Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/14 E. 2021/12 K. 07.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/14
KARAR NO : 2021/12

DAVA TARİHİ : 09/08/2019
KARAR TARİHİ : 07/01/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan İflas (Kambiyo Senetlerine Mahsus Takipten Doğan İtirazın Kaldırılması Ve İflas (İİK 174)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu 09/08/2019 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde;
Müvekkili ile davalı arasındaki mevcut ticari ilişki neticesinde, müvekkilinin alacağına karşılık 04.07.2018 keşide tarihli ¨ 182.539,31 bedelli 1151 seri numaralı çekin müvekkili şirket emrine düzenlendiğini, çekin vadesinden karşılıksız olduğunu, davalı aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğünün ….Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus genel haciz yolu ile takip başlatıldığını, takipten sonra 10.09.2018 tarihinde davalı tarafından 3.000,00 EURO ( ¨22.464,60 ) haricen şirket hesaplanna ödeme yapıldığını, takibin kesinleşmesi ile icra takip işlemlerine devam edildiğini, borçlu şirket adına malvarlığı olmadığından, fiili haciz işlemlerinin tatbik edilmeye başlandığını, fiili haciz işlemleri neticesinde alacağın tahsil edilememesi nedeniyle takibin kamibyo senetlerine mahsus iflas yolu ile takibe çevrildiğini, davalının iflas yolu ile takibe süresinde itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, müvekkilinin davalıya sattığı malların, davalı tarafından ihraç kaydıyla teslim alındığını ve ihraç ettiğini, buna ilişkin imzalı belgeleri sunduğunu, müvekkilinin alacağına karşılık 04.07.2018 vadeli ¨ 182.539,31 bedelli çekin verildiğini, çekin karşılıksız olduğunu, davalının çekin teminat olarak verildiği iddialarının gerçeği yansıtmadığını, izah edilen nedenlerle, davalının itirazını iptaline, depo kararı verilmesine, depo kararma rağmen borcun ödememesi halinde davalı şirketin iflasına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA;
Davalı vekilinin 03.07.2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davacı arasındaki ticari ilişkide farklı zamanlarda ve miktarlarda ödeme yapıldığını, davalının başlattığı icra takibinin haksız olduğunu, takip konusu alacak miktarının büyük bir kısmının ödendiğini ve ödenmeye devam ettiğini, çek bedelinin büyük bir kısmı ödenmesine rağmen düşümü yapılmadan tahsil edilmek istendiğini, müvekkilinin bahsedilen miktarda borcu olmadığını, icra müdürlüğüne yapılan ödemelerin dekontları sunulduğu halde çek bedeli üzerinden itirazın kaldırılmasının talep edildiğini, dava konusu icra takibinde çek komisyon tutarının fazla olduğunu, %3’den fazla talep edilemeyeceğini, izah edilen nedenlerle, davanın reddini, müvekkilinin yaptığı ödemelerin mahsup edilmeyerek çek bedeli üzerinden alacak talep edilmesi sebebi ile %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; İİK.nun 156 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılmış itirazın kaldırılması suretiyle takip borçlusu davalı şirketin iflâsı istemine ilişkindir.
İstanbul … İcra Müdürlüğünün ….Esas sayılı iflas yoluyla takip dosyasının incelenmesinde;
Davacı … tarafından, 07.09.2018 tarihinde İstanbul … İcra Müd.’nün ….E. Sayılı dosyası ile davalı … aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatılmış, 04.07.2018 vadeli çekten kaynaklı, 180.939,31 TL çek bedeli + 6.272,56 TL işlemiş faiz + 547,62 TL çek komisyonu + 18.253,93 TL çek tazminatı olmak üzere toplam 206.013,42 TL’nin yıllık %19,50 oranında faizi ile tahsili, TBK 100 mad. gereği kısmi ödemelerin öncelikle faiz ve ferilerine mahsubu talep edilmiştir.
Davacı 17,04.2019 tarihinde icra dairesine verdiği dilekçe ile takip yolunun değiştirilmesini talep etmiş, 18.04.2019 tarihinde takip kambiyo senetlerine özgü iflas yolu ile takibe çevrilmiş, 180.939,31 TL çek bedeli + 27.834,50 TL işlemiş faiz + 542,81 TL çek komisyonu + 18.093,93 TL çek tazminatı olmak üzere toplam 227.410,55 TL’nin yıllık avans faizi ile tahsili talep edilmiştir
Davalı, ödeme emrini 25.04.2019 tarihinde tebliğ almış, davalı vekilinin 29.04.2019 tarihinde takip konusu borca ve tüm ferilerine itirazı neticesinde takip durmuştur.
Huzurdaki dava ilk önce İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesi …. E. sayılı dosya ile ikame edilmiş, yargılama sürecinde 21.08.2019 tarih … nolu karar ile “…davanın kesin-yetki dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine, talep olması halinde dosyanın yetkili Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine… ” karar verilmiştir.
¨18.000,00 iflâs avansı olarak davacı tarafça yatırılmıştır.
Davalının ticaret sicil kaydı celp edilmiş incelenmesinde;firmaların sicil kaydının faal olarak devam ettiği, firma adresleri itibariyle davaya bakmanın mahkememiz yetki alanında kaldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi …. tarafından düzenlenen 31/08/2020 havale tarihli bilirkişi raporunda; Yanlar tarafından ibraz edilen ticari defterlerin usulüne uygun bir şekilde açılış kapanış tasdiklerinin yaptırıldığını, ticari defterlerinin birbirini teyit eder şekilde tutulduğunu, ticari defterlerinin yanların lehine delil niteliğinin sayın mahkemenizin takdirlerinde olduğunu, yanlar arasında davacı tarafından davalıya seramik satışı yapılması şeklinde ticari ilişki kurulduğunu, Ticari ilişki sürecinde davacı tarafından davalıya toplam 13 edet ¨899.674,02’lik (198.979,92 EURO) faturalar düzenlendiğini, fatura bedellerinin tamamının nakden ve çeklerle ödenmiş olduğunu, ancak borcun ifası uğruna verilen çeklerden; …banka … Şubesi … nolu 04.07.2018 vadeli ¨ 182.539,31 bedelli, keşidecisi davalı …., Lehdarı davacı … Seramik… olan çekin ödenmediğini ve huzurdaki dava konusu iflas yolu ile takibin başlatıldığını, davacı ticari defterlerinde, takip tarihinden önce işbu çeke istinaden davalıdan ¨52.394.00 tahsilat yapıldığının tespit edildiğini, ayrıca çek yükümlülük bedeli olan ¨ 1.600,00 tahsil edilmiş olduğundan, icra takip tarihinde davacının davalıdan ¨ 128.545,31 alacaklı olduğu, takip tarihinden sonra davalının ¨22.335,00 daha ödeme yapması neticesinde, dava tarihinde davacının davalıdan ¨106.210,31 alacaklı olduğunu, davalı ticari defterlerinde, davacıdan sadece 2 ad. fatura girişi yapıldığını ve ticari defter kayıtlarına göre davalının davacıya ¨ 191.926,36 borçlu gözüktüğünü, davalının davacının düzenlediği diğer 11 ad. faturayı kayıtlarına almadığı gibi kendi yaptığı ödemeleri ve verdiği çekleri de kayıtlarına almamış olduğu, dolayısıyla davalı ticari defterlerinde itibar etmenin mümkün olmadığını bildirmiştir.
Bilirkişi … tarafından düzenlenen 17/11/2020 havale tarihli bilirkişi ek raporunda
Davacı şirketin, asıl alacak , takip tarihinden bir sonraki celse tarihi olan 07.01.2021 tarihine kadar hesaplanan faiz çek komisyonu, çek tazminatı, vekalet ücreti , tahsil harcı ve icra masrafları olmak üzere, 07.01.2021 tarihi itibariyle depo emrine esas alacak tutarının ¨186.815,56 olarak hesaplandığını, 07.01.2021 tarihinde depo kararı verilmemesi halinde, bu tarihten sonra asıl alacağa işleyecek günlük faiz tutarının ¨ 29.09 olacağını bildirmiştir.
Bilirkişi raporu doğrultusunda davalıya İİK’nun 173/3 maddesi yollamasıyla aynı kanunun 158. Maddesi uyarınca ; ¨100.000,00 asıl alacak, ¨17.063,00 işlemiş faiz , ¨8.950,68 takip tarihinden depo emrine esas tarihe kadar olan faiz, ¨4.550,00 tahsil harcı, ¨13.450,00 vekalet ücreti ile ¨50,80 icra masrafları olmak üzere toplam ¨144.064,48 depo kararına esas miktar belirlenmiş, depo emri davalı şirkete 06/11/2020 tarihinde tebliğ edilmiş, tebliğ tarihinden itibaren yasada öngörülen 7 günlük süre içerisinde ve yargılama bitene kadar depo kararında belirtilen alacak mahkeme veznesine depo edilmemiş ve davacıya da ödenmemiştir.
Davacı vekili,İstanbul … İcra Müdürlüğünün ….esas sayılı takip dosyası üzerinden faturaya dayalı cari hesap alacağının tahsili amacıyla ilamsız icra takibine girişmiş,daha sonrada İİK’nın 43 ncü maddesi uyarınca takip yolunu değiştirerek iflas yoluyla takip talebinde bulunmuş,davalının itirazı üzerine,davacı vekili tarafından itirazın kaldırılarak davalı şirketin iflasına karar verilmesi amacıyla huzurdaki davayı açmıştır.
Somut uyuşmazlıkta öncelikle davalının itirazının kaldırılmasının gerekip gerekmediğinin tartışılması gerekmektedir.
Davacı tarafından davalı aleyhine …banka … Şubesi … nolu 04.07.2018 vadeli 182.539,31 TL bedelli, keşidecisi davalı …, Lehdarı davacı …. Seramik…olan çekin karşılıksız çıkması nedeniyle Kambiyo senetlerine özgü iflas yolu ile takip başlatılmıştır;
Davacı tarafından başlatılan icra takibinde ana para olarak ¨182.539,31 değil ¨180.939.31 talep edilmiştir, dolayısıyla davacının ¨1.600,00 çek yükümlülük bedelini tahsil ederek alacağından mahsup ettiği anlaşılmaktadır.
Bilirkişi incelemesine göre, 2017 ve 2018 yılı olmak üzere davacı tarafından davalıya toplam 13 ad. ¨899.674,02’lik (198.979,92 EURO) fatura kesildiği tespit edilmiştir.Bu fatura bedellerinin tamamı davalı tarafından nakden ve çeklerle ödenmiş, ancak borçların ifası uğruna verilen ve cari hesap borcunu kapatan 04.07.2018 vadeli ¨182.539,31 bedelli çek karşılıksız çıkmış, vadesinde ödenmemiştir.
Çekin karşılıksız çıkmasından sonra davalı tarafından takip tarihinden önce ¨52.394,00 (6.800,00 EURO) ve takip tarihinden sonra dava tarihinden önce ¨22.335,00 (3.000,00 EURO) daha ödenmiştir. Dolayısıyla takip tarihinde davacı davalıdan ¨131.588,66 alacaklı gözükmekte, dava tarihinde de ¨109.253,66 alacaklı gözüktüğü bilirkişi raporundan anlaşılmaktadır.
Davalı ticari defterlerinde ise, sadece davacının davalıya düzenlediği toplam 2 ad. ¨191.929.36 bedelli faturalar kayıtlıdır ve bu faturalardan dolayı davalı davacıya ¨191.929,36 borçlu gözükmektedir. Davalı ticari defterlerinde diğer 11 ad. faturanın hiçbiri kayıtlı değildir. Yine davalının kendi defterlerinde, davacıya ödediği sabit olan hiçbir bedel kayıtlı değildir.
Davacının davalıya kestiği faturalar “3065 sayılı kanun 11/c mad. gereği ihraç kayıtlı” kesilen faturalardır. Bir diğer ifade ile davalı davacıdan aldığı mallan, ihraç etmek üzere almıştır. Gerçekten davacı tarafından davalının bu ihracatlan gerçekleştirdiğine ilişkin ihracat faturalan ve Gümrük Beyannameleri ibraz edilmiştir.
Davalı tarafından icra takibine yapılan itirazlarda, davacıya karşılıksız çeke istinaden yapıldığı iddia edilen ödeme/banka dekontları ibraz edilmiştir. İbraz edilen ödeme dekontlannın tamamı davacı kayıtlarında bulunmaktadır. İbraz edilen 5 ödeme dekontundan 3 tanesi zaten karşılıksız çıkan çekin vadesinden öncedir ve cari hesaba ilişkin yapılan ödemelerdir. Diğer 2 ödeme ise yukarıda da bahsedildiği üzere, dekont içeriğinde karşılıksız çeke istinaden yapıldığı yazılan 6.800,00 EURO ve 3.000,00 EURO’luk ödemelerdir ve davacı bu ödemeleri karşılıksız çek borcundan mahsup etmiştir.

Netice olarak; davalının davacıya borçlarının ifası uğruna verdiği 04.07.2018 vadeli ¨182.539.31’lik çek vadesinde ödenmemiş, takip tarihinden önce davalı çeke istinaden davalının davacıya borçlarının ifası uğruna verdiği 04.07.2018 vadeli ¨182.539.31’lik çek vadesinde ödenmemiş, takip tarihinden önce davalı çeke istinaden ¨52.394.0(6.800,00 EURO) ödeme yapmış, davacı başlatılan icra takibinde çek yükümlülük bedelini mahsup ettiğinden, davacı ticari defterlerinde gözükmese de 1.600,00 TL’nin mahsubu neticesinde, icra takip tarihinde davacının çekten dolayı davalıdan ¨128.545,31 TL alacağı kalmış, takip tarihinden sonra davalının ¨22.335,00 (3.000,00 EURO) ödeme yapması neticesinde dava tarihinde davacının davalıdan ¨106.210,31 TL alacaklı olduğu ,davacının ihraç kaydıyla kestiği faturalara konu malları davalıya teslim ettiği,davalının bakiye borcunu ödemediği anlaşıldığından icra takibine yaptığı itirazın haksız olduğu anlaşıldığından borçlunun icra takibine yaptığı itirazın kaldırılmasına ara karar ile karar verilmiştir.
Davalı şirket tarafından yapılan itirazın kaldırılmasına karar verildikten sonra İİK.nun 166/2 maddesi uyarınca Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ve tirajı 50.000’in üzerinde ve yurt düzeyinde dağıtım yapılan gazetelerden birinde iflâs talebi ilan edilmiş, gazete nüshaları dosyaya ibraz edilmiştir.
İflâsa tâbi bir borçluya karşı İİK m. 155 vd. maddelerine göre iflâs yollarından herhangi biri ile (genel iflâs yolu, kambiyo senetlerine ait iflâs yolu veya doğrudan doğruya iflâs yolu) takip yapılması mümkündür.Alacaklılar, borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer icra dairesine başvurur (İİK m. 154) ve iflâs isteğini havi takip talebini doldurur. Böylece borçluya iflâs ödeme emri gönderilir (İİK m. 155; 171).
Borçlu, kendisine gönderilen iflâs ödeme emrine (yedi veya beş günlük) süresi içinde itiraz edebilir veya sessiz kalır (İİK m. 155; 171). Borçlunun süresinde itiraz etmeyerek borcunu ödememesi durumunda alacaklı, ödeme emrinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde, borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iflâs davası açar ve borçlunun ödeme emrine itiraz etmediğini bildirerek, sadece iflâsına karar verilmesini ister (İİK m. 154, 3). Borçlu iflâs ödeme emrine süresinde itiraz etmişse takip durur ve alacaklı, ticaret mahkemesinde açacağı iflâs davasında, borçlunun itirazının kaldırılması ile iflâsına karar verilmesini ister (İİK m. 156, 3).
Borçlunun ödeme emrine itiraz etmesi üzerine açılan iflâs davasında asliye ticaret mahkemesi, alacaklının, borçlunun itirazının kaldırılması ve iflâsına karar verilmesi hakkındaki talebini inceler. Ticaret mahkemesi, bu inceleme sırasında borçlunun önceden bildirdiği itirazlarıyla bağlı değildir.Mahkeme, İİK m. 68’de sayılmış olan belgelerle sınırlı olmadan, genel hükümlere göre inceleme yapar. Borçlunun itirazı haklı ise iflâs istemi reddedilir; itirazı haksız ise bir ara kararıyla kaldırılır. Ticaret mahkemesinin, borçlunun itirazının kesin kaldırılması kararıyla alacaklının iflâs takibi kesinleşir ve ilân edilir (İİK m. 158, 1). Alacaklının iflâs talebinin ilânından itibaren onbeş gün içinde, borçlunun diğer alacaklıları iflâs davasına müdahale ve itiraz edebilirler.
Alacağın varlığını, muaccel olduğunu ve ifa edilmediğini öne süren alacaklı, iflâs davasında ispat yükü altındadır (TMK m. 6; HMK m. 190).İddialarını ispatlayan alacaklıya karşı borçlu da, ödeme emrindeki itirazlarıyla bağlı olmadan, kendi iddialarını ispatlamalıdır. Herhangi bir alacak davasından farkı olmayan bu aşamadan sonra mahkeme, alacağın varlığına kanaat getirirse, borçlunun itirazı kaldırılır ve depo kararı verilmesi aşamasına gelinir (İİK m. 158, 2).
Asliye ticaret mahkemesi depo kararı ile, borçlunun yedi gün içinde asıl alacak, icra masrafları ve temerrüt tarihinden depo kararının verildiği tarihe kadar işlemiş faiz toplamından müteşekkil borcunu alacaklıya ifa veya mahkeme veznesine depo etmesini ister (İİK m. 158, 2).
Depo kararı borçluya veya varsa borçlunun vekiline tefhim edilir. Borçlu hazır değilse kendisine, vekil ile temsil ediyorsa vekiline depo kararının tebliği gerekir (Tebl.K. m. 11). Depo kararı bildiriminde, 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine uyulması zorunludur (İİK m. 158, 2).
İflas yoluyla takibe itirazın kaldırılması gerektiğinin anlaşılması üzerine, borçluya takip konusu borcu ödemesi için İİK’nın 158. maddesine uygun olarak bir depo kararı çıkarılır. Mahkemece, depo emrinin verildiği güne kadar asıl alacak, faiz ve icra masrafları hesaplattırılıp, borçluya İİK’nın 158. maddesine uygun olarak, depo kararında takip konusu borç ve fer’ilerinin depo kararı tarihi itibariyle ulaştığı miktar açıkça gösterilmeli ve 7 gün içinde depo edilmemesi halinde iflasa karar verileceği meşruhatı yer almalıdır.
Depo kararı ile borçluya borcunu ödeyerek iflâs etmekten kurtulabilmesi için son bir imkân tanınmaktadır. Ticaret mahkemesi, depo kararını verirken, borçlunun borçlu olduğuna kesin kanaat getirmiş ve borçlunun itirazının kesin olarak kaldırılmasına karar vermiş, bununla borçlunun iflâsına karar vermek gerektiği sonucuna varmıştır. Ancak mahkeme, depo kararı ile, iflâs kararını yedi gün daha ertelemektedir. Bu yedi gün içinde borç (faiz ve icra giderleri ile birlikte) depo edilmez veya ödenmezse, mahkeme borçlunun iflâsına karar vermek zorunda olup bu çerçevede yaptırılan kapak hesabına göre davalı vekiline depo kararı tebliğ edilmiş ancak davalı şirket tarafından depo kararına esas tutar alacaklıya ödenmediği gibi Mahkeme veznesine de depo edilmemiştir.
Tüm bu açıklamalar ışığında, yapılan yargılama, toplanan ve sunulan deliller, icra dosyası, bilirkişi raporu, ticaret sicil kayıtları ve tüm dosya içeriğine göre davalının itirazının kaldırılması, kesinleşen takibe ve usulüne uygun düzenlenip tebliğ edilen depo kararına rağmen davalı şirket tarafından depo emrinde belirlenen borç ödenmediğinden davalı şirketin iflâsına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davanın KABULÜNE,
2- İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde … sicil numarası ile kayıtlı ve muamele merkezi “…. Mahallesi,… Caddesi,No:… …/… ” olan …. SERAMİK TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’nin 07/01/2021 günü saat: 10:28 itibariyle İFLASINA,
3- İflas ile ilgili olarak Bakırköy Nöbetçi İflas Müdürlüğüne müzekkere YAZILMASINA,
4- İflas ile ilgili olarak İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne BİLDİRİMDE BULUNULMASINA,
5- İflasın, iflas müdürlüğü tarafından İİK’nun 166.maddesinde yazılı usullere göre İLANINA,
6- İflas avansının Bakırköy İcra ve İflas Müdürlüğü’ne AKTARILMASINA,
7-Alınması gerekli ¨59,30 karar ve ilam harcından peşin alınan ¨44,40 harcın mahsubu ile bakiye ¨15,10 harcın davalıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA,
8-Davacı tarafından ödenen ¨44,40 Başvurma Harcı ile ¨44,40 Peşin Harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
9-Davacı tarafından yapılan 17 tebligat+posta masrafı olan ¨147,40, bir ilan masrafı ¨831,90 ,bir bilirkişi inceleme ücreti ¨2.000,00 ile ¨18.000,00 iflas avansı olmak üzere toplam ¨20.979,30 yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
10-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen ¨4.080,00 ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
11-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafından peşin olarak yatırılan ¨222,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 164/2 nci madde hükmü uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile 10 gün içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı,davalı vekilinin yokluğunda oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.07/01/2021

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip ….
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.