduğu ve karıştırılmaya yol açtığı, davalı tarafın ticaret unvanından “…” ibaresinin terkini için gerekli şartlarının oluştuğunun kabulü ile huzurda açılan davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN KABULÜ ile İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’nun …. sicil nosunda kayıtlı davalı …’nin, İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’nun …. sicil nosunda kayıtlı davacı …’nin ticaret sicilindeki “….” ibaresini kullanmak suretiyle iltibas oluşturduğu ve bunun haksız rekabet teşkil ettiğinin TESPİTİ ile haksız rekabetin ÖNLENMESİNE,
2-Davalı şirketin sicildeki unvanında geçen “…” ibaresinin davalı tarafından kullanımının men’ine ve sicildeki bu unvanın davalı sicilinden TERKİNİNE,
3-Hüküm özetinin masrafı davalıya ait olmak kaydıyla tirajı 50.000’in üzerindeki ulusal bir gazetede ilanına,
4-Hüküm özetinin İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’na gönderilmesine,
5-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 54,40 TL nispi harçtan mahsubu ile bakiye 26,30 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafından sarf olunan (800,00 TL bilirkişi ücreti + 184,50 TL posta/tebligat/müzekkereden ibaret) 984,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine;
7-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı ve 54,40 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
9-Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
01/02/2022

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı